BM ve Arap coğrafyası, tehcir açıklamalarından kaygılı

İsrail, Gazze’nin derinliklerine ulaşırken Blinken dördüncü kez bölgeyi ziyaret ediyor.

Filistinliler, Gazze’nin El-Mevasi bölgesindeki geçici çadır kampta zorlu şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor. (AP)
Filistinliler, Gazze’nin El-Mevasi bölgesindeki geçici çadır kampta zorlu şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor. (AP)
TT

BM ve Arap coğrafyası, tehcir açıklamalarından kaygılı

Filistinliler, Gazze’nin El-Mevasi bölgesindeki geçici çadır kampta zorlu şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor. (AP)
Filistinliler, Gazze’nin El-Mevasi bölgesindeki geçici çadır kampta zorlu şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor. (AP)

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk dün, üst düzey İsrailli yetkililerin Gazze Şeridi’ndeki sivillerin ‘üçüncü ülkelere’ nakledilmesi planlarına ilişkin açıklamaları sonrasında ‘derin endişesini’ dile getirerek ‘uluslararası hukukun, işgal altındaki topraklarda koruma altındaki kişilerin zorla nakledilmesini veya sınır dışı edilmesini yasakladığını’ hatırlattı.

İsrail ve ABD’de faaliyet gösteren ‘İsrail Zaferi Projesi Parlamento Lobisi’, tehcirin İsrail ve Filistinliler için en iyi insani çözüm olduğuna karşı çıktı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ‘Filistinlilerin gönüllü nakli projesinin ciddi şekilde değerlendirilmesi’ talebiyle ABD yönetimine ve İsrail hükümetine başvurma kararı alındı.

Lobi açıklamasında ‘Hamas’ın 7 Ekim saldırısının defalarca kez tekrarlanmasının bir reçetesi’ olacağı gerekçesiyle ABD’nin Gazze’yi yönetmesi için Filistin Otoritesi’ni geri getirme veya iki devletli çözüm planı konusunda uyardı.

Bu tutum, Siyasi ve Güvenlik İşlerinden Sorumlu Mini Bakanlar Konseyi’nin (Kabine) ‘Gazze’deki savaşın ertesi günü’ meselesini görüşmek üzere toplanmasının öncesinde ortaya çıktı. Lobi, Gazze halkını sınır dışı etmeyi hedefleyen resmi projenin mimarı olan ve UNRWA’nın kaynaklarının, mültecilerin yurt dışında yeni bir hayat kurmalarına yardımcı olmak için gönüllü göç projesini finanse etmek üzere aktarılmasını talep eden İstihbarat Bakanı Gila Gamliel tarafından hazırlanan planı desteklediğini duyurdu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in de aralarında bulunduğu hükümet bakanları tarafından başlatılan bu tehcir çağrılarını ‘gerçekçi olmayan hayaller’ olarak nitelendirdi.

Suudi Arabistan, Katar ve Kuveyt, İsrail Ulusal Güvenlik ve Maliye bakanları dün, Gazze sakinlerinin yerinden edilmesi, Gazze Şeridi’nin yeniden işgal edilmesi ve burada yerleşim birimleri inşa edilmesiyle ilgili açıklamalarını ‘en güçlü ifadelerle’ kınadı.

Sahada ise Gazze Şeridi’nin merkezinde Bureyc ve El-Megazi kamplarının derinlerine ve En-Nuseyrat’ın eteklerine ulaşan İsrail tankları, kampları tamamen birbirinden ayırdı. Söz konusu kamplara eş zamanlı olarak yoğun top atışları yapıldı. Yüzlerce kişi ölürken yüzlercesi de yaralandı.

Filistin Kızılayı’na göre, Megazi kampı, buraya giden ana yolların tahrip edilmesi sonucunda Gazze Şeridi’nin geri kalanından ayrıldı. Aynı zamanda İsrail tankları Bureyc Kampı’nı Nuseyrat Kampı’ndan ayırdı ve yolları füzelerle bombalayarak tahrip etti. Söz konusu kampların gıda, ilaç ve su kaynakları da kesildi.

Şiddet sürerken ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail’in Gazze’deki savaşını görüşmek üzere, çatışmaların başlangıcından bu yana dördüncü kez bölgeye dönüyor. Bir hafta sürecek ziyaret İsrail, Batı Şeria, Türkiye, Ürdün, Katar, BAE, Suudi Arabistan ve Mısır’ı kapsayacak.



HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İsrail'in İran'daki Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıyı savaş suçu saydı.

HRW'nin uydu görüntüleri, video kayıtları ve tanık ifadelerine dayanarak yaptığı araştırmaya göre İsrail ordusunun 23 Haziran'da düzenlediği saldırıda cezaevindeki ziyaret salonları, koğuşlar, mutfaklar, sağlık kliniği ve idari ofisler hasar aldı.

İncelemede, yaklaşık 80 mahkumun hayatını kaybettiği hapishanede "askeri hedef tespit edilemediği" belirtildi.

Raporda, saldırının cezaevine ziyaret saatinde gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. HRW'nin Ortadoğu direktör yardımcısı Michael Page şu değerlendirmeleri yaptı:

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırılarda, savaş hukuk ihlal edildi ve açık bir savaş suçu işlendi. Belirgin bir askeri hedef olmaksızın yapılan saldırılarda çok sayıda sivili öldü ve yaralandı. İsrail'in saldırısı, çoğu haksız yere tutuklanan muhalif ve aktivistlerden oluşan Evin Hapishanesi'ndeki mahkumların zaten risk altındaki yaşamlarını daha da tehlikeye attı.

Evin'e düzenlenen saldırı, İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmalar sırasında gerçekleşmişti. ABD merkezli İran'daki İnsan Hakları Aktivistleri'ne (HRAI) göre İsrail'in İran'a saldırılarında 1190 kişi ölürken, 4 bin 475 kişi de yaralandı.

HRAI ayrıca İran güvenlik güçlerinin 12 günlük savaş boyunca 1596 kişiyi tutukladığı bilgisini de paylaştı.

HRW, saldırının ardından kadın mahkumların Karçak Hapishanesi'ne, erkeklerinse Büyük Tahran Merkezi Cezaevi'ne transfer edildiğini aktardı. Hak örgütü, sözkonusu hapishanelerde mahkumların çok kötü koşullarda tutulduğunu, transfer sürecinde şiddet gördüklerini savundu. Bazı mahkumların daha sonra Evin'e tekrar geri gönderildiği fakat bazılarından haber alınamadığı ifade edildi.

İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla başlayan çatışmalarda İran vakit kaybetmeden misilleme yapmıştı. ABD de devreye girerek İran'daki İsfahan, Fordo ve Natanz tesislerine 22 Haziran'da hava saldırısı düzenlemiş, operasyonda 14 "sığınak delici" GBU-57 bombası kullanılmıştı.

İran, ABD'nin saldırısına cevap olarak 23 Haziran'da Amerikan ordusunun Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'ne saldırmıştı. Operasyonda Tahran'ın önceden Washington'a haber verdiği ve hiçbir can kaybı yaşanmadığı aktarılmıştı.

Washington operasyonun ardından 24 Haziran'da taraflar arasında ateşkes sağlandığını duyurmuştu.

"Gazze'de yardım silah olarak kullanılmamalı"

Diğer yandan İsrail ordusu, Gazze'ye yönelik saldırı ve ablukayı sürdürüyor. Aralarında Oxfam ve Sınır Tanımayan Doktorlar'ın (MSF) da bulunduğu 100'den fazla yardım örgütü, Tel Aviv yönetimine gönderdikleri ortak mektupta bölgede yaşanan kıtlığın sonlandırılmasını istedi.

Yardım grupları, Gazze'de faaliyet göstermelerinin İsrail hükümeti tarafından engellendiğini belirtiyor. Amerika Yakındoğu Mülteci Yardımı'nın (Anera) CEO'su Sean Carroll, "Gazze'ye gönderilmeye hazır 7 milyon dolar değerinde hayat kurtarıcı yardım malzemesi var. Sadece birkaç kilometre ötedeki Aşdod'da bloke edilmiş durumda" dedi.

Tel Aviv yönetimi, yardım kuruluşlarının faaliyetlerini kısıtlayan düzenlemeleri martta yürürlüğe koymuştu.

Independent Türkçe, BBC, Guardian