Filistin İsrail'in ‘Ertesi Gün’ planını reddetti

Sağ kanat, Genelkurmay Başkanı'na yönelik saldırıyla hükümet toplantısını sabote etti... Gazze'deki bir milyon çocuk yetersiz beslenme ve hastalık tehdidi altında

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta bir mülteci kampında, koltuk değneğiyle yürüyen Filistinli kız çocuğu  (Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta bir mülteci kampında, koltuk değneğiyle yürüyen Filistinli kız çocuğu (Reuters)
TT

Filistin İsrail'in ‘Ertesi Gün’ planını reddetti

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta bir mülteci kampında, koltuk değneğiyle yürüyen Filistinli kız çocuğu  (Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta bir mülteci kampında, koltuk değneğiyle yürüyen Filistinli kız çocuğu (Reuters)

Filistinliler, İsrail'in, Gazze'deki savaş sonrası aşamaları ve bölgenin nasıl yönetileceği ile ilgili planlarını reddetti. Bu planlar, bölgenin, İsrail'in geniş güvenlik kontrolü altında bir Filistin otoritesi tarafından yönetilmesini öngörüyor.

Filistin Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, planları, Gazze Şeridi'ndeki işlerin yönetilmesine ilişkin düzenlemeler de dahil olmak üzere "savaşın ertesi günü komedisi" olarak tanımladı ve uyarıda bulundu. Bakanlık açıklamasında, "Bu komedi, soykırım savaşının devamından, Filistin davasının tasfiyesinden, İsrail'in işgalci güç olarak yalnızca Filistin halkını ilgilendiren bir iç meseleye müdahil olmasından başka bir şey değildir" ifadeleri kullanılarak, Gazze'de ateşkesin ve "soykırım savaşının durdurulmasının" önceliği vurgulandı.

Bu açıklamalar, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın perşembe gecesi Hamas hareketinin Gazze'yi kontrol etmek için geri dönmeyeceğini belirttiği "savaş sonrası" planını açıklaması sonrası yapıldı. Plana göre İsrail, operasyonlarını serbestçe yürütme hakkını korurken, ABD liderliğindeki çok uluslu bir güç, Avrupa Birliği ve bölgesel ortaklarla birlikte bölgenin yeniden inşasından sorumlu olacak. Gallant planı, İsrail yerleşim bölgelerinin tekrar kurulmayacağını ve İsrail sivil varlığı bulunmayacağını belirterek, bölgenin Filistin otoriteleri tarafından yönetileceğini ifade ediyor.

Diğer yandan, İsrail Kabinesi'nin siyasi ve güvenlik konularındaki daraltılmış konsey toplantısı, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'ye yönelik bir dizi sert eleştiriyle "sirk" atmosferine büründü. Bu durum, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun başlamasından üç saat sonra toplantıyı sonlandırmasına yol açtı. Kabine toplantısında Gazze'nin geleceği "ertesi gün" başlığı altında ele alınacaktı, ancak iktidardaki sağ kanat bakanları, savaşın henüz bitmediğini belirterek bu konunun görüşülmesinin erken olduğunu savundular. Genelkurmay Başkanı'nın, Hamas'ın 7 Ekim’deki saldırısında ordu içindeki başarısızlıkları araştırmak için emekli generallerden oluşan bir dış ekip kurma kararına sert tepki gösterdiler.

Öte yandan, UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu), Gazze'deki çatışmanın şiddetlenmesi, yetersiz beslenme ve hastalıkların 1.1 milyondan fazla çocuğu tehdit eden bir ölümcül döngü oluşturduğunu bildirdi.



“Hizbullah çağrı cihazları” patlayıcı madde içeriyordu

Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
TT

“Hizbullah çağrı cihazları” patlayıcı madde içeriyordu

Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)

Lübnanlı yetkililerin dün (Salı) Hizbullah'a ait çağrı cihazlarının patlamasıyla ilgili yürüttüğü soruşturmadan elde edilen ilk verilerin, cihazların önceden programlandığını ve patlayıcı içerdiğini ortaya koyduğu belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre adının açıklanmaması kaydıyla konuşan kaynak, “Veriler, patlama yönteminin cihazların önceden programlandığını ve cihazın bataryası boyunca yerleştirilmiş patlayıcılar içerdiğini gösteriyor” dedi. Kaynak, soruşturmanın “henüz başlangıç aşamasında” olduğunu belirtti.

Lübnan'da dün meydana gelen ve Hizbullah'ın İsrail'i “tamamen sorumlu” tuttuğu eş zamanlı çağrı cihazı patlamalarında 12 kişi ölmüş, yaklaşık üç bin kişi yaralanmıştı.