İsrail'in kuzeyinde yaşayanlar, Hizbullah’ın olası saldırısından korkuyor

Dafna kibbutzundaki İsrail askerleri. (AFP)
Dafna kibbutzundaki İsrail askerleri. (AFP)
TT

İsrail'in kuzeyinde yaşayanlar, Hizbullah’ın olası saldırısından korkuyor

Dafna kibbutzundaki İsrail askerleri. (AFP)
Dafna kibbutzundaki İsrail askerleri. (AFP)

Lübnan sınırında bulunan ve 7 Ekim'den sonra ayrıldığı Dafna kibbutzuna sadece birkaç kilometre uzaklıkta yaşayan Şin Amit, evine dönmekten korkuyor. Hizbullah’ın İsrail'in kuzeyine girerek rehine alabileceği endişesiyle, evine geri dönme konusunda tereddüt yaşıyor.

Hamas’ın İsrail'in güneyine düzenlediği saldırının ardından başlayan savaşın yaklaşık üç ay sonrasında, 38 yaşındaki bu spor eğitmeni artık Lübnanlı Hizbullah militanlarının iyi eğitimli olduğuna ve ülkenin kuzeyinde benzer saldırılar düzenlemek için planları olduğuna inanıyor.

Fotoğraf Altı: İsrail'in kuzeyindeki Dafna kibbutzunda sokaklar ıssızlığa büründü. (AFP)
İsrail'in kuzeyindeki Dafna kibbutzunda sokaklar ıssızlığa büründü. (AFP)

Gazze Şeridi'nden 7 Ekim'de başlatılan Hamas saldırısı, AFP’nin İsrail'in resmi rakamlarına dayanarak yaptığı açıklamaya göre, İsrail tarafında yaklaşık bin 140 kişinin ölümüne neden oldu.

250 kişi kaçırılarak rehin alındı ve bunların yaklaşık 100'ü kasım ayı sonundaki ateşkes ile serbest bırakıldı. Ayrıca Gazze Şeridi'nde, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 22 binden fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan savaş, İsraillilerin ‘kuzey cephesi’ olarak adlandırdıkları Lübnan sınırında da gerilimi artırdı.

İsrail Ordusu ile Lübnanlı Hizbullah arasında, topçu ateşi ve roket saldırıları 7 Ekim'den bu yana her gün gerçekleşiyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İsrail savaşın ilk günlerinde, ülkenin kuzey sınır bölgesinden binlerce kişiyi tahliye etti.

Şu an Amit ve yaklaşık bin nüfuslu Dafna sakinleri, kibbutzun yaklaşık 60 kilometre güneyinde, Tiberias Gölü'nün güneydoğu kıyısında bulunan Haon tatil köyünde yaşıyorlar.

Askeri operasyon

Hamas’ın ikinci ismi Salih el-Aruri'nin salı akşamı Beyrut'un güney banliyösünde, İsrail'e atfedilen bir saldırıda öldürülmesinin ardından Amit, Hizbullah’ın intikam eylemleri yapacağından endişe ettiğini belirtti. "Hizbullah, Hamas'tan daha güçlü, bu yüzden ona karşı askeri bir operasyon gerekli" dedi.

Fotoğraf Altı: İngilizce öğretmeni Lior Blum, Dafna kibbutzuna dönmeyi düşünmüyor. (AFP).
İngilizce öğretmeni Lior Blum, Dafna kibbutzuna dönmeyi düşünmüyor. (AFP).

Göl kenarında, 45 yaşındaki İngilizce öğretmeni Lior Blum, ‘Hizbullah ile olan sorun kendi lehlerine çözülmedikçe’ karısı ve üç çocuğu ile birlikte Dafna’ya dönme niyetinde olmadığını belirtti.

Blum, "7 Ekim'de güneyde yaşananların, kuzeyde aynı deneyimi yaşamayacağına dair bir garantisi yok” derken tüm korkusuna rağmen birkaç kez Dafna’ya bazı eşyalarını almak için gitti. Ancak tehdit devam ettiği sürece ailesiyle birlikte dönmeyi düşünmediğini yineledi.

"Kibbutz bizim parçamız"

1939 yılında kurulan kibbutza, İsrail ordusunun denetiminde gazetecilere düzenlenen bir ziyaret sırasında AFP’nin de girmesine izin verildi. Kibbutzun sokakları yaklaşık üç aydır, birkaç kedi ve devriye gezen askerler dışında ıssız kalmış durumda.

Fotoğraf Altı: Dafna kibbutzunun sakinlerinden Itsi Raif ve eşi Uzi. (AFP).
Dafna kibbutzunun sakinlerinden Itsi Raif ve eşi Uzi. (AFP).

Kibbutz Sözcüsü Erik Yakov Dafna’nın sakinlerinin geri dönmesi için tek şartın sınırda güvenli bir durumun olması gerektiğini söyledi. Erik, İsrail'in ilhak ettiği Golan Tepeleri'nin eteğinde bulunan kibbutzun sokaklarında bir tabanca ile dolaşırken, bir binanın önünde gizlenmiş askeri araçlara dikkat çekti.

76 yaşındaki Itsi Raif ve 81 yaşındaki eşi Uzi, kibbutzun kurucu üyelerinin çocukları olarak, "Evet, korkuyoruz" dediler. Çift, yaşamak için Haon'a taşındı. Raif, "7 Ekim'de yaşanan dehşet verici olayların bizi nasıl etkileyeceğini tam olarak bilemiyorum" ifadesini kullanırken durum değişmese bile en kısa sürede kibbutza geri dönmekte ısrarlı olduğunu vurguladı. “Çünkü kibbutz bizim bir parçamız" dedi.



Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)
TT

Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)

Hizbullah, Gazze Şeridi'ndeki Filistin direniş hareketlerine destek vermek amacıyla 8 Ekim'de İsrail ile çatışmaya girmesinden bu yana belki de en güçlü darbeyi, ülkenin farklı bölgelerinde üyeleri tarafından kullanılan çağrı cihazlarının patlatılmasıyla aldı.

Peki çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

BBC'de verilen bilgilere göre çağrı cihazı, cep telefonlarının yaygınlaşmasından önce kısa metin mesajları ve bildirimler göndermek yahut almak için yaygın olarak kullanılan küçük bir kablosuz cihazdır. Bu cihazlar çoğunlukla güvenlik personelleri, hastaneler ve şirketler tarafından kullanılır.

BBC, bu cihazların iki türü olduğunu belirtti: Birincisi mesaj ya da bildirim alan, ancak cevap verme ya da mesaj gönderme özelliği olmayan cihazlar. İkincisi ise aynı anda hem kısa mesaj gönderebilen hem de alabilen cihazlar.

Financial Express gazetesine göre, bu cihazlar 1980'lerde yaygınlık kazanmış, ancak akıllı telefonların ortaya çıkmasından sonra kullanımları önemli ölçüde azalmış. Bugün halen dünya çapında çok sınırlı bir grup insan tarafından kullanılıyor. Hizbullah üyeleri de bu cihazların başlıca kullanıcılarından.

Techlusive adlı teknik internet sitesi, telefon şebekesinin zayıf olduğu durumlarda da çağrı cihazlarının faydalı olabileceğini ve bu cihazların güvenilir bir alternatif sunduğunu belirtti.

Ayrıca Techlusive, çağrı cihazlarının kullanımının ve bakımının basit olduğunu, birçok şirket ve kurum için modern iletişim teknolojilerine kıyasla maliyet açısından etkili bir çözüm olduğunu doğruladı.

Hizbullah neden özellikle bu tür cihazları kullanıyor?

CNN'e göre Hizbullah uzun zamandır gizliliği askeri stratejisinin temel taşı olarak benimsiyor ve İsrail ile ABD casus programlarının sızmasını önlemek için yüksek teknolojili cihazlardan kaçınıyor.

Ortadoğu'daki diğer devlet dışı aktörlerin aksine, Hizbullah birimlerinin bir iç iletişim ağı üzerinden haberleştiğine inanılıyor. Bu, bazı ülkeler tarafından uzun süredir devlet içinde devlet olarak faaliyet göstermekle suçlanan güçlü örgütün temel yapı taşlarından biri.

Yılın başında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail güçleriyle sınır ötesi çatışmaların yoğunlaştığı Güney Lübnan'daki üyelerine ve ailelerine, İsrail'in İran destekli örgütün hareketlerini bu tür cihazlar aracılığıyla izleyebileceğine inandıkları için cep telefonlarından kurtulmaları çağrısında bulundu.

Nasrallah şubat ayında şöyle demişti: “Telefonları kapatın, gömün, demir bir kutuya koyun. Bunu güvenlik için, insanların kanını ve onurunu korumak için yapın. İsraillilerle iş birliği yapan, elinizde taşıdığınız, eşinizin ve çocuklarınızın elindeki cep telefonudur. Bu telefon hem işbirlikçi hem de katildir.”

Hizbullah cep telefonları yerine telsiz kullanma yoluna gitti, ancak dünkü saldırıların da gösterdiği gibi bu seçenek bile risksiz değil.