Hartum, Hamideti’nin Kigali’de kabulünü protesto etmek için büyükelçileri çağırdı

Uçaklar, Vad Medeni’yi patlayıcı varillerle bombaladı. Siviller yaralandı, evler yıkıldı.

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) Afrika ülkelerine düzenlediği resmi ziyaretler Hartum yönetiminde tepkiye neden oldu.
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) Afrika ülkelerine düzenlediği resmi ziyaretler Hartum yönetiminde tepkiye neden oldu.
TT

Hartum, Hamideti’nin Kigali’de kabulünü protesto etmek için büyükelçileri çağırdı

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) Afrika ülkelerine düzenlediği resmi ziyaretler Hartum yönetiminde tepkiye neden oldu.
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) Afrika ülkelerine düzenlediği resmi ziyaretler Hartum yönetiminde tepkiye neden oldu.

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) Afrika ülkelerine yaptığı ziyaretler, Güney Afrika’dan gelen uçağının Ruanda’nın başkenti Kigali’ye inmesiyle devam etti. Kigali, Kampala (Uganda), Addis Ababa (Etiyopya), Nairobi (Kenya) ve Cibuti'den sonra altıncı Afrika durağı oldu. Bu da Sudan Dışişleri Bakanlığı’nın Kampala ve Nairobi’deki büyükelçilerini resmi olarak Hızlı Destek Komutanı’nı karşılayan ülkelerin başkanlarını protesto etmeye sevk etmesine neden oldu. Hamideti’nin turunun diğer Afrika ve Arap ülkelerine de uzanması bekleniyor.

Sudan Dışişleri Bakanlığı geçtiğimiz iki gün içinde iki ülkedeki Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı’nın resmi kabulünü protesto etmek amacıyla Nairobi ve Kampala’daki büyükelçilerini geri çağırdı. Dışişleri Bakanlığı, iki ayrı açıklama yaparak Hamideti’nin iki başkentteki karşılama töreninin resmi bir tören olduğunu ifade etti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre iki açıklamada, Dışişleri Bakanı Ali Sadık’ın, ‘milis’ liderinin resmi kabulünü protesto etmek amacıyla Nairobi ve Kampala’daki Sudan büyükelçilerini istişareler için çağırdığını söylediği aktarıldı. Belirtilene göre Sadık, Nairobi ve Kampala’nın ‘dağıtılmış güçlerin yaptığı korkunç ihlalleri ve bunların altyapıya, ülkenin yeteneklerine ve vatandaşların mülküne verdikleri yıkımı’ unuttuklarını söyledi. Ayrıca Nairobi’deki Sudan büyükelçisi ile yapılacak istişarelerde, Sudan’a karşı düşman bölgesel güçlerle komplo kurmanın yanı sıra, ‘ülkedeki hain savaşın başlamasından bu yana isyanı desteklemeye ve milis liderlerine ve destekçilerine ev sahipliği yapmaya devam eden Kenya ile ilişkilerinin sonucuna ilişkin tüm olasılıkların ele alınacağını’ belirtti.

Hamideti, Kampala, Addis Ababa, Nairobi ve Pretorya’da resmi törenle karşılandı. Sudan sosyal medya platformları, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa’nın Hamideti için resmi karşılama töreni düzenlediğini bildirdi. Güney Afrika başkanlık sayfası, Ramaphosa’nın Hemedti’yi ‘Başkan Muhammed Hamdan Daklu’ olarak kabul ettiğini, ardından da geri adım atıp adını Hızlı Destek Kuvvetleri komutanı olarak değiştirdiğini söylediğini aktardı.

Çatışmalar, yağma ve patlayıcı variller

Vad Medeni’de ise Hızlı Destek Kuvvetleri, Birinci Piyade Tümeni, Konuk Sarayı ve Hükümet Sekreterliği çevresindeki kuvvetlerine takviyede bulunurken, görgü tanıklarının ifadesine göre çok sayıda güç, şehrin yerleşim bölgelerinden ve dışından El-Cezire Eyaleti ile Sennar Eyaleti sınırına doğru çekildi. El-Cezire Eyaleti’nin doğusundaki köylerde yaşayanlar, Hızlı Destek güçlerinin üst üste üçüncü gecedir köylere girmeye çalıştığını söyledi. Ancak vatandaşlar yollarda, köy ve kasaba girişlerinde toplanarak güçlere karşı çıktı ve onları geri püskürttü. Milisler, Umm Alila’nın köyleri ve Rifa’a kentinde araba ve motosikletlere saldırırken, bazı vatandaşların arabalarını da yağmaladı.

Fotoğraf Altı: Vad Medeni şehrinde çatışmalar yıkıma neden oldu. (AFP)
Vad Medeni şehrinde çatışmalar yıkıma neden oldu. (AFP)

Şarku’l Avsat’a konuşan görgü tanıkları, savaş uçaklarının Vad Medeni şehrine şiddetli saldırılar düzenlediğini aktardılar. Görgü tanıkları, uçakların şehrin kuzeyindeki ed-Dabağa mahallesine, bir vatandaşın evine, Shoalah Kulübü yakınındaki bir binaya ve Imperial Otel yakınındaki bir binaya isabet eden bir dizi patlayıcı varil attı. Diğer patlayıcı variller de şehrin mahallelerine düşerek bir kişinin ölümüne, en az bir kadının da yaralanmasına yol açtı. Yaralı sayısına ilişkin kesin bir istatistik yayınlanmadı.

Hızlı Destek Kuvvetleri, ordunun Birinci Piyade Tümeni karargahından çekilmesinin ardından geçen ayın ortasından bu yana başkenti Vad Medeni ile birlikte El-Cezire eyaletini kontrol ediyor. Ordu, kuvvetlerinin geri çekilmesi ve şehrin Hızlı Destek’e devredilmesiyle ilgili koşulları öğrenmek için tümen komutanı Tümgeneral Ahmed et-Tayyib ile birlikte bir soruşturma yürüttüğünü söyledi. Bu soruşturmanın sonuçları henüz açıklanmadı.

Omdurman’da vur-kaç

Başkent Hartum’da askeri uçaklar, başta Hartum’un merkezi olmak üzere eyaletteki üç şehrin üzerinde uçtu. Ordu kaynakları, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ordunun Omdurman bölgelerinde ilerleme kaydettiğini söyledi. Görgü tanıkları ise gazeteye, Omdurman’ın batısındaki Umm Badda bölgeleri ile Omdurman’ın kuzeyindeki batı şeridi bölgelerinde geçen perşembe akşamından cuma öğleden sonraya kadar ordu ile Hızlı Destek arasında şiddetli çatışmalara tanık olduklarını belirtti. Ayrıca vatandaşlar, Hartum’un güneyindeki Zırhlı Kolordu Komutanlığı yakınlarında aralıklı çatışma sesleri duyduklarını söyledi. Omdurman’ın çeşitli bölgelerinde üç aydır su kesintileri yaşanıyor, elektrik tedariki istikrarsız, vatandaşlar gıda ve sebze kıtlığından şikâyet ediyor ve yüzbinlerce kişi açlık tehdidiyle karşı karşıya.

Fotoğraf Altı: Omdurman, bombalı saldırılar sonucu dumanla kaplandı. (Reuters)
Omdurman, bombalı saldırılar sonucu dumanla kaplandı. (Reuters)

Bir görgü tanığı, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Karari mevkii olarak bilinen kuzey Omdurman bölgesinin beş gündür kötü koşullar altında olduğunu ve Karari askeri bölgesinin kuzeyinde konuşlanan ordu ile güneyinde konuşlanan Hızlı Destek güçleri arasında bombardımanın devam ettiğini dile getirdi. Aktarılana göre bu durum, su kesintisine yol açarak vatandaşları bombalamanın ortasında Nil’den su getirmek için riske girmeye zorladı.

Ordu, sakinlerinin çoğunun şehirde kalmayı tercih ettiği Omdurman’ın kuzey bölgelerinin kontrolünü elinde tutuyor. Özellikle de Hızlı Destek’in Vad Medeni ve El-Cezire’nin kontrolünü ele geçirdikten sonra, son zamanlarda diğer bölgelerden vatandaşların buraya kaçması nedeniyle nüfus yoğunluğu arttı. Ayrıca bazı yerinden edilmiş kişilerin bölgeye geri dönmesiyle birlikte bölgeye yapılan yerinden edilmeler de artış gösterdi.



İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki “uzun vadeli” yapılanması

İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki “uzun vadeli” yapılanması

İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)

Salim er-Reyyis

Gazze Şeridi'nin kuzeyinden önce orta kesimlerine ardından batıda kıyı bölgelerine göç eden 60 yaşındaki Abdulazim Ferec, çadırının kapısında oturmuş güneş enerjisiyle çalışan bir radyodan haberleri dinliyordu. Son günlerde siyasi haber bültenlerinin İsrail Başbakanı Binamin Netanyahu'nun açıklamalarına ve İsrail ordusunun Gazze’deki savaşla ilgili kararlarına daha fazla yer ayırdığını belirten Ferec, ayrıca ABD, Mısır ve Katar ile elinde İsrailli rehinelerin olduğu Hamas ve binlerce mahkumu hapishanelerinde tutan İsrail arasında bir esir takası anlaşması için görüşmelere devam edildiğinin aktarıldığını söyledi.

Ferec, haberleri, 7 Ekim 2023 tarihinde savaşın başlamasından bu yana İsrail ordusu tarafından yerinden edilen kendi ailesi de dahil binlerce Gazzeli ailenin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine ve yerleşim bölgelerine dönmelerine izin verilmesine ilişkin herhangi bir bilgi ya da karar duymak için takip ettiğini belirterek “Yaz kış sokaklarda çadırlarda yaşamaktan, böceklerden ve mahremiyetin olmayışından bıktık. Evlerimize geri dönmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile güneyi arasındaki yolu keserek Gazze şehrinin güney bölgesinde Gazze Şeridi'nin en doğusundan en batısına ‘Netzarim’ adında 4 kilometrelik bir koridor açmıştı. Savaşın başlamasından bu yana 11 aydır Katar ve Mısır’da devam eden müzakerelerde Gazzelilerin evlerine geri dönüşü ve İsrail askerlerinin Netzarim Koridoru’ndan geri çekilmesi konuları görüşüldüyse de şimdiye kadar herhangi bir sonuca varılamadı.

Al-Majalla'ya konuşan Ferec, şunları söyledi:

“Tüm dünya rahat bir şekilde yaşarken biz dağılmış durumdayız, hayatımız boyunca zorla yerinden edilmeye maruz kalıyoruz. Müzakereler ve müzakereciler bile sanki dehşet içinde, hasta, hayal kırıklığına uğramış, öldürülmüş, ölmüş ve yerlerinden edilmiş insanlar varmış gibi değil de boş zamanlarında bir araya geliyorlarmış gibi davranıyorlar. Netanyahu da savaşı sürdürüyor. Şimdiyse Gazze Şeridi'nin 1967 savaşında olduğu gibi yeniden işgal edilmesinden korkuyorum.”

İsrail'in Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaşın başlanmasından bu yana 330 günden fazla zaman geçti. İsrail Başbakanı Netanyahu yaptığı açıklamalarda, savaşın ve devam etmesindeki ana hedefin Hamas Hareketi’nin askeri kanadı Kassam Tugayları üyelerinin doğu sınırına saldırarak İsrail’in Gazze Şeridi'ne komşu yerleşim birimlerine ulaştığı, onlarca yerleşimciyi ve askeri esir alarak Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine götürdüğü 7 Ekim olayının tekrarlanmasının önlenmesi gerekçesiyle Hamas’ı ve onun askeri kabiliyetlerini ortadan kaldırmak ve Hamas’ın Gazze'de yeniden iktidara gelmesini engellemek olduğunun altını çizerken Gazze Şeridi'ni yeniden işgal etme niyetinde olmadıklarını ısrarla vurguladı.

İsrail ordusunun aldığı son kararlar, Netanyahu’nun açıklamaları ve İsrail ordusunun 19 yıl önce çekildikten sonra geçtiğimiz mayıs ayında kontrolünü yeniden ele geçirdiği Gazze Şeridi’nin Mısır'la olan güney sınırındaki Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’ndan çekilme niyetinin olmaması, İsrail’in daha uzun yıllar boyunca buranın kontrolünü elinde tutmaya ve burada kalmaya devam edeceğine işaret ediyor. İsrail, 15 Ağustos 2005 tarihinde dönemin eski Başbakan Ariel Şaron liderliğindeki Tel Aviv hükümetinin tek taraflı olarak aldığı Gazze Şeridi'nden çekilme kararıyla Gazze’deki 21 yerleşim biriminin yanı sıra Batı Şeria'daki 4 yerleşim birimini boşaltmış, İsrailli yerleşimcileri başka yerlere taşımış ve askeri üsleri lağvetmişti. Ancak İsrail, Gazze Şeridi'ne asker konuşlandırmadan kara, deniz ve hava kontrolünü sürdürdü.

Eylül ayı başlarında düzenlediği bir basın toplantısında Philadelphia Koridoru’ndan çekilmek gibi bir niyetinin olmadığını vurgulayan ve 2005 yılındaki çekilmeyi stratejik bir hata olarak nitelendiren Netanyahu, “Biz ayrıldığımızda, İran'ın himayesi altında silah, silah üretiminde kullanılan malzeme ve tünel kazma ekipmanlarının akışının önünde hiçbir engel kalmamıştı. Hiçbir engel olmadığı için Gazze, İsrail için büyük bir tehdit haline geldi” dedi.

Basın toplantısında İsrail'in Philadelphia Koridoru’nu kontrol etmesinin Hamas'ın askeri kabiliyetlerini ortadan kaldırmak ve İsrailli rehineleri kurtarmak gibi savaş hedeflerine ulaşması için gerektiğini belirten Netanyahu, Hamas'ın silah ve militan kaçakçılığını engellemek için Philadelphia Koridoru’nun kontrolünü ele geçirdiklerini söyledi. Gazze Şeridi'nin yönetimini devralmak istemedikleri açıklamasını yineleyen İsrail Başbakanı, “Hamas'ın askeri kabiliyetlerini yok etmeye çok yakınız. Tünellerini yok ediyoruz. Gazze Şeridi'ni yönetmek istemiyorum, ama Hamas'ın yeniden Gazze Şeridi'nde iktidara gelmesini engellemeye çalışıyorum” şeklinde konuştu.

Al Majalla’ya konuşan Filistinli İsrail işleri uzmanı İsmet Mansur, İsrail’in savaşla ilgili açıkladığı hedeflerin ve Gazze'de yürüttüğü savaşın bahanesi olarak kullanıldığı Hamas yönetiminin zayıflatılması ve tehdit edilmesinin ötesinde İsrail'in hem siyasi hem de askeri hamlelerinin ve attığı son adımların çok daha geniş kapsamlı hedefleri olduğunu söyledi.

İsrail, Gazze Şeridi'nden öylece çekilip güvenlik meselesini Filistinli ya da uluslararası herhangi bir tarafın inisiyatifine bırakmaz.

Netzarim Koridoru’nun oluşturulmasının ve periyodik ve sürekli olarak genişletilip geliştirilmeye çalışılmasının sadece geçici bir ayrım koridoru olmadığını, aksine uzun vadeli bir kolonyal yapı olduğuna işaret ettiğini vurgulayan Mansur, “Gazze Şeridi'nin doğu ve kuzey sınırları boyunca uzanan tampon bölgenin ve İsrail'in iddia ettiği üzere kaçakçılığı önlemek ve Hamas’ı zayıflatmak için uygulanan güvenlik planının önemli bir parçası olan Philadelphia Koridoru’nda kalmaktaki ısrarı, Gazze’de yıllarca kalmak istediğini ve varlığının geçici olmadığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

vdfbgnr
İsrail’in Gazze şehrinin merkezindeki Rimal Mahallesi’nde yerinden edilen Filistinlilerin kaldığı bir okula düzenlediği saldırının ardından binayı inceleyen Filistinli kadınlar, 20 Ağustos (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi üzerinde işgalci kontrolünü dayatacağını düşünen Mansur, “En azından İsrail ordusu, Gazze Şeridi üzerinde uzun bir süre güvenlik kontrolüne sahip olacak” dedi. İsrail'in, güvenlik dosyasını ister Filistinli isterse uluslararası olsun hiçbir tarafın inisiyatifine bırakmayacağı için Gazze Şeridi'nden çekilmeyeceğini vurgulayan Mansur, “Bence İsrail, Filistin meselesini yeniden tasarladı. Gazze'ye yönelik ana proje bu” diye konuştu.

“İnsani yardım çalışmaları koorinatörü”

Netanyahu'nun Philadelphia Koridoru’ndan çekilme niyetinde olmadığına dair son açıklamalarından önce İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth geçtiğimiz ağustos ayı sonlarında yayınladığı bir haberde İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki ‘insani yardım çalışmaları koordinatörü’ olarak adlandırılan ve görevi Gazze Şeridi'ndeki insani çalışmaları yönetmek ve sivil meseleleri koordine etmek olan yeni bir pozisyon oluşturma kararını aktarmıştı. Siyaset uzmanları, bu pozisyonun oluşturulmasını, Gazze Şeridi'ndeki işgali uzun süre istikrara kavuşturmayı amaçlayabilecek bir hamle olarak değerlendirdi.

Bu yeni pozisyona Tuğgeneral Elad Goren'in getirileceğini aktaran gazetenin haberine göre insani yardım çalışmaları koordinatörü görevi, Filistinlileri yönetmek ve Filistin Yönetimi’ne bağlı bazı kurumlarla koordinasyon sağlamaktan sorumlu olan Batı Şeria'daki İsrail Sivil İdaresi başkanıyla aynı düzeyde. Gazete, Tuğgeneral Goren'in, yerlerinden edilen bir milyon Filistinlinin Gazze Şeridi'nin kuzeyine geri dönmeleri olasılığının takibinden, yeniden inşa projelerinden, insani yardım kuruluşlarıyla koordinasyondan ve yardımların halka ve yerlerinden edilenlere aktarılmasından sorumlu olacağını bildirdi.

Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin işlerini yürütmesi için bir Filistin yönetimi oluşturulabilir, ama İsrail'in güvenlik kontrolü olmadan tek taraflı olarak bir güvenlik kontrolüne sahip olmayacak.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne bir insani yardım koordinatörü ataması kararını, askeri operasyonun artık sadece askeri bir operasyon olmadığı, insani yönleri ve Gazze'deki halk ve toplumla ilişkisi olan uluslararası ve yerel kurumlarla ilişkilerin yönetilmesiyle ilgili yönleri de olduğu değerlendirmesinde bulunan Mansur, “Bu, askeri operasyonun daha fazla boyut kazandığının kanıtı. Bu hamlede hedefin Batı Şeria'da yıllardır olduğu gibi, yaşamın tüm yönleri üzerinde doğrudan kontrol uygulamak olacağına inanıyorum” dedi.

Mansur, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Belki Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin işlerini yürütmesi için bir Filistin yönetimi oluşturulabilir, ama İsrail'in güvenlik kontrolü olmadan tek taraflı olarak bir güvenlik kontrolüne sahip olmayacak.”

Mansur, bu durumun ABD'nin İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki projelerini, Gazze Şeridi’ne yayılmasını ve kontrolünü ne derece benimseyeceğine bağlı olduğunu ve bunun yakın gelecekte netleşeceğini sözlerine ekledi.

Uluslararası insani yardım kuruluşlarının sahadaki çalışmaları ile İsrail ordusunun çalışmalarını arasında koordinasyonu sağlamak üzere insani yardım koordinatörü olarak atanan Tuğgeneral Goren, örneğin Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde bulunan Deyr el-Belah'ta ilk çocuk felci vakasının görülmesinin ardından eylül ayı başlarından bu yana WHO ve UNICEF ekiplerinin Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde on yaşın altındaki çocukları çocuk felcine karşı aşılama çalışmalarının denetlenmesi ve koordine edilmesi gibi süreçleri yönetecek.

Yediot Aharonot gazetesi, Tuğgeneral Goren'i bu göreve, İsrail hükümetinin halen Gazze’deki savaşın ertesi günü için net bir stratejik vizyon geliştiremediği, ordunun ise İsrail'in Gazze'deki günlük yaşama dair sorumluluğunun önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini ve hatta artacağını, bunun da İsrail’in Gazze’yi yeniden işgal etmesini gerektireceğini anladığı bir dönemde atadığına dikkati çekti. Gazetenin aktardığına göre İsrailli bir güvenlik yetkilisi, insani yardım koordinatörlüğü pozisyonunun sınırlı bir projeyi yönetmek için değil, uzun bir süre için tasarlandığını söyledi. Yetkili, Goren için ‘Gazze’nin baş sorumlusu’ tanımını kullandı. Gazete, Goren’in iki milyon Filistinlinin işlerini yöneteceğini, bunun da İsrail'in planına göre Gazze'nin birkaç yıl boyunca işgal altında tutulmasını simgelediğini ve orduya kıtlık ya da insani kriz gibi insani boyutlardan etkilemeden Gazze'deki savaşı sürdürmesi için uluslararası meşruiyet kazandırmayı amaçladığını vurguladı.

Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.