Refah Muhafızı Operasyonu, Kızıldeniz'de saldırı düzenlemeye yakın mı?

Saldırı ihtimali, Husilere yanıt verme planlarını gösteren ABD raporlarıyla da örtüşüyor.

Babu’l Mendeb Boğazı gerilimlere sahne oluyor. (NASA’nın uydu görüntüsü)
Babu’l Mendeb Boğazı gerilimlere sahne oluyor. (NASA’nın uydu görüntüsü)
TT

Refah Muhafızı Operasyonu, Kızıldeniz'de saldırı düzenlemeye yakın mı?

Babu’l Mendeb Boğazı gerilimlere sahne oluyor. (NASA’nın uydu görüntüsü)
Babu’l Mendeb Boğazı gerilimlere sahne oluyor. (NASA’nın uydu görüntüsü)

Mısır ve Katar'ın ABD desteğiyle yürüttüğü arabuluculuk geçtiğimiz 24 Kasım'da, Gazze Şeridi'nde ilk ateşkesin ilan edilmesinde başarılı oldu. Ateşkes bir hafta sürdü ve bu süre zarfında Gazze Şeridi'nde tutuklu bulunan 105 kişi karşılığında İsrail hapishanelerindeki 240 Filistinli serbest bırakıldı.

ABD'li Politico gazetesinin haberine göre, ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki yetkililer, Gazze'deki savaşın genişlemesi ve daha geniş ve daha uzun süreli bir bölgesel çatışmaya dönüşmesi riskinden giderek daha fazla endişe duyuyor. Konuyu yakından takip eden dört yetkiliye göre, ABD'nin Ortadoğu'da başka bir savaşa sürüklenebileceği senaryoları ele almak üzere iç görüşmeler yapılıyor.

Politico, ABD ordusunun şu an Husileri, Kızıldeniz'deki ticari gemilere saldırdıkları için yanıt planları hazırladığını açıkladı. Ayrıca, bunun ‘Yemenli grubun hedeflerini vurmayı da içerdiğini’ ekledi.

Fotoğraf Altı: Kızıldeniz'deki saldırılar uluslararası ticaret akışını bozmakla tehdit ediyor. (AFP)
Kızıldeniz'deki saldırılar uluslararası ticaret akışını bozmakla tehdit ediyor. (AFP)

ABD yönetimi, son üç ay içinde Ortadoğu'ya onlarca deniz gemisi ve yüzlerce savaş uçağı gönderdi. Bu, İran destekli grupları caydırmak ve bölgesel bir savaşa yol açabilecek saldırılar düzenlemelerini önlemek için yapıldı. Ancak ABD merkezli Axios haber sitesi, zamanla bunun başarılmasının daha da zorlaştığını bildiriyor. Geçtiğimiz perşembe günü gazetecilere konuşan İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, saldırılar devam ederse ‘bir önlem alınacağını’ söyledi. Cameron, "Gerekirse İngiliz gemileri saldırıları durdurmak için kullanılacak" dedi.

Söz konusu gelişmeler, ABD'nin Ortadoğu Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Brad Cooper'ın, Kızıldeniz'deki Husi saldırılarına karşı koyma görevlerinde şu ana kadar 22 ülkenin yer aldığını ve yeni ülkelerin de katılacağını duyurmasıyla aynı zamana denk geldi. Cooper, ABD'nin geçtiğimiz ay Kızıldeniz'de kurduğu Refah Muhafızı Operasyonu ittifakının ‘savunma amaçlı olduğunu ve savunma çerçevesinin dışında kalan herhangi bir şeyin başka bir operasyonla ilgili olduğunu’ vurguladı. Ayrıca Yemen'deki 'Husiler’in, Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik 'tehlikeli saldırılarını sonlandırmak' için herhangi bir işaret göstermediklerini de kaydetti. Ancak aynı zamanda, su yollarının ve ticaretin hareketinin 'iyileştiğini' belirtti.

Ürdünlü strateji uzmanı Muhsin eş-Şevki, bölgedeki tırmanan gelişmelerin ‘Kızıldeniz'deki durumun herhangi bir anda askeri çatışmalara kaymasına tehdit oluşturduğunu’ düşünüyor. Şevki, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada ABD'nin Refah Muhafızı Operasyonu koalisyonunun savunma niteliğine ilişkin konuşmasının ‘kesin olmayan bir mesele’ olduğunu, yani koalisyonun saldırı görevlerini yerine getirmeye yönelmesinin ‘muhtemel ve çok güçlü bir ihtimal’ olduğunu belirtti. Ayrıca "İsrail, tırmanma yönünde güçlü bir şekilde baskı yapıyor" dedi.

Fotoğraf Altı: Babu’l Mendeb bölgesindeki  Yemen Sahil Güvenlik güçleri. (AFP)
 Babu’l Mendeb bölgesindeki Yemen Sahil Güvenlik güçleri. (AFP)

İsrail Savunma Konseyi üyesi Benny Gantz, aylardır ABD ile İsrail arasında mekik diplomasisi yürüten ABD'li özel temsilci Amos Hochstein'a, "İsrail, diplomatik bir çözüme ulaşmak için ABD ve uluslararası toplumla yakın bir şekilde çalışmaya hazırdır. Ancak bir çözüm bulunamazsa, İsrail ordusu tehdidi ortadan kaldıracaktır" dedi.

ABD tereddüdü

Diğer yandan Mısır'daki Ulusal Ortadoğu Çalışmaları Merkezi'nden araştırmacı Muhammed Talat, şu ana kadarki tüm göstergelerin ‘Amerikan tereddüdünü ve bölgede yeni bir çatışmaya girme isteksizliğini, özellikle ABD seçimlerinin yaklaşması ve diplomasiyi ilk çözüm olarak sunmasını’ gösterdiğini, ancak ‘tehlike işaretlerinin ve tırmanma olasılığının büyük ölçüde arttığını’ da açıkça belirtti.

Talat, ABD'nin bölgedeki varlığının, özellikle de bölgedeki birçok savaş gemisinin İran ve bölge kolları için giderek artan bir endişe kaynağı oluşturduğunu da sözlerine ekledi. Savaşın kapsamının genişlemesi durumunda ABD'nin dahil olma olasılığının büyük ölçüde arttığını, bunun sadece Kızıldeniz'de değil, aynı zamanda Arap Denizi'nde ve Hürmüz ve Babu’l Mendeb boğazlarında çatışmaların genişleyebileceğini kaydetti. Bu durum, bölgeden petrol ve gaz akışlarını etkileyecek ve bu da enerji tedarik zincirlerine büyük negatif etkiler yaratacak, özellikle de dünya enerji güvenliğini tehdit edecek. Özellikle, Rus gazının Ukrayna'daki savaşın başlamasından bu yana kesilmesi nedeniyle kış aylarında enerji ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan Avrupa üzerinde büyük bir etkisi olabilir.

Fotoğraf Altı: Kızıldenizden geçen Norveç bandıralı bir tanker. (AFP)
Kızıldenizden geçen Norveç bandıralı bir tanker. (AFP)

Geçtiğimiz 7 Ekim’den bu yana, Suriye ve Irak'taki ABD kuvvetlerine İran destekli gruplar tarafından 100'den fazla saldırı düzenlendi. Washington ise karşılık olarak birkaç saldırı gerçekleştirdi. Diğer yandan, geçtiğimiz kasım ayından bu yana, Hürmüz Boğazı ve Kızıldeniz'de gerilim arttı. Bu dönemde, Hürmüz Boğazı'nda ve Kızıldeniz'de ABD donanmasına ait gemiler de dahil olmak üzere 25'ten fazla ticari gemi saldırıya uğradı.

Büyük uluslararası şirketler, ticari gemilere yönelik saldırılar nedeniyle Kızıldeniz ve küresel nakliye trafiğinin yaklaşık yüzde 12'sini temsil eden Süveyş Kanalı'ndan seyahat etmekten kaçınmak için nakliye fiyatlarını artırma kararı aldı ve birçok şirket Afrika çevresinde alternatif rotalara yöneldi.

İngiliz Sky News ağına göre dev nakliye şirketlerinin ana Kızıldeniz rotasından kaçınmaya devam etmesi nedeniyle malların nakliye maliyeti önemli ölçüde arttı. Bu durum, bir önceki hafta yaklaşık yüzde 50 oranında artan nakliye fiyatlarının geçen hafta yüzde 80 oranında artmasına yol açtı.



Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana yerinden edilen Lübnanlıların yüzde 80'i geri döndü

Güney Lübnan'daki Sur şehrinde yıkılmış bir sokakta yürüyen adam (DPA)
Güney Lübnan'daki Sur şehrinde yıkılmış bir sokakta yürüyen adam (DPA)
TT

Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana yerinden edilen Lübnanlıların yüzde 80'i geri döndü

Güney Lübnan'daki Sur şehrinde yıkılmış bir sokakta yürüyen adam (DPA)
Güney Lübnan'daki Sur şehrinde yıkılmış bir sokakta yürüyen adam (DPA)

İsrail ve Hizbullah arasındaki ateşkesin çarşamba günü yürürlüğe girmesinden bu yana, yerinden edilmiş Lübnanlıların geri dönüşü artarak, yüzde 80'in üzerine çıktı.

Şarku’l Avsat’ın Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre bugün, “İsrail'in geri dönenleri hedef alması ve saldırıları”, yaşanabilir ev ve bina eksikliği, savaş kalıntılarının tehlikeleri ve köylerde yaşamak için acil ihtiyaçların olmaması nedeniyle, sınır köylerine dönüş oranı yüzde 10'u geçmedi.

NNA, Sur (Tire) ilçesinin köyleri ve Bint Cubeyl şehrinin bazı köylerinde yaşanan trajedilere rağmen hayatın normal seyrine girmeye başladığını belirterek, bu köylerde arabaların hareketini kolaylaştırmak ve başta su ve elektrik olmak üzere halkın gerekli ve acil ihtiyaçlarını güvence altına almak, yollardaki moloz ve taşların kaldırılması konusunda aktif çalıştaylara sahne olunduğuna dikkat çekti.

Ajansa göre, “İsrail işgal güçleri dün gece Marun el-Ras kasabası yönünde ağır makineli tüfek ateşi açtı ve Bint Cubeyl kentindeki bir dizi mahalleyi hedef alarak, sakinlerin evlerini ve geçim kaynaklarını incelemelerini engelledi.” Gece yarısından önce, keşif ve gözetleme uçakları batı ve orta kesimlerdeki köylerin üzerinde uçtu.

Ajans, “İsrail'in bu saldırılarına, bölge sakinlerinin Mavi Hat'a komşu köy ve kasabalara girmesini engellemeye yönelik saldırgan tehditlerin devam etmesinin eşlik ettiğini” bildirdi.

Lübnan Ordusu ve sivil toplum kuruluşları, vurulan yer ve binaların çevresinde bulunan parça tesirli bomba, roket ve patlamamış mermilerin tehlikeleri konusunda uyarıda bulundu.