Gazze’de bir çocuk tüm ailesini kaybetti

11 yaşındaki Mahmud, ailesinin evi bombalandığında amcasının evinde uyuyordu

Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi'nde insanlar ölen yakınları için ağlıyor (AFP)
Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi'nde insanlar ölen yakınları için ağlıyor (AFP)
TT

Gazze’de bir çocuk tüm ailesini kaybetti

Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi'nde insanlar ölen yakınları için ağlıyor (AFP)
Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi'nde insanlar ölen yakınları için ağlıyor (AFP)

Kardeşi Muhammed İvad'ın söylediğine göre, İsrail’in binalara yönelik hava saldırılarından korkan Rami İvad, ailesini Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta nispeten güvenli bir açık hava kampına taşımak için günlerce çadır aradı, ancak bir tane bulamadı.

Rami, eşi, iki çocuğu ve diğer akrabaları, 5 Ocak’ta erken saatlerde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus şehrinde kaldıkları apartman dairesinin bombalanması sonucu hayatını kaybetti.

Üçüncü oğlu Mahmud İvad (11), geceyi başka bir dairede geçirdiği için hayatta kaldı. Bu sabah Avrupa Hastanesi morguna gitti. Annesi, babası ve iki erkek kardeşi kefenlere sarılı halde metal raflarda yatıyorlardı.

Etrafı kendisini sessizce dinleyen diğer çocuklarla çevrili olan Mahmud şunları söyledi: “Annem bana 'Git ve bu gece İsa amcanın evinde uyu' dedi. Ben de İsa amcamın evinde uyudum. O gece (ailemin kaldığı) evi bombaladılar.”

Sakin bir şekilde konuşarak ve sanki ağlamasını bastırmaya çalışır gibi hızlı nefesler alarak şunları ekliyor: “Kardeşlerim şehit oldu. Annem ve babam, ikinci sınıftaki küçük erkek kardeşim, sekizinci sınıftaki ağabeyim Muaz da şehit oldu.”

Morgda, yüzünden yaralanan genç bir kız ve etrafını saran, ona sarılan, hepsi ağlayan birkaç kadın da dahil olmak üzere diğer aile üyeleri de vardı. Morgda bir kadın, yüzü açık bir genç adamın cesedinin yanında diz çöktü ve elini yanağına koyarak ağladı. Ölenler arasında küçük bir çocuk da vardı.

Mülteci kampından yerinden edilme

Savaştan önce İvad ailesi, 1948'de İsrail kurulduğunda yerlerinden edilen Filistinlilerin barındığı el Şati mülteci kampında yaşıyordu ve daha sonra kendilerinden sonra çocukları ve torunları da burada barındı. El Şati kampı Gazze’de bulunuyor.

Mahmud, “Şati kampındaydık ve onlar (İsrail ordusu) Gazze'yi savaş bölgesi ilan eden broşürler attılar, biz de güvenli olduğu gerekçesiyle Han Yunus'a kaçtık ama bizi de bombaladılar” dedi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığı habere göre aile, Han Yunus şehrinde üç apartman dairesinde yaşayan anne tarafından akrabalarının yanında kalıyordu.

Mahmud'un amcası Muhammed ve Rami'nin babasının kardeşi de morgun önünde yas tutanlar arasındaydı. Muhammed, “Vallahi kaçacak yerleri vardı ama evlerinde uyurken bombalandılar. Tek ağabeyim son beş gününü Batı Refah'ta bir çadır bulmak için oradan oraya dolaşarak geçirdi ama burası onun payına düştü.” Muhammed konuşurken patlama sesleri duyuldu. Muhammed gözyaşları dökerek: “Ne diyeceğimi bilmiyorum. Yapamıyorum” dedi.

Savaş, Hamas’ın 7 Ekim'de İsrail’in güneyine saldırması üzerine başladı. İsrailli yetkililer, Hamas ve beraberindeki 7 örgütün bin 200 kişiyi öldürdüğünü, 240 kişiyi rehin aldığını, bazı kadınlara tecavüz ettiğini ve sakat bıraktığını iddia ediyor.

Gazze’yi yöneten Hamas’ı ortadan kaldırma sözü veren İsrail, nüfusun yoğun olduğu kıyı bölgesine askeri saldırıyla karşılık verdi. Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre bu durum 22 bin 700'den fazla Filistinlinin ölümü ve 58 bin 100'den fazlasının yaralanmasıyla sonuçlandı. Savaş aynı zamanda Gazze Şeridi'ndeki nüfusun çoğunun yerinden edilmesine neden oldu ve insani bir felaket yarattı.



Onurlu Adamlar silahlara sarılıyor: Suveyda'daki bir örgüt silahları devlete teslim etmiyor

Suveyda'nın güneyindeki bir kasabada meydana gelen çatışmalarda ölenlerin cenaze töreninden (AFP)
Suveyda'nın güneyindeki bir kasabada meydana gelen çatışmalarda ölenlerin cenaze töreninden (AFP)
TT

Onurlu Adamlar silahlara sarılıyor: Suveyda'daki bir örgüt silahları devlete teslim etmiyor

Suveyda'nın güneyindeki bir kasabada meydana gelen çatışmalarda ölenlerin cenaze töreninden (AFP)
Suveyda'nın güneyindeki bir kasabada meydana gelen çatışmalarda ölenlerin cenaze töreninden (AFP)

Suriye'nin güneyinde bulunan Suveyda vilayetindeki Dürzi topluluğunun şeyhleri ve ileri gelenleri tarafından yapılan anlaşma şartlarının uygulanmaya başlandığı dün resmen açıklanırken, Onurlu Adamlar Hareketi Sözcüsü Basim Ebu Fahr, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Silahların teslim edilmesi konusu Savunma Bakanlığı'na aittir. Bu konu henüz herkes tarafından karara bağlanmadı. Silahlarımız herhangi bir tarafa tehdit oluşturmuyor. Biz kimseye saldırmadık, topraklarımızı ve onurumuzu savunmak için buradayız.”

Ebu Fahr, “Silahların organize edilmesiyle ilgili bir sorunumuz yok. Vilayetin idari sınırları içinde kalmaları için teslim etmiyoruz. Silah meselesi halen çözülmüş değil” dedi.

zscdfty
Onurlu Adamlar Hareketi Sözcüsü Basim Ebu Fahr (Facebook hesabı)

Onurlu Adamlar Hareketi, Suveyda vilayetindeki en büyük Dürzi silahlı hareketidir. 2013 yılında topluluk üyelerini korumak ve Beşşar Esed rejimine karşı protestoların ardından patlak veren krizin taraflarından herhangi biriyle savaşmak üzere silah altına alınmalarını önlemek için kurulmuştur. Hareket, resmî kurumlardan bağımsız yerel bir savunma gücü olarak faaliyet göstermeye devam ediyor.

Ebu Fahr, Şeyh Hikmet el-Hicri, Şeyh Hamud el-Hanavi ve diğer Dürzi liderleri ve ileri gelenlerinin katılımıyla geçtiğimiz perşembe günü yapılan Suveyda toplantısında İçişleri Bakanlığı'na bağlı emniyet güçlerinin aktif hale getirilmesine karar verildiğini söyledi.

sdefrgt
İşgal altındaki Golan'da bir Dürzi kadın Suriye'ye doğru bakıyor. (Reuters)

Onurlu Adamlar Hareketi iki gün önce vilayetteki şeyhlerin, ileri gelenlerin ve hizip liderlerinin ‘silahları tamamen devlete teslim etme’ konusunda anlaştıkları yönündeki haberleri yalanlayarak, bu konunun henüz Suveyda'daki herkes tarafından kararlaştırılmadığını belirtti.

“Silahlarımız onurumuzdur”

Bu gelişme, geçen hafta yaşanan gerginlikler sonrası Genel Güvenlik Dairesi'nin iki bölgede otoritesini tesis etmesinin ardından Şam kırsalındaki Ceramana ve Sahnaya’da hayatın kademeli olarak normale döndürülmeye çalışıldığı bir dönemde meydana geldi.

Suveyda Valisi Mustafa el-Bakur, Suveyda'da Dürzi şeyhleri ​​ve ileri gelenleri tarafından varılan anlaşmanın uygulamaya konulmaya başlandığını duyurdu. Yerel medyada yer alan habere göre anlaşma, emniyet mensuplarının konuşlandırılmasını ve Şam-Suveyda yolunun açılıp güvenliğinin sağlanmasını öngörüyor.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre Suveyda'daki şeyhler, ileri gelenler ve hizip liderleri, geçtiğimiz perşembe günü genişletilmiş bir toplantının ardından silahlarını tamamen teslim etme konusunda anlaştılar. Suveyda'daki kaynaklar, “Toplantıda, akan kanı durdurmak ve güvenliği kontrol altına almak amacıyla silahların tamamen teslim edilmesi ve devletin eline verilmesi kararlaştırıldı” bilgisini verdi.

Ebu Fahr, Şeyh el-Hicri'nin silahları teslim etmeyi kabul ettiği yönündeki söylentileri yalanlayarak, Şeyh el-Hicri'yi temsil eden ruhani başkanlığın Suveyda toplantısında ‘oybirliğiyle’ kararlaştırılanları bildiren bir açıklama yayınladığını kaydetti. Şeyh el-Carbua ve el-Hanavi de aynı yönde bir açıklama yayınlayarak şu ifadeleri kullandı: “Silahların teslim edileceğine dair söylentilere gelince, toplantıda bu yönde bir karar alınmadı. Çünkü silahlarımız bizim onurumuzdur ve bu, toplantıya katılan herkesin mutabakatıyla gerçekleşmiştir.”

Ebu Fahr, “Fitne ateşini durdurmaya çalışıyoruz. İnşallah yakında Suveyda'da devlet kurumlarının rolü devreye girecek ve kriz en kısa sürede sona erecek. Suriye'nin tek bir ülke olarak kalmasını çok istiyoruz. Biz bunun bir parçasıyız ve yönümüz Şam'a doğru. Yabancı projeleri tamamen reddediyoruz ve vatanın evlatlarıyla ulusal diyalogdan yanayız” ifadelerini kullandı.

Onurlu Adamlar Hareketi Sözcüsü Ebu Fahr ayrıca, yardım ve teçhizat taşıyan bir İsrail helikopterinin Suveyda kentine indiği yönündeki haberleri de yalanladı. “Halkın çoğunluğu sokaklarda. Kimsenin böyle bir şeyi doğruladığını duymadım” diyen Ebu Fahr, böyle bir şey olsaydı en azından video kaydının alınacağını kaydetti.

Ebu Fahr, “İsrail, yardımlarının dağıtımıyla ilgili bir video yayınlandı. Bu dağıtım, İsrail işgal ordusunun kontrolü altında olan Cebel eş-Şeyh bölgesinde gerçekleşti” dedi.

Küllerin altındaki ateş

“Suveyda'da hem kırsal hem de kentsel alanda gerginlik sürüyor. Çünkü Eşrefiye Sahnaya'da yaşananlar bölge sakinlerinin çoğunu endişelendirdi ve hazırlıklarını artırmalarına neden oldu” diyen Ebu Fahr, “Tüm sınır hafif, ağır ve orta silahlarla silahlandırıldı ve herhangi bir saldırı korkusuyla tahkimatlar inşa edildi” açıklamasında bulundu.

ergthy
Şam yakınlarındaki Sahnaya'da yaşanan olayların ardından bir dükkân sahibi kırılan camları temizliyor. (AP)

Ceramana'daki bir hükümet çalışanı, yaşanan gerginliklerin ardından sokaklarda rastgele silahlı gösterilerin tamamen ortadan kalkmasıyla hayatın yavaş yavaş normale döndüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan çalışan, “Pazarlar, vatandaşların alışveriş yapma talebi ve tüm temel ürünlerin bulunmasıyla birlikte yeniden hareketlendi. Şehirde toplu taşıma araçları her iki yönde de normal bir şekilde hareket etti. Resmi daireler ve okullar çalışmalarını sürdürdü” ifadelerini kullandı.

Suriye resmi haber ajansı SANA, İçişleri Bakanlığı ve Deraya Bölge Müdürlüğü’nün, Sahnaya ve Eşrefiye Sahnaya’da meydana gelen son olaylar sırasında gözaltına alınan 22 kişiyi serbest bıraktığını bildirdi.