Mısır: 6 yıllık Ekonomi Programı hükümetin kaderini belirleyecek

Mısır ekonomi programı Madbuli hükümetinin kaderi konusunda tartışmalara yol açtı

Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli (Şarku’l Avsat)
Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli (Şarku’l Avsat)
TT

Mısır: 6 yıllık Ekonomi Programı hükümetin kaderini belirleyecek

Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli (Şarku’l Avsat)
Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli (Şarku’l Avsat)

Mısır hükümeti, 6 yıllık (2024-2030) ekonomi programını içeren belgeyi Meclis’e sundu. Kahire yönetimi böylece ekonomik ve sosyal politikalar düzeyinde devletin önceliklerini belirleyen araştırma projesi başlatmış oldu.

Resmi açıklamaya göre belgenin hükümet tarafından "Cumhurbaşkanlığı direktiflerine" dayanarak yayınlanması, daha önce kapsamlı bir değişiklik yapılacağı yönündeki spekülasyonların ardından Başbakan Mustafa Medbuli hükümetinin önümüzdeki dönemde devamına ilişkin tartışmalara yol açtı.

Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, geçen ay yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazandığı zaferin ardından önümüzdeki aylarda yeni dönem için yemin edecek.

Haziran 2018’den bu yana hükümetin başında bulunan Medbuli, en büyük değişiklikleri 2022 yazında gerçekleştirdi. Değişiklik sonrasında 12 bakan yer aldı ve yıllık parlamento tatili sırasında düzenlenen olağanüstü bir oturumda meclis tarafından onaylandı.

Yeni belge, Bakanlar Kururlu Bilgi ve Karar Destek Merkezi tarafından hazırlanmış olup, ekonomik büyümeyi yüzde 6 ila 8 arasında değişen güçlü, kapsamlı, sürdürülebilir ve dengeli bir hedefle gerçekleştirmeyi içeren 8 önerilen stratejiyi kapsamakta. Ayrıca belge, 2030 yılı sonuna kadar 7 ila 8 milyon arasında iş imkanı sağlama ve döviz rezervlerini 300 milyar dolar seviyesine çıkarma hedeflerini içermekte. 

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Uzmanı Dr. Amr Haşim Rabie, Şarku'l Avsat'a, belgenin zamanlaması hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Medbuli hükümetinin çalışmalarına devam edeceğini varsaymasına rağmen, özellikle de ekonomide şu anda yaşanılan başarısızlık, ticaret dengesindeki bozulma, dövizdeki kur artışı ve geçmiş yıllarda başa çıkamadığı krizlerden sorumlu olmasına rağmen değişiklik yapma niyeti olmadığını gösteriyor” dedi.

Öte yandan Temsilciler Meclisi Milletvekili Mustafa Bekri, belgenin yayımlanmasıyla hükümetin ayakta kalması veya değişmesi arasında bir ilişki görmüyor. Şarku’l Avsat’a “önümüzdeki dönemin siyasi ve ekonomik yaşamda bir nitelik değişikliği göreceğini ve parlamento üyeleri seçimi yasalarını kabul etme, ekonomik düzeyde ise “Hükümetin Önerileri” programını, IMF ile iş birliğini hızlandırma, yabancı yatırımların akışıyla başa çıkma ve bir dizi önlemi içereceğini” belirtti.

Belge, Başbakan Yardımcısı ve Bakanlar Kurulu Bilgi ve Karar Destek Merkezi Başkanı Üsame el-Cevheri'nin resmi açıklamasına göre, “19 temel alanda 400'e yakın uzmanın katıldığı entegre bir araştırma projesine dahil olan yerel ve uluslararası uzmanların görüşlerinin özetine dayanan bir felsefe ve metodolojiye göre hazırlandı. Kısa ve uzun vadede karar almayı destekleyen 873 tavsiyeyi belirleyerek, önümüzdeki iki mali yıl boyunca ilgili bakanlıklar tarafından kabul edilen programlar da dahil olmak üzere çeşitli kaynaklara göre acil öncelikleri çıkararak sonuçlandırmıştır.”

Başbakan, tüm sektörlerde ulusal akıl ve uzmanlıktan en iyi şekilde yararlanmak için uzmanların ve uzmanların kamu politikalarının oluşturulmasına dahil edilmesinin hayati ve vazgeçilmez olduğunu değerlendirdi. Açıklamaya göre belgenin küresel koşullardaki değişkenleri ve sürdürülebilir kalkınma eğilimlerini dikkate aldığına dikkat çekildi.

Hükümet önümüzdeki iki ay içinde “ulusal diyalog”a yönelik bir strateji başlatma niyetini açıkladı. Belgede yer alan konuları tartışmak için bir dizi uzmanla çalıştaylar düzenledi ve belgeyi, içerdiği fikirleri incelemeleri için bir dizi kıdemli ekonomiste ve uzmana gönderdi. Başbakan ve ilgili üyelerinin yorum ve gözlemlerini dinleyeceği genişletilmiş bir çalıştay düzenlemeye hazırlanırken, toplumun çeşitli kesimlerinin konuyla ilgili tartışması için "Hivar" platformunda yayınlanacak ve tartışmaya açılacak.

El-Ahram Merkezi'ndeki uzman, diyaloğun geçtiğimiz yıllarda gerçekleştiği noktaya ulaşmanın "sınırlılığının" yanı sıra, özellikle gevşek çerçevesi nedeniyle "kafa karıştırıcı" olarak tanımladığı diyalog çağrısına pek güvenmiyor İster ekonomik konferans ister ulusal diyalog oturumları sırasında olsun, bunu yetersizliğe atfediyor. Hükümet, eğitim, sağlık veya diğer sektörlerde bu diyalogların sonuçlarına ulaşmak için gerekli fonları sağlayacaktır.

Öte yandan Bekri, hükümetin önerilerinin ‘genel çizgiler ve başlıklar’ olduğunu ve bunların uzmanlarla daha detaylı bir şekilde tartışılacağını düşünüyor. Bu, özel sektörü teşvik etmek için bir dizi önemli adımı kapsıyor.

6 yıllık plan, ekonomik projeler için bazı yeni kurumların kurulmasını içerecek. Ayrıca, Ulusal Diyalog çıktılarından önceki önerilere dair önceki çalışmaların yapılması ve bu önerilerin uygulanması, geniş kapsamlı dşyalogun başlıca amacının geleneksel olmayan çözümler aramak ve farklı görüşlere kulak vermek olduğunu doğruluyor.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.