Sudan’da başkent Hartum'daki Sahel-Sahara Bank binası yıkılırken Omdurman'da çatışmalar yoğunlaştı

Hartum'daki Sahel - Sahara Bank genel merkez binasının yıkılmadan önceki hali (Bankanın Facebook Resmi Sayfası)
Hartum'daki Sahel - Sahara Bank genel merkez binasının yıkılmadan önceki hali (Bankanın Facebook Resmi Sayfası)
TT

Sudan’da başkent Hartum'daki Sahel-Sahara Bank binası yıkılırken Omdurman'da çatışmalar yoğunlaştı

Hartum'daki Sahel - Sahara Bank genel merkez binasının yıkılmadan önceki hali (Bankanın Facebook Resmi Sayfası)
Hartum'daki Sahel - Sahara Bank genel merkez binasının yıkılmadan önceki hali (Bankanın Facebook Resmi Sayfası)

Sudan’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmalar, özellikle Omdurman’da yoğunlaştı. Başkent Hartum'un çeşitli bölgelerinde savaş uçaklarının uçtuğu görülürken, Zırhlı Birlikler Komutanlığı yakınlarında büyük patlamalar duyuldu.

Sudan ordusu, Omdurman şehrinde ilerleme kaydettiğini duyurdu. Orduya bağlı medya platformlarında HDK’nın ‘Hamideti’ lakabıyla bilinen lideri Muhammed Hamdan Daklu’ya atıfla ordunun ‘Daklu terörist milislerinin’ mevzilerini yok ettiği’ yönünde bir açıklama yer aldı.

Açıklamada, ordunun ‘Omdurman’da birçok noktada ilerleme kaydettiği’ bildirildi. Orduya bağlı Özel Harekat Kuvvetleri'nin ise Abbasiye ve Sinada bölgelerinde HDK'ya ağır kayıplar verdirdiği ve çok sayıda askeri araç, silah, mühimmat ve bol miktarda paraya el koyduğu kaydedildi. Ordunun açıklamasıyla ilgili HDK’dan herhangi bir yorum gelmedi.

Şarku'l Avsat'a konuşan görgü tanıkları, sabahın erken saatlerinde Hartum'daki Zırhlı Birlikler Komutanlığı yakınlarında büyük patlamalar ve ağır silahlarla çatışma sesleri duyduklarını söyledi.

Öte yandan Sudan ordusunun açıklamasında, HDK'yı pazartesi akşamı ‘Hartum'un başlıca simge yapılarından biri olan, kamu ve özel şirketlerin genel merkezlerinin yer aldığı Sahel - Sahara Bank binasını ateşe verip, tamamen yok olmasına neden olmakla’ suçladı.

Ordunun saldırıyı kınadığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Terörist milisler, talihsiz isyandan bu yana uluslararası insancıl hukuka yönelik ihlallerinin kapsamını sivillere ve sivil altyapıya karşı her türlü savaş suçunu kapsayacak şekilde genişletti. Bu durum, onların bölgesel ve uluslararası kuruluşlar tarafından ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırılmasını gerektiriyor.”

Sahel - Sahara Bank binası, Hartum'un merkezindeki el-Mukrin bölgesinde, HDK tarafından kontrol edilen Sudan Merkez Bankası genel merkezinin yakınlarında yer alıyor.

Ordu ile HDK, geçtiğimiz yıl nisan ayında aralarındaki savaşın başlamasından bu yana birbirlerini ülkenin altyapısını tahrip ettiği yönünde suçlamaya devam ettiler.

Öte yandan aylarca süren kesintilerin ardından başta el-Kalakla banliyösü olmak üzere Hartum'un bazı bölgelerine yeniden elektrik verildi. Bölge sakinleri elektriğin gelmesinden duydukları mutluluğu dile getirdi. Buna karşılık el-Cezire eyaletinden çok sayıda yerinden edilmiş insanın bölgeye akını nedeniyle içme suyu hizmetindeki kesintiler ve istikrarsızlıktan şikayet ettiler.

Dün HDK’nın kontrolündeki Vad Medeni kentinde gün boyunca göreceli bir sakinlik hakimdi. Ancak Şarku'l Avsat'a konuşan görgü tanıkları, şehrin dış mahallelerinde aralıklarla patlama sesleri duyduklarını bildirdi.

Vad Medeni Direniş Komiteleri üyeleri, HDK üyelerini ‘şehrin yakınlarındaki köylere baskın düzenlemek ve onlarca vatandaşın arabasını çalmakla’ suçladı. Bu olaylar, HDK lideri Daklu’nun ‘telef ediciler’ olarak adlandırdığı ve HDK ile bağlantısı olmadığını söylediği kişilerden hesap sorulacağı şeklindeki açıklamasına rağmen gerçekleşti.

Diğer taraftan Nil Nehri Eyaleti (kuzey) Valisi Muhammed el-Bedevi tarafından pazartesi günü yayınlanan bir kararla, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) örgütleri, sivil geçiş hükümeti döneminde oluşturulan direniş komiteleri ve kamu hizmeti komiteleri ile hem vatandaşlar hem de siyasi güçler arasında büyük tepki toplayan Halk Direniş Komiteleri’nin faaliyetleri eyalet genelinde yasaklandı.  

Sudan'da geniş kapsamda faaliyet gösteren direniş komiteleri kararı kınadı. Direniş komiteleri, kararı ‘Sudan İslami Hareketi ve Ulusal Kongre Partisi’nin 2018 yılının aralık ayındaki devrimi gerçekleştiren güçleri ortadan kaldırma girişimi’ olarak değerlendirdi. Gizli komiteler oluşturulacağını söyleyen direniş komiteleri, üyelerine ‘ortadan kaybolmaları’ talimatı verdi.

Direniş komitelerinden yapılan açıklamada, üyelerini birçok riskle karşı karşıya getiren savaş sırasında her zaman büyük bir insani rol üstlendiklerini, hatta bazılarının vatandaşlara devletin sağlayamadığı hizmetleri sağlamak için hayatlarını bile feda ettiklerini vurguladı. ‘Sudan’daki Müslüman Kardeşler'in uzantılarının devrimci güçleri hedef almasını’ kınayan direniş komiteleri, devrim günleri attıkları sloganlarını yeniden dile getirdi.

Öte yandan ÖDBG’den yapılan açıklamada, ‘amacın ülkeyi herkesin birbirine karşı savaştığı bir iç savaşa sürüklemek’ olduğunu söylediği kararı, Nil Nehri eyaletinde eski rejimin etnik ve bölgesel bazda tutuklamalar gibi uygulamalarının devamı’ olarak tanımladı.



Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

TT

Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

Lübnan Başbakanı Necib Mikati bugün yaptığı açıklamada, Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlılığını bir kez daha yineleyerek, ‘ordunun güneydeki güvenlik otoritesinin düşmanın dayandığı argümanları boşa çıkardığını’ vurguladı.

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından konuşan Mikati şunları söyledi: “Bugün yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etme sürecine başlıyoruz. Ordumuzun güney kentlerine güvenliği geri getireceğine inanıyoruz. Hükümetin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararını tüm hükümleriyle uygulama konusundaki kararlılığını vurguluyoruz.”

Mikati sözlerini şöyle sürdürdü: “Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Kazanımları koruyan bir devlet inşa etmek ve birleşmek için büyük ve kolektif bir sorumluluğumuz var. Dünyanın bize olan güvenini ve Lübnan halkının devlete olan güvenini yeniden tesis edeceğiz. Ordunun güneydeki güvenlik otoritesini yeniden sağlayacağız.”

sdcfergt
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından yerinden edilen insanlar evlerine dönerken, güneydeki Sayda kentinde bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (AFP)

İsrail'i ateşkese uymaya ve işgal ettiği topraklardan çekilmeye çağıran Mikati, “Farklılıklarımızı bir kenara bıraktığımız takdirde yarının Lübnan için daha iyi olacağına inancımız tamdır” dedi.

“Herkes fitne üzerine bahis oynuyordu, ancak zor sosyal koşullara rağmen vatandaşların birbirini kucakladığını gördük” diyen Mikati, ‘bugünün acılara rağmen Lübnan'a güvenlik ve istikrar getirmesini’ diledi.

İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes, her iki tarafın da ABD ve Fransa'nın aracılık ettiği bir anlaşmayı kabul etmesinin ardından bu sabah erken saatlerde yürürlüğe girdi.