Hamideti'nin danışmanı İbrahim Muhayr, Şarku'l Avsat’a konuştu: ‘HDK, siyasi süreci güvence altına almak için gerekli bir ortak’

Hartum ve El Cezire eyaletinden yerinden edilenler el-Gadarif'te yardım almayı bekliyor. (AFP)
Hartum ve El Cezire eyaletinden yerinden edilenler el-Gadarif'te yardım almayı bekliyor. (AFP)
TT

Hamideti'nin danışmanı İbrahim Muhayr, Şarku'l Avsat’a konuştu: ‘HDK, siyasi süreci güvence altına almak için gerekli bir ortak’

Hartum ve El Cezire eyaletinden yerinden edilenler el-Gadarif'te yardım almayı bekliyor. (AFP)
Hartum ve El Cezire eyaletinden yerinden edilenler el-Gadarif'te yardım almayı bekliyor. (AFP)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu'nun (Hamideti) danışma bürosu üyesi Dr. İbrahim Muhayr, Şarku’l Avsat’a özel açıklamalarda bulundu. Muhayr, HDK’nın Sudan’da oynadığı role ilişkin şunları söyledi:

“Savaş, HDK'ye yeni bir rol yükledi. HDK, eski rejime ve aşırılık yanlılarına karşı sadece bir savaşçı olmaktan, savaşın insani yükünü ve etkilerini hafifletmede ve istikrarı sağlamada aktif bir üyeye dönüştü. Siyasi süreci güvence altına almak ve modern, medeni Sudan devletini kurmak için gerekli bir ortak haline geldi. Uluslararası ve bölgesel güçlerin bile farkına vardığı şey budur.”

Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda Muhayr, HDK’nin El Cezire eyaletinin başkenti Vad Medeni şehrine saldırısını ve şehrin ele geçirilmesini haklı olarak savundu. Bunu, ‘yaklaşık 40 bin savaşçıyı seferber eden, askeri tümenini bir savaş birimi halinde yeniden yapılandıran ve HDK'ye El Cezire üzerinden saldıracağını kamuoyuna açıklayan Sudan Ordusu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan'a’ bağladı. Muhayr, “Bu tür düşmanca eylem ve konuşmaların farklı bölgelerde tekrarını dikkatle izliyoruz. Bizi onlara saldırmaya zorlamamalarını umuyoruz” dedi.

Muhayr, HDK'nin sivilleri hedef aldığı yönündeki suçlamalara karşı çıkarak şunları söyledi:

“Biz sivilleri, hatta askeri personeli bile hedef almıyoruz. Ordunun herhangi bir düşmanca eylemde bulunmama taahhüdünün bir sonucu olarak Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir şehrine girmememiz de bunu kanıtlıyor. Ancak güçlerimize veya sivillere yönelik herhangi bir tehdit olursa, uygun şekilde karşılık vereceğiz. Pozisyonlarımız veya vatandaşlarımız için tehlikeli olabilecek bilgi veya hareketlere sahip olmadığımız sürece yeni alanları hedeflemiyoruz. Uçaklara veya aşırılık yanlısı saldırganlara ve gölge tugaylara karşı koymak gibi meşru müdafaa çerçevesi dışında muharebe operasyonlarına girişmiyoruz.”

Fotoğraf Altı: Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu'nun (Hamideti) danışma bürosu üyesi Dr. İbrahim Muhayr. (Şarku’l Avsat)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu'nun (Hamideti) danışma bürosu üyesi Dr. İbrahim Muhayr. (Şarku’l Avsat)

Muhayr, HDK’nin kontrolü altında bulunan El Cezire eyaletindeki duruma ilişkin de şu açıklamada bulundu:

“Bölge, elektrik, su ve hastaneler gibi temel tesisleri vuran, ayrım gözetmeyen ve acımasız bombalamalara rağmen hızlı adımlarla toparlanmaya başladı. İnsanları işlerine, çocukları okullarına, sporcuları futbol sahalarına döndüren bir istikrara tanık oluyor.”

Muhayr, HDK’nin Cidde Müzakere Platformu’na dönme hazırlığının boyutuyla ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Cidde Platformu, HDK ile ordu arasındadır ve orada herhangi bir Egemenlik Konseyi’nden söz edilmiyor. Burhan'ın Cidde Platformu’na ani dönüş arzusunun değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü bizim ve kendisinin talep ettiği sürenin uzatılması konusunda anlaşmamıza rağmen, savaşın başlamasına sebep olan İslamcıları tutuklayarak güven inşa etmenin ilk şartını yerine getiremedi.”

Muhayr, ‘İslamcıların tutuklanması’ adımına ‘sivillerin korunması, insani yardımın ulaştırılması ve Cidde Bildirgesi'nin yedi hükmünün yerine getirilmesi konusunda anlaşmaya varılmasının şartı’ olarak bağlı kaldı.

Burhan’a göre ise ateşkes, Cidde Bildirgesi’nin yükümlülüklerinin, özellikle de HDK’nin vatandaşların evlerinden çıkışının uygulanması şartına bağlıydı. Ancak HDK, duyurunun ‘her iki tarafça uygulanacak tek bir paket’ olduğunu savunuyor.

Muhayr, önümüzdeki siyasi denklemde HDK’nin katılımına ilişkin olarak, rollerinin ‘Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu (Tekaddum) ile yaptıkları anlaşmada öngörülenlere veya karmaşık pratik gerçekliğin ve siyasi sürecin birleşik bir ordu kurma ve ülkeyi parçalanmaktan koruma hedefinin dayattığı şeylere göre şekilleneceğini’ söyledi.

Sudan'ın karşı karşıya olduğu ciddi siyasi ve toplumsal karmaşıklıklara ilişkin olarak Muhayr, Hamideti'nin ‘uyuyan terörist hücrelerin varlığı, mayınların, bombaların ve yasadışı silahların yayılması, altyapının tahrip edilmesi ve bozulması olasılığı da dahil olmak üzere çeşitli tehlikelerin’ farkında olduğunu vurguladı.

Muhayr, Hamideti'nin Tekaddum ile imzaladığı Addis Ababa Bildirgesi'ne başkalarını da dahil ederek genişletmeyi umduğunu doğruladı. Bu, söz konusu bildirgenin tüm Sudanlılara açık olması anlamına geliyor. Muhayr sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Politikacılarla, halk ve kabile liderleriyle, Sufilerle ve her kesimden sıradan insanlarla neredeyse her gün iletişim var. Bu, HDK’nin kontrolü altındaki bölgelerde güvenlik, istikrar ve hizmetler sağlayarak Sudanlıların ihtiyaçlarına yanıt vermesine de yansıdı.”



Güneye konuşlanmaya hazırlanan Lübnan ordusu, vatandaşlara geri dönüş konusunda sabırlı olmaları çağrısında bulundu

Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
TT

Güneye konuşlanmaya hazırlanan Lübnan ordusu, vatandaşlara geri dönüş konusunda sabırlı olmaları çağrısında bulundu

Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)

Lübnan ordusu bugün yaptığı açıklamada, ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte ülkenin güneyindeki konuşlanmasını tamamlamaya çalıştığını duyurdu. Ordu ayrıca, vatandaşlara anlaşma uyarınca İsrail güçleri geri çekilene kadar bu güçlerin bulunduğu köy ve kasabalara dönmek için sabırlı olmaları çağrısında bulundu.

Ordudan yapılan açıklamada, “Ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte ordu, Lübnan hükümeti tarafından emredildiği üzere güneydeki konuşlanmayı tamamlamak için gerekli tedbirleri almaya ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) ile koordinasyon içinde görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır” denildi.

Lübnan ordusu ayrıca diğer bölgelere dönen bölge sakinlerini, İsrail ordusunun geride bıraktığı ‘patlamamış mühimmat ve şüpheli nesnelere’ karşı dikkatli olmaya çağırdı.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığına göre, Lübnan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, Suriye ile el-Masnaa Sınır Kapısı yolunun tadilatı için hazırlıklara başladığını bildirdi.

NNA, bakanlığın ‘İsrail saldırısı sonucu hizmet dışı kalan köprülerin durumunu değerlendirmek ve gerekli hamleleri başlatmak üzere’ kuzeydeki kara sınır kapılarını denetlemeye başladığını belirtti.

İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes anlaşması bugün yerel saatle sabah 4'te yürürlüğe girdi.

İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını eylül ayında Lübnan'a doğru genişletti ve Ekim 2023'ten bu yana İsrail'le karşılıklı bombardımanda bulunan Hizbullah'ın çok sayıda üst düzey komutanını öldürdü.