Mısır hükümet sözcüsünün mültecilere ilişkin tutumu, eleştiri dalgasını ateşledi

Mısır’da Suriyelilere ait dükkanlar yaygınlaştı (AFP)
Mısır’da Suriyelilere ait dükkanlar yaygınlaştı (AFP)
TT

Mısır hükümet sözcüsünün mültecilere ilişkin tutumu, eleştiri dalgasını ateşledi

Mısır’da Suriyelilere ait dükkanlar yaygınlaştı (AFP)
Mısır’da Suriyelilere ait dükkanlar yaygınlaştı (AFP)

Muhammed el-Hamsani, hükümetin ülkede sayıları giderek artan mültecilerle ilgili çalışmaları ve devletin mültecilerin ikameti konusunda üstlendiği yükler hakkındaki açıklamaları sonrasında geniş çaplı bir eleştiri dalgasına maruz kaldı.

Hamsani pazartesi günü televizyonda yaptığı açıklamada, yakın zamanda Mısır’daki Suriyelilere ait dükkanların boykot edilmesi çağrısında bulunan taraflara yanıt olarak hükümetin, yalnızca Suriyelileri değil, tüm milletlerden ikamet eden yabancıları hedef alan kampanyaları reddettiğini vurguladı.

Resmi sözcü “Hükümet Mısır’daki göçmenlere herhangi bir ek ücret veya maliyet dayatmaya çalışmıyor” dedi.

Mısır hükümetine göre, Mısır’da yaklaşık 133 ülkeden, göçmen ve mültecilerin de aralarında bulunduğu yaklaşık 9 milyon yabancı yaşıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Mısır’ın UNHCR’a kayıtlı 473 bin mülteci ve sığınmacıya ev sahipliği yaptığını, bunların yüzde 44’ünün Sudanlı, yüzde 32,5'inin Suriyeli olduğunu belirtti.

Sosyal medya siteleri çok sayıda eleştiriye sahne oldu. Hamsani’nin ‘hükümetin bu kişilere herhangi bir ek ücret uygulama niyetinde olmadığını ve şu anda Mısır'da yaşayanların gerçek bir envanterini çıkarmakla yetineceğini’ teyit etmesiyle X platformunda ‘Muhammed_el-Hamsani_İstifa’ hashtag'i, açıklamalarını eleştiren tweetlerle trendlere girdi. 

Hamsani’nin istifasını isteyen hashtagin yanı sıra ‘halkın_talebi_mültecilerin_sınır_dışı _edilmesi’ hashtagı de kullanıldı. Blog yazarı Ahmed Faris ise ‘gerçeklerin açıklığa kavuşturulması’ çağrısında bulundu. Ayrıca ‘kötü provokatif açıklamaların’ sonuçları konusunda uyardı.

Sali el-Şerbeni adlı bir hesap, ‘önce vatandaşın rahatını sağlama sonra mültecileri düşünme’ çağrısında bulunurken, Muhammad Abdulsattar ‘Mısırlıların mültecilere yönelik güvenlik ve desteğin bedelini çocuklarının yiyeceği ve kanıyla ödediğini’ belirtti. Yetkililere bunu ‘unutmamalarına’ yönelik çağrıda bulundu. 

Mısır Temsilciler Meclisi üyesi milletvekili Ranya el-Cezayirli hükümetin şu anda ‘koşulların yasallaştırılmasını ve sayılarının belirlenmesini’ sağlamaya çalıştığına inanıyor. Milletvekili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda, “Mısır hükümetinin geç de olsa şimdi attığı adımlar, doğru rakamların ve istatistiklerin bulunmaması nedeniyle, sadece rakamlar açısından değil, bulundukları yerler açısından da önem taşıyor” dedi. Ayrıca “Koşulları yasallaştırma taahhüdü, iyi maaşlarla iş fırsatları elde etmelerinin kolaylığı da dahil olmak üzere çeşitli nedenlerde dahil olmak üzere bölge sakinlerinin büyük çoğunluğu için bir engel teşkil etmeyecek” dedi.

Ülkeye yerleşenlerden vergi alınmaması ile ilgili olarak, milletvekili, ikamet verileri veya fiilen faaliyet gösterdikleri işyerlerine ödenen vergiler konusundaki koşulların yasallaştırılmasına yönelik halihazırda uygulanan kontrollerin bulunduğunu ve bu konuların otomatik olarak uygulandığını anlattı.

Mustafa Medbuli başbakanlığındaki Mısır hükümeti pazartesi günü resmi açıklamaya göre, Mısır devletinin çeşitli milletlerden misafirleri ile ilgilenmesi karşılığında yaptığı katkıları takip etmek amacıyla mülteci sayısını belirlemek için kapsamlı bir prosedürün başladığını onaylamak üzere toplandı.

Milletvekili Ranya el-Cezayirli, UNHCR tarafından açıklanan mülteci sayısının, Mısır’ın çeşitli valilik ve şehirlerine yayılmış olmaları nedeniyle gerçeğin çok altında olduğunu öne sürdü ve hükümetin bu sayıyı belirlemeye çalıştığını belirtti. Ayrıca bu çalışmanın, özellikle de Mısır’ın son yıllarda çatışmaların ve siyasi sorunların yaşandığı birçok ülke vatandaşı için ‘güvenli bir sığınağa’ dönüşmesi ve ‘insani nedenlerle’ girişi kolaylaştıracak prosedürlerin uygulanmasının ardından gelecekte mülteci konusunun ele alınmasında güvenilecek sayıları sağlayacağını vurguladı.  

Siyasi sosyoloji profesörü Dr. Said Sadık, bu konunun gündeme, Filistinlilerin Gazze’den Mısır’a sürülmesi ve bunun Mısır ekonomisine ek yük getirebileceği korkusunun hakkim olduğu bir zamanda geldiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Mısır’ın 2011’den bu yana Suriye’den vatandaş aldığını ve bu nedenle varlıklarının yoğunluğu hakkında konuşulduğunu sözlerine ekledi. Belirli bir uyruğa mensup bireylerin ihlallerde bulunmasının, toplu ceza uygulanması anlamına gelmediğini, bunun Mısır halkının açıkça anladığı bir şey olduğunu ve bu konuda toplumsal bir anlaşmazlık bulunmadığını belirtti.

Milletvekili, ‘ikamet yerlerini belirtemeyecek olan ihlalcilerle baş etme konusunda henüz bir kavram bulunmadığına’ dikkat çekti. Önümüzdeki dönemde çalışmalar yapılacağı için sayılarının az ve sınırlı olmasını beklendiğini belirtti.



BM müfettişleri Suriye'de delil toplamaya başlamak için izin istiyor

Şam yakınlarındaki Sednaya hapishanesinin havadan çekilmiş fotoğrafı (AFP)
Şam yakınlarındaki Sednaya hapishanesinin havadan çekilmiş fotoğrafı (AFP)
TT

BM müfettişleri Suriye'de delil toplamaya başlamak için izin istiyor

Şam yakınlarındaki Sednaya hapishanesinin havadan çekilmiş fotoğrafı (AFP)
Şam yakınlarındaki Sednaya hapishanesinin havadan çekilmiş fotoğrafı (AFP)

Birleşmiş Milletler Suriye müfettişlerinin başkanı, dün, ülkede işlenen zulümlere ilişkin kanıt toplamak için yeni yetkililerden saha çalışmasına başlamak için izin istediğini açıkladı.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndan çıkan Uluslararası, Tarafsız ve Bağımsız Mekanizma'nın başkanı Robert Botti, Aralık 2016'da şu ana kadar uzaktan yürütülen soruşturmaların ardından “yüzlerce gözaltı merkezinin belgelendiğini (...) her güvenlik merkezinde, “Her üssün, her hapishanenin kendine ait gözaltı yeri ya da toplu mezarı olduğunu” belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre teşkilata, "İşlenen suçların tam boyutunu öğrenmemiz uzun zaman alacak" ifadesinde bulundu.

Merkezi Cenevre'de bulunan Uluslararası, Tarafsız ve Bağımsız Mekanizma, 2011 yılında savaşın başlangıcından bu yana Suriye'de işlenen uluslararası hukuka göre en ciddi suçlardan sorumlu olanların soruşturulmasına ve kovuşturulmasına yardımcı olmaktan sorumludur.

Şam, geçmişte bu BM müfettişlerinin Suriye'ye gitmesine izin vermemişti.

Robert Botti, ekibinin yeni yetkililerden "misyonumuzu uygulamaya yönelik bir çerçeveyi müzakere etmek üzere Suriye'ye gitmek için izin istediğini" söyledi.

Kanada Başsavcısı ve Hukuk Görevlisi, "Verimli bir toplantı yaptık ve resmi olarak geri dönüp çalışmaya başlayabilmemizi talep ettik ve onların yanıtını bekliyoruz" dedi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre, eski Suriye hükümetinin hapishanelerinde 2011 yılından bu yana 100 binden fazla insan öldürüldü.

Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık'ta devrilmesinin ardından hapishane kapılarının açılmasından bu yana, suçlara ilişkin belge ve diğer deliller konusunda endişeler ortaya çıktı.

Botti, Suriye'de "kovuşturmamız gereken kişileri mahkûm etmek için yeterli kanıt bulunduğunu" ancak bunu sürdürmenin "tüm aktörler arasında çok fazla koordinasyon gerektirdiğini" söyledi.

Uluslararası, Tarafsız ve Bağımsız Mekanizma tarafından uzaktan toplanan deliller, son yıllarda başta Belçika, Fransa, İsveç ve Slovakya olmak üzere 16 yargı bölgesinde yürütülen yaklaşık 230 soruşturmada kullanıldı.