Mısır’ın arabuluculuk çabaları Aruri suikastının yarattığı krizi aştı mı?

İsrail heyetinin Kahire’yi ziyaret ettiği belirtiliyor.

İsrail’in bombardımanları geniş çaplı yıkıma neden oluyor. (AFP)
İsrail’in bombardımanları geniş çaplı yıkıma neden oluyor. (AFP)
TT

Mısır’ın arabuluculuk çabaları Aruri suikastının yarattığı krizi aştı mı?

İsrail’in bombardımanları geniş çaplı yıkıma neden oluyor. (AFP)
İsrail’in bombardımanları geniş çaplı yıkıma neden oluyor. (AFP)

Mısır ve Katar’ın, İsrail ile Gazze Şeridi’ndeki direniş grupları arasındaki çatışmayı durdurma ve rehine takasına yönelik arabuluculuğu, Hamas liderlerinden Salih el-Aruri’nin bir hafta önce Beyrut’un güney banliyösünde öldürülmesinden bu yana yaşanan ‘durgunluğun aşılabileceğine’ ilişkin çeşitli göstergelere tanık oldu. Nitekim İsrailli bir heyetin Hamas’la rehine takasına ilişkin müzakereleri yeniden başlatmak üzere Kahire’ye geldiğine yönelik haberler çıktı.

ABD medyası, üst düzey bir ABD temsilcisinin Katar Başbakanı ile görüştüğünü aktarırken ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın bölgedeki gezisinin son durağı olarak bugün Kahire’ye geçmesi bekleniyor. Arabuluculuk sürecinin rehinelerin Gazze’den çıkarılması yönünde ilerletilmesi öncelikler arasında yer alıyor.

Sky News Arabia’nın aktardığına göre isminin açıklanmasını istemeyen üst düzey Mısırlı bir kaynak, İsrail’den bir güvenlik heyetinin Gazze Şeridi’ndeki durumla ilgili gelişmeler hakkında Mısırlı yetkililerle görüşmek üzere Kahire’ye geldiğini bildirdi. Kaynak, heyetin pazartesi akşamı Kahire’ye gelip salı günü öğleden sonra buradan ayrıldığını ve Mısırlı yetkililerle yaptığı görüşmelerde ‘Gazze Şeridi’nde Filistinli gruplar tarafından tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılması karşılığında uzun bir ateşkes anlaşması’ üzerinde durulduğunu belirtti.

Kahire, Beyrut’ta Aruri suikastından önce ateşkesle sonuçlanan birbirini takip eden ve birbiriyle bağlantılı üç aşamayı içeren öneriler sunmuş ancak arabuluculuk süreci suikastın ardından bir durgunluğa tanık olmuştu.

Fotoğraf Altı: Saldırılarda yaralanan Filistinliler, Aksa Şehitleri Hastanesi’ne kaldırılıyor. (Reuters)
Saldırılarda yaralanan Filistinliler, Aksa Şehitleri Hastanesi’ne kaldırılıyor. (Reuters)

7 Ekim’den bu yana bölgedeki dördüncü gezisi kapsamında, dokuzuncu ülke olarak Kahire’ye gelmesi beklenen Blinken, daha önce yaptığı açıklamalara göre Gazze Şeridi’ndeki rehinelerin serbest bırakılmasıyla ilgili çabaları destekliyor. Salı günü Blinken, Gazze’de tutulan ABD’li rehinelerin aileleriyle Tel Aviv’de bir araya geldi. Burada ‘tüm rehinelerin ailelerine geri dönmesinin ABD yönetimi için son derece öncelikli bir konu olduğunu’ vurguladı ve rehine meselesini İsrail’deki Mossad ve Şin-Bet teşkilatlarının başkanlarıyla görüştü.

Ayrıca dün Akabe’de düzenlenen Arap zirvesinin sonunda Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Ürdün Kralı 2. Abdullah, ‘İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırganlığını sona erdirmek ve oradaki sivilleri korumak için baskının artırılması gerektiğini’ vurguladılar. Zirveden sonra yapılan açıklamaya göre Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile üçlü toplantıya katılan iki lider, ‘Hamas tarafından yönetilen Gazze Şeridi’nin kaderini İsrail’in işgali altındaki Batı Şeria’dan ayırmaya yönelik her türlü İsrail planını’ reddettiklerinin altını çizdiler. Mısırlı bir yetkili dün yaptığı açıklamada, Mısır ve Ürdün’ün Gazze’de ateşkes sağlanması ve buradaki insani krizin hafifletilmesi için baskı uygulanması amacıyla destek toplamaya çalıştıklarını söyledi. Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı bilgilere göre Mısırlı yetkili, Abbas, Ürdün Kralı ve Mısır Cumhurbaşkanı’nın ‘Filistinlilerin topraklarından çıkarılmasına’ karşı olduklarını yinelediklerini de sözlerine ekledi.

El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden İsrail meseleleri uzmanı Dr. Said Ukkaşe arabuluculuk çabalarının ‘pratikte durmadığını’ söyledi. Durgunluğun Aruri suikastının yansımalarını kontrol altına almak için siyasi düzeyde olabileceğine işaret ederek güvenlik birimleri ile arabulucuların çalışmaları düzeyinde çeşitli taraflar arasındaki iletişimin durmadığını belirtti.

Ukkaşe, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada mevcut müzakerelerin devam ettiğini ancak zorlu olduğunu dile getirerek, çatışmanın her iki tarafının da (İsrail ve Hamas) katı tutumlarından vazgeçmemeleri göz önüne alındığında, üzerine inşa edilecek hiçbir sonuç olmadığını tahmin ettiğini söyledi. Gruplar, yaşadıkları zorluklara, saha ve insani baskılara rağmen suikast sonrasında İsrail’e güvenmiyor. Diğer yandan İsrail hamleler yapmaya devam ediyor ve Filistinli gruplar tarafından tamamen reddedilmesine rağmen ilk ateşkesle aynı kurallar çerçevesinde müzakere yapmak istiyor.

Fotoğraf Altı: Mısır’ın insani yardım malzemeleri taşıyan tırları, Kerem Şalom Sınır Kapısı’nda güvenlik kontrolünden geçtikten sonra Gazze Şeridi’ne giriş yapıyor. (EPA)
Mısır’ın insani yardım malzemeleri taşıyan tırları, Kerem Şalom Sınır Kapısı’nda güvenlik kontrolünden geçtikten sonra Gazze Şeridi’ne giriş yapıyor. (EPA)

ABD haber sitesi Axios’a göre Washington, Ortadoğu temsilcisini büyük bir gizlilikle Doha’ya gönderdi. Sitenin haberinde ABD Başkanı’nın Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Brett McGurk ile Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani arasında salı günü Doha’da bir toplantı yapıldığı belirtildi. ABD’li bir kaynak ve iki başka kaynağa dayandırılan haberde iki yetkilinin bölgesel gerilimleri ve Gazze’de tutulan rehinelerin serbest bırakılmasını sağlama çabalarını görüştüğü kaydedildi.

Axios’a göre Beyaz Saray ve Katar hükümeti toplantıyı ‘gözlerden uzakta tuttu’, McGurk’un ziyaretini duyurmadı ve Katar Başbakanı ile görüşmesine ilişkin bir açıklama yayınlamadı. Haber sitesinde İsrail ve Hamas hareketinin anlaşmaya varmak için iki teklif sunduğu ancak iki anlaşma arasında halen büyük boşluklar olduğu belirtildi.

Aynı bağlamda İsrail’in Kanal 13 televizyonu, Gazze’deki savaşı sona erdirme amacı taşıyan ve Katar’a atfedilen bir önerinin ayrıntılarını yayınladı. Öneri, ‘İsrail ordusunun geri çekilmesi karşılığında Hamas liderlerinin Gazze Şeridi’nden sürülmesi ve tüm rehinelerin aşamalı olarak da olsa serbest bırakılmasını’ içeriyor. Ancak Katar yetkilileri bu konuda herhangi bir resmi bilgi veya açıklama yayınlamadı.

Diğer yandan Hamas, ‘kendi şartları’ yerine getirilmeden rehineleri serbest bırakmayı reddediyor. Salı günü Katar’da düzenlenen bir konferansa katılımı sırasında açıklamalarda bulunan Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye yaptığı açıklamada bu tutumun altını çizerek “İşgal hapishanelerindeki tüm mahkumlarımız serbest bırakılmadıkça onlar (İsrail) rehinelerini asla geri alamayacaklar” dedi.

Filistinli gruplar, geçici ateşkes müzakerelerini reddettiklerini ve tam bir ateşkes ile ‘herkese karşılık herkes’ ilkesine göre tutuklu-rehine takasında ısrarcı olduklarını defalarca gösterdiler. İsrail askeri operasyonu şu ana kadar güç kullanarak rehineleri kurtarmakta veya Hamas’ı, Tel Aviv için en önemli kategori olan askeri mahkumları serbest bırakmaya zorlamakta başarısız oldu.

Kudüs Üniversitesi Siyasi Bilimler Öğretim Görevlisi ve Filistinli siyasetçi Dr. Eymen er-Rakab, Aruri suikastının ardından oluşan gergin atmosfere rağmen arabuluculuk kapılarının ‘kapanmadığını’ söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan Rakab ‘şu aşamada grupların müzakerelerin yeniden başlatılması konusundaki tutumuna ilişkin net bir sinyal olmasa da Gazze Şeridi’ndeki insani krizin yükünü hafifletmek için geçici bir ateşkes’ için dahi grupların ileride tekrar müzakere sürecine girmesinin olası olduğuna’ dikkat çekti.

İsrail’in 7 Ekim operasyonundaki rehine sayısına ilişkin açıkladığı tahminlere göre ilk geçici ateşkes sırasında Hamas, elindeki rehinelerin yaklaşık yarısını serbest bıraktı. Mısır, Katar ve ABD’nin arabuluculuğuyla gerçekleştirilen geçici ateşkes geçen kasım ayında yapılarak bir hafta sürmüştü. Arabulucular o zamandan bu yana, çatışmaların durdurulması ile birlikte yeni bir rehine-tutuklu takası turu için anlaşmaya varmaya çalışıyorlar.



Ateşkes dördüncü gününe girerken İsrail ordusu, Suriye-Lübnan sınırı yakınlarındaki Hizbullah mevzilerini bombaladığını duyurdu

İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkesin ikinci gününde Lübnan'ın güneyindeki el-Adise köyünde devriye gezen İsrail askerleri (Reuters)
İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkesin ikinci gününde Lübnan'ın güneyindeki el-Adise köyünde devriye gezen İsrail askerleri (Reuters)
TT

Ateşkes dördüncü gününe girerken İsrail ordusu, Suriye-Lübnan sınırı yakınlarındaki Hizbullah mevzilerini bombaladığını duyurdu

İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkesin ikinci gününde Lübnan'ın güneyindeki el-Adise köyünde devriye gezen İsrail askerleri (Reuters)
İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkesin ikinci gününde Lübnan'ın güneyindeki el-Adise köyünde devriye gezen İsrail askerleri (Reuters)

Ateşkes anlaşmasının dördüncü gününde İsrail savaş uçakları, Suriye tarafından Hermel'in kuzeyindeki sınır kapılarını, özellikle de Humus'un güney kırsalındaki Cusiye, Cubaniye ve el-Havz kapılarını hedef alan bir dizi saldırı düzenledi. Ayrıca İsrail'e ait bir insansız hava aracı (İHA), batı kesimindeki Mecdel Zevn kasabasında bir otomobili hedef aldı ve hafif yaralanmalara neden oldu.

Şafak vakti Lübnan'ın güneyinde Hula tarafındaki Şakra kasabasının eteklerinde bir hava saldırısı gerçekleştiğini ifade eden vatandaşlar, İsrail ordusunun el-Hıyam'a bir top mermisi attığını ve ağır makineli tüfek ateşi duyulduğunu bildirdi.

İsrail güçleri dün gece Marun er-Ras kasabası yönünde ağır makineli tüfek ateşi açtı ve Bint Cubeyl kentindeki bir dizi mahalleyi hedef alarak sakinlerin evlerine girmelerini engelledi.

İsrail ordusu bugün yaptığı açıklamada, Suriye-Lübnan sınırında Hizbullah'ın savaş araçlarını nakletmek için kullandığı geçitlerin yakınındaki askeri altyapıyı bombaladığını duyurdu.

Bir İsrail ordu sözcüsü, bombardımanın, ateşkes anlaşmasının ardından Hizbullah'ın savaş araçlarının Suriye'den Lübnan'a transferinin izlenmesinden sonra gerçekleştirildiğini belirtti.

Sözcü, İsrail ordusunun ‘ateşkes anlaşmasını ihlal eden her türlü tehdidi ortadan kaldırmak için çalışmaya devam edeceğini’ vurguladı.

Lübnan'da geçen çarşamba günü şafak vakti yürürlüğe giren ateşkes, İsrail ile Hizbullah arasında yaklaşık bir yıldır süren karşılıklı çatışmaları sona erdirmeyi amaçlıyor.