Tunuslular sivil toplum kuruluşları, derneklere yönelik yeni yasa tasarısından endişeli

Tunus'taki bazı insan hakları derneklerinin düzenlediği önceki bir stand (Şarku’l Avsat)
Tunus'taki bazı insan hakları derneklerinin düzenlediği önceki bir stand (Şarku’l Avsat)
TT

Tunuslular sivil toplum kuruluşları, derneklere yönelik yeni yasa tasarısından endişeli

Tunus'taki bazı insan hakları derneklerinin düzenlediği önceki bir stand (Şarku’l Avsat)
Tunus'taki bazı insan hakları derneklerinin düzenlediği önceki bir stand (Şarku’l Avsat)

Tunus Temsilciler Meclisi'ne sunulmayı bekleyen derneklere yönelik yeni yasa tasarısı, Tunus'taki sivil toplum kuruluşları arasında, ülkedeki faaliyetlerine kısıtlama getirileceği yönünde yaygın tartışmalara ve endişelere yol açtı. 

Geçtiğimiz Ekim ayında on milletvekili tarafından sunulan yasa önümüzdeki birkaç gün içinde meclis komisyonunun sivil toplum örgütleriyle ilgili bir yasa tasarısını değerlendirmesi planlanıyor. Kanun tasarısı, 2011 yılında çıkarılan mevcut Dernekler Kanunu'nun değiştirmesini amaçlıyor. Kanun tasarısı, hükümete, bir örgütün kurulmasına izin verildikten sonraki bir ay içinde itiraz etme konusunda geniş yetki veriyor. Tunuslu yetkililer, yeni yasa tasarısı aracılığıyla "dernekler ve siyasi partilere yönelik yabancı fonları kuşatmayı" amaçladıklarını söylüyor. Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said daha önce derneklerin dış finansmanı olgusuyla mücadele edilmesi ve şüpheli fonların izlenmesine ilişkin yasa ve tasarıların tercüme edilmesi ihtiyacını belirtmişti. Said, mevcut sorunun  delil ve kanıtlarla istihbarat departmanlarının bir uzantısı olan derneklerin yabancı finansmanıyla temsil edilmesi olduğunu ifade etti. Ancak sivil toplum dernek ve kuruluşları yeni yasanın çalışmalarını kısıtlamayı amaçlıyor.

FOTO: Tunus Cumhurbaşkanı, “derneklere dışarıdan fon sağlanması olgusuyla mücadele edilmesi” gerektiğini vurguladı (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı, “derneklere dışarıdan fon sağlanması olgusuyla mücadele edilmesi” gerektiğini vurguladı (Reuters)

Samud Koalisyonu Genel Koordinatörü Hüsam el-Hami AWP’ye yaptığı açıklamada, “54 sayılı Kararname (bilgi ve iletişim sistemlerine ilişkin suçlarla mücadeleye ilişkin) ve yürütme otoritesinin Yüksek Yargı Konseyi'ne dönmeden hâkimleri görevden almasına olanak tanıyan kararnameler gibi önceki yasaların tümü genellikle özgürlüklere baskıcı nitelikte. Dolayısıyla bu otoritenin sivil toplumu canlandıracak veya destekleyecek bir yasa çıkaracağını düşünmüyoruz. Cumhurbaşkanlığı ve dolayısıyla medya, hukuk, muhalefet gibi tüm muhalif otoritelerin bir arada olduğu tam bir devlet vizyonu var. Otorite rolünü sınırlamaya ve zayıflatmaya çalışıyor. Bu yasa da bu çerçevede geliyor” ifadelerini kullandı. Ayrıca Tunus'ta faaliyet gösteren derneklerin çoğunluğunun kamu yararına çalıştığını vurguladı.

Tunus Temsilciler Meclisi üyesi Abdurrezzak Aveydat, Kanun tasarısının şeffaflığın sağlanması amacıyla derneklerin çalışmalarını düzenlemeyi ve mali durumlarını izlemeyi amaçladığına değinerek, “Finansmanın kaynaklarını, amaç ve hedeflerini araştırmak, ödeme yerlerini bilmek gerekiyor” dedi. AWP’ye konuşan Aveydat, “Fonları ve nasıl harcandığını araştırmalıyız. Bunun yalnızca beyan edilen sosyal, eğitimsel ve pedagojik çalışma amaçları için mi olduğunu, yoksa bunların yayılmasına yardımcı olmak ve seçimlerini finanse etmek için siyasi partilere mi gittiğini biliyor musunuz? Bütün bunları daha önce de gördük” şeklinde konuştu.

Hak ve Özgürlüklerin Kesişmesi Derneği sözcüsü Cilan el Celasi, eski yasanın sivil toplum kuruluşlarının bağımsızlığını garanti altına aldığına, hükümetin ise değişim yoluyla onların faaliyetleri üzerinde kontrol sağlamaya çalıştığına inanıyor. Celasi açıklamasında, “Önceki yasa, örgütlenme özgürlüğünü güvence altına alması, dernekleri ve faaliyetlerini yönetme ve bağımsızlıklarını sağlamaya yönelik tüm yasal bileşenleri içermesi nedeniyle Tunus'taki en iyi ve en değerli yasal metinler arasında yer alıyor. Ancak devlet bunu beğenmedi ve değiştirmeye çalıştı. Yasayı değiştirmek, dernekleri daha da kısıtlamak ve onlara devlet kontrolü dayatmaktan başka bir şey yapmayı amaçlamıyor ki bu da 2011 devriminden sonra elde edilen başka bir kazanım” ifadelerini kullandı. Uluslararası Af Örgütü daha önce Tunuslu yasa koyuculara yasa taslağını onaylamaktan kaçınmaları çağrısında bulunmuş ve yasa taslağının "kabul edilmesi halinde ciddi kısıtlamalar içerdiğini" belirtmişti.



Gazze: İsrail, çoğu yardım bekleyen 80 kişiyi öldürdü

Refah'ta insani yardım malzemesi dolu çuvalları taşıyan Filistinliler (AP)
Refah'ta insani yardım malzemesi dolu çuvalları taşıyan Filistinliler (AP)
TT

Gazze: İsrail, çoğu yardım bekleyen 80 kişiyi öldürdü

Refah'ta insani yardım malzemesi dolu çuvalları taşıyan Filistinliler (AP)
Refah'ta insani yardım malzemesi dolu çuvalları taşıyan Filistinliler (AP)

Filistin televizyonu, İsrail'in dün Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 80 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Televizyon, yaşamını yitirenlerin çoğunun insani yardım almak için beklediğini söyledi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA bugün erken saatlerde, Gazze Şeridi'nin orta ve güney kesimlerinde gıda yardımı almak için bekleyen üç Filistinlinin İsrail güçleri tarafından öldürüldüğünü ve çok sayıda kişinin de yaralandığını bildirdi.

Vatandaşlar, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında yardım bekliyordu. Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre, güneydeki Han Yunus'ta yardım almak için beklerken İsrail güçlerinin ateş açması sonucu çok sayıda vatandaş yaralandı. Bir diğer saldırı da Han Yunus'un kuzeyindeki Hamad yerleşim bölgesini hedef aldı.

WAFA’nın bildirdiğine göre, ‘İşgal güçleri haftalardır gerek Refah'ta gerekse Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yardım dağıtım noktalarını hedef alarak onlarca kişinin hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına yol açtı. Birleşmiş Milletler'in (BM) teyitlerine göre İsrail, etnik temizlik stratejisi olarak görünen bir adımla halkı zorla yerinden etmeye çalıştı. Yardım dağıtım noktaları mekanizmasının başladığı 27 Mayıs 2025 tarihinden bu yana şehit sayısı 100'ü aştı, onlarca kişi de yaralandı.’