Hizbullah ve İsrail bir casusluk ve teknoloji savaşına giriyor

Lübnanlı örgüt daha fazla suikast yaşanmaması için alarma geçti

Hizbullah liderlerinden Visam et-Tavil’in cenaze töreni (DPA)
Hizbullah liderlerinden Visam et-Tavil’in cenaze töreni (DPA)
TT

Hizbullah ve İsrail bir casusluk ve teknoloji savaşına giriyor

Hizbullah liderlerinden Visam et-Tavil’in cenaze töreni (DPA)
Hizbullah liderlerinden Visam et-Tavil’in cenaze töreni (DPA)

Birkaç gün önce İsrail’in ‘Er-Rıdvan Gücü’nden bir lidere suikast düzenlediğini açıklayan Hizbullah safındaki suikast kurbanlarının ve ölü sayılarının artmasıyla, İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışma, bir casus ve teknoloji savaşına dönüşüyor.

Hizbullah’a yakın kaynaklar örgüt liderlerine yönelik kapsamlı suikastlar hakkında konuşmayı reddederken, suikasta uğrayan tek liderin Visam et-Tavil olduğundan kesin bir dille bahsediyorlar. Kaynaklar ‘Lübnan’da şehit olduğu ilan edilen Hizbullah üyelerinin aksine çok sayıda İsrail askeri ve subayının öldürüldüğünü ancak Tel Aviv’in bu sayıyı açıklama konusunda sessiz kaldığını’ öne sürüyorlar.

Kaynaklar, daha fazla suikastın olmaması için ‘ihlallerin incelendiğini’ inkar etmiyor, ancak ileri teknolojinin kullanıldığı göz önüne alındığında, konuyu yalnızca ajanlara bağlamanın işi basitleştirmek olduğunu belirtiyorlar.

Askeri ve stratejik uzman emekli Tuğgeneral İlyas Hanna, ‘İsrail’in Hizbullah üyeleri ve liderlerine suikast düzenleyecekleri yerleri belirlemesini sağlayan bir grup unsurdan’ söz etti. Hanna ‘bunlardan en önemlisinin, askeri operasyonların yapıldığı ülkenin güneyinde çok sınırlı bir alanda hareket etmeleri ve ayrıca Suriye’de açıkça savaştıktan sonra geniş çapta tanınır hale gelmeleri olduğunu’ söylüyor. Hanna “İleri teknoloji, periyodik gözetleme ve dinleme operasyonlarının yanı sıra istihbarat alanındaki iş birliği ve elbette sahadaki ajan ağı; bunların hepsi İsrail’e suikast operasyonlarında yardımcı oluyor” dedi.



Riyad’daki zirvede “soykırım” kınanırken İsrail'in BM Genel Kurulu'na katılımının dondurulması için girişim başlatıldı

İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
TT

Riyad’daki zirvede “soykırım” kınanırken İsrail'in BM Genel Kurulu'na katılımının dondurulması için girişim başlatıldı

İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad'da dün düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde, İsrail'in Gazze'de işlediği ‘soykırım suçları’ kınandı. Zirveye katılan liderlerin ‘İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu ve bağlı kuruluşlarındaki üyeliğinin dondurulması için uluslararası destek toplanması’ yönünde çalışmalara başlanması kararı aldıkları açıklandı.

Zirve sonrası yayımlanan ortak bildiride katılımcılar, Filistin’in BM’ye tam üyeliği için uluslararası destek toplama yönünde çalışma kararı aldılar. Tüm ülkeleri İsrail'e silah ve mühimmat ihracatını ya da transferini yasaklamaya çağıran katılımcılar, BM Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) İsrail'in bölgedeki barışı ve güvenliği tehdit eden yasadışı politikalarını durdurması için bağlayıcı bir karar alması çağrısında bulundular.

Ortak bildiride, İsrail’in Lübnan'a karşı ‘ısrarla sürdürdüğü saldırganlığı’ şiddetle kınanarak, derhal ateşkes çağrısında bulunuldu. İsrail ordusunu Gazze'de Hamas hareketine karşı yürüttüğü savaşında ‘soykırım’ yapmakla suçlayan ortak bildiri, özellikle Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki toplu mezarlar, işkence suçu, sahada gerçekleşen infazlar, zorla kaybetmeler, yağmalama ve etnik temizliğe atıfta bulunarak, Filistinlilere karşı işlenen ‘korkunç ve çarpıcı suçları’ kınadı.

Zirvede ‘Filistin halkına ve Filistin Devletine tam destek ve uluslararası koruma sağlanması, Filistin ulusal birliğinin sağlanması ve Gazze Şeridi de dâhil olmak üzere, işgal altındaki tüm Filistin toprakları üzerindeki sorumluluklarını etkin bir şekilde üstlenmesi ve Kudüs şehri de dâhil olmak üzere, Batı Şeria ile birleştirilmesi’ çağrısında bulunuldu. ‘Filistin Devleti’nin, ebedi başkenti olan işgal altında bulunan Doğu Kudüs üzerindeki tam egemenliğine’ olan bağlılığın bir kez daha vurgulandığı ortak bildiride, Mescid-i Aksa’nın ‘kırmızı çizgi’ olduğu vurgulandı.

İsrail'in ‘Kudüs şehrindeki İslam dininin ve Hıristiyanlığın kutsal mekânlarını hedef alan ve şehrin kimliğini değiştiren saldırgan uygulamalarını’ kınayan ortak bildiri, uluslararası toplumu, bu uygulamaları durdurması için İsrail'e baskı yapmaya çağırdı.