Rakamlarla Batılı ülkelerin Husilere yönelik saldırılarına dair bir analiz

Washington, Husilerin Kızıldeniz'deki tehditlerini ortadan kaldırmak istiyor

ABD’nin ve İngiltere'nin 12 Ocak günü şafak vakti Yemen’de Husilerin askeri hedeflerine karşı başlattığı askeri operasyon sırasında bir savaş gemisinden füze fırlatılırken (Reuters)
ABD’nin ve İngiltere'nin 12 Ocak günü şafak vakti Yemen’de Husilerin askeri hedeflerine karşı başlattığı askeri operasyon sırasında bir savaş gemisinden füze fırlatılırken (Reuters)
TT

Rakamlarla Batılı ülkelerin Husilere yönelik saldırılarına dair bir analiz

ABD’nin ve İngiltere'nin 12 Ocak günü şafak vakti Yemen’de Husilerin askeri hedeflerine karşı başlattığı askeri operasyon sırasında bir savaş gemisinden füze fırlatılırken (Reuters)
ABD’nin ve İngiltere'nin 12 Ocak günü şafak vakti Yemen’de Husilerin askeri hedeflerine karşı başlattığı askeri operasyon sırasında bir savaş gemisinden füze fırlatılırken (Reuters)

Cumartesi öğleden sonra Husilerin Kızıldeniz'e füze fırlattığı Yemen'in batısındaki Hudeyde'deki askeri bölgenin hedef alındığı bir saldırı gerçekleşti. Husilerin saflarından iki kaynağın aktardığına göre saldırı, ABD’nin Sana’da yine Husilere ait bir askeri noktaya düzenlediği hava saldırısından birkaç saat sonra gerçekleşti.

Cumartesi günü gerçekleşen saldırılar, ABD ve İngiltere’nin Husilerin Kızıldeniz’de seyir halindeki gemileri hedef alan saldırılarına yanıt olarak Yemen’de Husilere ait mevzilere düzenlediği bombardımanlar kapsamında düzenlendi.

ABD Merkez Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, savaş uçakları ve Tomahawk füzelerinin kullanıldığı saldırılarda 100'den fazla hassas güdümlü mühimmatın Husilere ait 16 noktada 60 hedefi vurduğunu bildirdi.

İngiltere Hava Kuvvetleri’nden yapılan açıklama ise Typhoon model savaş uçaklarının Yemen'in kuzeybatısındaki Beni Kays ve Abs havalimanlarındaki insansız hava aracı (İHA) pistlerinin güdümlü mühimmatla vurulduğu belirtildi.

Öte yandan Husiler, saldırıların başkent Sana, Hudeyde, Taiz, Hacca ve Saada'daki mevzilerinin vurulduğunu, 73 saldırıda 5 kişinin öldüğünü, 6 kişinin de yaralandığını açıkladı.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Husilerin radar sistemlerinin, İHA’larının ve füze altyapısının hedef alındığını ve amacın Husilerin denizcileri tehlikeye atma ve uluslararası ticareti tehdit etme kabiliyetini yok etmek’ olduğunu söyledi.

Husiler, 31 Aralık 2023 günü, ABD kuvvetlerinin Kızıldeniz'de Husilerin olduğu üç tekneyi hedef alması sonucunda 10 üyesinin öldürüldüğünü açıklamıştı.

ABD ordusuna göre Husiler, 19 Kasım 2023 tarihinden bu yana Arap Yarımadası'nı Afrika'dan ayıran stratejik öneme sahip Babu’l-Mendeb Boğazı yakınlarına füze ve İHA’larla 27 saldırı düzenledi.

Başlıca saldırıların ve bunlara verilen karşılıkların kronolojik sıralaması

11 Ocak: ABD ordusu, Husilerin Aden Körfezi'ndeki uluslararası nakliye rotalarında seyreden gemilere gemisavar füzeleriyle saldırdığını, ancak saldırıların herhangi  bir can kaybı ya da maddi hasara yol açmadığını söyledi. ABD tarafından yapılan açıklamada bunun Husilerin 19 Kasım 2023 tarihinden bu yana düzenlediği 27'nci saldırı olduğunu bildirdi.

9 Ocak: ABD ve İngiltere donanmaları, Husilere ait toplam 21 İHA’nın ve füzenin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. ABD Başkanı Joe Biden, Husilerin Amerikan gemilerini doğrudan hedef aldığını söyledi. Husiler tarafından yapılan açıklama ise saldırının nedenlerinden birinin, yılbaşı gecesi ABD ordusunun Husilerin üç teknesini batırıp ticari bir gemiye binmeye çalışan üyelerini öldürmesinin misillemesi olduğu belirtildi.

6 Ocak: İngiltere Deniz Ticareti Operasyonları Kurumu (UKMTO), altı küçük teknenin Yemen'in Moha şehrinin yaklaşık 50 mil uzağında bir ticaret gemisine yaklaştığını, ardından teknelerin bölgeyi terk ettiğini duyurdu. ABD Merkez Komutanlığı, bir Amerikan gemisinin Kızıldeniz'in güneyinde Yemen'den fırlatılan bir İHA'yı meşru müdafaa amacıyla düşürdüğünü açıkladı.

Husiler tarafından dağıtılan ve Kızıldeniz'de seyir halindeki Galaxy Leader gemisinin üzerinde bir helikopterin uçtuğunu gösteren fotoğraf, 19 Kasım 2023
Husiler tarafından dağıtılan ve Kızıldeniz'de seyir halindeki Galaxy Leader gemisinin üzerinde bir helikopterin uçtuğunu gösteren fotoğraf, 19 Kasım 2023 (EPA)

3 Ocak: Husiler, İsrail'e giden bir konteyner gemisini ‘hedef aldıklarını’ duyurdular.

2 Ocak: ABD Merkez Komutanlığı, Husilerin Kızıldeniz'in güneyine doğru iki gemisavar füzesi fırlattığını, ancak herhangi bir can kaybı ya da hasar bildirilmediğini açıkladı. Komutanlık, bölgedeki çok sayıda ticari gemiden iki füzenin ateşlendiği yönünde bildiri aldıklarını aktardı.

31 Aralık: Husiler, ABD güçlerinin Kızıldeniz'de kendilerine ait üç tekneye saldırması sonrasında 10 üyesinin öldürüldüğünü duyurdu. Husilerin sözcüsü, ‘Maersk Hangzhou’ adlı konteyner gemisine mürettebatının yapılan ikazlara yanıt vermeyi reddetmesi üzerine füze saldırısı düzenlendiğini açıkladı.

28 Aralık: ABD, Husilerin 19 Ekim'den bu yana uluslararası nakliye rotalarında seyreden gemileri hedef alan 22’nci saldırı girişimi sırasında Kızıldeniz'in güneyinde bir İHA’nın ve gemisavar füzenin etkisi hale getirildiğini bildirdi.

26 Aralık: Husiler, Kızıldeniz'de bir konteyner gemisine düzenlenen füze saldırısının ve İsrail'e İHA’larla saldırı girişiminin sorumluluğunu üstlendi.

Deniz taşımacılığı şirketi Mediterranean Shipping Company (MSC), Suudi Arabistan’dan Pakistan'a gitmekte olan United Eight gemisine saldırı düzenlendiğini, ancak saldırı sonucu mürettebattan ölen ya da yaralanan olmadığını açıkladı.

Husiler, 9 Aralık 2023 tarihinde bandırasına bakılmaksızın İsrail'e giden tüm gemilerin hedef alınacağını duyurdu.

23 Aralık: ABD Merkez Komutanlığı, Yemen'deki Husilerin kontrolündeki bölgelerden kalkan ve ABD'nin Kızıldeniz'in güneyindeki seyir halinde bir destroyerine doğru ilerleyen dört İHA'nın düşürüldüğünü bildirdi.

Norveç, kendisinin sahibi olduğu Norveç bandralı bir petrol ve kimyasal tankerinin, Husilerin İHA’lı saldırısından kıl payı kurtulduğunu açıkladı. Aynı şekilde Gabon’a ait olan Hindistan bandralı bir ham petrol tankerinin de hedef alındığı bildirildi.

18 Aralık: ABD’li yetkililer Reuters'a, Kızıldeniz'in güneyinde Norveçli bir şirkete ait olan Swan Atlantic adlı gemiye, Yemen’in Husiler tarafından kontrol edilen bir bölgesiden fırlatılan füzelerle saldırı düzenlendiğini söylediler.

16 Aralık: ABD Merkez Komutanlığı, güdümlü füzelerle donatılmış USS Kearny destroyerinin Kızıldeniz'de Husiler’e ait 14 İHA'yı düşürdüğünü duyurdu.

15 Aralık: ABD'li bir yetkili, bir Alman şirketine ait olan Liberya bandralı ‘Al Jasrah’ gemisinin Yemen'de Husilerin kontrolünde olan bir bölgeden fırlatılan balistik füzeyle vurulduğunu, saldırının gemide yangına yol açtığını, ancak herhangi bir can kaybı bildirilmediğini söyledi.

15 Aralık: Konteyner taşımacılığı şirketi Maersk, Husilerin şirketin İsrail'e doğru yola çıkan bir gemisini İHA’yla hedef aldığı iddialarını yanlışlayıp geminin füzeyle hedef alındığı düzeltmesinde bulundu.

12 Aralık: Husilerin sözcüsü, Ensarullah Hareketi’nin Norveç ticari tanker gemisi Strinda’yı hedef aldığını duyurdu. Reuters’a konuşan ABD'li bir yetkili ise gemiyi hedef alan saldırının Babu’l-Mendeb Boğazı'nın yaklaşık 111 kilometre kuzeyinde meydana geldiğini açıkladı.

9 Aralık: Bandralarına bakılmaksızın İsrail'e giden tüm gemileri hedef alacaklarını duyuran Husiler, tüm uluslararası deniz taşımacılığı şirketlerini İsrail limanlarıyla iş yapmanın sonuçları olabileceği konusunda uyardılar.

3 Aralık: ABD ordusu, Kızıldeniz'in güneyinde uluslararası sularda üç ticari gemiye saldırı düzenlendiğini söyledi. Husiler bölgede seyir halinde iki İsrail gemisine İHA’lar ve füzelerle düzenlenen saldırılarının sorumluluğunu üstlendi.

19 Kasım: İsrail, Husilerin Kızıldeniz'in güneyinde İngilizlere ait, Japonlar tarafından işletilen bir kargo gemisini ele geçirdiği duyurdu.

“ana Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Macid el-Mezhaci: Husiler yıllar geçtikçe bölgenin zorlu coğrafyasından da yararlanarak askeri operasyonların hedefi olmaktan kaçınmayı ve cephaneliklerini saklamayı öğrendi.

Batılı ülkelerin Husilere yönelik saldırıları ne kadar etkili oluyor?

ABD ve İngiltere, Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik saldırılarına yanıt olarak cuma sabahı Yemen’de Husilere ait noktalara hava saldırıları düzenledi.

ABD Basını, Batılı müttefiklerin uyarıları sonrasında gerçekleşen saldırılarda savaş uçakları ve Tomahawk füzelerinin kullanıldığını aktardı.

ABD Başkanı Joe Biden yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“ABD kuvvetleri, İngiltere ile birlikte ve Avustralya, Bahreyn, Kanada ve Hollanda'nın desteğiyle, Husi isyancıların dünyanın en hayati su yollarından birinde seyrüsefer özgürlüğünü tehlikeye atmak için kullandığı Yemen'deki mevzilerini vurdu.”

ABD liderliğindeki askeri ittifakın hassas güdümlü mühimmat kullandığı yoğun hava saldırılarına yıllardır direnen Husilerin askeri yeteneklerini yok etmek kolay değil.

Sana Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Macid el-Mezhaci, Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı değerlendirmede, Husilerin hava saldırılarına karşı hazırlıklı olduklarını söyledi.

Batılı ülkeler, 12 Ocak sabahı Sana Havalimanı yakınlarındaki ed-Duleymi Hava Üssü'nü hedef aldı (Reuters)
Batılı ülkeler, 12 Ocak sabahı Sana Havalimanı yakınlarındaki ed-Duleymi Hava Üssü'nü hedef aldı (Reuters)

Husilerin yıllar geçtikçe bölgenin zorlu coğrafyasından da yararlanarak askeri operasyonların hedefi olmaktan kaçınmayı ve cephaneliklerini saklamayı öğrendiklerini söyleyen Mezhaci, “Dolayısıyla bu saldırılar Husilerin askeri yeteneklerinin bir kısmını yok edebilse de tamamen ortadan kaldıramayacak ve tehdit devam edecek” yorumunda bulundu.

Londra merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nde araştırma görevlisi olan Fabian Hinz, saldırıların etkinliğinin ABD istihbarat servislerinin Husilerin tutumlarına ilişkin bilgisine bağlı olduğunu değerlendirdi.

Husilerin kullandığı sistemlerin çoğunun çok küçük ve hareket kabiliyetine sahip olduğunu belirten Hinz, bu yüzden bu sistemleri ülkenin dört bir yanına götürmenin kolay bir iş olduğunu vurguladı.

Hinz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Husiler Yemen'deki savaş sırasında koşullara uyum sağlama kabiliyeti kazandılar ve mühimmatlarını gizleme konusunda çok iyiler. Dolayısıyla mühimmatlarını nerede sakladıkları, füze fırlatma sahalarının nerede olduğu ya da üst düzey isimlerinin kimler olduğunun öğrenilmesi istihbarat için çok önemli.”

Ancak Washington merkezli düşünce kuruluşu Ortadoğu Enstitüsü’nden (Middle East Institute/MEI) Fatima Ebu el-Esrar, saldırıların özellikle uluslararası nakliye yollarının tehdit edilmesi açısından Husilerin askeri yeteneklerini büyük ölçüde bozacağını söyledi.

Peki, bundan sonra ne olacak?

Husilerin Körfez’deki askeri üsler de dahil ABD’nin bölgedeki çıkarlarını hedef alması, en büyük korkulardan biri. Böyle bir gelişme, Ortadoğu'daki çatışmanın daha da genişlemesine yol açabilir.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nde misafir araştırmacı olan Cinzia Bianco, bunun Husiler açısından çok ileri gidilmiş bir adım olacağını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre uluslararası misyonun başlangıcına dikkati çeken Bianco, şunları söyledi:

“Bu çok provokatif bir adım olur. Bunun kaçınılmaz olarak ABD'nin Yemen'de yürüteceği daha geniş bir uluslararası misyonun başlangıcı olacağını hem Husiler hem de İran biliyor. Böyle bir durum kaçınılmaz olarak Yemen'de ABD liderliğinde daha geniş kapsamlı bir uluslararası misyonun başlatılmasına yol açacak."

Öte yandan Hinz, İran gibi büyük oyuncuların bölgesel bir savaştan kaçınması nedeniyle bölgesel bir gerginlik çıkması riskinin düşük bir ihtimal olarak göründüğünü söyledi.

Husiler, bunun yerine askeri hedefleri vurma amacıyla aynı anda çok sayıda silah kullanarak Kızıldeniz'de geniş çaplı bir saldırı başlatmayı düşünebilir.

Sana’da Batı ülkelerinin Husilere yönelik baskınlarını protesto eden gösteriler düzenlendi, 12 Ocak (Reuters)
Sana’da Batı ülkelerinin Husilere yönelik baskınlarını protesto eden gösteriler düzenlendi, 12 Ocak (Reuters)

Navanti Group'tan kıdemli Ortadoğu analisti Muhammed el-Başa, ABD Donanması'nın şu ana kadar Husi saldırılarını engellemede etkili olduğunu kanıtladığını ve bu başarının Husileri daha radikal önlemler almaya itebileceğini söyledi.

Başa, Husilerin Kızıldeniz'de ya da Umman Denizi'nde İHA’lar, füzeler, mayınlar ve el yapımı patlayıcılar kullanarak daha koordineli saldırılar başlatmayı düşünüyor olabileceklerini de sözlerine ekledi.

Husiler, dünyanın en yoğun ticaret yollarından biri olan İsrail bağlantılı Kızıldeniz nakliye hattında, hangi ülkeye ait olduğuna bakılmaksızın İsrail’e giden tüm gemileri hedef almaya devam edeceklerine söz verdiler.

Hinz, durumu şöyle özetledi:

“Husilerin geriye kalan askeri yetenekleriyle gemilere saldırmaya devam etmeleri çok muhtemel görünüyor. Karşılık vermelerini bekliyorum."

Yemen'in kuzeybatı kıyısında geniş bölgeleri kontrol eden Husiler, menzili bin 600 kilometreden az olmayan füzeler kullandılar.

Husilerin cephaneliğinde neler var?

Husiler, ABD ve İngiltere'nin perşembeyi cumaya bağlayan gecesi askeri mevzilerine karşı düzenlediği hava saldırılarına misillemede bulunacaklarını açıkladılar. Husiler, özellikle hava sahasında büyük askeri yeteneklere sahipler.

Husilerin sahip olduğu en önemli uzun menzilli silahlar şunlar:

Balistik füzeler: Yemen'in kuzeybatı kıyısında geniş bölgeleri kontrol eden Husiler, menzili bin 600 kilometreden az olmayan füzeler kullandılar.

Fabian Hinz’e göre Husilerin sahip olduğu cephaneliğinde ‘Tufan’ isimli baslitik füzeler yer alıyor. Aslında İran'ın ‘Kadir-110’ adlı füzeleri olan Tufan balistik füzelerinin menzilleri bin 600 ile bin 900 kilometre arasında değişiyor. İran, 2016 yılında yaklaşık bin 400 kilometre menzile sahip Kadir-110 füzelerini test etmişti.

AFP’ye konuşan Ortadoğu uzmanı Muhammed el-Başa, Hamas'ın 7 Ekim 2023 günü İsrail'e saldırmasından haftalar önce Husilerin cephaneliğinde Tufan füzelerinin olduğunu açıkladığını söyledi.

Seyir (kruz) füzeleri: Hinz’e göre Husilerin cephaneliğinde İran yapımı ‘Kudüs’ adlı seyir füzeleri de yer alıyor.

Husilere ait bir helikopter kargo gemisi Galaxy Leader'ın üzerinde uçarken silahlı Husi üyeleri de geminin güvertesinde hareket ediyor, 20 Kasım 2023 (Reuters)
Husilere ait bir helikopter kargo gemisi Galaxy Leader'ın üzerinde uçarken silahlı Husi üyeleri de geminin güvertesinde hareket ediyor, 20 Kasım 2023 (Reuters)

Bu füzelerin çeşitli versiyonları olduğunu söyleyen Hinz, bunlardan bazılarının yaklaşık bin 650 kilometre, yani İsrail'e ulaşabilecek menzile sahip olduklarını söyledi.

Husiler, 2022 yılında ‘Kudüs-2’ model füzelerin Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi'yi hedef almak için kullanıldığını ve o sıra füzelerin menzilinin Yemen'in kuzeyinde bin 126 kilometrelik bir mesafeyi geçtiğini duyurdular.

Kamikaze İHA’lar: Husiler, 2021 yılının mart ayında Sana'da düzenlenen askeri geçit töreninde sırasında kendi İHA’larını ürettiklerini açıkladılar.

Fabian Hinz, Husilerin sahip olduğu İHA cephaneliğinde Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşında kullandığı, yaklaşık iki bin kilometre menzile sahip İran yapımı Şahid-136 modelinin de olduğunu belirtti.

Husilerin elinde ayrıca Samad-3 model İHA'lar bulunuyor.

Hinz, konuyla ilgili şunları söyledi:

“(Samad-3) İHA’nın menzilini tam bilmiyoruz, ama yaklaşık bin 600 kilometre olduğu tahmin ediliyor. Husiler bu İHA’ları daha önce BAE ve Suudi Arabistan'ı hedef alan saldırılarda kullanmışlardı.”

 Husi basınının kaynaklarına ve uzmanlarına göre Samad-3 model İHA’lar 18 kilogram patlayıcı taşıyabiliyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin 2020 tarihli raporuna göre Samad-3 model İHA’lar GPS özelliğine sahip ve önceden oluşturulan rotalar boyunca bağımsız olarak hedeflerine doğru uçabiliyor.

Babu’l Mendeb Boğazı, deniz yoluyla küresel ticari sevkiyat için dünyanın en önemli su yollarından biridir

Babu'l Mendeb Boğazı ve önemi

Babu’l Mendeb Boğazı, Kızıldeniz'in güneyden girişidir ve Arap Yarımadası'ndaki Yemen ile Afrika kıyısındaki Cibuti ve Eritre arasında yer alır.

Babu’l Mendeb Boğazı, deniz yoluyla küresel ticari sevkiyat için dünyanın en önemli su yollarından biridir. Rusya’nın petrolü de dahil olmak üzere Asya'ya gönderilen ticari ürünlerin yanı sıra özellikle Körfez'den gelen ham petrol ve akaryakıt, Süveyş Kanalı üzerinden ya da Mısır Kızıldeniz'deki kıyısındaki SUMED adlı petrol boru hattından Akdeniz'e doğru taşınıyor.

Mısır'ın 1973 Arap-İsrail Savaşı’nda İsrail’e uyguladığı deniz ablukasına sahne olan Babu’l Mendeb Boğazı’nın en dar noktası yaklaşık 29 kilometre genişliğinde. Bu durum tankerlerin geçişini zorlaştırırken Kızıldeniz'e giren ve çıkan gemiler Perim Adası ile ayrılan iki kanaldan yol alıyor.

Husilerin küresel ticaretin yüzde 12'sinin geçtiği Kızıldeniz'de gemileri hedef alan saldırılarını artırması, birçok nakliye şirketinin Babu’l Mendeb Boğazı’nı kullanmaktan kaçınmaya zorlarken Avrupa ile Asya arasındaki nakliye maliyetlerinin ve süresinin artmasına neden oldu.

Petrol analitiği firması Vortexa'nın verilerine göre Babu’l Mendeb Boğazı’ndan 2022 yılında her gün 6,60 milyon varil ham petrol ve yakıt, 2023' yılının ilk 11 ayında ise günlük yaklaşık 7,80 milyon varil geçti. Vortexa, Babu’l Mendeb Boğazı’ndan 2022 yılında ham petrol ve yakıt yüklü 20 tankerin, 2023 yılında ise ortalama 27 tankerin geçtiğini aktardı.



Sivil Demokratik İttifak, Sudan'da askeri bir çözümün imkansızlığını vurguluyor

Sudan’ın eski Başbakanı Abdullah Hamduk, Londra'da daha önce düzenlenen bir konferans sırasında sivil liderlerle birlikte poz verdi. (Şarku’l Avsat)
Sudan’ın eski Başbakanı Abdullah Hamduk, Londra'da daha önce düzenlenen bir konferans sırasında sivil liderlerle birlikte poz verdi. (Şarku’l Avsat)
TT

Sivil Demokratik İttifak, Sudan'da askeri bir çözümün imkansızlığını vurguluyor

Sudan’ın eski Başbakanı Abdullah Hamduk, Londra'da daha önce düzenlenen bir konferans sırasında sivil liderlerle birlikte poz verdi. (Şarku’l Avsat)
Sudan’ın eski Başbakanı Abdullah Hamduk, Londra'da daha önce düzenlenen bir konferans sırasında sivil liderlerle birlikte poz verdi. (Şarku’l Avsat)

Sudan'da eski Başbakan Abdullah Hamduk liderliğindeki Sivil Demokratik İttifak, müzakereler yoluyla savaşın derhal durdurulması çağrısında bulundu. Askeri çözümlerin imkansızlığını vurgulayan ittifak, devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir liderliğindeki eski rejiminin yıkılması ve Ulusal Kongre Partisi'nin yasaklanması, askeri ve güvenlik kurumlarının yeniden inşa edilmesi ve yapılandırılması, ülkeyi beş yıl boyunca yönetecek geçici bir sivil hükümetin kurulması ve özgür ve adil seçimlere hazırlanılması çağrısını yineledi. İttifak ayrıca uzlaşmaya dayalı bir ulusal proje üzerinde istişarede bulunmaları için vizyonunu siyasi ve sivil güçlere sunma sözü verdi.

Sivil Demokratik İttifak, savaşların sona erdirilmesi ve sivil devletin yeniden kurulması için bir siyasi vizyon belgesinin tamamlandığını duyurarak, ülkeyi krizlerden çıkaracak ortak bir vizyon üzerinde anlaşmaya varmak amacıyla bu belgeyi tüm siyasi güçlere sunma niyetinde olduğunu açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı belgede, Sudan'daki çatışmanın ne kadar sürerse sürsün askeri yollarla çözülemeyeceği, acıları sona erdirmek ve ülkenin birliğini korumak için tek seçeneğin savaşı derhal sona erdirmek ve Sudanlıların öncülüğünde kapsamlı ve güvenilir bir barış süreci başlatmak olduğu, bunun da insani ve ateşkes bileşenleriyle krizin köklerine inen siyasi bir çözüme ve sivil bir siyasi sürecin oluşturulmasına yol açacağı belirtiliyor.

Sivil Demokratik İttifak sürecin kalıcı bir ateşkese, kapsamlı bir barış anlaşmasının imzalanmasına, geniş bir mutabakata dayalı geçiş dönemi anayasal düzenlemelerine geçişe, Aralık Devrimi’nin sivil ve demokratik geçiş yolunda restorasyonuna, siyaset ve ekonomiye müdahale etmeyen birleşik, profesyonel ve milliyetçi bir güvenlik ve askeri sistemin yeniden inşa ve tesis edilmesine yol açmasını bekliyor.

Bir adalet sistemi inşa etmek

Belge, ihlalcileri sorumlu tutan ve mağdurlara adalet sağlayan bir adalet sisteminin kurulmasının ve savaşın etkilerini tasfiye etmek, yeniden inşa etmek ve ülkeyi adil demokratik seçimlere götürmek için tam yetkiye sahip bir geçiş dönemi sivil otoritesinin oluşturulmasının önemini vurguluyor. Vizyona göre, barış süreci net kriterlere ve siyasi güçler, silahlı mücadele hareketleri, sivil toplum, profesyoneller, sendikalar ve direniş komiteleri tarafından temsil edilen, paydaşların katıldığı halk tarafından desteklenen, bilinen ve belirli taraflara dayanmalıdır.

frghr
Kasım 2024'te Sudan'ın Etiyopya sınırındaki el-Kalabat kasabasında Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından yönetilen bir kampta yerinden edilmiş Sudanlılar (AFP)

Belge, ‘siyasi süreci uydurma ve sahte cephelerle boğma’ çabalarını reddederken, Ulusal Kongre Partisi, İslami Hareket ve onların cephelerinin savaşı ateşledikleri ve devam etmesi için çalıştıkları için ödüllendirilmelerini de reddediyor ve hesap vermeleri gerektiğini vurguluyor. Vizyon, genel seçimlerle sona erecek beş yıllık bir geçiş dönemi boyunca ülkeyi yönetecek ve ardından seçilmiş hükümet tarafından yönetilecek ikinci bir beş yıllık kurucu dönemle devam edecek olan geçiş dönemi yönetim düzeylerini ‘federal, bölgesel ve yerel’ olarak tanımlıyor.

Geçiş hükümetinin görevleri arasında, ateşkesi sürdürmek, güvenlik ve askeri sistemi inşa ve tesis etmeyi içeren güvenlik düzenlemelerini uygulamak, silahları toplamak, hukukun üstünlüğünü uygulamak, insani müdahaleyi sağlamak, savaşın yıktıklarını yeniden inşa etmek, gerçeğin ortaya çıkarılmasını, faillerin sorumlu tutulmasını, tazminatları, cezasızlığın önlenmesini, ulusal ekonominin desteklenmesini, kötüleşmesinin durdurulmasını ve yolsuzlukla mücadeleyi içeren bir geçiş dönemi adaleti ve ulusal uzlaşma sürecini başlatmak yer alıyor.

Vizyona göre geçiş dönemi görevleri arasında devletin sivil ve yargı kurumlarında reform yapılması, bağımsızlıklarının ve etkinliklerinin sağlanması, baskı araçlarının ortadan kaldırılması, Ekim 2021 darbesinden kaynaklananlarla yüzleşilmesi, ciddi bir ulusal diyalog için ortamın hazırlanması ve sivil ve demokratik bir devlette vatandaşların isteklerini yansıtan kalıcı bir anayasanın hazırlanması yer alıyor.

Beşir rejiminin yıkılması

Vizyon, el-Beşir rejiminin lağvedilmesini, feshedilmiş Ulusal Kongre Partisi ve cephelerinin siyasi faaliyetlerinin yasaklanmasını, derneklerinin, örgütlerinin ve cephelerinin yeniden tescil edilmesinin veya kayıt altına alınmasının engellenmesini ve ister kendi adına ister cephelerinden herhangi birinin adına kayıtlı olsun, fonlarının ve hisselerinin Maliye Bakanlığı’na teslim edilmesini vurguluyor.

gfgf
Eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, 2019'da devrilmesinin ardından yargılanması sırasında (Facebook)

Belgeye göre geçiş hükümeti, bağımsız seçim komisyonu kurarak, şeffaf bir seçmen kütüğü hazırlayarak, siyasi ve medya özgürlüklerini garanti altına alarak ve barış ve sivil geçiş için bölgesel ve uluslararası desteği harekete geçirebilecek dengeli bir dış politika yoluyla uluslararası toplumla diyaloğu teşvik ederek, ülkeyi özgür ve adil seçimlere hazırlayacaktır.

Vizyon, savaşların sona erdirilmesi, Sudan devletinin yeniden kurulması, ülkenin toprakları, kaynakları, hava ve deniz sahası üzerinde birliğinin ve egemenliğinin sağlanması, geçiş döneminde halkın otoritenin kaynağı olması, ordunun yönetime katılmaması, tüm din ve inançlara eşit mesafede duran ve dini, bölgesel, sosyal, ekonomik veya engelliliğe dayalı ayrımcılık olmaksızın hak ve görevler için vatandaşlığı esas alan sivil bir devlet inşa edilmesi için temeller ve ilkeler öngörüyor.

Vizyon ayrıca yönetim şeklini, bölgelerin siyasi, ekonomik ve kültürel işlerini yönetme haklarını tanıyan, tüm yetki düzeylerinde adil katılım haklarını garanti altına alan, kaynakların adil paylaşımı ilkesini benimseyen, dengeyi sağlayan, çeşitliliğe ve tarihi mağduriyetlere cevap veren, adaleti, eşitliği ve iyi yönetişimi yücelten, ulusal ilkelere ve uluslararası standartlara dayalı bir güvenlik ve askeri sistem kuran ve devlet kurumlarının bağımsızlığını sağlayan bir ‘federal sistem’ olarak tanımlıyor.

Dengeli dış politika

Belge, ülke çıkarlarını dikkate alan, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği destekleyen, başkalarının işlerine karışmaktan kaçınan, iyi komşuluk ilkesine dayanan ve terörizm, aşırıcılık, sınır ötesi suçlar ve yasadışı göçle mücadele eden dengeli bir dış politika çağrısında bulunuyor.

grt
Sudan'ın yeni başbakanı, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ın önünde yemin etti. (SUNA)

Vizyon, Sudan’da devam eden savaşı, ülkenin birliğini tehdit eden, tehlikeli senaryolara kapı açan ve benzeri görülmemiş bir insani felakete neden olan ‘varoluşsal bir savaş’ olarak tanımladı. Savaşın özünde Aralık Devrimi’ni tasfiye etmeyi ve devrimin özgürlük, barış ve adalet hedeflerine ulaşacak sivil ve demokratik bir geçişin önünü tıkamayı amaçladığına dikkat çekildi.

Belgeye göre çatışmaları durdurma ihtiyacı, savaşların nedenlerini ve etkilerini ele alan sürdürülebilir barışçıl çözümlerin benimsenmesinde ve değişim yolunu tamamlayan ve adalet, vatandaşlık ve demokrasi devleti kuran kapsayıcı bir proje aracılığıyla ülkenin rönesansını yeniden tesis etmesinde yatıyor. Sivil Demokratik İttifak, ülkeyi kaos ve parçalanmaya rehin bırakmayı reddettiğini yineleyerek, vizyonunu siyasi ve toplumsal güçler için stratejik bir siyasi çerçeve olarak ortaya koyarak ‘kader savaşında’ mücadele edeceğini belirtti.