Mısır Meclisi ile hükümet arasında Müftü çatlağı

Mısır Parlamentosu ile hükümet arasında ölüm cezası davalarında Müftü'ye danışma konusunda anlaşmazlık

Mısır Parlamentosu'nun önceki oturumu (Mısır Parlamentosu)
Mısır Parlamentosu'nun önceki oturumu (Mısır Parlamentosu)
TT

Mısır Meclisi ile hükümet arasında Müftü çatlağı

Mısır Parlamentosu'nun önceki oturumu (Mısır Parlamentosu)
Mısır Parlamentosu'nun önceki oturumu (Mısır Parlamentosu)

Mısır Temsilciler Meclisi’nde, Meclis Başkanı Hanefi Cibali ile Mısır Adalet Bakanı Ömer Mervan arasında dün idam cezası davalarının Mısır Müftüsüne danışılmasıyla ilgili tartışma çıktı. Cibali, Meclis'in yasayı nihai olarak onaylamasının ardından Adalet Bakanlığı'nın "Ceza Muhakemeleri Usulleri" yasasında yaptığı değişikliği eleştirdi.

Mervan dünkü oturum sırasında, “Değişikliklere hızlı yanıt verdiği için Temsilciler Meclisi'ne teşekkür ediyorum. İnsan bilimleri alanında, bakış açılarının olduğu mevzuat, kanunlar ve etik de dahil olmak üzere her zaman verme ve alma vardır ve bunlarda anlaşmazlık olması ayıp değil” ifadelerini kullandı. Temsilciler Meclisi Başkanı ise, Mısır Parlamento Başkanı'nın "bir siyasi bakan için kabul edilemez" olarak değerlendirdiği "yasaların ve değişikliklerin Konsey tarafından onaylanmasının ardından tartışmaya yer olmadığını" vurguladı.

Cibali Mervan’a hitaben yaptığı açıklamada, “Mısır anayasasını okudunuz mu? Bu bir fikir ayrılığı değil, yoruma açık olmayan bazı varsayımlar var” diyerek, Mısırlı bakanın “Kanunun onay aşamasından önce alınması ve yanıtlanması, her zaman Temsilciler Meclisi'nin yararınadır ve burada kanun taslağı en iyi haliyle ortaya çıkana kadar entegrasyon gerçekleşir” dediğini kastetti.

Anlaşmazlık, Mısır Müftüsü'nün birinci ve ikinci derece idam cezalarına ilişkin görüşünün alınmasını düzenleyen maddeye ilişkin hükümet tarafından önerilen değişiklikleri Temsilciler Meclisi'nin reddetmesiyle ilgili. Hükümetin teklifi, müftünün görüşünün yalnızca birinci aşamadaki davayla sınırlandırılması ve savcılığın cezayı artırmak için temyiz yoluna başvurması halinde müftünün görüşünün temyiz düzeyinde alınması yönünde.

Temsilciler Meclisi Başkanı dünkü oturum sırasında, hükümet teklifinin "Yargıtay'ın Kasım 2006'da verdiği kararla çeliştiğine değinerek, “idam cezası öncesinde ve sonrasında iki kez müftünün görüşüne başvurulması, kanunun gerektirdiği kararın geçerliliği için gerekli bir şart” olduğunu hatırlattı. Ayrıca, genellikle hükümetin teklifinin "uluslararası düzeyde olumsuz bir etkiye sahip olduğuna değinen Cibali, dosyanın sorumlusu olarak Adalet Bakanlığı'nın bu konuda daha dikkatli olması gerektiğini söyledi. Ancak Adalet Bakanı dün, "Mısır'ın uluslararası mülahazalar arasında Müftünün kararlar hakkındaki görüşünün de yer aldığını" vurgulayarak kendi bakış açısını savundu.

 Mısır'daki parlamenter sistemler uzmanı Abdünnasır Kandil, Temsilciler Meclisi'nde yaşananların "hükümetin sunduğu yasalara ve bunlarda yapılan değişikliklere yanıt verirken parlamento araçlarının kullanılması" ile tutarlı olduğuna inanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Kandil, Mısır Adalet Bakanı'nın Temsilciler Meclisi'nde hükümetin önerdiği değişiklikle ilgili yorumunun "geç” olduğuna dikkati çekerek, Mervan’ın daha önce yasanın değiştirilen maddelerinin oylamaya sunulması ve tartışılmasından önceki tartışmalar sırasında parlamento temsilcilerini önerilen değişiklikler konusunda tam olarak ikna etmesi gerektiğini vurguladı.

Mısır Temsilciler Meclisi üyesi milletvekili Ziyauddin ed Davud Şarku’l Avsat’a, hükümet teklifinin reddedilmesinin davadaki sanığın idam cezasını hak etmesini sağlayacak "her türlü ek garantinin" tutulmasına ve dolayısıyla davada Müftü'ye iki kez danışmak için geri dönmesine (önemli bir konu) verilen destekten kaynaklandığına değinerek, müftünün görüşünün kanuna göre tavsiye niteliğinde olduğunu söyledi.



Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
TT

Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)

Suriye hükümeti tarafından dün yapılan açıklamada federal sistemin reddedildiği bir kez daha ifade edilirken Kürt güçlerine orduya katılmaları çağrısı yapıldı. Kürt ve resmi Suriye kaynaklarına göre bu karar Cumhurbaşkanı Ahmed Şer'in Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katıldığı bir toplantıda alındı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre Suriyeli bir Kürt yetkili, Şara ve Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY)Suriye devletine entegre etme çabalarını görüşmek üzere bir araya geldiğini ifade etti.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan yetkili, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın da toplantıya katıldığını söyledi.

Toplantının, ‘KDSÖY ile Şam hükümeti arasındaki ilişkiler ile ekonomik ve askeri konuların’ görüşülmesi için düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

Bu toplantı, Şara ve Abdi arasında henüz uygulanmayan bir ikili anlaşmanın imzalanmasından dört ay sonra gerçekleşti.

Şara’nın 10 Mart'ta ABD’nin himayesinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Abdi ile imzaladığı anlaşma, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır geçişleri, havaalanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimi altına alınmasına’ ilişkin maddeler içeriyordu.

Ancak KDSÖY, anayasal bildirinin ardından hükümetin çeşitliliği yansıtmadığını söyleyerek yönetimi eleştirdi. Kürt güçler geçtiğimiz ay ‘merkezi olmayan demokratik’ bir devlet talebinde bulunmuş, Şam ise buna ülkede ‘bölünme girişimlerini’ reddettiğini vurgulayarak yanıt vermişti.

Suriye hükümetinden bir kaynak dün devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Suriye devleti, ‘tek Suriye, tek ordu, tek hükümet’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu yineler ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı her türlü bölünme veya federalizm biçimini kesin bir şekilde reddeder” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Suriye ordusu, tüm vatandaşları birleştiren ulusal bir kurumdur. Devlet, SDG'den Suriyeli savaşçıların anayasal ve yasal çerçeve içinde ordunun saflarına katılmasını memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Kaynak ayrıca, ‘imzalanan anlaşmaların uygulanmasındaki herhangi bir gecikmenin ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceği, aksine durumu karmaşıklaştıracağın ve Suriye'nin tüm bölgelerinde güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik çabaları engelleyeceği’ uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz yıl aralık ayında İslamcı grupların ittifakının başında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini devirerek Şam'da iktidarı ele geçirdi. O tarihten bu yana Şara, Suriye'deki tüm askeri grupların lağvedilmesini savunuyor.

Ancak Suriyeli Kürtler, on binlerce erkek ve kadından oluşan askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Suriye'nin birliğini korumak ve ülkede güvenliği yeniden tesis etmek, yeni yetkililer için başlıca zorluklar arasında yer alıyor.

On yıllardır ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalan Suriyeli Kürtler, bugün yeni iktidarın karar alma sürecini merkezileştirme ve geçiş döneminin yönetiminden önemli unsurları dışlama çabalarını eleştiriyorlar.

SDG lideri Abdi, mayıs ayı sonlarında bir televizyon röportajında “Şam ile yaptığımız anlaşmaya bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi. Ancak ‘Suriye'nin merkezi olmayan, tüm bileşenlerinin tüm haklarına sahip olduğu ve kimsenin dışlanmadığı bir ülke olması’ konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.

Şara, Şam’da iktidarı devralmasının ardından tüm silahlı grupların feshedileceğini açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, DEAŞ’ı 2019 yılında son kalesinden de kovana kadar mücadelede etkinliğini kanıtlamış olan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Kürt özyönetim, Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda, Şam’daki kaynaklara ihtiyaç duyduğu en önemli petrol ve doğalgaz sahalarını da içeren geniş bir alanı kontrol ediyor. Aralarında binlerce yabancının da bulunduğu DEAŞ üyelerini de kamplarda ve gözaltı merkezlerinde tutuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani daha önce yaptığı bir açıklamada, KDSÖY’le imzalanan anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında ‘oyalanmanın ülkedeki kaosu uzatacağını’ söylemişti.