Sudan uluslararası ve bölgesel izolasyon tehdidi altında mı?

Siyasetçiler, Dışişleri Bakanlığı ve Beşir’in destekçilerini anlaşmazlıkları körüklemekle suçladı

Sudan Ordu Komutanı ve Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (AFP-Arşiv)
Sudan Ordu Komutanı ve Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (AFP-Arşiv)
TT

Sudan uluslararası ve bölgesel izolasyon tehdidi altında mı?

Sudan Ordu Komutanı ve Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (AFP-Arşiv)
Sudan Ordu Komutanı ve Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (AFP-Arşiv)

Sudan, Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan’a yakın olan Dışişleri Bakanlığı’nın, Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) gibi bölgesel kuruluşlarla ilişkileri dondurarak ya da uluslararası kurum ve misyonlarla iş yapmayı reddederek takındığı keskin tutumlar sonucunda, artık ‘yeni uluslararası ve bölgesel izolasyon’ tehdidiyle karşı karşıya.

Sudan hükümeti ve iktidardaki Egemenlik Konseyi, bugün Uganda’nın başkenti Kampala’da yapılması planlanan, Sudan ve Somali konularının tartışılacağı IGAD zirvesine katılmadı.

Hartum’da Dışişleri Bakanlığı, salı günü Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Muhammed Hamdan Daklu’ya (Hamideti) yaptığı daveti protesto etmek amacıyla IGAD ile ilişkileri dondurma kararı aldı.

Sudan Dışişleri Bakanlığı ile IGAD arasındaki anlaşmazlık, Hartum’un geçen eylül ayında diplomatik krize girdiği Afrika Birliği de dahil olmak üzere ülke ile çeşitli kurum ve kuruluşlar arasında daha önce yaşanan gerginlik ve kavgaları yeniden gündeme getirdi.

Ülkenin Afrika Birliği üyeliği, bölgesel örgütün, Abdullah Hamduk başkanlığındaki sivil hükümete karşı bir ‘askeri darbe’ olarak değerlendirdiği, Ekim 2021’de ordunun hükümeti devirmesinden bu yana askıya alınmış durumda.

Sudan Egemenlik Konseyi ayrıca, ‘darbeyi reddeden’ tutumu nedeniyle Birleşmiş Milletler’in (BM) Sudan’daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu (UNITAMS) ile sert çatışmalara girdi.

Geçtiğimiz haziran ayında Sudan Dışişleri Bakanlığı, BM Genel Sekreteri'nin Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes’i ‘istenmeyen adam’ ilan etti.

Şarku’l Avsat’a konuşan İttihatçı İttifak Partisi Sözcüsü Muhammed Abdulhakim, şunları söyledi:

“Ülkedeki savaşı sona erdirmeye yönelik herhangi bir yön, krizin çözümü için girişimlerde bulunan Batılı ve Arap ülkelerine karşı haksız düşmanlığa ek olarak, ülkedeki fiili hükümet tarafından, BM ve ilk kıtasal örgüt olan Afrika Birliği de dahil olmak üzere uluslararası topluluğa karşı hile, aldatma ve gerilimi tırmandırmayla karşı karşıyadır.”

Abdulhakim açıklamasına şu ifadelerle devam etti:

“Sudan hükümetinin IGAD ile ilişkileri dondurması, öncelikle savaşı durdurmaya yönelik her türlü barışçıl ve siyasi çözümden kaçınmayı amaçlayan bir adımdır. Bu olay, izole rejimin kalıntılarının ülkedeki karar alma süreci üzerindeki kontrolünü teyit ediyor. Askeri açıdan zorluklarına rağmen savaşı sürdürmeye, kendilerini tekrar iktidara getirecek bir zafer kazanmaya çalışıyorlar. Bu tutum ve eylemler, ülkeyi bir kez daha tarihindeki en büyük uluslararası ve bölgesel izolasyona döndürme tehdidinde bulunuyor. Bu da savaşın uzamasına ve bölgedeki durumun kötüleşmesine neden olacak.”

Sudan sivil siyasetinin temsilcisi olan Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nin (ÖDBG) lideri Mahir Ebu’l Cuh ise Sudan’daki iktidar otoritesinin halihazırda bölgesel ve uluslararası düzeyde izole edilmiş durumda olduğunu söyledi.

ÖDBG lideri, “Manevra alanının kaybı, bölgesel eksenler arasındaki farklılık ve çatışmaların yoğunluğunun azalması nedeniyle izolasyona katkıda bulundu. Bu da savaşı bitirme konusunda ciddiyetten yoksun olduklarını ortaya çıkardı” dedi.

Ebu’l Cuh, konuya ilişkin değerlendirmesine şöyle devam etti:

“Uluslararası ve bölgesel topluluklar, Sudan’daki durumun uluslararası ve bölgesel barışa gerçek bir tehdit oluşturduğunu dikkate alarak, BM Güvenlik Konseyi veya Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Konseyi’ne başvurup, kararlı ve etkili adımlar atarak savaş savunucularını durdurmak için çalışacaklardır.”

Sudanlı iki siyasetçi de bölgesel ve uluslararası kurumlarla yaşanan anlaşmazlıkla ilgili sorumlu olarak Sudan Dışişleri Bakanlığı’nı işaret etti ve Sudan ile çevresi arasındaki tüm anlaşmazlıkların arkasında izole rejimin (eski Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir rejimi) liderlerinin olduğunu söyledi.

Abdulhakim, “Sudan Dışişleri Bakanlığı’nın BM misyonuna karşı sürekli olarak siyasi güçlere karşı önyargılı olduğu yönündeki iddiaları, açıklamaların ötesine geçti. Bu, izole edilmiş rejimin destekçilerinin, misyon şefini ülkeden sürmek için gösteriler düzenlemek üzere seferber edilmesiyle aynı zamana denk geldi” dedi.

Ebu’l Cuh ise, “Dışişleri Bakanlığı’nın tutumları, sürekli olarak savaşı sonlandıracak her türlü yolu reddeden ve engelleyen işaretler veriyor. Bu da hamlelerindeki diplomatik başarısızlığın nedenlerini açıklıyor” diye konuştu.

ÖDBG lideri ayrıca, “Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı’nın birçok Afrika ülkesinden aldığı davet, Dışişleri Bakanlığı’na, uluslararası ve bölgesel toplumun, ‘sorumsuz eylemler’ sonucunda benzeri görülmemiş bir hayal kırıklığı ve bıkkınlık aşamasına ulaştığına dair bir mesajdır” diye ekledi.



Bağdat'ta İsrail saldırısının hayaleti dolaşıyor

Irak'taki İslami Direniş milisleri ( Arşiv)
Irak'taki İslami Direniş milisleri ( Arşiv)
TT

Bağdat'ta İsrail saldırısının hayaleti dolaşıyor

Irak'taki İslami Direniş milisleri ( Arşiv)
Irak'taki İslami Direniş milisleri ( Arşiv)

Partizan çevreler ülkeye hava saldırısı düzenlenmesine karşı ciddi uyarılarda bulunurken, büyük çaplı bir İsrail saldırısının hayaleti Bağdat'ın üzerinde dolaşıyor.

"Koordinasyon çerçevesine" yakın bir kaynak Şarku'l Avsat'a, "Şii partilerin tehdidin ciddiyetine dair endişeleri, onları başbakandan saldırıları önlemek için gerekeni yapmasını istemeye yöneltti" ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Iraklı silahlı grupların son zamanlarda gizlilik ve mahremiyet ortamında hareket ettiklerini ve askeri pozisyonlarının çoğunun kesin olarak değiştirildiğini” doğruladı.

Buna ilave olarak basın kaynakları, ülkenin "300 İsrail saldırısına" maruz kalma ihtimaline ilişkin "hükümet tahminleri" olarak ifade ettikleri alıntılara yer verdi.

Buna karşılık Irak Dışişleri Bakanlığı, Güvenlik Konseyi'ne yazdığı bir mektupta, "İsrail'in bu saldırgan davranışlarını durdurmak için uluslararası toplumun müdahalesinin" önemini vurguladı.

Uzman Gazi Faysal, Dışişleri Bakanlığı mesajının, ülkeyi olası bir İsrail saldırısından korumak isteyen "önleyici diplomasi" anlamına geldiğini söyledi.