Suriye’nin güneyinde en tehlikeli uyuşturucu türlerinin yayılmasına rağmen madde bağımlılığı tedavi merkezleri bulunmuyor

Daha önce bağımlı olan bir kişi: Tek başına iyileşme ‘kolay bir süreç değil’

Dera’nın doğu kırsalında büyük miktarda uyuşturucuyu imha eden insanlar
Dera’nın doğu kırsalında büyük miktarda uyuşturucuyu imha eden insanlar
TT

Suriye’nin güneyinde en tehlikeli uyuşturucu türlerinin yayılmasına rağmen madde bağımlılığı tedavi merkezleri bulunmuyor

Dera’nın doğu kırsalında büyük miktarda uyuşturucuyu imha eden insanlar
Dera’nın doğu kırsalında büyük miktarda uyuşturucuyu imha eden insanlar

“Etrafımdaki her şey değişmem için bir teşvikti.” Dera kırsalından 24 yaşındaki Ahmed Şarku’l Avsat’a uyuşturucu bağımlılığından kurtulma hikayesini bu sözlerle anlatmaya başladı. Ahmed  “Bir deneme olarak başlamasına rağmen çok büyük bir felakete dönüştü, sonunda en tehlikeli uyuşturucu türlerine bağımlı hale geldim. Hayatımın her yönünü, ailemle, arkadaşlarımla ve toplumla olan ilişkilerimi etkiledi” dedi.

Esrar ve Captagon da dahil olmak üzere uyuşturucu maddeler kullanan Ahmed, cehennemden çıkmak için yardıma ihtiyacı olduğunu fark ettiğini belirtti. Genç adam, iyileşmeye ve uyuşturucu bağımlılığından kurtulmaya karar verdikten sonra Dera’da tedavi merkezi bulmakta zorluk yaşadığını anlattı. Özel kaynakların ve etkili tedavi programlarının bulunmaması başlamaya karar verdiği iyileşme sürecini etkiledi, bu da tedavi sürecini zor ve düzensiz hale getirerek iyileşme sürecini uzattı.

FOTOĞRAF ALTI: Dera’nın doğu kırsalında büyük miktarda uyuşturucu imha edildi
Dera’nın doğu kırsalında büyük miktarda uyuşturucu imha edildi

Ahmed, uyuşturucudan bireysel olarak kurtulma süreci ‘kolay olmadığı’ için hikayesini paylaştığını söyledi. Bunu, bağımlılık tedavisinde uzmanlaşmış merkezlerin olmayışı ve bu maddelerin yaygın ve elde edilmesinin kolay olması, bölgede uyuşturucu tacirlerinin ve satıcılarının oldukça fazla olması ve bağımlılık oranlarının yüksel olmasından kaynaklandığını belirtti. Ayrıca bölge, coğrafi konum olarak Ürdün’e yakınlığı nedeniyle sınır ötesi kaçakçılık ağlarının hedefi haline geldiğini anlattı.

Tedavi merkezlerinin varlığının, bağımlıların iyileşme yolculuğuna başlamaları için büyük bir motivasyon olacağını düşünen Ahmed, kısa sürede ve düzenli aşamalarda başarılı vakaların olmasının, aileleri bağımlı çocuklarını tedavi ettirmeye teşvik edeceğine inandığını belirtti. İyileşmek isteyen çok sayıda insan bulunduğunu ve bu kişilerin, zorunlu askerlikten kaçmaları ya da Dera ile başkent arasındaki kontrol noktalarında tutuklanmaları gibi güvenlik endişeleri nedeniyle Şam’daki merkezlere gidemediklerini anlattı.

Güvenlik ve ekonomik engeller

Dera’nın batı kırsalında çalışan ve adını vermek istemeyen bir doktor Şarku’l Avsat’a bölgenin acilen bağımlılık tedavisi için uzmanlaşmış bir merkeze ihtiyaç duyduğunu, ayrıca gerekli ilaç ve ekipman eksikliği, zayıf mali kaynaklar ve kötüleşen güvenlik ve ekonomik durumun yanı sıra uzman tıbbi ve psikolojik personel sıkıntısı olduğunu belirtti. Bu faktörlerin bir araya gelerek bireysel çabalarla bu tür uzmanlaşmış merkezlerin kurulmasına engel olduğunu da söyledi.

Doktor “Ayrıca sivil toplum örgütlerinin, sadece yüksek gelirli ailelerin değil herkesin faydalanacağı ücretsiz hizmetler sunmaya yönelik çalışmaları bulunmuyor. Bölgede yayılan uyuşturucu türlerinin tehlikeli olması ve bağımlılığa yol açması, kullanıcılarda hızlı bir kötüye gitme durumuna neden oluyor” ifadelerini kullandı. Kliniğine, sürekli olarak kötü durumda olan veya aşırı dozda uyuşturucu kullanmaları nedeniyle ölüm, şizofreni veya sinirsel ve psikolojik çöküntü aşamasına ulaşmış bağımlı kişilerin geldiğinden bahsetti.

Bu vakalar sakinleştirici ilaçlar verilerek tedavi ediliyor ancak söz konusu yöntemler kritik durumlardaki vakalar için yetersiz ve geçici oluyor. Kullanıcıların tıbbi, psikolojik ve danışmanlık yönlerini içeren kapsamlı bir tedaviye tabi tutulmaları gerekiyor. Bu kapsamlı tedavi ise, şu anda mevcut olmayan özel merkezlerin kurulmasını gerektiriyor. Narkotik maddelerin yayılması ve caydırıcı tedbirlerin olmayışını yanı sıra, söz konusu merkezlerin yokluğu bölgede büyük bir sorun oluşturuyor.

Skandal korkusu

Dera’daki bir danışmanlık ve psikolojik rehberlik uzmanı Şarku’l Avsat’a halk arasında ‘skandal’ olarak adlandırılan ve iyileşmek isteyen bağımlıların hissettiği damgalanma korkusunun, bağımlıların tedaviden uzaklaşma nedenlerinden biri olduğunu belirtti. Bağımlılığın tehlikeleri ve iyileşme için merkezlere erken başvurmanın yararları konusunda bilinçlendirme kampanyaları yapılmasının gerekli olduğunu vurguladı. Hastanın ve ailesinin sosyal damgalanma korkusuna karşı, kişisel çıkarlarını korumalarının daha önemli olduğu yönünde bilinçlendirilmesi gerektiğini belirtti.

İyileşmek isteyenlerin ve ailelerinin tedaviden durmasının bir diğer nedeninin de maddi faktörler olduğunu sözlerine ekledi. Bunun için yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği yapması gerektiğini, bağımlılık tedavisi için güçlü bir altyapı oluşturması ve valilikte uygun psikolojik ve terapötik destek sağlaması gerektiğini söyledi.

FOTOĞRAF ALTI: Suriye sınırı boyunca uyuşturucu ve silahlar da dahil olmak üzere malzeme kaçakçılığı yapılıyor (Arşiv - Ürdün Silahlı Kuvvetleri)
Suriye sınırı boyunca uyuşturucu ve silahlar da dahil olmak üzere malzeme kaçakçılığı yapılıyor (Arşiv - Ürdün Silahlı Kuvvetleri)

Dera kentinden aktivist Laith el-Hourani Şarku’l Avsat’a, Ahmed’in iyileşme yolculuğunun, bağımlılığın üstesinden gelmeye ve tehlikeleri konusunda farkındalığı artırmaya yardımcı olacak merkezlerin bulunmadığı güneydeki Dera şehrinin durumunu yansıttığını söyledi.

Aktivist, Dera’nın Captagon, kristal meth, metamfetamin ve esrar gibi en tehlikeli uyuşturucu türlerinin yaygın olduğu bir bölge olduğuna dikkat çekti. Suriye rejimi ve Suriye’deki İranlı milislerle bağlantılı kaçakçılık ve uyuşturucu ticareti yapan ağlar ve gruplar aracılığıyla Ürdün’e giden uyuşturucuların transit ve depolanması için kullanılan bir bölge olduğunu da belirtti. Ayrıca güvenlik güçleri ve Hizbullah’la bağlantılı uyuşturucu satıcılarının isimlerinin ortaya çıktığına dikkat çekti ve Dera’nın doğu kırsalındaki Ürdün sınırına bitişik Nassib bölgesindeki silahlı gruplardan birinin lideri olan İmad Ebu Zurik gibi bazı isimlere Batı yaptırımları uygulandığını belirtti.



Bağdat İsrail'den 'açık tehdit' aldı

 Irak Parlamentosu Başkanı Duhok'taki “Barış Forumu”nda (X)
Irak Parlamentosu Başkanı Duhok'taki “Barış Forumu”nda (X)
TT

Bağdat İsrail'den 'açık tehdit' aldı

 Irak Parlamentosu Başkanı Duhok'taki “Barış Forumu”nda (X)
Irak Parlamentosu Başkanı Duhok'taki “Barış Forumu”nda (X)

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin dün, Bağdat'ın İsrail'den "açık bir tehdit" aldığını söyledi.

Resmi haber ajansına göre, Kürdistan Bölgesi'nin Duhok kentinde düzenlenen “Amerikan Üniversitesi Forumu’nda yaptığı konuşmada Hüseyin, ’Silahlı kuvvetlerin Irak topraklarından yapılacak herhangi bir saldırıyı önlemek için başbakandan emir aldığını” belirtti ve ülkesinin “savaş istemediğini ve savaş tehlikesini ortadan kaldırmaya çalıştığını” vurguladı.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar daha önce, BM Güvenlik Konseyi başkanına bir mektup göndererek, Irak'taki İran yanlısı silahlı grupların faaliyetlerinin ele alınması için derhal harekete geçilmesi çağrısında bulunduğunu ve Irak hükümetinin kendi topraklarında ya da topraklarından gerçekleşen her türlü eylemden sorumlu olduğunu belirtti.

Parlamento Başkanı Mahmud el-Meşhadani, “Bugün Ortadoğu'da yaşananlar ikinci Nekbe'nin hayat bulması olarak adlandırılabilir” dedi.

Irak Cumhurbaşkanı Abdüllatif Raşid, büyük ülkeleri “meseleleri çözmek ve savaşları sona erdirmek için ciddi çaba sarf etmeye” çağırdı. Kürdistan Demokrat Partisi Başkanı Mesud Barzani ise “Irak'ı savaştan uzak tutma” çağrısında bulundu.