Mısır: Bölgede gerilimin tırmanmasından kaçınılmalı

İsrail Sina'dan Eilat'a "insansız hava aracı" fırlatıldığı iddialarını yalanladı

Mısır Savunma Bakanı, Kahire'de İngiliz mevkidaşı ile gerçekleştirdiği görüşmede (Mısır Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü)
Mısır Savunma Bakanı, Kahire'de İngiliz mevkidaşı ile gerçekleştirdiği görüşmede (Mısır Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü)
TT

Mısır: Bölgede gerilimin tırmanmasından kaçınılmalı

Mısır Savunma Bakanı, Kahire'de İngiliz mevkidaşı ile gerçekleştirdiği görüşmede (Mısır Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü)
Mısır Savunma Bakanı, Kahire'de İngiliz mevkidaşı ile gerçekleştirdiği görüşmede (Mısır Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü)

Mısır, bölgede tırmanışı önlemek için yapılacak çalışmaların koordinasyonunun önemini vurguladı. Aynı zamanda Perşembe günü Sina'dan Eilat'a insansız hava aracı fırlatıldığına dair İsrail medyasında çıkan haberleri reddetti. Mısır Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanı Muhammed Zeki, İngiliz Savunma Bakanı Grant Shapps ile Kahire'de yapılan bir görüşme sırasında "mevcut tırmanışı önlemek ve bölgede güvenlik ile istikrar çabalarını desteklemek için gerçekleştirilen çabaların koordinasyonu çok önemli” dedi.

Mısır Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Garib Abdulhafız’ın açıklamasına göre,  iki bakan görüşme sırasında bölgedeki gelişmeleri ve müşterek alanlarda işbirliği konularını ele aldı. Sözcü, İngiliz Savunma Bakanının uluslararası güvenlik konularına etki eden Gazze’deki çatışmalar konusunda Mısır'ın bölgesel çevresindeki etkili rolünü övdüğünü açıkladı.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ise, "bölgede birden fazla cephe üzerindeki askeri tırmanışın tehlikeleri" konusunda uyarıda bulundu. Sisi, Çarşamba günü Kahire'de Yunanistan Dışişleri Bakanı George Gerapetritis ile yaptığı görüşmede, "Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes ilan edilmesi ve insani yardımların sağlanması suretiyle mevcut gergin durumun yatıştırılmasının gerekliliği" üzerinde durdu.

İsrail askeri araçları, Batı Şeria'daki Tulkarm şehri ve kampına yapılan baskın sırasında (EPA)
İsrail askeri araçları, Batı Şeria'daki Tulkarm şehri ve kampına yapılan baskın sırasında (EPA)

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Perşembe günü Kahire'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile gerçekleştirdiği görüşmede, bölgedeki çeşitli cephelerde artan gerilimlerin tehlikelerine dair ciddi endişelerini dile getirdi. Ebu Gayt, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını durdurmanın ve İsrail'in neden olduğu ağır insani krizin şiddetini azaltacak insani yardım ve yardım malzemelerinin engelsiz bir şekilde sağlanmasının zorunlu olduğunu vurguladı.

Yunanistan Dışişleri Bakanı ise, Ebu el-Gayt ile olan görüşmesinde, Filistin'de zorla yerinden edilme ve sivillerin hedef alınmasına ülkesinin karşı çıktığını belirtti. Ayrıca, derhal ateşkes sağlanması ve İsraillilerle Filistinlilerin yan yana barış içinde yaşayabilecekleri sürdürülebilir bir siyasi çözüm bulunması gerektiğinin altını çizdi. Bakan, ayrıca, krizin çözülmemesi durumunda bölgedeki savaşın genişlemesi riskine dikkat çekti.

Öte yandan, Mısır medyası Perşembe günü, bir güvenlik yetkilisinin Sina'dan Eilat'a bir insansız hava aracı gönderildiği yönündeki iddiaları yalanladığını bildirdi. El- Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı, İsrail medyasında yer alan Sina'dan Eilat'a bir insansız hava aracı gönderildiği iddialarını yalanladı.

İsrail ordusu, Perşembe günü Kızıldeniz üzerinde "yanlış bir alarm" sebebiyle bir savunma füzesi fırlatıldığını bildirdi. Daha önce aynı gün, İsrail'in Kızıldeniz üzerinde topraklarına yaklaşan "şüpheli" bir hava hedefini tespit ettiği ve bu hedefe bir savunma füzesi fırlattığı duyurulmuştu. İsrail ordusu, CNN televizyonuna verdiği demeçte, "Eilat'ta savunma füzesinin fırlatılması nedeniyle sirenlerin çaldığını" belirtti.

İsrail ve "Hamas" arasında süregelen çatışmanın ortasında, İsrail askerleri Gazze Şeridi'nde görev yapıyor (Reuters)
İsrail ve "Hamas" arasında süregelen çatışmanın ortasında, İsrail askerleri Gazze Şeridi'nde görev yapıyor (Reuters)

Öte yandan, Mısır ordusu Perşembe günü yaklaşık 300 kilogramlık uyuşturucu kaçakçılığı operasyonu gerçekleştirdiğini açıkladı. Mısır Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü, aynı gün yaptığı açıklamada, bu operasyonun "üç kaçakçının ölümüyle sonuçlandığını" ve bu eylemin, "Mısır'ın kuzeydoğu sınır hattını güvenlik altına almakla sorumlu güvenlik unsurlarının çabalarının bir devamı olduğunu" ifade etti. Sözcü, "Mısır Silahlı Kuvvetlerinin tüm stratejik yönlerde devletin güvenliğini sağlama çabalarının  devam ettiğini" vurguladı.

Geçen Salı günü ise, Mısır ordusu, İsrail ile kuzeydoğu sınırında yer alan El-Avca geçidinin güneyinde, yaklaşık 174 kilogram çeşitli türde uyuşturucu maddenin kaçakçılığını engellediğini bildirdi. Ordu sözcüsü, bu operasyonun "kuzeydoğu uluslararası sınır hattını güvenlik altına almakla sorumlu güvenlik unsurlarının bir planının parçası olduğunu" ve bu operasyonda "ateş açılması sonucu bir kişinin öldüğünü, altı kaçakçının yakalandığını" açıkladı.

İsrail ordusu, geçen Pazartesi akşamı yayınladığı bir bildiride, "Silahlı olduğu düşünülen Mısır sınırı yönünden gelen kişilere ateş açıldığını" teyit etti. Açıklamada, "Söz konusu şüpheli sayısının 20 kişi olduğu, bunların arasında çok sayıda silahlı kişinin bulunduğu ve çıkan çatışmada yaralıların olduğunu belirtti. Açıklamada bir İsrailli kadın askerin de hafif şekilde yaralandığı açıklandı. Şarku’l Avsat’ın Kahire merkezli Arap Haber Ajansı’ndan aktardığı habere göre bir İsrailli yetkili "Bu kişilerin Mısır sınırından uyuşturucu kaçırmaya çalıştıkları" belirttiğini aktardı.



Suriye hükümeti ve Şii Hilali’nin yenilgilerinin sürdürülmesi

Suriye hükümeti ve Şii Hilali’nin yenilgilerinin sürdürülmesi
TT

Suriye hükümeti ve Şii Hilali’nin yenilgilerinin sürdürülmesi

Suriye hükümeti ve Şii Hilali’nin yenilgilerinin sürdürülmesi

İbrahim Hamidi

Suriye hükümetindeki yeni bakanlardan biri, bakanlığının kayıtlarını incelediğinde ‘İran dosyalarının’ büyüklüğü ve ciddiyeti karşısında şaşırdığını söyledi. Söz konusu bakanlıktaki bu durum, Suriye'deki diğer birçok bakanlıktaki ve kuruluştaki durumla aynı. Dosyalar, sözleşmeler, anlaşmalar, bilgiler, müdahaleler ve bazen Tahran'a ulaşan uzantılar... İran’ın ‘rejimin derinliklerine’ nüfuz etmiş olması, yeni hükümetin Beşşar Esed rejiminin mirasından kurtulmasını yavaşlatıp zorlaştırıyor.

Geçtiğimiz on yıllar boyunca Suriye-İran ilişkileri, 1979 yılındaki İran İslam Devrimi'nden sonra çeşitli aşamalardan geçti. Her kriz ve sınav karşısında dikey olarak derinleşirken, yatay olarak genişledi. Hafız Esed, 1980 yılında patlak veren İran-Irak savaşında Saddam Hüseyin’e karşı Ayetullah Humeyni'nin yanında yer aldı. Esed, İsrail'in 1982 yılında Lübnan'ı işgali sırasında, Hizbullah'ın kurulması için topraklarını İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) açtı.

Hafız Esed, 1990 Körfez Savaşı sırasında Bağdat'taki ‘Baasçı’ yoldaşının (Saddam) karşısında yer aldı ve bir yıl sonra Kuveyt'i kurtarmak için yapılan savaşa katıldı. Esed, 1990'lı yıllarda ABD’nin himayesi altında İsraillilerle müzakere ederken bile İran’ın yanında olmaya ve 1993 tarihli Oslo Anlaşmalarına karşı çıkan Filistinli gruplardaki müttefikleriyle koordinasyona devam etti.

Hafız Esed bir yandan (Sovyetler Birliği sonrası) Rusya, Çin ve Kuzey Kore ile askeri ve güvenlik iş birliğini, diğer yandan Arap ülkeleriyle siyasi ve ekonomik ilişkileri sürdürdü. İran ile ise askeri, güvenlik ve füze alanlarında gizli bilimsel iş birliği programlarına devam etti.

Oğlu Beşşar Esed'in 2000 yılında iktidara gelmesiyle Şam'ın Tahran'la ilişkisi ittifak ve dengeden İran’ın dini liderinin (rehber) görüşüyle özdeşleşmeye dönüştü. Suriye ordusunun 2005 yılında Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin öldürülmesinin ardından Lübnan'dan çıkması ve 2006 İsrail-Hizbullah savaşı ile Suriye rejimi ‘İran'ın koynunda’ uyuyup uyanır oldu.

Suriye'de İran destekli milisler, eğitim kampları, gizli koridorlar, geçişler, kaçakçılık ağları, yaptırımları delen şirketler, silah ve füze programları, tesisler ve anlaşmalar gibi çok daha fazlası var.

En büyük değişim son on yılda, 2011 yılında Suriye’deki devrimin patlak vermesi ve Beşşar Esed rejiminin İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’e ve Hizbullah'a boyun eğerek İran'ın Suriye'deki araçlarından biri haline gelmesiyle yaşandı. Kararlar Tahran'da ve güney banliyölerinde alınmaya ve İran'ın bölgedeki silahları tarafından uygulanmaya başladı. Suriye nüfuz savaşı için kullanılan bir arenaya ve Tahran'dan Irak'a, Lübnan'a, Filistin davasına ve Ortadoğu'nun geri kalanına silah, mühimmat ve ideoloji transferi için kullanılan bir koridora dönüştü. Suriye'de koalisyon şemsiyesi altında, İran destekli milisler, eğitim kampları, gizli koridorlar, geçişler, kaçakçılık ağları, yaptırımları delen şirketler, silah ve füze programları, askeri, ekonomik, sosyal ve dini tesisler, ekonomik anlaşmalar, sanayi bölgeleri, güvenlik koordinasyonu ve son on yılda rejimin kabiliyetleri azaldıkça ülkede gelişen siber programlar ve gizli hücrelerden oluşan bütün bir altyapı gibi çok daha fazlası var.

İran, Suriye’de her şeye sirayet etmiş durumda. Onun etkisinden ve nüfuzundan kurtulmak kolay olmayacak. Çok şey başarıldı ve geriye zor, karmaşık ve zaman alıcı bir süreç kaldı. Yeni hükümetin gizli görevlerinden biri de gizli programlardan kurtulmak.

İran, Suriye’de askeri, ekonomik, güvenlik ve sosyal örgütlenmeleriyle bir gölge devlet inşa etmeye çalıştı. Açılan her devlet dosyası, İran'ın Suriye'deki nüfuzunun boyutları ortaya koyuyor. Gayrimenkul alanında birçok mülk İranlı kurumlar adına kayıtlı. Güvenlik kurumlarında ve orduda çok sayıda koordinasyon komitesi var. Casusluk ve dinleme altyapısı da İran'a ait.

Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık'ta çökmesi 'İran’ın Suriye’deki varlığının' açık olan kısmını sona erdirdi. İran destekli milisler ve İranlı danışmanlar geri çekildi. İnsansız hava araçları (İHA) ve uçaklar imha edildi. Ancak en tehlikeli olanı bunun görünmeyen kısmı. Bu kısım için silah ve uyuşturucu kaçakçılığı ağlarının çökertilmesi, Suriye'den Irak, Lübnan ve Ürdün sınırlarına uzanan gizli koridorların kapatılması, Suriye rejiminin yapısındaki hücrelerin ve programların lağvedilmesi gerekiyor.

İran, Suriye’de her şeye sirayet etmiş durumda. Onun etkisinden ve nüfuzundan kurtulmak kolay olmayacak. Çok şey başarıldı ve geriye zor, karmaşık ve zaman alıcı bir süreç kaldı. Devrik Esed rejimi sonrası kurulan yeni hükümetin gizli görevlerinden birinin de gizli programlardan kurtulmak olduğuna şüphe yok. Arap ve Avrupa ülkelerinin yeni Suriye hükümetinin kurulmasını memnuniyetle karşılamasının, İran’ın aldığı bölgesel darbenin tamamlanması ve ‘Şii Hilali’nin Suriye ve Ortadoğu'daki gerilemelerinin istikrarlı bir şekilde devam etmesi için destek vermeye hazır olmalarını gerektirdiği de tartışmasız bir gerçek.