Lübnanlılar, İsrail’in savaşı genişletmesi karşısında endişeli

ABD ve Avrupa’dan Netanyahu’yu zapt etme konusunda bir garanti yok.

ABD’li arabulucu Amos Hochstein ile Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri bir araya geldi (NNA)
ABD’li arabulucu Amos Hochstein ile Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri bir araya geldi (NNA)
TT

Lübnanlılar, İsrail’in savaşı genişletmesi karşısında endişeli

ABD’li arabulucu Amos Hochstein ile Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri bir araya geldi (NNA)
ABD’li arabulucu Amos Hochstein ile Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri bir araya geldi (NNA)

Hizbullah ve Emel Hareketi’nden oluşan Şii İkili yetkilileri, İsrail’in savaşın güney Lübnan’daki kuzey cephesi boyunca yayılmasına yönelik hazırlıklara başlamasından duydukları endişeyi gizlemiyor. İsrail’in bu hazırlıkları, İsrail uçaklarının Güney Litani bölgesinin eteklerinde bulunan Vadi Saluki’ye düzenlediği baskınların ölçeğinde açıkça görülüyor. Öyle ki geçen salı gecesi, Vadi Saluki’ye 20’ye yakın saldırı düzenlenirken, saldırılar ertesi gün de aynı hızla devam etti. Öte yandan Beyrut’u ziyaret etmek için toplanan Avrupalı heyetler, beraberlerinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bu alanı genişletme niyetinde olmadığına dair kendilerine güvence verdiği yönünde herhangi bir gündem taşımadı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Şii İkili içerisinde yetki sahibi kaynaklar, Avrupalı ​​temsilcilerin Lübnan’daki görevinin, Hizbullah’a savaşı genişletme girişiminde bulunmaması konusunda dolaylı olarak tavsiyelerde bulunmakla sınırlı olduğunu belirtti. Kaynaklar, “Çünkü ABD ve Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin Netanyahu ve savaş ekibine uyguladığı baskı, onu bölgenin hareketli savaşlara dönüşmesine zemin hazırlayabilecek askeri bir maceraya girmemeye henüz ikna edemedi” dedi.

Netanyahu’ya yönelik baskının durmadığına ve halen devam ettiğine dikkat çeken kaynaklar, “Avrupalı temsilciler, savaşı Gazze Şeridi’ndeki çerçevenin bir uzantısı olarak genişletmek için bahanelerle yarı yolda kalma konusunda uyarıda bulunuyor. Tel Aviv, sürekli olarak Güney Litani bölgesi dışındaki bazı bölgeleri hedef alarak çatışma kurallarını ihlal etmeyi sürdürüyor. Bu duruma Şii İkili tarafından yanıt geldi” şeklinde konuştu.

Aynı şekilde siyasi kaynaklar, Temsilciler Meclisi Başkanı Berri’nin Avrupalı ​​temsilcilerle yaptığı görüşmelerde, savaşa girme kararının İsrail’in elinde olması nedeniyle, İsrail’e baskı yapılması çağrısında bulunduğunu söyledi. Gazze’ye yönelik saldırganlığın sona ermesinin kuzey cephesinde sakin bir şekilde geri çekilmeyi sağlayacağını söyleyen kaynaklar, “Gazze cephesinde günlerce süren ve otomatik olarak Lübnan’ın güneyine de yansıyan ateşkes sağlandığında bu görüldü” dedi. Şii İkili’nin 1701 sayılı uluslararası kararı uygulamaya kararlı olduklarını ve bunun uygulanmasını engelleyenin İsrail olduğunu dile getirdi.

Aynı kaynaklar, Şii İkili’nin İsrail’i savaşın kuzey cephesini de kapsayacak şekilde genişletmeye yönlendirmekten uzak durduğuna dikkati çekerken, “Çoğu AB ülkesinin Netanyahu ile iletişiminde Netanyahu’dan genişlememe konusunda gerekli garantiler alınamadı. Çünkü Netanyahu, Lübnan ile kuzey cephesinde yer alan yerleşim yerlerini terk etmek zorunda kalan yerleşimcilerin baskısı altında. Diğer taraftan İsrail’in, güneydeki çatışmayı Gazze’deki savaştan izole etmek için her türlü baskı aracını kullandığı da göz ardı edilmiyor” dedi.

Kaynaklar, ABD’li arabulucu Amos Hochstein’in iki ülke arasındaki kara sınırlarının belirlenmesine yönelik bir anlaşmaya varılması amacıyla Lübnan ile İsrail arasındaki arabuluculuğunu durdurmadığını dile getirdi. Kaynaklar, “Tel Aviv’in Gazze’ye yönelik kara saldırısının üçüncü aşamasını uygulamaya başlamakla ne kastettiği anlaşılana kadar Hochstein’in arabuluculuğunu sürdürmesi bekleniyor. Siyasi koşullar arabuluculuğa devam etmesine izin verirse Hochstein, Gazze ve Güney Lübnan’ı birbirlerinden ayırabilmeyi amaçlıyor” şeklinde konuştu.

Peki Netanyahu, savaşı genişletme riskine girecek mi? Yoksa kendisini geleneksel olmayan bir savaşa girme gerekliliğinden kurtaracak bir barışa mı yönelecek? Hizbullah, şu ana kadar Hamas’a verdiği destekte savaşın tonunu kontrol etmekte ısrar ediyor. Tek taraflı olmayan askeri kavramlarla tavanların yükseltildiğini anlarsa Hizbullah, şu an İsrail’in kendi bakış açısına göre Litani’nin güneyindeki ilk savunma hattını oluşturan Vadi Saluki’ye yönelik baskınlarının boyutunu izlemekle yetinse de misliyle karşılık verecek. İsrail, bunu daha önce Temmuz 2006’daki savaşta denemiş, Vadi el-Hacir’deki kontrolünün bir uzantısı olarak burayı kontrol etmeye kalkıştığında ağır bir bedel ödemişti.



Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
TT

Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)

Hamas Hareketi ve İsrail’den müzakereciler Katar’ın başkenti Doha'da Gazze'de ateşkes konusunda dolaylı müzakerelere başlamaya hazırlanırken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ordusundan Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını istedi.

Netanyahu'nun adamları, cumartesi akşamı savaşı yönetmek için yapılan güvenlik toplantılarında yaşananları sızdırdılar. Toplantıda şiddetli tartışmalar, bağırışmalar ve masaya vurmalar yaşandığını söylediler. Ayrıca Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'e Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını ve ateşkesin ilan edilmesi muhtemel görünen Washington ziyaretinden döndükten sonra kendisine sunması talimatı verdiğini aktardılar.

İsrailli analistler bu sızıntının amacına ilişkin farklı görüşlere sahipler. Bazıları, bunun sadece ‘Hamas liderliğine Doha turunda önerileri kabul etmesi için son anda baskı yapmayı amaçladığını’ bazıları ise Netanyahu'nun ‘hükümetin kendisine Gazze'yi işgal etmesi ve Filistinlilere karşı şiddetli operasyonlarının dozunu artırması için baskı uyguladığını sızdıran ordu kademesine öfkesini göstermeyi amaçladığını’ söylediler.

Üçüncü bir analist grubu ise bu gidişatın ‘hükümetin ateşkesi reddetme tutumunun gerçeğini’ yansıttığı görüşündeydi.

Birden fazla sebep

Ancak tüm bu nedenlerin bir araya gelmesi Netanyahu'nun Zamir'den taleplerinin arkasında yatan neden gibi görünüyor. Netanyahu, Hamas'a baskı uygulayarak kalıcı ateşkes şartından vazgeçmesinin yanı sıra (Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in temsil ettiği) Dini Siyonizm akımının hükümetten çekilmemesi için işgal ve sürgün tehdidini masada tutmak ve böylece sağcı tabanını memnun etmek istiyor.

Jfkfjf
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Kudüs'ün eski kentinde dolaşıyor (Arşiv - Reuters)

Son olarak Netanyahu, ordunun kendini savunma konumunda kalmasını istiyor ve başarısızlıkla suçlanmaktan korkuyor. Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’a da Netanyahu’nun kendisi gibi ‘sadece güç yoluyla barış istediği’ mesajını veriyor.

Toplantıda neler oldu?

Toplantı, ateşkes anlaşmasına varılamaması durumunda askeri planların görüşülmesi üzerineydi. İsrail merkezli televizyon kanalı Kanal 12'nin haberine göre toplantı, İsrail ordusunun ‘Gideon'un Arabaları Operasyonu’nun hedeflerine ulaşmaya yaklaştığını açıklamasının ardından, ‘savaşın, rehineleri kurtarma ve Hamas'ı hezimete uğratma hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla siyasi düzeyde sunacağı çeşitli olasılıkların ve planların ortaya çıkmasının ardından gerçekleşti.

Kanal 12, toplantıda Başbakan Netanyahu ile Genelkurmay Başkanı Zamir arasında sert bir tartışma yaşandığını, bakanlar Ben Gvir ve Smotrich'in ise başbakanı desteklediğini bildirdi.

Ben Gvir ve Smotrich'in Genelkurmay Başkanı'nı siyasi düzeydeki tavsiyeleri uygulamamakla suçladığını aktaran Kanal 12, Genelkurmay Başkanı'nın ise “Gazze'de oyalanacak zaman yok... Sözlerinize dikkat edin. Savaşlarda askerler ölüyor” şeklinde yanıt verdiğini kaydetti.

Toplantı sırasında Netanyahu'nun sesini yükselterek masaya yumruğunu vurduğunu ve Gazze halkı için geniş çaplı bir tahliye planı hazırlanarak onların Gazze'nin güneyine yerleştirilmesini talep ettiğini iddia eden Kanal 12’ye göre Netanyahu, “Taviz vermeyeceğim. Hamas hiçbir koşulda Gazze'de kalmayacak” dedi.

Kanal 12 ayrıca Genelkurmay Başkanı Zamir’in İsrail'in Gazze halkı üzerinde kontrolünü sürdürmesine karşı çıktığını ve kontrolün kaybedileceği konusunda uyardığını bildirdi.

İsrail Genelkurmay Başkanı toplantıda, “Askeri yönetim mi istiyorsunuz? İki milyon aç ve aşağılanmış insanı kim yönetecek?” diye sordu. Bunun üzerine Netanyahu yüksek sesle “Ordu ve İsrail Devleti” yanıtını verdi ve ardından “Askeri yönetim istemiyorum, ancak Hamas'ı hiçbir şekilde kabul etmeyeceğim” diye ekledi.

Zamir, Netanyahu'nun sözlerine “Bunu konuşmalıyız, bu konuda anlaşamadık. Aç ve öfkeli insanları kontrol etmek, kontrolün kaybedilmesine ve ordunun saldırıya uğramasına yol açabilir” diye yanıt verdi. Zamir ayrıca, bu planın İsrail ekonomisi ve toplumu üzerinde muazzam etkileri olacağını ve düzenli ve yedek kuvvetlerin konuşlandırılması açısından büyük kaynaklar gerektireceğini belirtti.

Netanyahu, toplantı sırasında Zamir'den, ABD Başkanı Donald Trump ile Gazze ve İran konusunda görüşmeler yapmak üzere Washington'a gittikten sonra geri dönene kadar Gazze Şeridi için tahliye planı hazırlamasını istedi. Netanyahu, hafta sonuna kadar Washington'da kalacak.

Zafer pozu arayışı

İsrail ordusu Gazze'deki operasyonlarını korkunç bir şekilde yoğunlaştırdı. Çünkü savaşı güçlü bir zafer pozuyla bitirmek istiyor.

Şimdiye kadar onun Lübnan, Suriye ve İran cephelerinde ‘başarılı’, ancak Gazze cephesinde ‘başarısız’ olduğu yönünde bir tablo ortaya çıktı. Savaşın Hamas'a ağır darbeler indirilmeden sona ermesini hayal edemeyen İsrail ordusu, Gazze'de şimdiye kadar elde ettiği başarıların hükümet tarafından siyasi kazanca dönüştürülmesi için yeterli olduğuna inanıyor.

Netanyahu’nun öfkesinin sebebi de tam olarak bu eğilim. Çünkü bu durum topu kendi sahasına atıyor. Oysa sorumluluğu başkalarına yükleme konusunda gerçek bir usta olan Netanyahu 7 Ekim 2023’ten bu yana görevden aldığı çoğu komutan ve güvenlik yetkilisiyle de aynısını yapmıştı.

Hem Netanyahu hem de Zamir, Hamas'ın İsrail askerlerinin hayatına kasteden operasyonlarını sürdürmesinden dolayı bir miktar hayal kırıklığı yaşıyor. Halbuki Hamas büyük suikastlara uğramış, kalesi olan Gazze ile halkı katliama ve yıkıma maruz kalmıştı.

Kcjfj
Gazze'de yaralanan bir İsrail askerini taşıyan İsrail Hava Kuvvetleri askerleri, Ocak 2024 (AFP)

Ancak Genelkurmay Başkanı Zamir, Gazze'deki başarısızlıkları diğer cephelerdeki kazanımlarla telafi etmenin mümkün olduğunu düşünüyor. Savaşı bu aşamada sona erdirmeyi tercih eden Zamir, “Gazze'de kalmak bir kumar ve dünyanın en güçlü orduları bile işgalci örgütlerle savaşamaz” diyor.

Bununla birlikte Zamir, farklı bir görüşe sahip olsa bile siyasi liderliğin emirlerine uymaya hazır olduğunu söyledi.

Sızıntılar öfkeye neden oldu

Ancak sorun şu ki, Netanyahu'nun hükümetteki arkadaşları, sadece Ben-Gvir ve Smotrich değil, Likud Partisi’nden milletvekilleri ve bakanlar da Netanyahu'nun açıklamalarıyla yetinmiyor ve bunları Beyaz Saray'da olacakları örtbas etme girişimi olarak görüyorlar.

Bu yüzden pazar günü Zamir ve Netanyahu'yu eşit şekilde eleştiren açıklamalarda bulunan Smotrich, “Kabinet’ten sızdırılan bilgiler, devletin güvenliğini tehdit eden kabul edilemez bir durumdur ve buna bir son verilmeli” ifadelerini kullandı.

Jgjfj
Netanyahu ve Smotrich Kabinet toplantılarından birinde (Reuters)

İsrail Maliye Bakanı Smotrich, eleştşirilerini şöyle sürdürdü:

“Gerçek şu ki tüm cephelerdeki büyük başarılara rağmen, insani yardımların Hamas'a ulaşmasını engellemek konusunda Genelkurmay Başkanı görevini yerine getirmiyor ve siyasi liderliği Hamas'a yardım ulaştırmaya zorluyor. Bu yardımlar savaş sırasında düşmanın lojistik tedarikine dönüşüyor. Tüm saygımla, eleştirilerim aynı zamanda savaşın sürdüğü aylar boyunca siyasi düzeyde alınan kararları uygulamaya koyamayan ve ordunun üst düzey komutanlarına dayatamayan Başbakan’a da yöneliktir. Bu kararlar, Hamas'ı ortadan kaldırmak ve rehineleri geri almaktı.”