Kızıldeniz’de tansiyon yükseliyor: Çin sükûnet çağrısı yaparken, Husiler ise saldırılara devam etmekte ısrarcı

Husi lider, Sana’daki takipçilerini dün es-Sabin Meydanı’nda gösteri yapmaya çağırdı (Reuters)
Husi lider, Sana’daki takipçilerini dün es-Sabin Meydanı’nda gösteri yapmaya çağırdı (Reuters)
TT

Kızıldeniz’de tansiyon yükseliyor: Çin sükûnet çağrısı yaparken, Husiler ise saldırılara devam etmekte ısrarcı

Husi lider, Sana’daki takipçilerini dün es-Sabin Meydanı’nda gösteri yapmaya çağırdı (Reuters)
Husi lider, Sana’daki takipçilerini dün es-Sabin Meydanı’nda gösteri yapmaya çağırdı (Reuters)

Kızıldeniz’de tansiyon yükselmeye devam ederken, dün Husi hedeflerine yönelik altıncı ABD saldırısı gerçekleştirildi. ABD ordusunun bildirdiğine göre, bundan birkaç saat sonra İran destekli milislerin Washington’un Aden Körfezi’ndeki üçüncü gemisini hedef alma girişimi başarısız oldu.

Washington, 12 Ocak’tan bu yana Yemen’in farklı bölgelerindeki Husi hedeflerine karşı 5 saldırı düzenledi. İran yanlısı milislerin Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ndeki gemilere yönelik saldırılarını durdurmak amacıyla ilk saldırılara İngiliz uçakları da destek verdi. Husiler, Gazze’deki Filistinlilere destek amacıyla Tel Aviv’e gidip gelen İsrail gemilerini hedef aldığını iddia ediyor.

Husilerin Aden Körfezi’nde bir ABD gemisine yönelik saldırılarının verdiği hasar (AP)
Husilerin Aden Körfezi’nde bir ABD gemisine yönelik saldırılarının verdiği hasar (AP)

Gerginliğin artması, kargo gemilerinin Kızıldeniz’den Ümit Burnu’na yönelmesine yol açtı. Bu durum başta Yemen olmak üzere olaylardan etkilenen ülkelerin ekonomilerine de olumsuz yansıdı. Öyle ki Mısır’ın Süveyş Kanalı’ndan elde edilen gelirlerin rekor seviyelere düşmesinin yanı sıra nakliye maliyetleri de yaklaşık üç kat arttı.

ABD, saldırılara paralel olarak Husileri terör listesinde sınıflandırırken, Çin de dün sükûnet çağrısında bulundu. Belçika da Danimarka’ya ek olarak Kızıldeniz’deki gemilerin korunmasına yardımcı olmak üzere kuvvet gönderdi.

Washington, İsrail gemisi olduğu bahanesiyle Galaxy Leader gemisine yönelik korsanca faaliyetler ve mürettebatının gözaltına alınması da dahil olmak üzere, 19 Kasım’dan bu yana 30’a ulaşan Husi saldırılarına yanıt olarak gemileri korumak amacıyla geçen ay çok uluslu Refah Muhafızı koalisyonunu kurdu.

Husiler, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşında popülerliklerini artırma fırsatı buldu (EPA)
Husiler, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşında popülerliklerini artırma fırsatı buldu (EPA)

Husi liderler, saldırılara devam etme ve ABD ve İngiltere’ye bağlı gemileri hedef gemiler listesine ekleme konusundaki yeminlerini yineledi. Ayrıca Husiler, Washington’un ‘Husilerin Yemen karasularında gemileri tehdit etmeyi bırakana kadar saldırıları sürdüreceği’ açıklamasına yanıt olarak bu saldırıların devam edeceğini duyurdu.

Gemilere saldırı

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), yaptığı açıklamada, seyrüsefer özgürlüğünü korumaya ve Kızıldeniz’deki donanma gemilerine yönelik saldırıları önlemeye yönelik devam eden çok uluslu çabaların bir parçası olarak, Kızıldeniz’in güneyini hedef alan ve fırlatılmaya hazırlanan iki Husi gemisavar füzesinin hedef alınmasıyla saldırıların perşembe günü yeniden başlatıldığını açıkladı.

Açıklamada, ABD kuvvetlerinin, füzeleri Yemen’de Husi kontrolündeki bölgelerde Sana saatiyle 03:40 civarında tespit ettiği ve füzelerin bölgedeki ticari gemiler ve ABD Donanması gemileri için yakın bir tehdit oluşturduğunun tespit edildiği belirtildi. Açıklamaya göre füzeler, daha sonra meşru müdafaa amacıyla yok edildi.

Husilerin sözcüsü Muhammed Abdusselam, X üzerinden yaptığı açıklamada, perşembe günkü füze saldırısı sayısının yaklaşık 13 olduğunu belirtti.

Bu saldırılar, bir hafta içerisinde, Husilerin Aden Körfezi’nde üçüncü ABD gemisini hedef aldığı beşinci saldırı oldu. Husilere göre bir ABD gemisi, füzelerle vuruldu. Ancak ABD Merkez Komutanlığı, bu iddiayı yalanladı.

Husiler, Aden Körfezi’nde bir Amerikan gemisine saldırdı (AP)
Husiler, Aden Körfezi’nde bir Amerikan gemisine saldırdı (AP)

ABD tarafından yapılan açıklamada, 18 Ocak’ta akşam saat (Sana saatiyle) 21.00 civarında İran destekli Husi teröristlerin, Kim Ranger gemisine iki gemisavar balistik füze ateşlediği belirtildi. Söz konusu gemi, Yunanistan tarafından işletilen ve Marshall Adası bayrağı taşıyan, ABD’ye ait bir petrol tankeri gemisidir.

Açıklamaya göre mürettebat, füzelerin geminin yakınında suya düştüğünü fark ederken, hareketine devam eden gemide herhangi bir yaralanma veya hasar bildirilmedi.

Husi ısrarı ve uluslararası kaygılar

Kızıldeniz’deki çatışmanın daha tehlikeli boyutlara ulaşacağı yönünde uluslararası korkular mevcut. Husiler, saldırılarının İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşı sona erene kadar devam edeceğini belirtti. Ayrıca Husiler, Washington’un saldırıları sonucu öldürülen, yaklaşık 15 asker ve 6 yaralının intikamını alacağına söz verdi.

Husiler, saldırılara yanıt olarak Amerikan ve İngiliz gemilerini hedef alma sözü verdi (EPA)
Husiler, saldırılara yanıt olarak Amerikan ve İngiliz gemilerini hedef alma sözü verdi (EPA)

Dün Husilerin sözcüsü Muhammed Abdusselam, Reuters’a yaptığı açıklamada, İran’ın askeri üretimdeki deneyiminden faydalandıklarını belirtti. Ancak İran’ın, Husilerin kararlarını kontrol ettiğini reddetti.

Husi Sözcü, “İran’la ilişkimiz olduğunu, sanayileşme, deniz ve hava askeri altyapısı vb. konularda İran deneyiminden faydalandığımızı inkâr etmiyoruz. Ancak aldığımız karar, hiçbir tarafla alakası olmayan, bağımsız bir karardır” dedi.

Husilerin İran’dan saldırıların durdurulması yönünde bir çağrı alıp almadığı konusunda ise Abdusselam, “Şu ana kadar İranlılardan herhangi bir çağrı almadık. Özellikle İran’ın açıkladığı pozisyonun, bizi desteklemek olduğu göz önüne alındığında, böyle bir talebi bize bildirmeyeceklerini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Öte yandan Çin, dün Gazze’deki Filistinlilerle dayanışma amacıyla gemilere yönelik Husi saldırılarının ardından Kızıldeniz’deki sivil gemilerin tacizine son verilmesi çağrısında bulundu.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, yaptığı açıklamada “Uluslararası üretimin, tedarik zincirlerinin ve küresel ticaret sisteminin sorunsuz geçişini sürdürmek için sivil gemilere yönelik tacize son verilmesi çağrısında bulunuyoruz” dedi.

Çin sözcüsünün açıklamaları öncesinde Çin Ticaret Bakanlığı, bölgedeki tüm taraflara ‘Kızıldeniz’deki su yollarının yeniden tesis edilmesi ve güvenliğinin sağlanması’ yönünde benzer bir çağrı yaptı.

Çin’in resmi haber ajansı olan Xinhua Haber Ajansı’nın aktardığına göre bakanlık sözcüsü He Yadong, “İlgili tarafların, bölgesel güvenlik ve istikrara ilişkin kapsamlı çıkarların yanı sıra uluslararası toplumun ortak çıkarlarına göre hareket edecekleri ümit edilmektedir” ifadelerini kullandı.

Washington, mevzilerine yönelik tekrarlı saldırılara rağmen, İran destekli Husilerle savaşta olmadığını belirtiyor.

Daha önce Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, Washington’da “Biz savaş aramıyoruz. Savaşta olduğumuza inanmıyoruz. Bölgesel bir savaşa tanık olmak istemiyoruz” açıklaması yapmıştı.

Alman Haber Ajansı’nın (DPA) haberine göre Singh, Husi milislerin Kızıldeniz’deki masum denizcilere ve ticari gemilere seyir füzeleri ve gemisavar füzeler ateşlemeye devam ettiğini söyledi.

Geçen Kasım ayından bu yana Husilerin alıkoyduğu korsan gemi Galaxy Leader (Reuters)
Geçen Kasım ayından bu yana Husilerin alıkoyduğu korsan gemi Galaxy Leader (Reuters)

ABD’li sözcü “Ortaklarımızla yaptığımız şey meşru müdafaadır. Bunun bölgesel bir savaşa dönüşmesini kesinlikle istemiyoruz, devam etmesini de istemiyoruz” dedi.

Öte yandan dün Belçika merkezli televizyon kanalı VRT’nin haberine göre hükümet kaynakları, “Belçika, Danimarka’nın benzer bir kararından bir gün sonra, Kızıldeniz’deki gemileri İran’la müttefik Yemenli silahlı Husilerin saldırılarından korumak için Avrupa Birliği misyonuna bir gemi sağlayacak” açıklaması yaptı.



Umman ve Lübnan, İsrail'in saldırılarını kınadı ve gerilimin artmasını önlemeye yönelik uluslararası çabaları destekledi

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
TT

Umman ve Lübnan, İsrail'in saldırılarını kınadı ve gerilimin artmasını önlemeye yönelik uluslararası çabaları destekledi

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)

Umman ve Lübnan, bugün yayımladıkları ortak bildiride, İsrail’in Lübnan topraklarına yönelik süregelen saldırılarından ve Arap topraklarının işgalinden derin kaygı duyduklarını belirtti. Bildiride, bu adımların 1701 sayılı kararın ve uluslararası meşruiyete ilişkin kararların açık ihlali olduğu vurgulandı.

Taraflar ayrıca, 4 Haziran 1967 sınırları üzerinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasını öngören Arap tutumunun değişmezliğini yineledi. Bildiride, Arap dayanışmasının güçlendirilmesinin, devletlerin egemenliğine saygının ve iyi komşuluk ilkeleri ile uluslararası hukukun öneminin altı çizildi.

Ortak bildiri, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın Umman’a gerçekleştirdiği ziyaretin sonunda yayımlandı. Avn, ziyareti sırasında Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile iki oturumdan oluşan görüşmeler yaptı.

Bildiride, Avn’ın ziyaretinin ‘Umman ile Lübnan arasındaki köklü kardeşlik ilişkilerinden’ kaynaklandığı ve ikili iş birliğini güçlendirme iradesini yansıttığı ifade edildi.

Sultan Heysem bin Tarık ile Cumhurbaşkanı Avn’ın gerçekleştirdiği resmi görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkiler ele alındı; taraflar siyasi, ekonomik, yatırım, bankacılık, turizm, ulaşım ve lojistik hizmetler gibi alanlarda iş birliğini genişletme kararlılıklarını dile getirdi.

İki ülke, ikili iş birliğini güçlendirecek yeni anlaşmalar ve mutabakat zaptlarının imzalanması için çalışma yürütme konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ticari, kültürel ve bilimsel değişimi destekleme; özel sektörün ortaklık ve kalkınma fırsatlarından daha geniş biçimde yararlanmasının teşvik edilmesi kararlaştırıldı.

Bölgesel gelişmeler

Bölgesel gelişmelere ilişkin bölümde, iki taraf İsrail’in Lübnan topraklarına yönelik devam eden saldırıları ile Arap topraklarının işgalinden duydukları derin kaygıyı dile getirdi. Bu adımların, 1701 sayılı kararın ve uluslararası meşruiyetin açık ihlali olduğu vurgulandı. Taraflar, saldırıların derhal durdurulması ve işgal altındaki tüm Lübnan ve Arap topraklarından tam çekilme çağrısında bulundu. Ayrıca gerilimin önlenmesi, istikrarın sağlanması, yerinden edilenlerin dönüşünün kolaylaştırılması ve yeniden imar çabalarına destek verilmesi gerektiği ifade edildi.

Umman tarafı, Lübnan’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne tam destek verdiğini yinelerken, devlet kurumlarının -başta Lübnan ordusu ve meşru güvenlik güçleri olmak üzere- güçlendirilmesinin ve Lübnan liderliğinin yürüttüğü ekonomik, mali ve idari reformların desteklenmesinin önemini vurguladı.

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, bu sabah Maskat’taki el-Alam Sarayı'nda özel bir oturum gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın Umman resmi haber ajansı ONA’dan aktardığına göre, görüşmede iki ülkeyi ilgilendiren çeşitli konularda görüş alışverişinde bulunuldu. Ayrıca, iki ülke ve iki halkın yararına olacak iş birliği ve ortaklık fırsatlarının güçlendirilmesinin önemine dikkat çekildi; kültürel, ekonomik ve kalkınma alanları da dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde bağların daha da sağlamlaştırılması gerektiği belirtildi.


Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz