Etiyopya-Somaliland anlaşması Kızıldeniz'deki gerilimi artırıyor

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, ayrılıkçı Somaliland bölgesinin Addis Ababa ile yaptığı anlaşmayı iptal eden yasayı imzaladı Somali Cumhurbaşkanlığı’nın X hesabı.)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, ayrılıkçı Somaliland bölgesinin Addis Ababa ile yaptığı anlaşmayı iptal eden yasayı imzaladı Somali Cumhurbaşkanlığı’nın X hesabı.)
TT

Etiyopya-Somaliland anlaşması Kızıldeniz'deki gerilimi artırıyor

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, ayrılıkçı Somaliland bölgesinin Addis Ababa ile yaptığı anlaşmayı iptal eden yasayı imzaladı Somali Cumhurbaşkanlığı’nın X hesabı.)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, ayrılıkçı Somaliland bölgesinin Addis Ababa ile yaptığı anlaşmayı iptal eden yasayı imzaladı Somali Cumhurbaşkanlığı’nın X hesabı.)

Somali, Etiyopya ile ayrılıkçı Somaliland bölgesi arasındaki ilk anlaşmaya karşı çıkmak amacıyla bölgesel ve uluslararası düzeyde adımlar atıyor. Addis Ababa’nın söz konusu anlaşma ile Kızıldeniz'de ticari bir liman ve askeri üs elde edeceği öngörülüyor.

Husi milislerin bölgedeki ticaret gemilerini hedef alması ve birçok ülkeye ait deniz kuvvetlerinin seferber edilmesi neticesinde benzeri görülmemiş bir gerilimin yaşandığı Kızıldeniz’de huzursuzluk artarken Nahda (Rönesans) Barajı konusunda Mısır, Sudan ve Etiyopya arasındaki müzakerelerin ufku da kapalı gözüküyor.

Etiyopya Dışişleri Bakanlığı'nın Başbakan Abiy Ahmed ile Somaliland Başkanı Musa Bihi Abdi’nin bu ayın başlarında mutabakat zaptı imzalamalarının ardından bu yöndeki bölgesel ve uluslararası tepkiler dinmiyor. Anlaşma ‘Somali egemenliğinin ihlali’ olacağı gerekçesiyle reddedilirken siyasi ve güvenlik krizlerinin yaşandığı Afrika Boynuzu bölgesinde gerilimin artırabileceği yönünde uyarılar kaydediliyor.

Anlaşma, Etiyopya'ya 50 yıl süreyle Kızıldeniz kıyısındaki Berbera limanında donanmasını konuşlandıracak 20 kilometrelik bir çıkış noktası verilmesini, buna karşılık Etiyopya’nın ise Somaliland Cumhuriyeti'ni resmen tanımasını öngörüyor.

5yj67k
Somali Cumhurbaşkanı parlamentoda, Etiyopya'nın Somaliland ile yaptığı anlaşmaya karşı olduğunu duyurdu. Somali Cumhurbaşkanlığı’nın X hesabı.)

Somali hükümeti anlaşmaya şiddetle karşı çıktı. Anlaşmayı Somali egemenliğinin Addis Ababa tarafından meşru olmayan bir ihlali olarak nitelendiren Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, hiçbir tarafın Somali'den bir santim dahi uzaklaşamayacağını vurguladı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Mogadişu, Etiyopya Büyükelçisi’ni istişareler için geri çağırdı. Somali Cumhurbaşkanı daha sonra anlaşmayı iptal eden bir yasa imzaladı.

Mısır’dan tepki

Mısır, Etiyopya'nın Somaliland ile yaptığı anlaşmaya tepki göstererek bunu kesin bir şekilde karşı çıktı. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi pazar günü yaptığı açıklamada Somali'nin bir Arap ülkesi olduğunu, Arap Birliği Tüzüğü uyarınca kendisine yönelik herhangi bir tehdidi ortaklaşa savunma hakkına sahip olduğunu vurguladı. Sisi, Somalili mevkidaşı ile Kahire'de yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında, Mısır'ın, hiçbir tarafın Somali'yi tehdit etmesine veya güvenliğini tehlikeye atmasına izin vermeyeceğini ekaydederek şunları söyledi:

Hiçbir taraf Mısır'ı deneyip kardeşlerini tehdit etmeye çalışamaz, özellikle de kardeşleri Mısır'dan yanlarında durmasını isterse...

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, geçtiğimiz hafta Arap Birliği Bakanlar Konseyi toplantısında yaptığı açıklamada, Etiyopya'nın tek taraflı politikaları ve bölgesel düzeyde kaos kaynağı haline geldiği uyarısında bulundu.

Kızıldeniz girişindeki mevcut gerginlik, Etiyopya’nın Nahda Barajı ile ilgili son müzakere toplantılarının sona erdiği zamana denk geliyor. Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı tarafından yaptığı açıklamada, geçen ay Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'nın ev sahipliğinde anlaşmaya varılamadığı belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Mısır, Nahda Barajı'nın dolum ve işletim sürecini yakından takip edecek olup, uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan, zarara uğraması halinde suyunu ve ulusal güvenliğini savunma hakkını saklı tutmaktadır.

10 yılı aşkın bir süredir aralıklı olarak yapılan müzakerelerde, Nahda Barajı’nın dolum ve işletimi konusunda bir anlaşmaya varılamadı. Barajın su çıkarlarına zarar verdiğini iddia eden Kahire, Etiyopya'yı müzakereleri başarısızlığa uğratmakla suçluyor, Etiyopya ise bunu reddediyor.

Ciddi yansımalar

Afrika meseleleri konusunda uzman Mısır merkezli Pharos Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde araştırmacı Basant Adil, Etiyopya'nın Somaliland ile yaptığı anlaşmanın gerek Somali'nin iç kesimleri gerekse bölgesel güvenlik üzerinde tehlikeli yansımaları olacağı görüşünde. Nitekim Gazze'ye yönelik saldırılar, Husilerin Kızıldeniz su yollarına saldırıları ve Sudan'da yakın zamanda patlak veren iç savaş dolayısıyla bölgenin zaten gergin bir durumda olduğunu da ekliyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Adil, anlaşmanın Somali ile ayrılıkçı Somaliland bölgesi arasındaki anlaşmazlıkların alevlenmesine yol açtığını belirtti. Mogadişu ile Somaliland'ın başkenti Hargeisa arasındaki diyalog kanallarının yeniden açılması için ciddi girişimlerde bulunulduğunu, bunun Somali'deki ulusal uzlaşma yolunda ciddi olumsuz yansımaları olacağını ifade etti.

Anlaşmanın aynı zamanda karmaşık bir bölgesel ve küresel bağlamda Kızıldeniz'deki askeri güçlerin artmasına yol açacağını kaydeden Adil, son zamanlarda Asya, Afrika ve Avrupa'yı birbirine bağlayan bu stratejik bölgede nüfuz kazanmak için rekabet eden uluslararası ve bölgesel güçlerin yoğun askeri varlığının kaydedildiğini hatırlattı. Bunun uluslararası ve bölgesel güçlerin bölgeyi kontrol etme, stratejik çıkarlarını güvence altına alma ve siyasi ve askeri nüfuzlarını genişletme arzusunu yansıttığını da sözlerine ekledi.

Söz konusu anlaşma neticesinde ortaya çıkacak gerilimin askeri çatışmalara yol açabileceğini ifade eden Adil, bölgedeki çoğu ülkenin uluslararası ve bölgesel güçlerin bölgede farklı amaçlar peşinde koşması nedeniyle güvenlik kırılganlığından mustarip olduğunu vurguladı. Nitekim anlaşmanın çıkar çatışmalarına yol açabileceğini belirten Adil, aralarında Arap Birliği, Avrupa Birliği (AB) ve Afrika Birliği'nin (AfB) de bulunduğu çok sayıda ülke ve bölgesel ve uluslararası örgütün Etiyopya'nın Afrika Boynuzu bölgesinde barış ve güvenliğe yönelik hamlesinin tehlikesi konusunda uyardığına dikkat çekti.

Terör

Afrika meseleleri araştırmacısı ve radikal örgütler uzmanı Nermin Tevfik’in ifade ettiğine göre, Etiyopya'nın Somaliland ile yaptığı anlaşmanın beklenen yansımaları, devlet düzeyinde artan gerilimlerle sınırlı kalmayıp, Afrika Boynuzu bölgesinde yoğun olarak faaliyet gösteren terör örgütlerine de yansıyabilir.

Şarku’l Avsat’a konuşan Tevfik, Doğu Afrika'daki güvenlik ortamının açıkça kırılgan olduğunu, bölgede çok sayıda terör örgütünün faaliyet gösterdiğini, bunların El Kaide ve DEAŞ gibi daha büyük gruplarla örgütsel bağlantıları bulunduğunu söyledi. Somali’nin güney ve orta kesimlerinde faaliyet gösteren Şebab Hareketi’nin Somali'deki her türlü yabancı varlığı hedef almak istediğini, ayrıca Somaliland bölgesini de hareket kapsamında gördüğünü hatırlattı.

Afrika Boynuzu'ndaki aktif terör örgütlerinin Etiyopya'ya yönelik düşmanlığının dini ve siyasi bir boyut kazanacağını öngören Tevfik, Etiyopya’nın İsrail ve ABD ile yakın ilişkilere sahip Hıristiyan bir ülke olduğuna dikkat çekti. Bu sebeple söz konusu örgütlerin Etiyopya’nın bölgedeki varlıklarını hedef almak için harekete geçebileceğine, konunun onu destekleyen ülkelerin çıkarlarına kadar uzanabileceğine işaret etti.

Bu durumun istikrarsız güvenlik, siyasi ve ekonomik durumdan mustarip bölgedeki birçok ülkeyi etkileyebilecek daha büyük bir tehlikeye işaret ettiğini vurgulayan Tevfik, buradaki terör örgütlerinin bölgedeki birçok ülke içerisinde operasyon yürütme kabiliyetinin bulunduğunu, Somali'nin yanı sıra Etiyopya, Cibuti, Kenya ve Uganda'da da birçok saldırı gerçekleştirdiklerini hatırlattı.



Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)

Suriye Savunma Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Halep'in doğusunda bir konut binasının bombalanması sonucu iki kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDF) kontrolünde bulunan bölgelerdeki ateş kaynaklarını hedef aldığını duyurdu.

Açıklamada, "SDG güçleri, el Cerrah Askeri Havaalanı ve Meskene şehri civarında kontrolleri altındaki mevzilerinden sorumsuz ve şaşırtıcı bir şekilde şiddetli bir bombalama saldırısı başlattı. Saldırıda, Halep'in doğu kırsalındaki el Kayariye, Rasm elaAhmer ve Habuba Kebir köylerindeki sakinlerin evleri hedef alındı. Bombalama sonucunda iki sivil şehit oldu, üç sivil de yaralandı" ifadeleri yer aldı.

Bakanlık, bölgeye konuşlandırılan güçlerin harekete geçirilerek ateş kaynaklarına yönelik operasyon başlatıldığını, operasyonların halen devam ettiğini bildirdi.


Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

TT

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

Hamas kaynakları Şarku'l Avsat'a, hareketin siyasi bürosunun liderlerinin Doha'ya düzenlenen İsrail saldırısında yaralandığını ve bunlardan birinin ‘durumunun kritik’ olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklar, hareketin siyasi bürosunun yaralı üyelerinin ‘sıkı güvenlik önlemleri altında özel bir hastanede tedavi gördüklerini’ doğruladı. Ancak, şu anda yaralı liderlerin isimlerini açıklamayı reddettiler.

Katar'ın başkenti Doha’nın el-Katifiyye bölgesinde Hamas liderliğine ait özel bir yerleşkeye düzenlenen İsrail saldırısında, Hamas liderlik konseyi üyesi Halil el-Hayye'nin oğlu Hemmam el-Hayye, ofis müdürü Cihad Lebed, üç yardımcısı ve bir Katarlı güvenlik görevlisi dahil olmak üzere altı kişi hayatını kaybetti.

Kaynaklara göre hedef alınan yerleşke, Hamas liderleri ve yetkilileri ile güvenlik görevlilerine ait ofis ve evleri içeriyordu. Bunlar arasında, yaklaşık dört saldırıdan en şiddetli olanının ana hedefi olan özel bir ofisin bulunduğu Halil el-Hayye'ye ait orta büyüklükte bir villa da bulunuyor.

Heniyye'nin ofisinde yapılan toplantı

Kaynaklar, ‘İsrail savaş uçakları tarafından bölgeye atılan bombaların bir kısmının kompleks içindeki diğer yerleri de vurduğunu’ belirtti. Bunlar arasında, 31 Temmuz 2024'te Tahran'da İsrail tarafından suikasta kurban giden hareketin siyasi büro başkanı İsmail Heniyye'nin eski ofisi de bulunuyor.

rgthy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail hava saldırılarının hedef aldığı bina (Reuters)

Kaynaklar, Hamas liderlerinin toplantısının Heniyye'nin ofisinde yapıldığını, bu ofisin el-Hayye'nin evine bitişik olduğunu ve ‘neredeyse onun evinin bir parçası olduğunu’ belirtti. Kaynaklar, bombalardan birinin Heniyye'nin geniş ve ferah ofisinin köşesine isabet ettiğini ve bombaların düştüğü yerden nispeten uzak bir köşede oturan siyasi büro üyelerinin yaralandığını bildirdi.

‘Takipli telefonlar’

Kaynaklar, saldırıda hiçbir Hamas liderinin öldürülmemiş olmasının arkasında olası nedenler olabileceğini tahmin ederek, İsrail'in öncelikle toplantıya katılan liderlerin telefonlarının konumlarına güvenmiş olabileceğini öne sürdü.

Kaynaklar, ‘her toplantıda siyasi büro liderlerinin cep telefonlarını yanlarında taşımamalarının geleneksel olduğunu, telefonların araçlarında veya diğer kişilerde bırakıldığını’ doğruladı.

Kaynakların açıklamaları, hareketin liderlerinin korumaları arasında yüksek sayıda ölüm olmasının nedenini açıklıyor.

Kaynaklar, Hamas liderliğinin Katar'ın başkentinde birkaç konut kompleksi, ofis ve genel merkeze sahip olduğunu belirterek, toplantıların genellikle tek bir yerde yapılmadığını ve her zaman bir yerden başka bir yere taşındığını kaydetti.

Hedef konumun yakınında ve hedef alınan kompleksin dışında, siyasi ofis ve ofis sekreterliğine ait ofisler de bulunduğunu açıkladılar.

‘Gerçekleşmeyen toplantı’

Kaynaklara göre, hedef alınan toplantının ardından, akşam saatlerinde veya ertesi gün Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir toplantı yapılması planlanmıştı. Bu toplantıda, Başkan Donald Trump'ın ateşkes anlaşmasıyla ilgili sunduğu Amerikan önerisi hakkındaki görüşmelerin sonuçları tartışılacaktı.

dgtyu
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (TV)

Kaynaklar, Hamas'ın saldırının ardından yaptığı açıklamada, ABD'yi ‘hareketin liderliğini hedef alan operasyona ortak ve iştirakçi’ olmakla suçladığını yineledi. Bir kaynak, “Operasyon başarısız olunca Washington, kısa süre önce bilgilendirildiği gibi zayıf bahaneler uydurdu” dedi.

Kaynak, “Son birkaç gün içinde, arabulucular ile İsrailliler ve Amerikalılar arasında bile iletişim kesilmedi. Olanlar, hareketin liderlerini tek bir yerde toplayıp ortadan kaldırmak için Amerikan-İsrail komplosu gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Hamas kaynakları, ‘hareketin bazı liderlerinin, genişletilmiş toplantıya katılmak için Türkiye, Mısır ve diğer ülkelerden geldiklerini’ açıkladı.

Müzakereler nasıl etkilenecek?

Suikast girişimi sonrası Hamas'ın tutumu ve bunun müzakerelerin gidişatına etkisi konusunda kaynaklar Şarku’l Avsat'a, “Hamas liderliği içinde, Filistinlilerin taleplerini karşılayan, savaşın tamamen sona ermesini sağlayan ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesini garanti eden bir şekilde müzakerelerin sürdürülmesi gerektiği konusunda fikir birliği var” dedi.

sdfrgty
Hamas liderlik konseyi üyeleri (soldan sağa) Nizar Avadallah, Halil el-Hayye ve Muhammed İsmail Derviş (Arşiv – AFP)

Kaynaklar, ‘önümüzdeki günlerde, güvenlik durumu istikrar kazandığında arabulucularla iletişimin yeniden başlayacağını ve müzakerelerin yeniden başlamasının mümkün olacağını’ belirtti. Kaynaklar, ‘operasyon sırasında ne olursa olsun, savaşı sona erdirmek için temel talebin başarıya ulaşmasını sağlayacak şekilde müzakerelerin nasıl yürütüleceğine karar vermek için güvenli bir şekilde iç istişareler yapılacağını’ kaydetti.


İsrail ordusu Yemen'den atılan bir füzeyi etkisiz hale getirdi

İsrail'in Demir Kubbe savunma sistemi bataryalarından birinden fırlatılan bir füze, (Arşiv-DPA)
İsrail'in Demir Kubbe savunma sistemi bataryalarından birinden fırlatılan bir füze, (Arşiv-DPA)
TT

İsrail ordusu Yemen'den atılan bir füzeyi etkisiz hale getirdi

İsrail'in Demir Kubbe savunma sistemi bataryalarından birinden fırlatılan bir füze, (Arşiv-DPA)
İsrail'in Demir Kubbe savunma sistemi bataryalarından birinden fırlatılan bir füze, (Arşiv-DPA)

İsrail ordusu, bu sabah yaptığı açıklamada, Husilerin Gazze Şeridi'ndeki Hamas'ı desteklemek için Yahudi devletine saldırılar düzenlediği Yemen'den atılan bir füzeyi engellediğini duyurdu.

Ordu, Telegram üzerinden yaptığı paylaşımda, "Kısa bir süre önce İsrail'in çeşitli bölgelerinde hava saldırısı sirenlerinin çalmasının ardından, İsrail Hava Kuvvetleri Yemen'den atılan bir füzeyi engelledi" ifadeleri yer aldı.