Beşli Komite, Lübnan’da cumhurbaşkanlığı krizini sona erdirmek için bir yol haritası hazırlıyor

Berri, yarın büyükelçilerle bir araya gelecek. Hizbullah, misyonunu kolaylaştıracak mı?

Patrik Rai, Beyrut’taki son turunda Fransız temsilci Le Drian ile birlikte (NNA)
Patrik Rai, Beyrut’taki son turunda Fransız temsilci Le Drian ile birlikte (NNA)
TT

Beşli Komite, Lübnan’da cumhurbaşkanlığı krizini sona erdirmek için bir yol haritası hazırlıyor

Patrik Rai, Beyrut’taki son turunda Fransız temsilci Le Drian ile birlikte (NNA)
Patrik Rai, Beyrut’taki son turunda Fransız temsilci Le Drian ile birlikte (NNA)

Lübnan’da cumhurbaşkanlığı krizi, ABD, Fransa, Suudi Arabistan, Mısır ve Katar’ı içeren Beşli Komite temsilcileri arasında devam eden istişarelerin sonucuna bağlı. Beyrut’taki üst düzey Fransız kaynakların belirttiğine göre istişarelerin amacı, seçimleri canlandıracak ve Fransa’nın Lübnan'daki Özel Temsilcisi Jean-Yves Le Drian’ın Beyrut’a dönüşünün önünü açacak birleşik bir yaklaşım üzerinde anlaşmak. Zira Katar’ın, seçimle ilgili siyasi güçler arasındaki arabuluculuğunu yenilemeye hazır olduğu yönündeki söylentiler ortasında iç çabaların durdurulması gerekiyor. Bu durum, Beşli Komite’nin siyasi örtüsü altında Le Drian’a verilen rolle çelişiyor. Le Drian’ın parlamentodaki blok başkanlarıyla son toplantılarında verdiği sözün aksine liderlerin elinde Le Drian’ın en azından bu ay sonlanmadan Beyrut’a döndüğünü doğrulayacak herhangi bir veri bulunmuyor ve Berri, ziyaretçilerine Komite ile işbirliği yapmaya hazır olduklarını ifade etti. Buna rağmen Fransız kaynaklara göre Fransa’nın Lübnan Büyükelçisi Herve Magro, Le Drian’ın üye ülkelerin temsilcileriyle istişarelerini tamamladıktan sonra geri döneceğini dile getirdi.

Berri’nin, cumhurbaşkanlığı seçimleri meselesini görüşmek üzere yarın (23 Ocak Salı) Beşli Komite’ye üye ülkelerin büyükelçileriyle bir araya gelmesi planlanıyor.

Blok başkanlarına mesajlar

Aynı kaynaklara göre Beşli Komite’ye üye ülkeler arasında devam eden istişareler, kaçınılmaz olarak blok başkanlarına bir mesaj iletmeyi amaçlayan bir yol haritası üzerinde anlaşmaya varılmasına olanak tanıyacak. Belirtilene göre bu mesaj, cumhurbaşkanlığı seçimleri meselesini kısır döngüden çıkarmaya yönelik yaklaşımında bakış açılarının varlığına dair iddialara yer olmadığını içeriyor. Kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, “Bu kez Lübnan parlamentosundaki bölünme nedeniyle içlerinden birini seçme zorluğu göz önüne alındığında, iki geleneksel adayın (Marada Hareketi Başkanı Süleyman Franciyye ve eski Bakan Cihad Azur) dışından üçüncü başkanlık seçeneğini tercih etme yaklaşımı mevcut. Bu bağlamda Le Drian, sahip olması gereken niteliklere ilişkin birleşik bir formüle ulaşmak üzere toplantılarını yoğunlaştıracak” ifadelerini kullandı.

İsim oyunları

Kaynaklar, Le Drian’ın isim oyununa girmeyeceğini söylerken, “Çünkü sadece girişi bile başkanlık boşluğunu sonlandıracak bir cumhurbaşkanını seçerek Baabda Sarayı’nın yolunu açma hususunda kendisine verilen rolü olumsuz etkileyecektir” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanlığı meselesindeki hareketliliğin, öncelikle ‘Gazze’de devam eden savaş ile güney Lübnan’da yaşanan şiddetli çatışma’ arasında ve ikinci olarak da ‘çatışmalar ve cumhurbaşkanının seçilmesi’ arasında bir ayrım yapılması gerektiğine dikkati çekti. Bu durum, Hizbullah’ın, bir cumhurbaşkanının seçilmesi önündeki engelleri ortadan kaldırmak adına iki sürecin birleşiminden vazgeçme konusundaki istekliliğinin boyutu hakkında bir soruyu gündeme getiriyor. Fransız kaynaklara göre Paris ile Hizbullah arasındaki iletişim, genişleme olasılıkları ne kadar yüksek olursa olsun, bir yandan iki sürecin yakınlaşması bir yandan da güney Lübnan’daki hararetli çatışma nedeniyle cumhurbaşkanının seçilmesini etkisiz hale getirmeye ikna etme amacıyla devam ediyor. Önde gelen bir bakanlık kaynağının Şarku’l Avsat’a belirttiğine göre Washington’un Paris’le işbirliği içinde gerçekleştirdiği temaslar İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu savaşı genişletmekten tamamen vazgeçmeye ikna etmedikçe, hiçbir şey güven verici olamaz. Bu noktada şu soru ortaya çıkıyor; ABD- Fransa baskısı, Netanyahu’yu savaşı genişletmeye yanaşmamaya ikna ederse Hizbullah da pozisyonunu yeniden gözden geçirecek mi? Bu, Kuzey Cephesi’nin kontrolden çıkmasını engellemek için bahaneler sunmayarak bir ‘itidallik politikası’ izlemesini mi gerektiriyor?

Koşullar oluşturma

Kaynaklar, Paris ve Washington’un, Meclis Başkanı Nebih Berri’nin bu konuda oynadığı rolden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Berri, Gazze’ye yönelik saldırganlığın sona ermesi ve İsrail’in kuzey cephesinden çekilmesi gerektiği yönünde sürekli çağrıda bulunuyor. Daha önce Hamas’ın Arap ve Batı arabuluculuğu yoluyla Tel Aviv’le vardığı ateşkes döneminde yaşanan da buydu. Ayrıca Hamas, Lübnan ile İsrail arasındaki sınır kontrolünün tek düzenleyicisi olan 1701 sayılı uluslararası kararın yeniden uygulanmasına yönelik koşulları oluşturmak amacıyla Hizbullah liderleriyle günlük temas halinde. Necib Mikati başkanlığındaki geçici hükümet, uluslararası topluma savaş ve barış kararını verenin kendisi olduğu yönündeki belirsizliği ortadan kaldıracak şekilde Hizbullah’ın tonunu kontrol ediyor. Ancak hükümetin rolü, Hizbullah’a siyasi kılıf sağlamakla sınırlı. Lübnanlı kaynakların belirttiğine göre Netanyahu’nun savaşı genişletme yolunu tıkamak için müdahale edilmeden arenanın Hizbullah’a bırakılmasının uygun olmadığı çerçevesinde hükümet, hem uluslararası toplum hem de muhalefet nezdinde yaşadığı utançtan kurtulmuş durumda.

Birleşik okuma

Aynı kaynaklar, Hizbullah’ın, İsrail hükümetinin önceliklerine ilişkin değerlendirmesinde önceliklerini ve Netanyahu’nun kuzey cephesiyle ilişkilerinde izleyeceği yolu belirleyebilmesi için seçimini Gazze’deki savaşın sonucuna bağlamak yerine cumhurbaşkanlığı seçimlerini önceliklendirilmesi gerektiğine dikkati çekti. Hizbullah, savaşı genişletme gibi bir niyet taşımıyor ve bu açıdan en azından İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın söyledikleriyle tutarlı hareket ediyor. Bu noktada şu soru hala ortada; Birden fazla Lübnanlı yetkili, Le Drian’ın dönüşünün Beşli Komite temsilcilerinin Beyrut’a transferiyle aynı zamana denk gelmesinin veya yeni cumhurbaşkanının nitelikleri konusunda parlamento bloklarıyla ortak bir okuma yapılabilmesi için toplantılarda kendisine eşlik etmek üzere Lübnan’daki büyükelçilerin görevlendirilmesinin daha iyi olduğuna inanıyor. Ancak buna rağmen Le Drian, kararını verip Beşli Komite kisvesi altında Beyrut’a dönmeye karar verirse Hizbullah nasıl davranacak?

Hareketlilik

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklara göre Beşli Komite’nin Le Drian’ın toplantılarına katılımı, söylentileri engellemek için toplu olarak hareket etmeye karar verdikleri perspektifinden değerlendiriliyor. Öyle ki bölgede Gazze cephesinde siyasi ve askeri vizyonun netleşmesine kadar beklemeyi tercih ettiği yönünde kendisine atfedilenin aksine, Washington’un cumhurbaşkanı seçimini kötüleşmekten kurtarmada aktif rol oynamaya ne ölçüde hazır olduğu hakkında söylentiler mevcut. Bu bağlamda her ne kadar muhalefet Azur’un adaylığını destekleyerek Özgür Yurtsever Hareket ile hala kesişme noktasında olsa da kaynaklara göre bu yetkililer, başkanlık hareketinin hala birinci aşamada olduğuna ve rekabetin Franciyye ile Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn arasında gerçekleştiğine inanıyor. Ayrıca Franciyye adaylığından vazgeçmeyi reddederken, savaşa katılmakta da ısrar ediyor.



Sudan'ın kuzeyinde altın madeninde çökme: 11 ölü

Sudan'ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilikten sağlanıyor (Reuters)
Sudan'ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilikten sağlanıyor (Reuters)
TT

Sudan'ın kuzeyinde altın madeninde çökme: 11 ölü

Sudan'ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilikten sağlanıyor (Reuters)
Sudan'ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilikten sağlanıyor (Reuters)

Sudan'ın kuzeydoğusunda geleneksel altın madenlerinden birinin kısmen çökmesi sonucu 11 kişi öldü, 7 kişi yaralandı. Resmi açıklama, dün Sudan Maden Kaynakları Limited Şirketi tarafından yapıldı.

2023 yılında Sudan ordusu ile “Hızlı Destek Kuvvetleri” (HDK) arasında savaşın patlak vermesinden bu yana, resmi kaynaklar ve uzmanlara göre, her iki taraf da altın gelirlerine giderek daha fazla bağımlı hale geldi.

Madencilik sektörünün çoğu Sudan'ın çeşitli bölgelerinde yaygın olarak görülmekte, sektöründeki kaynakların tahminlerine göre savaş öncesinde bu sektörde en az 2 milyon kişi çalışıyordu.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre iki yılı aşkın süredir ülkeyi kasıp kavuran savaş nedeniyle milyonlarca insan birçok bölgede açlığın eşiğine gelmiş durumda. Bu nedenle geleneksel madencilik, zorlu yaşam koşullarında yaşayan çok sayıda insan için cazip bir alan.

Şirket, yaptığı açıklamada, madenin faaliyetlerini daha önce durdurduğunu ve “hayati tehlike arz ettiği için maden içinde faaliyetlerin sürdürülmemesi konusunda uyarıda bulunduğunu” belirterek, “faaliyetlerinin durdurulduğu yerlerde çalışılmaması konusunda uyarısını” yineledi.

Açıklamada, çöküntünün Sudan'ın kuzeydoğusundaki Huveyd çöl bölgesindeki Karş el-Fil madeninde meydana geldiği belirtildi, ancak kazanın zamanı belirtilmedi.

Sudan, Afrika kıtasının en büyük altın üreticilerinden biridir. Hükümetin şubat ayında yaptığı açıklamaya göre, 2024 yılında altın üretimi 41,8 tondan 64 tona çıkarak rekor kırdı.

Sudan'ın savaşın ekonomisini ve altyapısını tahrip ettiği ülkesinin hazinesine geçen yıl 1,57 milyar dolar gelir sağlayan altın ihracatı, Sudan Maden Kaynakları Şirketi'ne göre üretimin yaklaşık yarısı, kara sınırlarından kaçak olarak ülke dışına çıkarılmaktadır.