Sudan’ın İran ile ilişkileri yeniden başlatma çabasının nedenleri

Yapılan tahminler söz konusu çabanın arkasında ordunun ‘silah’ ihtiyacı olduğu yönünde.

Sudan Dışişleri Bakan Vekili Ali es-Sadık (solda), İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir ile Uganda’da bir araya geldi. (SUNA)
Sudan Dışişleri Bakan Vekili Ali es-Sadık (solda), İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir ile Uganda’da bir araya geldi. (SUNA)
TT

Sudan’ın İran ile ilişkileri yeniden başlatma çabasının nedenleri

Sudan Dışişleri Bakan Vekili Ali es-Sadık (solda), İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir ile Uganda’da bir araya geldi. (SUNA)
Sudan Dışişleri Bakan Vekili Ali es-Sadık (solda), İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir ile Uganda’da bir araya geldi. (SUNA)

Sudanlı ve İranlı yetkililerin, karşılıklı büyükelçiliklerin yeniden açılmasına yönelik adımları hızlandırmak için çalıştıklarını duyurmaları, dokuz aydan bu yana ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında devam eden savaşın tam da ortasında geldi. Uluslararası alandan yapılan tahminlere göre binlerce kişinin hayatına mal olan ve milyonlarca kişinin evsiz kalmasına sebep olan savaş sürerken söz konusu ilişkiye odaklanılması Sudan’da tartışmalara neden oldu.

Sudan Dışişleri Bakan Vekili Ali es-Sadık cumartesi günü, Uganda’nın başkenti Kampala’nın ev sahipliği yaptığı Bağlantısızlar Hareketi Zirvesi sırasında İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir ile bir araya geldi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Sudan tarafının toplantıyla ilgili yaptığı açıklamada, iki yetkilinin ‘İran ve Sudan arasındaki ikili ilişkilerin onarılması ve karşılıklı büyükelçiliklerin yeniden açılmasına yönelik adımların hızlandırılması konusunu görüştüğü’ bildirildi.

Sudan, İran’la ilişkisini 2016 yılında kesmişti. Sudan Dışişleri Bakanlığı geçen ekim ayında diplomatik ilişkilerin yeniden başladığını duyursa da o tarihten bu yana herhangi bir adım atılmadı. Özellikle ülkedeki siyasi çözüm karmaşasının devam etmesi ve savaşın iki tarafı arasındaki çatışmalar bağlamında kutuplaşmanın ve sivillerin silahlanmasındaki keskin artış göz önüne alındığında, Sudan ve İran’ın ikili ilişkilerin yeniden başlatılmasına yönelik çabaların hızlandırılacağı yönündeki açıklamaları, bunun arkasındaki amaca dair farklı değerlendirmelerin yapılmasına neden oldu.

İsminin açıklanmasını istemeyen Sudan İslami Hareketi’nin eski bir üst düzey yetkilisi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “İslamcıların, yani Sudan İhvanı’nın ordunun silah desteği alması için İran’la ilişkilerden yararlanmaya çalıştığına’ işaret ederek ‘HDK’nın aldığı destek karşısında ordunun silahlanmaya ihtiyacı olduğunu’ kaydetti.

Kaynak görüşünü şu sözlerle destekledi:

İran, Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir rejiminin devrilmesinin ardından Sudan’la ilişkileri yeniden kurmaya tamamen hazırdı. Ancak Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve Başbakan Abdullah Hamduk’un başkanlığındaki geçici sivil hükümetin bunu yapmaya niyeti yoktu (...) Burhan, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden onarılmasına yönelik herhangi bir adımı katı bir şekilde reddedecek kadar çekinceliydi. Çünkü İsrail’le henüz ilişkiler kurmaya başlamıştı.

Diğer yandan siyasi analist Ebu Zer Ali el-Emin açıklamasında “Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) ve HDK lehine ABD ve İngiltere gibi ülkelerden gelen baskılarla karşı karşıya” dedi. Analist sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu eğilimin (İran’a yönelmenin) iki hedefi var. Birincisi, İran, Çin ve Rusya üzerinden bir denge oluşturulmak istenmesi ve İran’ın bu yönde önemli ve etkili bir anahtar olması. İkincisi ise silah ve mühimmat yoluyla askeri destek alınması.”

Emin ‘Sudan’ın düzeltmeye çalıştığı meselenin İranlılar için çaba, zaman ve ikna edici sebepler gerektiğini, çünkü zamanında ilişkilerin koparılmasının Tahran için ani ve şok edici olduğunu’ belirtti.

Sudan, 2016’da İran’la ilişkilerini kesmesinin nedenini ‘bölgeye mezhepsel gerekçelerle müdahale etmesi ve (o dönemde) Tahran’daki Suudi Arabistan Büyükelçiliği’ne yapılan saldırı’ olarak göstermişti.

Eski üst düzey yetkili ile aynı görüşte olan Ebu Zer, ‘silahların İran’la ilişkileri yeniden tesis etmenin doğrudan bir nedeni olduğunu’ söyledi. Ebu Zer, İran’la bölgesel ilişkilerin sürdürülmesi yönündeki uluslararası değişikliklerin, ‘Sudan Ordu Komutanı’na benzer bir arayış içine girmesi ancak bunu askeri destek almak için yapması yönünde bir teşvik sağlamış olabileceğine’ dikkat çekti.

Ebu Zer ayrıca ‘İran’ın Sudan ordusuna HDK’ye karşı savaşını sürdürmesi için insansız hava araçları (İHA) sağlayabileceğini’ kaydetti.



Bağdat'ta İsrail saldırısının hayaleti dolaşıyor

Irak'taki İslami Direniş milisleri ( Arşiv)
Irak'taki İslami Direniş milisleri ( Arşiv)
TT

Bağdat'ta İsrail saldırısının hayaleti dolaşıyor

Irak'taki İslami Direniş milisleri ( Arşiv)
Irak'taki İslami Direniş milisleri ( Arşiv)

Partizan çevreler ülkeye hava saldırısı düzenlenmesine karşı ciddi uyarılarda bulunurken, büyük çaplı bir İsrail saldırısının hayaleti Bağdat'ın üzerinde dolaşıyor.

"Koordinasyon çerçevesine" yakın bir kaynak Şarku'l Avsat'a, "Şii partilerin tehdidin ciddiyetine dair endişeleri, onları başbakandan saldırıları önlemek için gerekeni yapmasını istemeye yöneltti" ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Iraklı silahlı grupların son zamanlarda gizlilik ve mahremiyet ortamında hareket ettiklerini ve askeri pozisyonlarının çoğunun kesin olarak değiştirildiğini” doğruladı.

Buna ilave olarak basın kaynakları, ülkenin "300 İsrail saldırısına" maruz kalma ihtimaline ilişkin "hükümet tahminleri" olarak ifade ettikleri alıntılara yer verdi.

Buna karşılık Irak Dışişleri Bakanlığı, Güvenlik Konseyi'ne yazdığı bir mektupta, "İsrail'in bu saldırgan davranışlarını durdurmak için uluslararası toplumun müdahalesinin" önemini vurguladı.

Uzman Gazi Faysal, Dışişleri Bakanlığı mesajının, ülkeyi olası bir İsrail saldırısından korumak isteyen "önleyici diplomasi" anlamına geldiğini söyledi.