Libya’nın devrik Devlet Başkanı Muammer Kaddafi döneminin Askeri İstihbarat Direktörü Abdullah es-Senusi, sahte pasaportla Mart 2012 tutuklanarak Moritanya’dan ülkesine geri gönderildi. O zamandan bu yana, Mitiga’ya yerleşene kadar başkent Trablus’ta silahlı milislerin kontrolündeki hapishaneler arasında nakledildi.
Kaddafi’nin damadı olan ve eski rejimin en güçlü figürlerinden biri olan 73 yaşındaki Senusi, 1996 yılında yaklaşık 1200 kişinin öldüğü Trablus’taki Ebu Salim Hapishanesi Katliamı olarak bilinen davayla ilgili olarak halen yargılanıyor. Senusi ayrıca, 2011’de Kaddafi rejimini deviren 17 Şubat Devrimi sırasında protestocuları bastırmakla suçlanıyor.
Geçen yıl boyunca, Trablus Temyiz Mahkemesi, Senusi’yi başkentteki Mitiga hapishanesinde tutan Özel Caydırıcı Güç milislerinin mahkemeye çıkmayı reddetmesi nedeniyle Senusi ve Kaddafi’nin özel muhafızlarının başında bulunan Mansur Daou’nun duruşmasını birkaç kez başka bir tarihe erteledi.
Senusi’ni destekçileri, Özel Caydırıcı Güç komutanı Abdurrauf Kara’yı Senusi’yi rehin olarak tutmakla suçluyor ve bunu, gardiyanların ‘serbest bırakılması halinde popülerliğinden’ korkmalarına bağlıyorlar.
Senusi’nin avukatı Ahmed Neşad, müvekkilinin duruşmasının ertelenmesinden Libya Savcılığını sorumlu tuttu. Neşad, dün Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Senusi’yle birlikte yargılanan Mansur Daou, müvekkili katılmazken kapalı devre televizyon aracılığıyla mahkeme huzuruna çıktı” dedi.
Senusi, 2015 yılında 17 Şubat Devrimi’ni bastırdığı suçlamasıyla idam cezasına çarptırılmıştı. Ancak 2019’un sonunda başkent Trablus’taki bir mahkeme, Ebu Salim Hapishanesi Katliamı davasında benzer bir kararla Senusi ve diğer tutukluları beraat ettirdi. Ardından ülkenin Yüksek Mahkemesi, yaklaşık bir yıl önce kararı bozdu ve davayı yeni bir ceza dairesine yönlendirdi.
Neşad, Senusi’nin iddianameyi ve davaya ilişkin savunma argümanlarını dinlemek üzere kapalı bir mahkeme oturumuna çıkmasını sağlamak umuduyla mahkemenin davanın 13. kez görülmesini 29 Ocak’taki duruşmaya ertelediğini belirtti.
Senusi, Kaddafi rejiminin devrilmesinin ardından Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından kendisi hakkında tutuklama emri çıkarılması üzerine Libya’yı terk etti. Nuakşot havaalanına vardığında oradaki yetkililer, Senusi’nin Fas’ın Kazablanka şehrine geldiğini ve Mali’ye ait sahte bir pasaport taşıdığını dile getirdi. Ancak o dönemde kendisine yakın taraflar bunu yalanlamıştı.
Uluslararası Ceza Mahkemesi, daha önce Senusi’nin, 2011’de Kaddafi’yi deviren 17 Şubat Devrimi sırasında göstericilere karşı ‘vahşi suçlar işlemek’ suçlamasıyla yargılanmak üzere teslim edilmesini talep etmişti. Ancak yerel yetkililer, yargı yetkisine sahip oldukları ve uluslararası mahkeme gibi kendilerinin de adil bir yargılamaya tabi tutabilecekleri gerekçesiyle bunu reddediyor.
Albay Senusi, Kaddafi’nin ikinci eşi Safiye Farkaş’ın kayınbiraderi ve 42 yıl sonra sona eren iktidarı boyunca onun çok yakın çevresindeydi.
Senusi’nin mensup olduğu el-Magarha kabilesinin ileri gelenlerinden Şeyh Harun Arhouma, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Senusi’nin sağlık durumu son derece kötü. Kalp hastalığı ve karaciğer kanseri hastası” derken, herhangi bir zarara maruz kalmaması konusunda uyardı.
Senusi’nin destekçileri, yöneltilen her türlü suçlama karşısında Senusi’yi savunarak, daha önce ve şu anda Libya’da etkili bir figür olduğu için hedef alındığını vurguladı. 17 Şubat Devrimi’ne bağlı aktivistler ise onun devrimcilerin bastırılmasında rol oynadığına inanıyor.
Senusi’nin avukatı Ahmed Neşad ise “Senusi, önümüzdeki hafta mahkemeye çıkarsa davasıyla ilgili her şeyi sunacağız. Aksi takdirde bu, Cumhuriyet Savcısı ve Libyalı yetkililerin kendisine adil bir yargılama sağlayamadığının ve yargılanmasından korkanların onu mahkeme önüne çıkarma kararını manipüle ettiklerinin ilanı olacaktır” dedi.
Daha önce Senusi’nin tutuklanmasına ilişkin Libya’daki idari ve askeri yetkililerle görüşen Şeyh Arhouma, kanser hastası olduğu, doktor ve ilaçtan mahrum olduğu göz önüne alındığında kabilesinin, Senusi’nin başına kötü bir şey gelmesi durumunda sessiz kalmayacağı konusunda uyardı.
Şeyh Arhouma, “Sayımızın ülke geneline dağılmış 500 binden fazla kişi olduğu tahmin ediliyor. Gençlerimizi gerilimi tırmandıracak her türlü eylemden uzak tutuyor, öfkelerini kontrol altına alıyoruz. Eğer Allah, Abdullah’ın başına kötü bir şey gelmesini emrederse, hiçbir şeyin önüne geçemeyiz. Senussi, el-Magarha’nın adamı ve onların direğidir” ifadelerini kullandı.
Kadadfa (Kazazife) kabilesinin bir ileri geleni, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Caydırıcılık Gücü’nün Senusi’nin mahkeme huzuruna çıkmasına izin vermemesine gerekçe olarak, “Onun hapsedilmesinin gerçek nedenini, ne olduğunu ve nasıl olduğunu biliyor. Yani hastalığına ve 2022’de ailesinin yokluğunda kalp stent ameliyatı geçirmesine rağmen onu taciz ediyorlar” dedi.
Geçen yıl sonlanmadan önce Libya’nın geçici Ulusal Birlik hükümetinin Adalet Bakanı Halima Abdurrahman sessizliğini bozdu ve ülkedeki insan hakları durumu hakkında kısaca konuştu. Abdurrahman, bakanlığına bağlı olmayan ve başka taraflarca kontrol edilen cezaevlerinin var olduğunu dile getirdi.
Libya, Kaddafi rejiminin devrilmesi ve güvenlik kaosunun yayılmasından sonra, resmi çerçevenin dışında, ülke geneline yayılmış silahlı oluşumlar tarafından yönetilen gizli hapishaneleri ile tanındı. Ancak güvenlik ve adli makamlar bu cezaevlerinin ve içindekilerin akıbetini her zaman açıklamaktan kaçınıyor.