Gazze’de ateşkese yönelik müzakereler devam ediyor

Mısır kapsamlı ateşkes çağrısını yineledi.

Mısır Dışişleri Bakanı, Avrupa Birliği Kriz Yönetimi Komiseri ile Brüksel’de bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı, Avrupa Birliği Kriz Yönetimi Komiseri ile Brüksel’de bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Gazze’de ateşkese yönelik müzakereler devam ediyor

Mısır Dışişleri Bakanı, Avrupa Birliği Kriz Yönetimi Komiseri ile Brüksel’de bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı, Avrupa Birliği Kriz Yönetimi Komiseri ile Brüksel’de bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Gazze’de devam eden savaşa ilişkin Mısır- Katar arabuluculuk çabaları sekteye uğradı. İsrail ile Hamas arasında Kahire ve Doha’daki arabulucular aracılığıyla dolaylı müzakereler sürüyor. Ancak tüm göstergeler, Gazze Şeridi’nde ikinci bir ateşkes ilan edilmesinin ‘yakında gerçekleşmeyeceğini’ gösteriyor. Mısır, bir kez daha Gazze’deki insani krizi kontrol altına almanın tek yolu olarak kapsamlı ateşkesin önemine dikkati çekerken, bölgedeki çatışmaların genişleyeceğine dair de uyardı.

İsrail ile Hamas arasındaki esir takası müzakerelerine aşina olan bir kaynak dün yaptığı açıklamada, dolaylı müzakerelerin devam ettiğini ve halihazırda büyük görünen anlaşmazlıklar arasındaki farkı daraltma girişimlerinin olduğunu söyledi.

Kaynak, Arap Dünyası Haber Ajansı’na (AWP) yaptığı açıklamada bir anlaşmaya varma şansının mevcut olduğunu, ancak bunun hemen veya yakın zamanda gerçekleşmeyeceğini ve şu an üzerinde çalışılan şeyin iki taraf arasındaki uçurumu daraltmak olduğunu söyledi.

İsminin yayınlanmamasını isteyen kaynak, “Birden fazla düzeyde arabuluculuk yapılıyor. Ancak bunlar tutarlı bir şekilde ilerliyor ve aynı yöne gidiyor. Mısırlılar ve Katarlılar uluslararası sponsorluk altında müzakerelerdeki boşlukları azaltmaya çalışıyor” dedi. Kaynak, Hamas hareketinin yüksek bir tavan belirlediğini ve İsrail’in ise özellikle savaşın sona erdirilmesi ve tüm askeri operasyonların durdurulması konusunda bunun hayata geçirilmesinin imkânsız olduğunu belirttiğini söyledi. Kaynak, Hamas’ın bu talepten kısmen vazgeçmesini beklerken, ama nihayetinde tüm kartlarını kaybetmek istemediğine dikkat çekti.

Kaynağa göre Hamas, şu an elindeki güç kartının İsrailli tutuklular olduğunun farkında. Eğer onları serbest bırakırsa müzakere edecek hiçbir şeyi kalmayacak. Bu yüzden bu yüksek tavanlı taleplere başvurdu. Bu çerçevede kaynak, “Ama sonuçta aşamalı bir çerçevede Gazze’deki askeri operasyonların yoğunluğunu azaltan, böylece anlaşmanın tek cümleyle değil birden fazla aşamada hayata geçirilmesini sağlayacak bir anlaşmaya varılabileceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail testi

Kaynak, özellikle Hamas hareketinin uygulama aşamaları boyunca İsrail’i test etmek istemesi nedeniyle, tek aşamada anlaşmaya varma şansının çok uzak olduğuna dikkat çekti. Aynı şekilde hareketin, her bir tutuklu kategorisinin diğerinden farklı bir başarıya ulaşabileceğine inandığını belirten kaynak, “Hamas hareketi için tutukluların yaşlı erkekler, kadın askerler ve genç askerler şeklinde bir sınıflandırması mevcut ve hareket, her kategori için farklı bir bedel istiyor” dedi.

Aynı kaynak, İsrail’den yanıtlar beklendiğini kaydederken, Hamas hareketinin cevaplarının da geciktiğini, Gazze Şeridi’ndeki liderlerin aralarında zor ve karmaşık görünen iletişim koşulları altında Gazze’ye yönelik cevap alması gerektiğini vurguladı.

Mısır- Katar arabuluculuğunun ABD ile koordineli olarak geçtiğimiz Kasım ayında insani ateşkes sağlamayı başarmasından bu yana, yeni bir ateşkes kurma çabaları devam etti. Ancak İsrail’in, Filistinli direniş gruplarının ‘müzakerelere başlamadan önce savaşın kapsamlı bir şekilde durdurulması gerektiği’ yönündeki talebi defalarca reddetmesi, bir anlaşmaya varılmasını engelliyor.

İsrail, Hamas ve diğer grupların İsrail’in Gazze Şeridi’ni bombalaması sonucunda yaptığı açıklamalar gibi, yaklaşık 130 rehinenin Gazze Şeridi’ndeki Filistinli grupların kontrolü altında olduğuna ve bunlardan en az 25’inin öldürüldüğüne inanıyor.

Gazze’de şu ana kadar bir hafta süren tek ateşkes sırasında, Gazze’deki Filistinli direniş grupları, İsrail hapishanelerindeki 240 Filistinli mahkuma karşılık 100’den fazla İsrailli rehineyi serbest bıraktı.

Zor ve karmaşık müzakereler

Kudüs Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü ve Filistinli bir politikacı olan Dr. Eymen er-Ragab, Mısır’ın önerisinin halen ‘şu ana kadar masadaki ana öneri’ olduğuna ve halihazırda devam eden müzakerelerin ‘zor ve karmaşık’ olduğuna dikkat çekti. Ragab, mevcut müzakerelerde çözüm için siyasi ufuk arayışının değil, güvenlik düzenlemelerinin öncelikli olduğuna dikkat çekti.

Ragab, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Gazze Şeridi’nde kötüleşen insani trajedi ve sivillerin acılarının artması göz önüne alındığında, geçici de olsa ateşkese ulaşmak bir kazanç olacaktır” dedi. Ancak aynı zamanda önümüzdeki dönemde İsrail hükümeti üzerine baskı oluşturmak için ABD’nin de yoğun eylemlerde bulunması gerektiğini vurguladı. Ragab, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, iki devletli çözümü kategorik olarak reddettiğini açıklayarak çözüme yönelik her türlü siyasi fikri engellediğini söyledi. Profesöre göre bu, Washington’un kendisi tarafından bile önerilen siyasi vizyona yönelik bir suikastı temsil ediyor.

Kahire, Hamas Hareketinin Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri’nin 2 Ocak’ta Beyrut’ta öldürülmesinden önce, ateşkesle sonuçlanan birbirini takip eden ve birbiriyle bağlantılı 3 aşamayı içeren öneriler sunmuştu. Ancak suikastın ardından arabuluculuk süreci çeşitli zorluklarla karşılaştı.

Kapsamlı ateşkes

Diğer yandan Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Şukri, Mısır’ın Gazze Şeridi’nde kapsamlı ateşkes çağrısını yineleyerek, Gazze’deki insani felaketin ciddiyeti ve bölgede savaşın yayılması konusunda uyarıda bulundu.

Şukri, Brüksel’deki Avrupa Birliği (AB) genel merkezinde düzenlenen AB- Mısır Ortaklık Konseyi’nin onuncu toplantısının oturum aralarında, başta AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Kriz Yönetiminden Sorumlu AB Komiseri Janez Lenarcic olmak üzere Avrupalı ​​yetkililerle birçok toplantı ve tartışma gerçekleştirdi. Ayrıca AB’de ekonomi, enerji ve iklim meseleleriyle ilgilenen bir dizi Avrupalı ​​dışişleri bakanı ve yetkiliyle de toplantılar düzenledi.

sef
Mısır Dışişleri Bakanı, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile Brüksel’de görüşme gerçekleştirdi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sözcüsü, bu görüşmelerin gündeminin en büyük bölümünü Gazze Şeridi’ndeki durumun oluşturduğunu belirtti. Bakan Şukri, AB ülkeleri gibi önemli uluslararası tarafların, Gazze’deki insani krizi kontrol altına almanın tek yolu olarak kapsamlı bir ateşkes sağlanması konusunda kategorik pozisyonlar benimsemeleri gerektiğini vurguladı.

Aynı şekilde Mısır Dışişleri Bakanı, Brüksel’deki toplantılarında Lübnan, Irak ve Suriye dahil Gazze’deki durum ve Kızıldeniz’in güvenliğine yönelik tehditler bağlamında bölgedeki gerilimleri de ele aldı. Ayrıca geçen yıl 7 Ekim’de başladığını göz önünde bulundurarak mevcut savaşla ilgilenmemenin önemine dikkat çekti. Durumun İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki Filistin halkının haklarına karşı gerçekleştirdiği uzun süreli ihlallerle ilgili olduğunu dile getiren Şukri şu ifadeleri kullandı:

“Bu çatışmanın çözümü, insanların çektiği acıları, şiddet ve baskı uygulamalarını durdurmaya çalışmak ve iki devletli çözüme dayanan, 4 Haziran 1967 sınırlarında bağımsız ve yaşayabilir bir Filistinli devletinin kurulmasına olanak tanıyan barış süreci çabalarını yeniden başlatmak dışında mümkün olmayacaktır.”



Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.