Libya heyeti, Sadr ve Hannibal Kaddafi'nin dosyasını görüşmek için Beyrut'ta

Hannibal Kaddafi, 2 Eylül 2009'da Libya devriminin 40’ıncı yıl dönümü kutlamalarına katılmıştı. (AFP)
Hannibal Kaddafi, 2 Eylül 2009'da Libya devriminin 40’ıncı yıl dönümü kutlamalarına katılmıştı. (AFP)
TT

Libya heyeti, Sadr ve Hannibal Kaddafi'nin dosyasını görüşmek için Beyrut'ta

Hannibal Kaddafi, 2 Eylül 2009'da Libya devriminin 40’ıncı yıl dönümü kutlamalarına katılmıştı. (AFP)
Hannibal Kaddafi, 2 Eylül 2009'da Libya devriminin 40’ıncı yıl dönümü kutlamalarına katılmıştı. (AFP)

Libyalı bir heyet bu hafta Beyrut'u ziyaret ederek Lübnanlı yetkililerle, 1978'den bu yana kayıp olan İmam Musa es-Sadr'ın durumunu ve 2015'ten bu yana Lübnan'da tutuklu olan Muammer Kaddafi'nin oğlu Hannibal Kaddafi'nin serbest bırakılmasını görüştü.

Hannibal Kaddafi, 2015 yılının aralık ayında Suriye'den Lübnan'ın Bekaa Vadisi’ne götürüldü. Ardından Musa es-Sadr'ın kaçırılması ve ortadan kaybolması davasında ‘bilgi saklamak’ suçlamalarıyla tutuklandı. Kaddafi, babası döneminde siyasetçilerin tutulduğu hapishaneleri yönetmekle suçlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre Lübnan yargısı ve güvenlik yetkilileri, söz konusu görüşmelerin 2014 yılında Lübnan ve Libya arasında imzalanan, İmam es-Sadr'ın kayboluşunu soruşturmada iş birliğini yeniden canlandırmayı amaçladığını bildirdi. Heyetin Beyrut'ta Adalet Bakanı ve es-Sadr'ın kaybolmasını soruşturan komitenin başkanı olan bir hakimle görüştüğü belirtildi. Yetkililer, Kaddafi'nin serbest bırakılması için henüz bir anlaşma olmadığını ifade etti.

Libyalı heyetin birkaç gün süren ziyaretin ardından Beyrut'tan ayrıldığı, bu süreçte Adalet Bakanı ve es-Sadr'ın kayboluşunu soruşturan komitenin başkanı olan hakimle görüştüğü aktarıldı.

Yetkili, görüşmeleri ‘olumlu’ olarak nitelendirdi ancak içeriğine dair detay vermedi. Heyetin önümüzdeki hafta tekrar geleceğini söyleyen yetkili, Lübnan ile Libya'nın iki durumu ayrı ayrı ele aldığını belirtti.

Libyalı heyetin ziyaretine dair Lübnan ve Libya tarafından resmi bir açıklama yapılmadı. Trablus'taki Libya hükümeti de konu hakkında yorum taleplerine cevap vermedi.

Libya yargısı geçen ağustos ayında, Hannibal Kaddafi'nin sağlık durumunun kötüleşmesi nedeniyle Lübnan'dan serbest bırakılmasını istedi. Hannibal Kaddafi haziran ayında başladığı açlık grevi nedeniyle birkaç kez hastaneye kaldırıldı.

Lübnan, Musa es-Sadr'ın 1978'den bu yana kayıp olmasından ve akıbetinin açıklanmamasından eski Libya lideri Muammer Kaddafi rejimini sorumlu tutuyor. Lübnanlı yetkililer, Hannibal'ın durumunun tamamen yargı ile ilgili olduğunu ve siyasi düşünceleriyle ilgisi bulunmadığını savunuyor.

Human Rights Watch bu ay, Kaddafi'nin serbest bırakılması çağrısında bulunan bir açıklama yayınladı. Kaddafi'nin es-Sadr kaybolduğunda sadece iki yaşında olduğu ve yetişkin olmadığına dikkat çekildi.

Örgütün Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Hanan Salah, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Kaddafi'nin duruşma öncesi sekiz yıl tutuklu kaldıktan sonra asılsız suçlamalarla, açıkça keyfi olarak tutuklanması zaten gergin olan Lübnan yargı sistemiyle ilgili alay konusu oluyor.

Lübnanlı bir yetkili ise Human Rights Watch raporuna karşı çıktığı açıklamasında ‘Libya tarafından ciddi bir iş birliği görmediklerini, adli müfettişin Muammer Kaddafi rejiminin eski 13 yetkilisine, aralarında Abdüsselam Celil ve Musa Kusa'nın da olduğu bir bildirim gönderdiğini ancak bu talebe henüz cevap alınamadığını’ söyledi.



İstanbul'daki Arap bakanlar toplantısında bölgede siyasi çözüm fırsatları ele alınacak

Arap dışişleri bakanlarının Bağdat'taki son toplantısı (Arap Birliği)
Arap dışişleri bakanlarının Bağdat'taki son toplantısı (Arap Birliği)
TT

İstanbul'daki Arap bakanlar toplantısında bölgede siyasi çözüm fırsatları ele alınacak

Arap dışişleri bakanlarının Bağdat'taki son toplantısı (Arap Birliği)
Arap dışişleri bakanlarının Bağdat'taki son toplantısı (Arap Birliği)

Mısırlı ve Arap diplomatik kaynaklar dün Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, önümüzdeki hafta başında İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı çerçevesinde Türkiye'nin İstanbul kentinde yapılacak olan Arap dışişleri bakanları toplantısında “İsrail-İran savaşının etkilerinin, diplomatik yola dönmenin ve bölgedeki askeri gerilimi azaltmanın yollarının” ele alınacağını söylediler.

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Arap dışişleri bakanlarını İstanbul'da acil toplantıya çağırdı. Irak Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre toplantının amacı “gelişmeleri hızlandırmak ve mevcut zorluklarla yüzleşmek için Arap pozisyonlarını koordine etmek.”

Bağdat’ta 17 Mayıs'ta yapılan olağan zirvede başkanlığı Bahreyn'den devralan Irak, Arap Birliği'nin şu anki başkanı.

Irak Dışişleri Bakanlığı'na göre Irak'ın Arap bakanlar toplantısına daveti, Hüseyin ile Mısırlı mevkidaşı Badir Abdulati arasında çarşamba günü gerçekleşen telefon görüşmesinin ardından geldi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı çarşamba günü yaptığı açıklamada, Abdulati'nin Irak, Suudi Arabistan ve Bahreyn'deki mevkidaşlarını arayarak “İsrail ve İran arasındaki askeri gerilimin ardından bölgede art arda yaşanan gelişmeleri ve bunun bölgesel ve uluslararası barış ve güvenlik üzerindeki yansımalarını ele aldığını” duyurdu.

Bir Arap diplomatik kaynak, Arap dışişleri bakanlarının İstanbul'daki toplantısının İsrail-İran askeri çatışmasının bölgeye yansımalarını ele almayı amaçladığını belirterek, “toplantı, bölgesel pozisyonları koordine etme ve durumu sakinleştirme yönündeki yoğun çabaların bir parçasıdır” dedi.

İstanbul cumartesi ve pazar günleri İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 51. Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısına ev sahipliği yapacak. Anadolu Ajansı, “İİT'nin 57 üye ülkesinden yaklaşık 1000 katılımcının toplantılara katılacağını” belirtti. Ajans haberinde, “bağlı kuruluşlar, gözlemci devletler ve diğer uluslararası örgütler de toplantılara katıldığını” ifade etti.

Kaynak, “bölgesel gelişmeleri görüşmek üzere yakın zamanda zirve düzeyinde acil bir Arap toplantısı yapılmasını” ihtimal dışı bıraktı.

Mısırlı bir başka diplomatik kaynak ise Şarkul Avsat'a yaptığı açıklamada, “İslam İşbirliği Teşkilatı dışişleri bakanları toplantısının bölgesel pozisyonları koordine etmek amacıyla ikili ve toplu düzeyde başka toplantılara da sahne olacağına” işaret ederek, “İstanbul toplantıları müzakereler yoluyla diplomatik yola dönmeyi amaçlıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak, “Mısır ve Arap ülkelerinin askeri gerilimi azaltmak, ateşkesi sağlamak ve Ortadoğu'daki çatışmanın kapsamını genişletmemek amacıyla bölge ülkeleri ve uluslararası taraflarla diplomatik temaslarını yoğunlaştırdığını” belirtti.

Kahire Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü İkram Bedreddin'e göre Arap ve İslam ülkelerinin pozisyonu etkili bir uluslararası ve bölgesel blok oluşturuyor ve “bu ülkeler arasındaki pozisyonların koordinasyonu, mevcut tırmanma yolunu etkileyebilir ve askeri çatışmayı kontrol altına alma yoluna itebilir.”

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Badreddin, “İsrail-İran çatışmasının kontrol altına alınamamasının bölgede ABD, Rusya ve Pakistan gibi uluslararası tarafların çatışmaya sürüklenmesini de içeren birçok tehlikeye yol açacağı” uyarısında bulundu.