İsrail'in son dönemde hem Mısır hem de Katar ile gerginlik yaratan tutum ve açıklamaları, söz konusu iki Arap ülkesinin Gazze Şeridi'ndeki durumu yatıştırmak için yürüttüğü arabuluculuk çabaları üzerinde nasıl etki edeceği konusunda soru işaretlerine neden oldu. Uzmanlar Tel Aviv'in tutumunu, İsrail hükümetinin Gazze'de ateşkese yol açacak her türlü çabaya karşılık verme konusundaki ciddiyetsizliğinin bir göstergesi olarak değerlendirdi.
Katar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ‘Doha yönetiminin Gazze'deki Hamas hareketine karşı yürütülen savaşta oynadığı arabuluculuk rolünün sorunlu olduğunu’ söylediği açıklamalarını kınadı. Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari çarşamba günü X’teki hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Ortalıkta dolaşan ifadeler eğer doğruysa, İsrail Başbakanı hayat kurtarmaya öncelik vermek yerine dar siyasi sebeplerden ötürü arabuluculuk çabalarını engelleyecek ve baltalayacaktır.”
نستنكر بشدة التصريحات المنسوبة إلى رئيس الوزراء الإسرائيلي في تقارير إعلامية مختلفة حول الوساطة القطرية. في حال أثبتت صحة التصريحات، فهي غير مسؤولة ومعرقلة للجهود المبذولة لإنقاذ أرواح الأبرياء، ولكنها ليست مفاجئة.
منذ شهور، وبعد وساطة ناجحة في العام الماضي أدت إلى إطلاق سراح…
— د. ماجد محمد الأنصاري Dr. Majed Al Ansari (@majedalansari) January 24, 2024
Netanyahu, geçen hafta Gazze'de esir tutulan İsraillilerin aileleriyle yaptığı görüşmede Katar'a karşı şüpheli bir tavır ortaya koyarak şunları söyledi:
“Katar'a teşekkür etmemi beklemeyin. Katar'ın temelde Birleşmiş Milletler (BM) ya da Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden (ICRC) bir farkı bulunmuyor. Ancak Katar’ın pozisyonu daha da sorunlu bir durum arz ediyor. Bu konuda hiçbir yanılsamam yok.”
Netanyahu, İsrail’de yayın yapan Kanal 12 televizyonu tarafından elde edilen bir ses kaydına göre ‘Katar’ın Hamas üzerinde baskı kurma araçlarına sahip olduğunu’ sözlerine ekledi.
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich perşembe günü yaptığı açıklamada Katar'ı, Hamas'ın 7 Ekim'de gerçekleştirdiği saldırıdan sorumlu olmakla suçladı.
İsrail ve Katar’dan gelen açıklamaların yarattığı gerginlik, aynı zamanda Mısır ile ilişkilerin gerildiği bir döneme denk geldi. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, İsrail'in Mısır topraklarından Gazze Şeridi'ne yardım girişini engelleyen adımlarını eleştirdi. Sisi, çarşamba günü Mısır'da düzenlenen Polis Günü kutlamalarında şu açıklamada bulundu:
“Refah Sınır Kapısı her gün, 24 saat açık. Ancak İsrail tarafının (yaptığımız yardımları kimseye ulaştıramayalım diye aldığı) önlemleri buna neden oluyor. Bu durum, rehinelerin serbest bırakılması konusunda Gazze Şeridi ve sakinleri üzerinde bir tür baskı yaratıyor.”
Mısır’ın, İsrail'in tutumuna yönelik eleştirilerindeki bu artış, çarşamba günü İsrail basınında yer alan Mısır Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Sisi ile telefonda görüşme talebini reddettiğine dair haberlerle aynı zamana denk geldi. Mısır ayrıca, İsrail'in Mısır sınırına bitişik Philadelphia Koridoru üzerindeki güvenlik kontrolüne ilişkin tekrarlanan İsrail açıklamalarını da şiddetle reddetti. Mısır Basın Enformasyon Kurumu Başkanı Ziya Raşvan'ın geçtiğimiz pazartesi günü yaptığı açıklamaya göre Mısır, İsrail'in bu yöndeki hareketlerini ‘Mısır-İsrail ilişkilerine yönelik tehdit oluşturacak kırmızı bir çizgi’ olarak değerlendirdi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Mısır, Katar ve ABD, Gazze Şeridi'nde halen tutulan 130'dan fazla esirin serbest bırakılmasına ve sivillere daha fazla insani yardım ulaştırılmasına olanak sağlayacak yeni bir ateşkes için arabuluculuk yapmaya çalışıyor. Sözü edilen üç ülkenin çabalarıyla Kasım ayının sonunda bir hafta süren bir insani ateşkese ulaşılmıştı. Bu ateşkes sonucunda da Gazze'deki 105 İsrailli esirin serbest bırakılması sağlanmıştı.
El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin İsrail Uzmanı Said Ukkaşe, İsrail'in Mısırlı ve Katarlı arabuluculara yönelik tutumunun ‘ateşkese götürebilecek bir anlaşmaya ciddi şekilde katılmaktan kaçınmak için bir manevra yapma ve kriz yaratma girişimini yansıttığını’ düşünüyor. ‘Savaşı durdurmanın siyasi bedelinin, Netanyahu ve İsrail hükümeti için ağır olduğunu’ belirten Ukkaşe, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bu durum, İsrail Başbakanı’nın tüm siyasi geleceğinin sonu anlamına gelir ve hatta yargılanmasına bile yol açabilir.”
Ukkaşe, İsrail Başbakanı'nın son haftalarda kasıtlı olarak erteleme yoluna gittiğini, ABD'nin ve Gazze'deki esirlerin ailelerinin taleplerinden kaçınmak için bu yönteme başvurduğunu söyledi. Ancak Ukkaşe, bu baskıların hükümeti arabuluculuğa yanıt vermeye zorlamak için yetersiz olduğunu vurguladı.
İşgal güçlerinin Gazze'de verdiği ağır kayıpların İsrail kamuoyunu daha fazla aşırılığa ve Filistinli gruplar üzerinde daha fazla askeri baskıya ittiğini belirten Ukkaşe, şunları söyledi:
“İsrail hükümeti, bu durumdan faydalanarak savaşı uzatmaya ve esirleri savaşın kurbanları arasında görmeye başladı. Bu nedenle İsrailli yetkililerin Mısırlı ve Katarlı arabulucularla sakin ilişkiler sürdürmeyi önemsememesi, İsrail’deki kafa karışıklığının boyutunu ve ne pahasına olursa olsun savaşı mümkün olduğunca uzun süre devam ettirme ısrarını yansıtıyor.”
Doha ve Paris, geçtiğimiz hafta Gazze'deki İsrailli tutuklulara ilaç sevkiyatı yapılması için arabuluculuk yaptı. Netanyahu daha önce Katar'ın esirlere ilaç ulaştırma taahhüdünün İsrail'in bu ilaçların ulaştırıldığını doğrulamasının tek yolu olduğunu itiraf etmişti.
Kudüs Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Eymen er-Rakab ise Şarku’l Avsat’a şu değerlendirmelerde bulundu:
“İsrail hükümeti üzerinde gerçek bir baskı olmaması, yetkililerinin bölgesel krizleri kışkırtmasına ve herhangi bir siyasi rasyonalite olmaksızın bölgedeki çeşitli taraflarla gerginliği ateşlemeye devam etmesine neden oluyor.”
Rakab, ayrıca ‘aşırı sağcı bakanların İsrail'in Gazze'deki hedeflerine daha fazla şiddetle ulaşabileceğine inandıklarını’ ifade etti. “Esir değişimi ve savaşın durdurulması için gerçek bir müzakere sürecine girmek, İsrail'in kendi yenilgisini kabul etmekle eşdeğer olacaktır” diyen Rakab, Mısırlı ve Katarlı arabulucular ile İsrail arasındaki gerginlik durumunun arabuluculuk çabalarına olumsuz bir gölge düşüreceği beklentisini dile getirdi. Rakab sözlerini şöyle noktaladı:
“İsrail'in birden fazla engeliyle karşı karşıya olan Kahire ve Doha yönetiminin, Gazze'deki siviller için bir nefes alma fırsatı anlamına gelen yeni bir ateşkese ulaşma çabaları ne kadar yoğun olsa da bu gerginliğin üstesinden gelemeyebilir.”