‘Gazze Savaşı’: Mısır-Katar arabuluculuğu daha geniş uluslararası destekle zamana karşı yarışıyor

Paris’teki ‘dörtlü toplantı’ basına yansıdı

Gazze Şeridi’ne sağlanan Mısır yardımlarının bir kısmı (Mısır Kızılayı-Facebook)
Gazze Şeridi’ne sağlanan Mısır yardımlarının bir kısmı (Mısır Kızılayı-Facebook)
TT

‘Gazze Savaşı’: Mısır-Katar arabuluculuğu daha geniş uluslararası destekle zamana karşı yarışıyor

Gazze Şeridi’ne sağlanan Mısır yardımlarının bir kısmı (Mısır Kızılayı-Facebook)
Gazze Şeridi’ne sağlanan Mısır yardımlarının bir kısmı (Mısır Kızılayı-Facebook)

Mısır-Katar arabuluculuk çabaları, Gazze’deki savaşı durdurma ve Gazze Şeridi’ne daha fazla yardım ulaştırma hususunda bir anlaşmaya varmak için zamana karşı yarışıyor. Bu sırada, Paris’te ABD’li ve İsrailli yetkililerin yanı sıra Mısır ve Katarlı yetkilileri de bir araya getiren ‘dörtlü bir toplantıya’ ilişkin bilgiler geliyor.

Fransız Haber Ajansı’na (AFP) konuşan bir güvenlik kaynağı, Gazze’deki krizi ele almak için Paris’in dörtlü bir toplantıya ev sahipliği yaptığını bildirdi. ABD Başkanı Joe Biden, cuma günü Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Beyaz Saray’ın açıklamasına göre Washington yönetimi, Hamas’ın Gazze’de tuttuğu esirleri serbest bırakmasına ilişkin müzakerelerde ilerleme kaydedilmesi yönündeki umudunu ifade etti.

CNN ağına konuşan bir ABD’li yetkili, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns’un; İsrail dış istihbarat servisi Mossad’ın Başkanı David Barnea, Mısır İstihbarat Servisi Başkanı Abbas Kamil ve Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile pazar günü Paris’teki toplantıya katıldığını söyledi.

El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nden araştırmacı Dr. Said Ukkaşe’ye göre toplantı, geçici de olsa sükunete ulaşmak için baskı yapma girişimi çerçevesinde yapıldı. Şarku’l Avsat’a konuşan Ukkaşe, İsrail’in talepleri ile Hamas’ın istekleri arasındaki farkın, en azından şimdilik hızlı sonuç almayı zorlaştırdığını söyledi.

Ukkaşe, Hamas ‘büyük tavizler’ vermeden İsrail’in hemen ateşkes yapılmasına yanaşmayacağına dikkat çekmekle birlikte, özellikle Gazze Şeridi’ndeki rehinelerle bağlantılı büyük baskı kartlarına sahip olduğu için Hamas’ı şu anda hiçbir şeyin bu tavizleri vermeye zorlayamayacağını söyledi.

Öte yandan uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Tarık el-Berdisi, toplantıyı aktif tarafların bakış açılarını birbirine yakınlaştırma fırsatı olarak görüyor ve şu anda durumda köklü değişiklik yapabilecek tek gücün bir araya gelen taraflar olduğuna dikkat çekiyor.

El-Berdisi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, bu istişarelerin günlük olarak ancak daha düşük seviyelerde devam ettiğini ve bunların yüksek düzeyde tutulmasının uygulanabilir önerilere ulaşma ve İsrail ile Hamas arasında fikirleri yakınlaştırma olasılığını yansıttığını belirtti.

ABD’nin The New York Times gazetesi dün (Pazar) yaptığı bir haberde, ABD’li müzakerecilerin Paris toplantısında, üzerinde tartışılan çerçeveyi oluşturmak üzere, İsrail ve Hamas’ın esirlerin serbest bırakılması hususundaki önerilerini kapsayan olası bir anlaşmanın taslağını hazırladıklarını kaydetti. Gazeteye göre taslak, önümüzdeki iki hafta içinde çatışmada dönüm noktasına yol açacak fiili bir anlaşmanın imzalanması ile sonuçlanabilir.

İsrail ve Hamas arasındaki taleplerin ortak bir paydada buluşamaması sebebiyle son zamanlarda arabuluculuk çabalarında birçok ‘aksaklık’ yaşandı. Tel Aviv, tam bir ateşkes olmadan Gazze’deki bütün ‘rehinelerin’ serbest bırakılmasını isterken, Hamas, rehinelerin serbest bırakılması için koşulsuz bir ateşkes talep ediyor.

Hamas liderlerinden İzzet er-Rişk, İsrail’in ‘rehinelerin Gazze’den güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlamak için savaşını durdurması’ gerektiğini söyledi. Rişk, basına verdiği demeçte ‘bu konudaki her türlü erteleme ve oyalamanın, İsrail’in kendi ordusunun eliyle ve askeri operasyonları nedeniyle ölümünü duyurduğu kişilerin sayısını artırmaktan başka bir işe yaramayacağını’ vurguladı.

ABD’nin The Wall Street Journal gazetesinin dünkü haberine göre Mısırlı yetkililer hem İsrail hem de Hamas’a, tüm İsrailli esirlerin serbest bırakılması karşılığında Gazze Şeridi’nde dört aylık ateşkes ilan edilmesini içeren yeni bir teklifte bulunulduğunu söylediler.

Teklif, İsrail’in çok sayıda Filistinli tutukluyu serbest bırakması ve yardımların artırılması karşılığında, acil tıbbi bakıma ihtiyaç duyan çocuklar, kadınlar ve yaşlılar da dahil olmak üzere İsrailli esirlerin serbest bırakılması için ilk aşama olarak, İsrail saldırılarının altı hafta süreyle durdurulmasını içeriyor.

ABD gazetesine göre yeni teklif, Hamas’ın, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları kesin olarak durduracak kapsamlı bir anlaşmaya varma olasılığına ilişkin uluslararası garantiler almasını da içeriyor. Teklifin ayrıntılarına bakıldığında, Mısır’ın geçen ay öne sürdüğü girişime oldukça benziyor.

Tarık el-Berdisi, ateşkese yönelik tüm girişimlerin detaylarında benzerlik olduğuna ve gerek Hamas gerek İsrail tarafının taleplerinin çıtasının yükselmesi çerçevesinde uygulanabilir bir vasata ulaşmak için zaman zaman değişiklikler yapıldığına dikkat çekti.

El-Ehram merkezinden bir uzman ise hiçbir tarafın feragat edemeyeceği ‘kırmızı çizgiler’ olduğuna dikkat çekiyor. Uzmana göre İsrail, esirlerin dosyasında ilerleme sağlanmadan ateşkesi kabul etmeyecektir. Hamas ise Gazze’deki siyasi varlığını garantiye almadan siyasi çözüme yönelik bir anlaşmayı kabul etmeyecektir. Dolayısıyla, çatışmanın iki tarafının farklı talepleri göz önüne alındığında, bir çözüme ulaşmak hala uzak görünüyor.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.