Şiddetin Sudan ve Güney Sudan sınırlarına geri dönmesinin nedenleri

Petrol zengini ve etnik açıdan gerginliklere sahne olan Abyei bölgesinde 52 kişi öldürüldü.

 Abyei sınır bölgesindeki Birleşmiş Milletler Geçici Güvenlik Gücü unsurları. (Birleşmiş Milletler)
Abyei sınır bölgesindeki Birleşmiş Milletler Geçici Güvenlik Gücü unsurları. (Birleşmiş Milletler)
TT

Şiddetin Sudan ve Güney Sudan sınırlarına geri dönmesinin nedenleri

 Abyei sınır bölgesindeki Birleşmiş Milletler Geçici Güvenlik Gücü unsurları. (Birleşmiş Milletler)
Abyei sınır bölgesindeki Birleşmiş Milletler Geçici Güvenlik Gücü unsurları. (Birleşmiş Milletler)

Güney Sudan ile Sudan arasında ihtilaflı olan petrol zengini Abyei bölgesinde onlarca kişinin öldürülmesi ve yaralanması, yıllar süren sakinliğin ardından sorunun tekrar gündeme gelmesine neden oldu. Abyei bölgesindeki yerel bir yetkili dün yaptığı açıklamada, kadın ve çocuklar da dahil 52 kişinin cumartesi günü Güney Sudan’ın Sudan sınırındaki saldırılarda öldürüldüğünü bildirdi. Saldırıların, 2021’den bu yana sınır anlaşmazlığıyla ilgili bir dizi saldırıyla bağlantılı olduğu kaydedildi.

Sudan’ın devrik lideri Ömer el-Beşir rejimi ile Sudan Halk Kurtuluş Hareketi lideri John Garang önderliğindeki isyancılar arasında 2005 yılında imzalanan Naivasha Barış Anlaşması, Abyei bölgesindeki sorunu çözememiş ve iki taraf, bölge için iki ülke yetkililerinden oluşan ortak bir yönetim kurulmasını öngören ayrı bir protokol imzalama konusunda mutabakata varmıştı. Abyei, Güney Sudan’ın ayrılmasından ve 2011’de bağımsız bir devletin kurulmasından önce Batı Kordofan eyaletinin parçasıydı ve burada Arap Misseriya kabileleri ve Ngok Dinka kabileleri yaşıyordu. Naivasha Anlaşması’nın imzalanmasından önce ve sonra Abyei, Arap kabileleri ile Dinkalar arasında silahlı çatışmalara tanık oldu. Halk Hareketi’nin (Güney Sudan’daki iktidar partisi) önde gelen siyasi liderleri Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada şunları söyledi:

“Saldırı güneye mensup bir etnik grup tarafından gerçekleştirildi ve bunun Sudan ile bölge konusundaki anlaşmazlıkla hiçbir ilgisi yok. Kasabaya yapılan saldırıda üçü bölgedeki Birleşmiş Milletler barışı koruma misyonunun (UNISFA) üyesi olmak üzere 52 kişi yaşamını yitirdi. Yaralı sayısı 65’i geçerken, bazılarının durumu ise ağır.”

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) 2011 yılında, iki ülke arasındaki ihtilaflı bölgede bulunan sivilleri korumak amacıyla UNISFA adı altında geçici bir güvenlik gücünden oluşan bir barışı koruma misyonu kurdu. Abyei bölgesi Güney Sudan ile Sudan arasında halen tartışmalı. Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında geçen yılın nisan ayı ortasında Hartum’da patlak veren savaş, iki ülkedeki üst düzey yetkililer arasında yeniden ortak idari otorite oluşturma olasılığının tartışıldığı görüşmeleri kesintiye uğratmıştı.

Yerel kaynaklar, Güney Sudan hükümetine karşı isyan eden Komutan Gai Machek milislerinin Abyei bölge ve köylerinde Ngok Dinka ile savaşmak için Twic kabilesiyle ittifak kurduğunu aktardı. Kaynaklar açıklamalarında “Bu milisler, Güney Sudan’a bağlı Birlik eyaletindeki hükümet güçlerinin bir parçasıydı ve Cuba’daki merkezi otoriteyle aynı fikirde değildi” ifadesine ter verdi. Tepkiler çerçevesinde Troyka ülkeleri ve Abyei’deki barış gücü de saldırıyı kınadı. Ayrıca acil soruşturma başlatılması ve faillerin adalet önüne çıkarılması çağrısında bulunuldu.

fwergeg
Sudan ve Güney Sudan arasındaki Abyei sınır bölgesindeki Birleşmiş Milletler Geçici Güvenlik Gücü unsurları. (Birleşmiş Milletler)

Abyei Kültür ve Enformasyon Bakanı Boulos Kog, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, idari yetkililerin akşam altıdan sabah altıya kadar sokağa çıkma yasağı ilan ederek sıkı güvenlik önlemleri aldığını söyledi. Bakan sözlerini şöyle sürdürdü:

Sivillerin yanı sıra kamplardaki (sel nedeniyle Birlik Eyaleti’nden ayrılan) Nuer kabilesine ait grupların korunmasına yönelik gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla Abyei’deki Birleşmiş Milletler Geçici Güvenlik Gücü (UNISFA) ile görüştük.

Kog, Güney Sudan Hükümeti Başbakan Yardımcısı Riek Machar ile Abyei Yönetimi başkanı arasında telefon görüşmesinin gerçekleştiğini söylerken, görüşmede ‘saldırının ardından bölgedeki durumun, yerinden edilmişlerin Nuer kabilesinden sınır dışı edilmesinin veya bölgede bir arada yaşamak için nüfus grupları arasında diyalog kurulmasına ilişkin sonraki düzenlemelerin’ ele alındığına dikkati çekti. Bakan, bölgeye sükunetin döndüğünü belirtirken, UNISFA güçlerinin ‘sivilleri korumak ve mülteci kamplarında yerinden edilenlerin maruz kalabileceği her türlü tacizi önlemek amacıyla’ askeri araçlarıyla bölgede devriye operasyonlarına başlayacağına ve polis güçlerinin de Abyei’de güvenliğin sağlanmasında üzerlerine düşen rolü oynayacağına dikkat çekti.

Diğer yandan Güney Sudan’ın Abyei Denetleme Komitesi, barışı koruma güçlerine ‘BMGK’nın yetkisi uyarınca sivillerin emniyetini ve güvenliğini sağlamaya yönelik çabaları yoğunlaştırma’ çağrısı yaptı.



Bağdat'ta İsrail saldırısının hayaleti dolaşıyor

Irak'taki İslami Direniş milisleri ( Arşiv)
Irak'taki İslami Direniş milisleri ( Arşiv)
TT

Bağdat'ta İsrail saldırısının hayaleti dolaşıyor

Irak'taki İslami Direniş milisleri ( Arşiv)
Irak'taki İslami Direniş milisleri ( Arşiv)

Partizan çevreler ülkeye hava saldırısı düzenlenmesine karşı ciddi uyarılarda bulunurken, büyük çaplı bir İsrail saldırısının hayaleti Bağdat'ın üzerinde dolaşıyor.

"Koordinasyon çerçevesine" yakın bir kaynak Şarku'l Avsat'a, "Şii partilerin tehdidin ciddiyetine dair endişeleri, onları başbakandan saldırıları önlemek için gerekeni yapmasını istemeye yöneltti" ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Iraklı silahlı grupların son zamanlarda gizlilik ve mahremiyet ortamında hareket ettiklerini ve askeri pozisyonlarının çoğunun kesin olarak değiştirildiğini” doğruladı.

Buna ilave olarak basın kaynakları, ülkenin "300 İsrail saldırısına" maruz kalma ihtimaline ilişkin "hükümet tahminleri" olarak ifade ettikleri alıntılara yer verdi.

Buna karşılık Irak Dışişleri Bakanlığı, Güvenlik Konseyi'ne yazdığı bir mektupta, "İsrail'in bu saldırgan davranışlarını durdurmak için uluslararası toplumun müdahalesinin" önemini vurguladı.

Uzman Gazi Faysal, Dışişleri Bakanlığı mesajının, ülkeyi olası bir İsrail saldırısından korumak isteyen "önleyici diplomasi" anlamına geldiğini söyledi.