Libya’nın devrik lideri Cumhurbaşkanı Muammer Kaddafi döneminin Askeri İstihbarat Direktörü Abdullah es-Senusi, 2011’deki 17 Şubat Devrimi sırasında protestocuların öldürüldüğü ve bastırıldığı operasyonlara katılımıyla ilgili mahkeme tarafından kendisine yöneltilen suçlamayı reddetti.
Senusi’nin avukatı Ahmed Neşad, müvekkilinin ilk kez pazartesi sabahı davanın uzun süre ertelenmesinin ardından kapalı bir televizyon dairesinde Trablus Temyiz Mahkemesi huzuruna çıktığını söyledi. Neşad’a göre Senusi, eylemcileri öldürmek de dahil olmak üzere 25’ten fazla suçlamayla suçlandı
Neşad, dört buçuk saat süren oturumun detayları hakkında Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Senusi, mahkeme tarafından kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddetti. Daha sonra savunması ile Senusi’nin tutukluluk koşullarını ve mevcut sağlık durumunu anlattığı konuşmasını dinledim.”
Eski rejimin en güçlü isimlerinden biri olarak kabul edilen Senusi (73 yaşında), 2011 yılında Kaddafi rejimini deviren 17 Şubat Devrimi sırasında ‘protestocuları bastırmak’ suçlamasıyla yargılanıyor.
Geçen yıl Trablus Temyiz Mahkemesi, Senusi ve Kaddafi’nin özel koruma şefi Mansur Dav’un duruşmasını, başkentteki Mitiga Cezaevi’nde bulunan Senusi’nin mahkeme karşısına çıkmasını kabul etmeyen Özel Caydırıcılık Gücü milislerinin reddi nedeniyle 13 kez başka bir tarihe erteledi.
Senusi’nin destekçileri, Özel Caydırıcılık Gücü komutanı Abdurrauf Kara’yı ‘Senusi’yi rehin tutmakla’ suçluyor ve bunu da gardiyanların ‘serbest bırakılması halinde popülerliğinden’ korkmalarına bağlıyor.
Neşad, mahkemeye müvekkilinin sağlık durumuyla ilgili bilgi vermesinin ardından daha önce sağlık kurulu tarafından onaylanan ‘sağlık nedeniyle tahliye kararına’ uyulmasını istedi. Avukat, duruşmanın öğleden sonraya ertelendiğini ve kalan sanıkların savunmalarının dinlenmesi için de davanın önümüzdeki şubat ayının 5’ine ertelendiğini belirtti.
Senusi, 2015 yılında 17 Şubat Devrimi göstericilerini bastırdığı suçlamasıyla idam cezasına çarptırılmıştı. Ancak 2019’un sonunda başkent Trablus’taki bir mahkeme, Ebu Salim Hapishanesi davasında diğer sanıklarla birlikte benzer bir karardan onu beraat ettirdi. Daha sonra ülkenin Yüksek Mahkemesi, yaklaşık bir yıl önce kararı bozdu ve davayı yeni bir ceza dairesine sevk etti.
Albay Senusi, Kaddafi’nin ikinci eşi Safiyye Farkaş’ın kardeşiyle evli. 42 yıl sonra sona eren saltanatı boyunca Kaddafi’ye çok yakın olan çemberin içerisinde yer aldı. Ancak nihayetinde kendisini, milislerin pençesinde buldu.
Senusilerin mensubu olduğu Magariha kabilesi, onun davasında yaşanan dikkate değer gelişmeye sevindi. Kabilenin ileri gelenlerinden Şeyh Harun Erhuma, geçen pazar günü Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Mahkeme, babamız Abdullah’ı 17 Şubat davası kapsamında dinledi. Gençlerin öldürülmesiyle ilgili konuşmalara gelince, kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddetti” dedi.
Ailesi ve kabilesine göre Senusi’nin sağlığı kötü durumda. Şeyh Harun da bunu doğrulayarak, “Senusi, kalp hastalığı karaciğer kanserinden mustarip. Sorumluluk, Dibeybe hükümetinde. Başına kötü bir şey gelirse farklı bir tavrımız olur” ifadelerini kullandı.
Şeyh Harun, “Gelecek haftaki oturumu bekleyeceğiz. Abdullah’la ilgili güzel bir haber duyarsak memnun oluruz. Duymazsak da bir eylem daha yaparız” dedi ancak daha fazla ayrıntı vermedi.
Kabilesine mensup olan kişi sayısının yarım milyonu aştığını belirten Şeyh şu ifadeleri kullandı:
Güneyde kontrolümüz altında olan ve ayaklarımızın altından geçen su hatları ile birlikte petrol ve gaz kuyuları var. O zaman bir cevabımız olacak. Ülkenin batısında petrol ve su yok. Önümüzdeki hafta başka bir konuşma ve eylem yapacağız.
Kadadfa (Kazazife) kabilesinin bir ileri geleni, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Caydırıcılık Gücü’nün Senusi’nin mahkeme huzuruna çıkmasına izin vermemesinin, hapsedilmesine dair gerçek geçmişin bilinmemesinden kaynaklandığını söyledi. “Neydiler, nasıl oldular bilmiyorlar. Hastalığına ve 2022’de ailesinin yokluğunda kalp stent ameliyatı geçirmesine rağmen onu taciz ediyorlar” ifadesini kullandı.
2022 yılının sonunda geçici Ulusal Birlik Hükümeti’nin Adalet Bakanı Halime Abdurrahman, Mansur Dav’un sağlık durumu nedeniyle serbest bırakılmasını emretti. Ancak Dav’un hapishaneden çıkmasına izin verilmedi.
Halime, geçen yıl bitmeden önce bir açıklama yaparak sessizliğini bozdu. Ülkedeki insan hakları durumu hakkında kısaca konuştu. Ayrıca kendi bakanlığına bağlı olmayan ve başka taraflarca kontrol edilen cezaevlerinin varlığını kabul etti.
Dav, Kaddafi’yi korumakla görevli güvenlik şefi olarak görev yapıyordu ve aynı zamanda Halk Muhafızları’nın da başkanıydı. 20 Ekim 2011’de Sirte’de yakalanmış, ardından Misrata kentinde gözaltına alınmıştı. Yargı süreci sonunda idam cezasına çarptırıldı ancak cezası infaz edilmedi.