ABD Libya masasında Hafter kartını oynuyor

Hafter, siyasi süreci ilerletmenin ve orduyu birleştirmenin yollarını tartışmak üzere Norland liderliğindeki ABD heyetiyle arabuluculuk yapıyor (Libya Silahlı Kuvvetleri Facebook sayfası)
Hafter, siyasi süreci ilerletmenin ve orduyu birleştirmenin yollarını tartışmak üzere Norland liderliğindeki ABD heyetiyle arabuluculuk yapıyor (Libya Silahlı Kuvvetleri Facebook sayfası)
TT

ABD Libya masasında Hafter kartını oynuyor

Hafter, siyasi süreci ilerletmenin ve orduyu birleştirmenin yollarını tartışmak üzere Norland liderliğindeki ABD heyetiyle arabuluculuk yapıyor (Libya Silahlı Kuvvetleri Facebook sayfası)
Hafter, siyasi süreci ilerletmenin ve orduyu birleştirmenin yollarını tartışmak üzere Norland liderliğindeki ABD heyetiyle arabuluculuk yapıyor (Libya Silahlı Kuvvetleri Facebook sayfası)

ABD'nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland önderliğinde başlayan yeni diplomatik hareketlilik ülke gündeminde. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Josh Harris Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Halife Hafter ve Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ile bir araya gelen Norland’ın görüşmelerin ardından Trablus’a geçtiğini açıkladı.

Norland, Trablus’ta Libya Merkez Bankası Başkanı Sayın Sıddık el-Kebir, Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Ulusal Petrol Kurum Başkanı Ferhat Bin Kıdara, Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ve Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy ile bir araya geldi.

Diplomatik hareketlilik

ABD büyükelçiliği, X hesabında, “ABD heyeti, Hafter ile ülke yaklaşan belediye seçimlerine hazırlanırken Libyalıların temsilcilerini özgürce seçebilmeleri için uygun bir ortam sağlamak üzere Bathiliy'nin tüm taraflardan kurumsal paydaşları ve Libyalı liderleri bir araya getirme çabalarını desteklemenin önemini tartıştı” ifadelerine yer verdi.

Büyükelçilik, ABD heyetinin Hafter ile yaptığı görüşmede ABD'nin Derne ve doğuda Daniel Kasırgası'ndan etkilenen diğer bölgelerdeki askeri yapının birleştirilmesi ve bölgenin yeniden inşası çabalarına verdiği desteği dile getirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, mevcut Elçi Norland'ın yerine Amerika'nın Libya'daki Olağanüstü Büyükelçi ve Özel Elçisi pozisyonuna diplomat Jennifer Gavito'yu aday gösterdiğini duyurdu. Washington’un siyasi sürecin atardamarına kan pompalamak için Libya'daki gündemini değiştirip değiştirmediği veya bunların Libya'nın Afrika kıtasına bakan güney kanadında Rusya yayılmacılığı tehdidi altındaki çıkarlarını korumak amacıyla Hafter'ı siyasi olarak güçlendirmeye yönelik adımlar mı olduğu merak ediliyor.

Pusulanın yeniden belirlenmesi

Eski diplomat Muhammed el-Misbahi, ABD’nin son hamlelerini hızlı olarak nitelendirdi. Bunun, bilhassa Batili'nin Libya krizinden çıkış yolunu bulamaması sonrasında uzun süredir durgunluk içinde olan siyasi süreci kurtarmak amacıyla kaydedildiğini açıkladı.

Misbahi, Independent Arabia'ya verdiği röportajda, Bathiliy'nin çağrıda bulunduğu beşli masanın başarısız olmasının öncelikle Batı Libya (Devlet Konseyi, Başkanlık Konseyi ve UBH) ile Doğu Libya (Hafter ve Temsilciler Meclisi) arasındaki dengesizlikten kaynaklandığını söyledi. Aynı zamanda, “Bu, Bathiliy'nin girişiminin beş partili bir masadan daha dengeli altı partili bir masaya dönüştürülmesi yönünde Parlamento tarafından atanan Usame Hammad hükümetinin varlığını şart koşan Hafter tarafından reddedildi. Bu durum ABD’yi ilk aşamada krize dahil olan siyasi ve askeri partiler arasındaki safları uzlaştırmak için BM’den ayrı çalışarak bu pusulayı düzeltmeye yöneltti” ifadelerini kullandı.

Bilhassa Misrata'da Dibeybe hükümetini reddeden bir hareketin ortaya çıkması ardından ABD’nin siyasi hareketi yeniden canlandırmayı amaçladığını söyleyen Misbahi, 30'dan fazla belediyenin Doğu'daki Başbakan ve Temsilciler Meclisi Başkanı Danışmanı ile görüşmek üzere Bingazi'ye gittiğini ifade etti. Tüm bu göstergelerin belediye seçimleri öncesinde kaydedildiğini, batı kutbunda Hafter'ın kontrolü altındaki Doğu kutbu lehine bir dengesizliğin varlığını doğruladıklarını belirtti.

Yeni destekçiler

Misbahi, bu gelişmelerin, daha önce Libya'nın doğusunda terörü yenme becerisini ve Derne'yi yeniden inşa etme becerisini kanıtlamış olan Hafter'ın gözüne girmek amacıyla ABD hareketini doğuya yönelteceği yönündeki endişesini gizlemedi. Derne’deki felaketten etkilenenlerin yararına ilk konut binasının hazır olması bunu kanıtlamıştı. ABD büyükelçiliğinden gelen teyitlere göre, bu durum ABD heyetini Libya ordusunun yeniden inşası ve birleştirilmesi konularını başka taraflar olmadan tartışmak üzere Hafter’ı seçmeye yöneltti.

Misbahi, ABD’nin Hafter'ın siyasi açıdan güçlendirilmesini hedeflediğini, zirâ Hafter'ın Rusya'nın şu an diğer Afrika ülkelerine doğru genişlemeye çalıştığı bölgeler olan doğuyu ve güneyi kontrol ettiğini bildirdi. Bu durumun Beyaz Saray'ı, Hafter liderliğinde yeni destekçiler kazanmak dahil olmak üzere Libya dosyasındaki kartlarını yeniden düzenlemeye sevk ettiğini, zirâ Libya’nın bu ülkeye yönelmeye başlayan Rusların, Türkiye'nin ve Çin'in de ilgi odağı olduğunu vurguladı. Bunların Washington'un gündemini etkileyen faktörler olduğuna da dikkat çekti.

ABD’nin attığı adımlar

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Libya uzmanı Ferec Dardur, Libya krizinden çıkış yolu bulmanın ABD için bir öncelik olmadığını, zira son hamlelerinin yalnızca Hafter'i siyasi olarak güçlendirmeyi amaçladığını ileri sürdü. 2019'da Trablus'u işgal izni vermesinin bunun en büyük kanıtı olabileceğini, bunun daha önce eski ABD Başkanı Donald Trump'ın danışmanı John Bolton tarafından da belgelendiğini belirtti. Dardur, ABD’nin son adımlarını, Hafter'i siyasi sürecin başına getirmeye yönelik diplomatik manevralar olarak değerlendirdi.

Bu konuda Moskova ile Washington arasında gizli bir anlaşmanın bulunduğunu söyleyen Dardur, belki de Hafter'ın kontrol ettiği coğrafyada Rusların varlığının Libya konusunda Rus-ABD çatışmasının kızıştığının en büyük kanıtı olduğunu bildirdi.

Rusya'nın Amerikan gündeminin Libya'da ne istediğini çok iyi bildiğini belirten Dardur, bu nedenle Halife Hafter'e güvenlik desteği vermesine rağmen siyasi olarak eski müttefiki Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi'yi desteklediğini ifade etti. Moskova'nın bu hamlelerinin ABD'ye veya müttefiki Avrupa'ya tehdit oluşturmadığını, Wagner Grubu'nun Başkan Joe Biden yönetimi tarafından terör örgütü kapsamına alınmasının iki ülke arasındaki dolaylı anlaşmanın siyasi örtüsü sayıldığını da ekledi.

ABD’nin batı bölgesindeki hükümete baskı uygulamaya devam ettiğini, siyasi süreci ilerletme çerçevesinde taviz üzerine taviz istediğini ifade eden Dardur, öte yandan Amerikalılarla her görüşme sonrasında daha aktif olduğu kaydedilen Hafter'a herhangi bir şart getirilmediğini belirtti. Tüm bunların ABD’nin Hafter’ı siyasi düzeyde pekiştirme arzusunun göstergeleri olduğunu da ekledi.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.