Bathiliy, Trablus’ta silahlı milis liderleriyle yapacağı görüşmeyle neyi hedefliyor?

Bathiliy’nin Mareşal Halife Hafter ile görüşmesinden bir fotoğraf (BM)
Bathiliy’nin Mareşal Halife Hafter ile görüşmesinden bir fotoğraf (BM)
TT

Bathiliy, Trablus’ta silahlı milis liderleriyle yapacağı görüşmeyle neyi hedefliyor?

Bathiliy’nin Mareşal Halife Hafter ile görüşmesinden bir fotoğraf (BM)
Bathiliy’nin Mareşal Halife Hafter ile görüşmesinden bir fotoğraf (BM)

Birleşmiş Milletler (BM) Libya Temsilcisi Abdullah Bathiliy, geçtiğimiz günlerde Batı Libya’daki güvenlik ve askeri makamlardan 20’den fazla temsilciyle Trablus’ta bir araya geldi. BM misyonunun açıklamasına göre bu toplantılar, Batili’nin ülkedeki zorlu siyasi krizin çözümüne yönelik çabalara tüm aktörleri dahil etme çabası çerçevesinde gerçekleşti. Bazı politikacılar ve analistler, BM temsilcisinin, ana güçleri müzakere masasında bir araya getirme girişiminin sekteye uğramasının ardından ülke genelinde silahlı kuvvetlerin rolüne güvendiğini söylerken, bazıları da toplantının ordu ve güvenlik liderlerinin taleplerinin dinlenmesi çerçevesinde gerçekleştiğini belirtti.

FOTO: BM Libya temsilcisi, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı ile görüşmesi sırasında (Birlik Hükümeti)
 BM Libya temsilcisi, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı ile görüşmesi sırasında (Birlik Hükümeti)

Libya Temsilciler Meclisi üyesi Hasan ez-Zerka, Bathiliy’nin silahlı kuvvetlerin ülkenin doğu ve batısındaki rolüne dayanan ilk öneriyi kabul etti. Bathiliy’nin yaklaşık 3 ay önce başlattığı girişimde kayda değer bir başarı elde edemediğini söyledi. Girişim, seçimlerin yapılmasını engelleyen sorunların çözümüne ulaşmasını sağlamak için, Başkanlık Konseyi, Temsilciler Meclisi, Yüksek Konsey, geçici Birlik Hükümeti ve Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı çağrısıyla ortaya koyulmuştu. Bu bağlamda Zerka, Bathiliy’nin batı bölgesinin liderleriyle yaptığı görüşmeden bir gün sonra, güçleri doğu ve güneyi kontrol eden Ulusal Ordu Komutanı Mareşal Halife Hafter ile de bir toplantı yaptığına dikkat çekti.

Hasan ez-Zerka, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bathiliy, ülkenin doğusundaki ve batısındaki silahlı kuvvetlere güveniyor ve seçim yapılmasının önünü açacak bir anlaşmaya varmak amacıyla aralarında koordinasyon sağlamaya çalışıyor. Önümüzdeki günlerde sunulabilecek, Temsilciler Meclisi, Yüksek Konsey ve yürütme yetkisi için yarışan iki hükümetin rolünün marjinalleştirileceği, belki de bir kenara bırakılacağı yeni bir girişim çerçevesinde olabilirler. Bathiliy’nin bu yaklaşımı, Temsilciler Meclisi’nin geçen Ekim ayında onayladığı seçim yasalarının yeniden tartışılmasını amaçlayan herhangi bir müzakereye girmeyi reddetmekte ısrar etmesinden sonra büyük ölçüde güçlendi. Bu tavır, ABD’nin özel elçisi ve Libya büyükelçisi Richard Norland’a da iletildi” ifadelerini kullandı.

Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, Norland ile Bingazi’de yaptığı son görüşmede, herhangi bir yeni diyaloğun yalnızca seçim sürecini organize eden ve denetleyen birleşik bir hükümet oluşturmaya odaklanması gerektiğini vurguladı.

FOTO: Bingazi’de Mareşal Hafter, Bathiliy ve Akile Salih arasındaki önceki görüşmeden bir fotoğraf (Ulusal Ordu)
Bingazi’de Mareşal Hafter, Bathiliy ve Akile Salih arasındaki önceki görüşmeden bir fotoğraf (Ulusal Ordu)

Öte yandan Libya Temsilciler Meclisi üyesi Ali et-Takbali, “Batı Libya’daki askeri ve güvenlik liderleriyle yapılan toplantının amacı, ister krizi çözmek için yeni bir yol açmak olsun, ister sadece onların taleplerini dinlemek olsun, aynı. Bu, Siyasi krizin çözümüne daha fazla engel ekliyor” dedi.

Batı bölgesi liderlerinden bazı katılımcılar, mevcut siyasi durumu tartışmak amacıyla Bathiliy ile görüşme daveti gönderenin misyon olduğunu belirtse de Takbali, geçici Birlik Hükümeti’nin başkanı Abdulhamid Dibeybe’nin, kendisine yakın bazı silahlı liderlerin arkasında olmasının ve liderlerin bu toplantıyı gerçekleştirmek için aceleci davranması dolayısıyla misyonun diyaloğu ihmal etmesinden şikayetçi olmasının mümkün olduğunu söyledi. Ali et-Takbali, Dibeybe ile parlamento arasında siyasi rekabet olduğunu, Salih ve Hafter’in Dibeybe’nin beşli masa toplantılarına katılmasını reddettiğini ve bazılarının yerel medyaya yaptığı açıklamalara göre bu oluşumların liderlerinin taleplerinin o masaya katılacak bir temsilcinin bulunması yönünde yoğunlaştığını söyledi.

Takbali, Bathiliy’nin performansları çok eleştirilen silahlı oluşumların bazı liderleriyle görüşmesinin, varlıklarını meşrulaştırmaya yönelik yeni bir girişimden başka bir şey olmadığını düşünen, arenadaki birçok sese destek verdi. Şarku’l Avsat’a konuşan Ali et-Takbali, “Bu liderlerin asıl hedefi müzakere masasına katılmakla sınırlı değil, daha ziyade nüfuzlarını güvence altına almak ve herhangi bir siyasi çözüme ulaşılması halinde onlara zarar vermemektir” dedi.

Libya Ulusal Buluşma Partisi kurucu organı başkanı Esad Zahyou, “BM misyonunun yeni büyük tarafları müzakere masasına dahil etme düşüncesi, yalnızca bunlara ulaşmanın imkansızlaşmasıyla sonuçlanacaktır” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan Zahyou, “Bu oluşumların liderlerinin, girişimin gerçekleşmesiyle ortaya çıkacak sonuçları veya yeni bir siyasi öneriyi onaylaması artık çok zor” şeklinde konuştu.

Öte yandan Küresel Girişim araştırmacılarından Celal el-Harşavi, “Bathiliy, hala beş ana tarafı veya onların temsilcilerini batı başkentlerinden birinde bir araya getirmeye çalışırken, aynı zamanda diğer gruplarla diyalog kurmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı. Harşavi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Bathiliy, özellikle Batı Libya’daki Dibeybe ile uyumlu olmayan hareketlerle diyaloga girmek istiyor” dedi.

Aynı şekilde Libyalı araştırmacı ve yazar Abdullah el-Kebir, Bathiliy’in seçim hazırlıklarında ülke genelindeki silahlı kuvvetlere güvenebileceği ihtimalini reddetti. Kebir, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Misyonun yeni bir yaklaşımı olabilir. Yalnızca 2014 veya daha önceki seçim yasasına uygun olarak yasama seçimlerinin yapılması yeterlidir. Misyon, söz konusu silahlı kuvvetlerin bu yol ve seçim sürecinin güvence altına alınmasına katılım olasılıkları hakkında görüşlerini almaya çalışabilir” dedi. Abdullah el-Kebir ayrıca, “Oluşum liderleriyle yapılan toplantının, misyonun sivil aktivistler ve parti liderleri de dahil olmak üzere birçok tarafla yapmaya devam ettiği bir dizi toplantının parçası olması muhtemeldir” şeklinde konuştu.



İki video Suriye Adalet Bakanı'nın görevden alınması çağrılarına yol açtı

Videolardan birinde el-Veysi olayı cep telefonuyla kaydederken görülüyor, ikinci videoda ise infaz kararını okuyor. (Getty Images)
Videolardan birinde el-Veysi olayı cep telefonuyla kaydederken görülüyor, ikinci videoda ise infaz kararını okuyor. (Getty Images)
TT

İki video Suriye Adalet Bakanı'nın görevden alınması çağrılarına yol açtı

Videolardan birinde el-Veysi olayı cep telefonuyla kaydederken görülüyor, ikinci videoda ise infaz kararını okuyor. (Getty Images)
Videolardan birinde el-Veysi olayı cep telefonuyla kaydederken görülüyor, ikinci videoda ise infaz kararını okuyor. (Getty Images)

İnsan hakları örgütleri, Suriye’deki yeni yönetimin Adalet Bakanı Şadi el-Veysi'nin 2015 yılında internette dolaşan iki videoda iki kadının infazı sırasında hazır bulunduğunun görülmesi üzerine Suriye'nin yeni yetkililerini soruşturma yapmaya çağırdı.

Son günlerde iki video sosyal medya kullanıcıları tarafından yaygın bir şekilde paylaşıldı. Bu videolardan birinde, silahlı adamlar fuhuş yapmakla suçlanan peçeli bir kadından sokak ortasında diz çökmesini istiyor, ardından içlerinden biri kadını başından vurarak öldürüyor.

Ölüm cezası

Diğer videoda ise silahlı bir kişi, fuhuş suçlamasıyla hakkında ölüm kararı verilen bir kadını infaz kararı okunduktan sonra başından vuruyor.

İlk videoda el-Veysi'nin olayı cep telefonuyla çektiği görülürken, ikinci videoda el-Veysi'nin infaz kararını okuması ağır eleştirilere ve görevden alınması çağrılarına yol açtı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Direktörü Rami Abdurrahman, el-Veysi'nin söz konusu iki videoda yer aldığını doğruladı. Abdurrahman, el-Veysi'nin o dönemde, ertesi yıl El Kaide'den ayrıldığını ve adını Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) olarak değiştirdiğini açıklayan Nusra Cephesi'nin şeriat yargıcı olduğunu söyledi.

Muhalif gruplar

HTŞ, Aralık 2024'te Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesine yol açan muhalif saldırıya liderlik etmişti.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre  el-Veysi'nin videoda yer almasıyla ilgili sorusuna yeni Suriye yönetiminden bir kaynak ‘şu anda yorum yapılamayacağını’ söyledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika araştırmacısı Hibe Zeydan, el-Veysi'nin iki kadının sahada infaz edilmesinde açıkça yer almasının ‘hesap verebilirlik ve adaletle ilgili karmaşık soruları gündeme getirdiğini’ söyledi ve ‘şeffaf ve bağımsız bir soruşturmanın kritik önemde olduğunu’ bildirdi. Zeydan, iki videonun yayınlanmasına rağmen el-Veysi'nin hükümetteki rolünün devam etmesinin ‘yönetimin adalet ve hesap verebilirlik konusundaki kararlılığı hakkında rahatsız edici bir mesaj verdiğini’ belirtti.

HTŞ ve El Kaide

HTŞ yıllar önce El Kaide ile bağlarını koparmış olsa da birçok Suriyeli, yetkililerin çeşitli Suriyeli bileşenlere ve uluslararası topluma yönelik güven verici mesajlarına rağmen, grubun bileşenleri dışlayan ve kadınların rolünü marjinalleştiren katı bir dini rejim kurma yolunda ilerlediğinden endişe ediyor.

Suriye Adalet ve Hesap Verebilirlik Merkezi (SJAC) Direktörü, el-Veysi'nin görevden alınması çağrısında bulunarak, adalet bakanı olarak atanmasını bir ‘skandal’ olarak nitelendirdi. “Bu, Suriye'deki ve ötesindeki herkese en kötü mesajı gönderiyor. Bunlar sadece iki video ve işler aslında bundan daha kötü olabilir” diyen SJAC Direktörü, benzer olayların Suriye'deki yeni yönetimin ‘gerçek bir geçiş dönemi adaleti sürecine girmekten’ kaçınmasına yol açabileceğine dair korkularını dile getirdi.

Suriyelilerin öfkesi

Beşşar Esed'in 8 Aralık 2024'te devrilmesinin ardından Şam'ı ziyaret eden uluslararası delegeler, ülkedeki siyasi sürecin kapsayıcı olmasının ve sivil haklar ile temel özgürlüklere saygı gösterilmesinin önemini yineledi.

Her iki video da sosyal medyada Suriyeliler arasında öfkeye yol açtı.

Feminist aktivist Ruveyde Kenan Facebook hesabında şunları yazdı: “Şu anda ihtiyaç duyulan şey Adalet Bakanı Şadi el-Veysi'nin görevden alınmasıdır. Çünkü kendisi Suriye'nin, Suriyelilerin ve Suriyeli kadınların geleceği için bir felakettir.”