Lübnan: Meclis Başkanı Berri Beşli Komite Büyükelçileri ile buluştuhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4827566-l%C3%BCbnan-meclis-ba%C5%9Fkan%C4%B1-berri-be%C5%9Fli-komite-b%C3%BCy%C3%BCkel%C3%A7ileri-ile-bulu%C5%9Ftu
Lübnan: Meclis Başkanı Berri Beşli Komite Büyükelçileri ile buluştu
Berri, Beşli Komite büyükelçileri ile bir araya geldi (Şarku’l Avsat)
Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, Beşli Komite’ye üye ülkelerin (ABD, Fransa, Suudi Arabistan, Katar ve Mısır) büyükelçilerine siyasi kapılarını açık bıraktı. Berri, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapabilmek için parlamentodaki blok başkanlarıyla bir araya gelerek, çözümden yana olduğunu dile getirdi. Bu bağlamda Berri, “Cumhurbaşkanlığı koltuğundaki boşluk devam ederken, Lübnan’ı boş bırakmak gibi bir niyetimiz yok” dedi.
Meclis Başkanı Berri’nin Suudi Arabistan Büyükelçisi Velid el-Buhari, Katar Büyükelçisi Suud bin Abdurrahman bin Faysal Al Sani, Mısır Büyükelçisi Alaa Musa, Fransa Büyükelçisi Herve Magro ve ABD Büyükelçisi Lisa Johnson ile bir araya geldi.
Toplantıyı izleyen kaynaklara göre Berri, Gazze Şeridi’nde devam eden savaşın Lübnan Cumhurbaşkanlığı krizinin çözümüne vesile olacağını vurguladı. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Berri’nin tavrının cumhurbaşkanlığı seçimlerini Gazze savaşından ve Güney Lübnan’daki cepheden ayırmanın gerekliliği konusunda Beşli Komite büyükelçileriyle bir buluşma noktası oluşturduğunu söyledi.
Siyasi kaynaklara göre büyükelçiler, Berri’ye, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kolaylaştırmak için destek verme konusunda güvence verdiler.
Kaynaklar, büyükelçilerin, Fransa Cumhurbaşkanı’nın Lübnan Özel Elçisi Jean-Yves Le Drian’ın son Lübnan ziyareti sırasında vardığı üçüncü başkanlık seçeneğinden bahsetmediğini belirtti. Ayrıca cumhurbaşkanlığı için hiçbir adayın isminin veto edilmemesinin veya belirli bir adayı desteklemenin altını çizdiklerini söyledi.
Öte yandan Meclis Başkanı Berri de herhangi bir adayın ismini öne sürmekten kaçınırken, aynı kaynaklara göre parlamento blokları arasında varılan ve Genelkurmay Başkanı Joseph Avn’ın görev süresinin uzatılmasına yol açan mutabakata değindi. Ayrıca cumhurbaşkanının seçimini kolaylaştırmak için bu yasanın genişletilmesi gerektiği çağrısında bulundu.
Kaynaklar, büyükelçilerin cumhurbaşkanının seçilmesi için uygun bir ortam oluşturmak amacıyla parlamento blokları arasında iletişim gerekliliğine dikkati çektiğini söyledi.
Ancak İsrail-Lübnan sınırındaki çatışmalarda istikrarsız bir durum mevcut. Bu çerçevede Berri, Lübnan’ın İsrail’in ülke topraklarının bir kısmını işgal ederek ve kara, deniz ve hava yoluyla hava sahasını ihlal etmeye devam ederek uymadığı 1701 sayılı kararın uygulanmasına bağlı olduğunu dile getirdi.
İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5134335-i%CC%87srail-filistin-y%C3%B6netimi-liderlerinin-hareketlerine-y%C3%B6nelik-k%C4%B1s%C4%B1tlamalar%C4%B1
İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
İsrail, sahada gerilimin arttığı ya da Filistin Yönetimi'nin çeşitli siyasi kazanımlar elde etmeye çalıştığı dönemlerde yıllardır sürdürdüğü bir politikanın parçası olarak Filistinli yetkililerin iç ve dış hareketlerini kısıtlamaya geri döndü.
Gazze savaşının başlamasından bu yana İsrail bu yaklaşımını yoğunlaştırdı. İsrail makamları dün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'daki Ramallah ve Nablus vilayetlerinde bir dizi kasaba ve köyü ziyaret etmesini engelledi.
Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.
Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.
Abbas'ın seyahatinin engellenmesi
Geçtiğimiz günlerde İsrail, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Suriye'ye yapacağı ziyarete hazırlık amacıyla Ürdün'e gitmesini de engellemeye çalıştı. Ancak yoğun çabaların ve çeşitli tarafların temaslarının ardından Abbas, İsrail'in oyalamasının ardından Ürdün'e karayoluyla gitmek zorunda kaldı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Bazı yetkililer son dakikaya kadar ve birden fazla kez Abbas'ın hava yoluyla seyahat edeceğini teyit etmeye çalıştı, ancak sonunda yıllardır nadiren gerçekleşen bir şey olarak Abbas karayoluyla gitti.
İsrail'in bu kısıtlamasının, Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye'yi ziyaret etme ve İsrail'in halen ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ülkesinin topraklarına saldırdığı Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera ile görüşme niyetinden mi yoksa Filistin'in ‘iki devletli çözüm’ çerçevesinde bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması için başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ve Suudi Arabistan'la koordinasyon içinde hareket etmesinden mi kaynaklandığı bilinmiyor.
Elbette bu tutum İsrail hükümetini ve Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kızdırdı ve Fransa'nın çabalarına ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına saldıran açıklamalar yapmasına neden oldu.
Sessiz kalmak
Filistin hükümeti Mustafa'nın Batı Şeria'daki bazı kasabaları ziyaret etmesinin engellenmesi konusunda sessiz kalırken, Filistin Devlet Başkanlığı da Suriye ziyareti öncesinde Başkan Abbas'a karşı İsrail tarafından yapılan girişimler konusunda sessiz kaldı.
İsrail askerleri askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarında (İsrail ordusu)
İsrail'de hiçbir resmi kurum İsrail'in attığı bu adımlar hakkında yorum yapmazken, bazı medya kuruluşları Netanyahu hükümetinden resmi bir yorum almaksızın Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye ziyaretini engelleme girişimlerini haber yaptı.
Gözlemciler, Filistinli yetkililerin hareketlerine getirilen bu kısıtlamanın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria şehirlerine uyguladığı siyasi ve fiziki kuşatma çerçevesinde gerçekleştiğini düşünüyor.
Geçtiğimiz birkaç ay içinde Batı Şeria bir dizi yoğun askeri operasyona maruz kaldı. İsrail ordusu gece gündüz baskınlar düzenliyor, daha fazla kontrol noktası kuruyor, bölge sakinlerine yaptırımlar uyguluyor ve bir bölgeden diğerine veya bir vilayetten diğerine hareketlerini kısıtlıyor. İsrail polisi çeşitli yollarda konuşlanmış durumda ve Filistinlilere hiç de azımsanmayacak miktarlarda trafik cezaları uyguluyor.
Batı Şeria'nın coğrafi yapısının değiştirilmesi
İsrail askeri operasyonları üç aydır ağırlıklı olarak Cenin Mülteci Kampı’nda, aynı süre zarfında Tulkerim Mülteci Kampı’nda ve yaklaşık 70 gündür Tulkerim vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’nda yoğunlaştı. Bu operasyonlar, ‘silahlı terörizmin yuvası’ olarak tanımlanan bu kampların coğrafi yapısını değiştirmeye yönelik olarak evleri buldozerle yıkmayı ve yeni yollar inşa etmeyi içeriyor.
Söz konusu operasyonlar, yaklaşık 18 aydır acımasız bir savaşa maruz kalan Gazze Şeridi'nde yaşananların bir tekrarı olarak on binlerce Filistinlinin bu kamplardan göç etmesine neden oldu. Diğer vilayetlerdeki köyler, kasabalar ve kamplar da her gün daha fazla yerleşim karakolu kuran, yerleşim yolları inşa eden, Filistinli çiftçilere ait ekipmanlara el koyan ve onlara saldırarak aralarında çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalıyor.
Batı Şeria'nın El Halil kentinde Yahudi yerleşimine bakan bir tepede yürüyen Filistinli adam, 3 Nisan 2025. (AFP)
İsrailli yerleşimciler dün sabah Nablus'un doğusundaki Beyt Decen köyünde bir elektrik hattını uzatmak için çalışırken Filistinlilerin ekipmanlarına ve üç kamyona el koydu. Başka bir grup yerleşimci de Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde mahsulleri sulamak için kullanılan su pompalarını çaldı.
Filistinlilere göre yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların çoğu İsrail ordusunun koruması altında gerçekleştiriliyor. Bu durum, Tel Aviv'de yerleşimi ve yerleşimcileri teşvik eden Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanların yer aldığı aşırı sağcı hükümet altında bu tür saldırıları meşrulaştırarak İsrail'de açık ve net bir yaklaşım değişikliğine işaret ediyor.