Tunus: 5 bin Afrikalı düzensiz göçmen ve kaçakçı yakalandı

Tunus’ta yakalanan Afrikalı düzensiz göçmenlerden 34 ruhsatsız tüfek ve mühimmat ele geçirildi

 Bugüne kadar binlerce Afrikalı göçmen ve yüzlerce düzensiz Tunuslu göçmen gözaltına alındı (Tunus medya arşivleri)
Bugüne kadar binlerce Afrikalı göçmen ve yüzlerce düzensiz Tunuslu göçmen gözaltına alındı (Tunus medya arşivleri)
TT

Tunus: 5 bin Afrikalı düzensiz göçmen ve kaçakçı yakalandı

 Bugüne kadar binlerce Afrikalı göçmen ve yüzlerce düzensiz Tunuslu göçmen gözaltına alındı (Tunus medya arşivleri)
Bugüne kadar binlerce Afrikalı göçmen ve yüzlerce düzensiz Tunuslu göçmen gözaltına alındı (Tunus medya arşivleri)

Tunus Ulusal Koruma Genel Müdürlüğü, kuruma bağlı özel kuvvetlerin yüzlerce ruhsatsız av tüfeği ve mühimmat ele geçirdiğini açıkladı. Aynı kaynaklar, ele geçirilenler arasında 18 adet 12 kalibre av tüfeği, 16 adet ruhsatsız ateşli silah ve bu silahlara ait 242 adet fişekten oluşan kaçak mühimmatın da olduğunu ifade ettiler.

ebthrb
Yasadışı av tüfekleri, mühimmat ve kaçak malzemelere el konulması (Tunus medya arşivi)

Bu operasyonlar, 11 yıl önce Arap solcu avukat ve aktivist Şükrü Belaid'e yüzlerce avukatın huzurunda suikast düzenlemekle suçlananların yargılanması için Tunus’taki suikast ve terör dosyalarının yeniden açılması ile aynı zamana denk geliyor. İnsan hakları aktivistleri ve gözlemciler. Tunus Barosu Başkanı Hatem el-Mezyu, önde gelen bazı siyasetçiler ve medya mensupları, bu kritik davada karar vermenin ülkenin ulusal güvenliğinin geleceğine etkileri olacağına inanıyorlardı.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, son 11 yılda defalarca ertelenen terör ve suikast davaları, özellikle de avukat Şükrü Belaid, milletvekili Muhammed Brahmi ve onlarca askeri güvenlik personelinin öldürülmesi davalarının sonuçlanacağını vaat etti. Aralarında Ensar eş-Şeria, Fas el-Kaidesi ve DEAŞ’ın da bulunduğu aşırı Selefi örgütler daha önce bu suikastlara katılmakla suçlanmıştı.

Afrikalı göçmen kaçakçılığı

Öte yandan Ulusal Koruma Genel Müdürlüğü, özel kuvvetlerinin, Sahra altı Afrika ülkelerinden gelen aralarında bulunduğu Tunuslu ve Arapların da bulunduğu 5 binden fazla Afrikalı düzensiz göçmene yönelik yüzlerce kaçakçılık operasyonunu gerçekleştirdiğini açıkladı.

ngtrynt
Yasadışı av tüfeklerine el konulması (Tunus medya arşivi)

Kara ve deniz sınırlarını yasadışı yollardan geçmeye çalışan kaçakçı gruplarını ve binlerce kişiyi de gözaltına aldı.

Tunus Ulusal Koruma Genel Müdürlüğü'nün yeni bir haberine göre, özel güvenlik güçleri, bir haftalık sürede kara ve deniz yoluyla kaçakçılık faaliyetlerine katılmaya hazırlanan 5 binden fazla Tunuslu ve Afrikalıyı gözaltına aldı. Bu çerçevede, Tunus güvenlik güçleri kara sınırını gizlice geçmeye çalışan 193 kişiyi ve insan kaçakçılığı yapan çetelerin kurbanları ile kara kapılarından ülkeye giriş ve çıkışlarda yasal prosedürlere uymamakla suçlananlar arasında yer alan Sahra altı Afrika ülkelerinin 2 bin 943 vatandaşını gözaltına aldı.

Aynı zamanda Şarku’l Avsat’a açıklama yapan Ulusal Koruma Genel Müdürlüğü'ne bağlı resmi kaynaklar, kaçakçılık ve düzensiz göçle mücadele konusunda uzmanlaşmış Ulusal Deniz Muhafızları'na bağlı güvenlik güçlerinin, “ölüm tekneleri” olarak bilinen teknelerle 99 gizli kaçışı engellemeyi başardığını bildirdi. Bu bağlamda, Ulusal Koruma güçleri, 405'i Tunuslu ve 2 bin 64'ü çeşitli Sahra altı Afrika ülkelerinden olmak üzere, deniz yoluyla Avrupa'ya düzensiz yollarla göç etmeye hazırlanan 2 bin 469 kişiyi yakaladı.

170 kaçakçılık operasyonu

Öte yandan Tunus güvenlik kaynakları, Tunus Ulusal Muhafızlarına bağlı güçlerin bir hafta içinde karadan ve denizden 170 farklı uyuşturucu, mal ve para kaçakçılığı operasyonu gerçekleştirdiğini açıkladı. Ele geçirilen kaçak malların toplam mali değerinin yaklaşık 7 milyon Tunus dinarı yani iki buçuk milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.

Aynı kaynaklar, "kamu hakları davalarında" soruşturulanlar arasında, her türden uyuşturucuyu teşvik etmekle suçlanan onlarca kişi de dahil olmak üzere, çeşitli suçlardan yaklaşık 2 bin 915 sanığı tutuklandığını ifade ettiler.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in ulusal güvenlik, yolsuzluk, kaçakçılık, terör ve organize suçlarla mücadele konularındaki emirlerini uygulayan Tunus güvenlik güçleri, yasadışı uyuşturucu kaçakçılığıyla ve bunun özellikle okul ve üniversitelerin yakınında gençler arasında yaygınlaştırılmasıyla mücadele etmek için yakın zamanda operasyonlarını yoğunlaştırdı.



Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde artık bir tampon bölge yok

Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
TT

Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde artık bir tampon bölge yok

Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)

Halil Musa

İsrail ordusu, ‘ileri savunma cephesi’ kurmak amacıyla Suriye'nin işgal altındaki toprakları Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgede askeri üsler kurmaya devam ediyor. Bu üsler, tampon bölgenin ötesine geçerek Golan Tepeleri’nin doğusundaki Suriye topraklarının derinliklerindeki köylere kadar ilerliyor.

Söz konusu askeri üsler, Şeyh Dağı'nın (Hermon Dağı) kuzeyinden batıya doğru Dera'nın batı kırsalındaki Yermuk Havzası’na kadar uzanan Suriye-Ürdün-İsrail sınır üçgeninde yer alıyor.

İsrail'in 8 Aralık 2024 tarihinden bu yana Suriye’de işgal ettiği toprakların yüzölçümü 500 kilometrekareyi aşarak Golan Tepeleri’nin yarısı kadar bir alana ulaştı.

En büyük ve stratejik açıdan en önemli üs, deniz seviyesinden 2 bin 814 metre yüksekliğindeki Şeyh Dağı'nın zirvesinde yer almakta ve başkent Şam’a, Lübnan'ın Bekaa Vadisi’ne ve İsrail’in kuzeyine hâkim bir konumda.

İsrail ordusu, bu üssü Suriye ordusunun geçen yılın sonunda Esed Beşşar rejiminin düşüşüyle birlikte çekilmeden önce kullandığı yerlerde kurdu.

Üs, 1974 yılında İsrail ile Suriye arasında imzalanan Ayrışma Anlaşması ile kurulan tampon bölgenin dışında yer alıyor.

Her sabah Şam'da

Birkaç ay önce üssü ziyaret eden İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın her sabah Şam'daki başkanlık sarayında gözlerini açtığında İsrail Savunma Ordusu'nun onu Şeyh Dağı'nın tepesinden izlediğini ve bizim burada, Suriye’nin güneyindeki tüm güvenlik bölgesinde Golan Tepeleri ve Celile halkını onun tehditlerinden korumak için bulunduğumuzu hatırlayacak” ifadelerini kullandı.

İsrail’in söz konusu askeri üslerinde, İsrail ordusunun üç tugayı konuşlu. Bu tugaylar 210. Bölgesel Bashan Tümeni'ne bağlı. İsrail, Şeyh Dağı'nın eteklerinden Dera’nın batı kırsalındaki Hamma bölgesine (Yermuk Nehri havzası) kadar uzanan 70 kilometre uzunluğundaki tampon bölge boyunca 10'dan fazla askeri üs kurdu.

Üsler, Cibata el-Haşeb, el-Hamidiye, Kuneytra, Kahtaniye, Tel Kuna, Tel el-Ahmer eş-Şarki ve Tel el-Ahmer el-Garbi köylerine kuruldu.

jı8uk

İndependent Arabia’ya konuşan kaynaklar, İsrail ordusunun şu anda Kenitra kırsalındaki Kudna kasabası yakınlarındaki Tel Ahmer’in doğusunda bir askeri üs inşa ettiğini ve bu üssün Tel Ahmer'in batısındaki başka bir askeri üsse ekleneceğini söyledi.

İsrail ordusu, bu askeri üslerin yakınlarındaki evleri yıkıyor. Son haftalarda, Kuneytra kırsalında yer alan Hamidiye köyünde 16 evi yıktı.

İsrail ordusu, Dera’nın batı kırsalında güvenlik ve askeri operasyonlar yürütmek üzere Mariye beldesi yakınlarında bir askeri üs kurdu.

İsrail, bu üsleri kurarak ordusunun bölge üzerindeki kontrolünü güçlendirmeyi ve iki taraf arasındaki ‘çatışmayı önleme anlaşmasına’ aykırı olarak Suriye'nin güneyinde yeni bir gerçeklik oluşturmayı hedefliyor.

Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF), Kuneytra’daki başlıca karargahı ve Nebe el-Fevvar köyündeki başka bir karargahı ile Şeyh Dağı eteklerindeki diğer karargahları aracılığıyla tampon bölgede çalışmalarını sürdürüyor.

Dişleri olmayan bir ülke Suriye

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Suriye’nin Golan Tepeleri’nde kontrol ettiği bölge, bin 800 kilometre karelik yüzölçümüyle Suriye'nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde birini oluşturuyor. İsrail 1967 yılında Golan Tepeleri’nin bin 160 kilometre karelik kısmını ele geçirmişti. Son aylarda ise kontrolünü 500 kilometre karelik bir alana daha genişletti.

İsrail ordusu bu üsler aracılığıyla kuzeyde Şeyh Dağı'ndan güneyde sınır üçgenine kadar uzanan onlarca Suriye köyüne baskınlar ve aramalar düzenleyerek, ‘terörizmin altyapı tesisleri’ olarak adlandırdığı yerleri hedef alıyor ve ‘kuzey cephesinden gelebilecek tehditleri önlemek’ için askeri faaliyetlerde bulunuyor.

İsrail ordusu, birkaç gün önce ‘Suriye'nin güneybatısındaki Ummu el-Lahs ve Ayn el-Bustali bölgelerinde İran'a bağlı dört silahlı kişiyi’ tutukladığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, ‘İsrail'in kuzey sınırlarının güvenliğini sağlamak için tampon bölgede ve ona yakın birkaç ek noktada faaliyet gösterildiği’ belirtilirken nerelerde konuşlandığına değinmekten kaçındı.

Suriyeli kaynaklara göre İsrail ordusu birkaç hafta önce bu köylerde, özellikle de Yermuk Havzası'nda bulunan Dera ilinin batı kırsalında ve Kuneytra kırsalında nüfus ve sosyal araştırmalarını tamamladı.

İsrail ordusu, Suriye'nin güneyindeki güvenlik bölgesinin silahsız ve tehditlerden arındırılmış olmasını sağlamak amacıyla Suriye'de süresiz olarak kalmaya hazır olduğunun altını çizdi.

Suriyeli stratejist Fayez el-Esmer, “İsrail, Beşşar Esed rejiminin düşüşünü fırsat bilerek Suriye'yi dişsiz ve pençesiz hale getirmeye ve Golan Tepeleri’ndeki kontrol alanını genişletmeye çalışıyor” yorumunda bulundu.

Tel Aviv'in bunun durumun perde arkasında Ayrışma Anlaşması dışında yeni bir anlaşma dayatmak istediğini düşünen Esmer, “Bu anlaşma, Tel Aviv'e tampon bölgede erken uyarı istasyonları kurma ve güvenliğini sağlama bahanesiyle bölgeye ABD askerleri konuşlandırma imkanı verecek” dedi.

Suriyeli stratejist, İsrail’in Ahmed eş-Şara liderliğindeki yeni Suriye yönetimine güvenmediği için tıpkı 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'e düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu gibi bu kez Suriye topraklarından yeni bir saldırı düzenlenmesinden çekindiğini söyledi.

1974 tarihli Ayrışma Anlaşması’nın çöküşü

Stratejist Anan Vehbi ise İsrail'in bu üsler aracılığıyla güvenlik tehditlerine karşı önleyici saldırılar düzenlemeye dayanan yeni çatışma kuralları dayatmak istediğini düşünüyor. Bu yeni üslerin çatışmanın devam etmesini sağlamak, ancak büyük bir savaşa değil, düşük yoğunluklu bir çatışmaya yol açmak amacıyla kurulduğunu söyleyen Vehbi, “İsrail ordusunun bu bölgelerden çekilmesini imkânsız görüyorum, çünkü Tel Aviv bu bölgelerden hareketle Suriye'nin güneybatısının tamamında güvenlik hakimiyeti kurmak istiyor” değerlendirmesinde bulundu.

8ı
Netanyahu, Golan Tepeleri konusunda Ayrışma Anlaşması’nın çöktüğünü açıkladı (Reuters)

Öte yandan Suriye Dışişleri Bakanlığı, Tel Aviv'in Şam ile ilişkilerin ‘normalleştirilmesi’ konusundaki ilgisini dile getirmesinin ardından, Suriye'nin 1974 yılında İsrail ile imzalanan Ayrışma Anlaşması’na geri dönmek için ABD ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı.

Suriyeli yetkililer, İsrail'in Suriye'nin askeri cephaneliğine yüzlerce hava saldırısı düzenlemesi ve Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra ülkenin güneyine girmesinin ardından ‘tansiyonu düşürmek için’ İsrail ile dolaylı müzakereler yürüttüğünü kabul etti.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suriye ve İsrail'in ABD'nin arabuluculuğunda ‘sınırlarında sükuneti yeniden tesis etmeyi amaçlayan’ ciddi görüşmeler yaptığını doğruladı.

Suriye'den resmi bir kaynak ise ‘İsrail ile barış anlaşması imzalanacağına dair açıklamalar yapmak için zamanlamanın doğru olmadığını, ancak Tel Aviv'in 1974 tarihli anlaşmaya tam olarak uyması ve işgal ettiği bölgelerden çekilmesi halinde yeni anlaşmaların müzakere edilebileceğinden söz edilebileceğini’ söyledi.