Babu’l Mendeb’de silahlı korumaya sahip İran ve Çin gemileri temkinli bir şekilde yol alıyor

(Şarku'l Avsat)
(Şarku'l Avsat)
TT

Babu’l Mendeb’de silahlı korumaya sahip İran ve Çin gemileri temkinli bir şekilde yol alıyor

(Şarku'l Avsat)
(Şarku'l Avsat)

İran’a ait Gülsan isimli kargo gemisi dün sabah stratejik Babu’l Mendeb Boğazı'ndan geçerken, Şarku’l Avsat’a konuşan Cibuti Sahil Güvenliği, durumu sakin ve son derece temkinli olarak nitelendirdi. Çin kargo gemisi Lanhai 1, Umman Denizi'ne doğru hayati önem taşıyan koridordan geçerken görüldü. Gemide koruma amaçlı silahlı adamların bulunduğu beyan edilirken, bu, ticari gemilerin Kızıldeniz'de haftalar önce Husi saldırılarının başlamasından bu yana aldığı önlemlerden biri.

Kızıldeniz'in diğer tarafında ise İran destekli Husiler İngiliz ve ABD gemisine iki füze saldırısı düzenlediğini duyurdu. Küresel ticaretin atardamarı olarak temsil edilen uluslararası koridorda, Gülsan ismiyle seyreden bir gemi dışında, ticari gemi ve tankerler neredeyse yok.

Cibuti Sahil Güvenlik üyeleri Salı günü Bab’ul Mendeb Boğazı’nda (Abdulhadi Habtur)
Cibuti Sahil Güvenlik üyeleri Salı günü Bab’ul Mendeb Boğazı’nda (Abdulhadi Habtur)

Cibuti Sahil Güvenlik Komutanı İss Ömer Bakri, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, son dönemde Babu’l Mendeb'den geçen çok sayıda gemiye yardım ve güvenlik hizmeti sağladıklarını söyledi. Yakın zamanda yayınlanacak röportajında Bakri, Kızıldeniz saldırılarında zarar gören bazı gemilerin Cibuti'de muhafaza edildikten sonra güvenli bir şekilde yolculuklarına devam ettiğini aktardı.

Yemen ve Cibuti devletleri arasında Asya ve Afrika yakasında paylaşılan Babu’l Mendeb Boğazı, dünyanın en önemli deniz yollarından biri olmasının yanı sıra savaş ve çatışma zamanlarında önemli bir kartı temsil ediyor.

Boğaz aynı zamanda Asya ile Avrupa arasındaki ticaret alışverişinin de omurgası. Küresel nakliye ve ticaretin yaklaşık yüzde 10'u buradan geçiyor. Babu’l Mendeb, enerji kaynaklarının geçişi açısından Malakka ve Hürmüz Boğazı'ndan sonra üçüncü sırada yer alıyor.

Şarku’l Avsat, Husilerin uluslararası gemiciliğe yönelik Kızıldeniz'de yaşanan gerginliği nedeniyle Babu’l Mendeb Boğazı'na batıdan en yakın noktaya ulaşan ilk ve tek medya kuruluşu oldu.

Yolculuğun başlangıcı

sabahın erken saatlerinde limana doğru giderken yanından geçtiğimiz başkent Cibuti'nin en eski tarihi camisi Hamoudi Camii'nin hoparlörlerinden sabah namazı için okunan ezanın sesi duyuldu. Sıcaklık ise 24 derece idi.

Varış ve tüm hazırlıkların tamamlanmasının ardından, 3 bin beygir gücünde iki motor saat tam altıda doğrudan Babu’l Mendeb'e doğru devriye görevi yapmak üzere denize açılmaya başladı. Yolculuk, 26 deniz mili hızla, gidiş-dönüş yaklaşık üç saat sürüyor. Bu süre zarfında 12 deniz milinden fazla yol kat ediliyor.

Onlarca ticari gemi ve tanker Cibuti limanları boyunca dağılmış durumda, bunlardan bazıları Asya'dan gelen malları boşaltıyor, diğerleri ise güvenlik nedeniyle Cibuti'de durmaya karar verdi. Bu, Husi saldırılarına maruz kalma korkusuyla, gerilimin azalması ve belki de saldırıların bir an önce durması umuduyla atılmış bir adım.

Babu’l Mendeb Boğazı'ndan yılda 21 binden fazla gemi, yani günde 57 gemi geçiyor. Günde 6 milyon varilden fazla ham petrol, yani dünyada deniz yoluyla taşınan petrolün yüzde 9'u geçiyor.

Yaklaşık yarım saat sonra konaklanacak pek çok yerin bulunduğu turistik Maskali adasının yanından geçtik ve karşımızda Mousa Adası var. Ticari gemilere yönelik deniz işaretleri de Cibuti limanlarına gelen gemilere ve tankerlere rehberlik etmek için birçok yöne yayılmış durumda.

Obuk Limanı, Cibuti bazı teknelerin yüklerini boşalttığı görülüyor (Şarku’l Avsat)
Obuk Limanı, Cibuti bazı teknelerin yüklerini boşalttığı görülüyor (Şarku’l Avsat)

Obuk Limanı Cibuti

Babu’l Mendeb’e giderken sahil kenti Obuk Limanı’nda durduk. Mallarını boşaltan orta boy gemiler vardı. Mokha ve diğerleri gibi yakınlardaki Yemen limanlarından geliyor olabileceğini öğrendik. Bu yarı yıpranmış teknelerle yolculuk genellikle deniz yoluyla yaklaşık dört saat sürüyor.

Yemen karasularına yakınlığı nedeniyle kaçakçıların önce Yemen'e, ardından Suudi Arabistan Krallığı'na yönelik yasa dışı göç operasyonlarında istismar etmesi nedeniyle Cibuti Sahil Güvenlik devriyeleri bu bölgedeki operasyonlarını yoğunlaştırıyor.

Cibuti Sahil Güvenlik'e göre Babu’l Mendeb devriyeleri genellikle Abakh limanından hareket ediyor. Sahil Güvenlik, bölgeye yakınlığı nedeniyle kaçakçılık operasyonlarını izliyor veya talep eden ticari gemilere yardım sağlıyor.

Ticari gemilerdeki silahlı adamlar

Babu’l Mendeb’e giderken Cibuti Sahil Güvenlik görevlileri çok uzakta olmayan küçük bir tekne gördü. Tam alarm ve hazırlıklı olduklarını bildirdiler ve kaçakçı ya da korsan olma ihtimaline karşı herhangi bir acil durumla başa çıkmak için gerekli tüm düzenlemeleri yaptılar.

Sahil Güvenlik ekiplerinin yaptığı incelemede teknenin, ruhsat sahibi Yemenli ve Cibuti balıkçılara ait olduğu ve bu nedenle çalışmalarına huzur içinde devam etmelerine izin verildiği belirtildi. Balıkçıların tamamı Afarca konuşuyor.

Birkaç mil sonra, üç küçük tekne daha görüldü. Sahil Güvenlik, teknelerin balıkçılara ait olduğunu ve bu tehlikeli bölgede faaliyet gösterdikleri konusunda herhangi bir korku bulunmadığını anladı.

Durdurulan teknelerden biri (Şarku’l Avsat)
Durdurulan teknelerden biri (Şarku’l Avsat)

Babu’l Mendeb’e ait iki kıyı

Babu’l Mendeb'in eteklerinde solda bir dağ belirdi. Atmosfer sakindi ve ufukta gemi yoktu daha sonra uzaktan uluslararası koridorda seyreden dev bir gemi belirdi.

Babu’l Mendeb'in batı yakasındaki manzara, Husilerin ABD ve İngiliz gemilerinin yanı sıra ticari gemileri ve uluslararası gemileri de hedef alarak ateşlediği Yemen kıyısının doğu yakasında yaşananlardan farklı olarak sakin görünüyor.

Babu’l Mendeb'in batı yakasından geçebileceğimiz son nokta Yemen'in Mayon adasıydı, sis o kadar yoğundu ki Yemen adasının manzarasını engelliyordu. Ancak mesafe çok uzak değil ve yol arkadaşlarımızın ifadesine göre hava açıksa Yemen ana karasındaki dağlar görülebiliyor.



HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.


Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.