Tunus yargısı Beleyid suikastı sanıklarını dinlemeye devam ediyor

Mahkeme, devlet güvenliğine karşı komplo davasında tutukluları serbest bırakmayı reddetti.

2013’te suikasta uğrayan Şükrü Beleyid ve Muhammed el-Brahmi (Şarku’l Avsat)
2013’te suikasta uğrayan Şükrü Beleyid ve Muhammed el-Brahmi (Şarku’l Avsat)
TT

Tunus yargısı Beleyid suikastı sanıklarını dinlemeye devam ediyor

2013’te suikasta uğrayan Şükrü Beleyid ve Muhammed el-Brahmi (Şarku’l Avsat)
2013’te suikasta uğrayan Şükrü Beleyid ve Muhammed el-Brahmi (Şarku’l Avsat)

Nahda Hareketi liderleri, 6 Şubat 2013’te suikasta uğrayan sol görüşlü lider Şükrü Beleyid davasında sanıkların yargılanmasına ilişkin gelişmelere dair Tunus ve uluslararası kamuoyunun bilgilendirilmesi talebinde bulundu. Liderler, davaya tam bir şeffaflık kazandırmak için yargıya duruşmaların canlı yayınlanmasını önerdi. Ayrıca yıllar süren engellemelerin ardından Beleyid’in katillerinin yargılanmasının başlamasından duyduğu memnuniyeti ve suikastla ilgili tüm gerçeği ve onu çevreleyen gizemi ortaya çıkarma konusundaki istekliliğini dile getirdi.

Şükrü Beleyid’in savunma ekibinden Abdunnasır el-Aouini, sanıkların duruşmalarına cuma günü Tunus Asliye Mahkemesi’nde devam edileceğini duyurdu. Aouini, sanıklar aleyhindeki ön kararın yakında açıklanmasını ve Tunus yargısının dava dosyasını çözmedeki yavaşlığı konusundaki tartışmanın bir kısmının sona ermesini bekliyor. Bazı insan hakları savunucuları, yargılama süresinin uzun olacağını belirtirken, bu davayı çevreleyen birçok karmaşıklık ve hukuki boyutun siyasi boyutla karıştırıldığı göz önüne alındığında, davanın birkaç ay daha devam edeceğini söyledi.

Sanıkların ilk duruşmaları, Beleyid suikastının 11. yıldönümü vesilesiyle, suikastla ilgili gerçeğin tam olarak ortaya çıkarılması, yargıyı engellemeye çalışanlar ve bu suikastı gerçekleştirenlerin ifşa edilmesi yönündeki siyasi ve insan hakları baskıları ortasında geçtiğimiz salı günü başladı. Savunma heyetinin, Nahda Hareketi’nin liderlerine yönelik, ‘Tunus’ta siyasi sahnede liderlik yaptıkları dönemde meydana gelen suikastın arkasında oldukları ve siyasi ve ahlaki olarak sorumluluğu taşıdıkları’ yönündeki suçlamalara atıf yapıldı.

2013 yılında suikasta uğrayan Şükri Beleyid ve Muhammed Brahim’nin savunma ekibi, Nahda Hareketi liderlerini, saldırıya katılımları daha sonra kanıtlanmış olan aşırılıkçı unsurlar tarafından gerçekleştirilen suikastın arkasında olmakla suçluyor. Ekip, bir basın toplantısında, Nahda Hareketi’nin suikast sırasında Tunus’taki güvenlik sistemi üzerindeki kontrolüne dikkati çekerken, Tunus İçişleri Bakanlığı’nda suikast delillerinin yer aldığı bir karanlık odadan ve hareketin reddettiği bir paralel güvenlik birimi kurulduğundan söz etti.

Aynı şekilde perşembe günü, Tunus Temyiz Mahkemesi, ‘devlet güvenliğine karşı komplo’ olarak bilinen dosyada gözaltına alınanların serbest bırakılmasına yönelik tüm talepleri reddetme kararı aldı. Tutuklanan sanıklar listesinde, tanınmış bir iş adamı, siyasi liderler, siyasi aktivistler ve bazı avukatlar yer alıyor.

Nahda, hareketin lideri Raşid el-Gannuşi hakkında verilen yargı kararını kınadı (DPA)
Nahda, hareketin lideri Raşid el-Gannuşi hakkında verilen yargı kararını kınadı (DPA)

Nahda Hareketi Yürütme Ofisi, Nahda Hareketi’nin dış fonlar almasıyla ilgili bir dava çerçevesinde, hareketin lideri Raşid el-Gannuşi ve eski Tunus Dışişleri Bakanı Refik Abdusselam hakkında verilen yargı kararını kınamıştı. İki yetkili, üç yıl hapis cezasına ve para cezasına çarptırıldılar.

Öte yandan Nahda Hareketi, Tunus’ta muhalefetin çalışmalarını geliştirmeyi amaçlayan girişimlere desteğini ifade etti ve siyasi muhalif Ahmed Necib eş-Şabi liderliğindeki Ulusal Kurtuluş Cephesi’ne olan bağlılığını hatırlattı. Hareket, bunun siyasi çalışmaları için bir çerçeve oluşturduğunu vurgulayarak, muhalefet bileşenleri arasındaki işbirliği ve adil rekabetin kurallarını düzenleyen, farklılık hakkına saygıyı güvence altına alan, ortaklıklara değer veren, siyasi aktörlerin ‘kendi deyimiyle demokratik deneyime ve siyasi sınıfın kamuoyundaki imajına zarar verici’ olumsuz uygulamalara düşmesini önleyen bir tüzüğün oluşturulması yönündeki arzusunu dile getirdi.



Gazze savaşı: 7 binden fazla İsrail katliamı… bin 400 aile kayıtlardan silindi

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında yaralanan bir çocuk, Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi görüyor (EPA)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında yaralanan bir çocuk, Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi görüyor (EPA)
TT

Gazze savaşı: 7 binden fazla İsrail katliamı… bin 400 aile kayıtlardan silindi

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında yaralanan bir çocuk, Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi görüyor (EPA)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında yaralanan bir çocuk, Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi görüyor (EPA)

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, ‘işgal güçlerinin 7 Ekim 2023'ten bu ayın başına kadar Gazze Şeridi'ndeki Filistinli ailelere yönelik 7 bin 160 katliam gerçekleştirdiğini’ duyurdu.

Bakanlığın resmi Facebook hesabından yapılan paylaşımda, “İşgal güçleri aynı dönemde 5 bin 444 aile ferdinden oluşan yaklaşık bin 410 aileyi nüfus kayıtlarından tamamen sildi. Sadece bir kişinin hayatta kaldığı ailelerin sayısı 3 bin 463 iken bu ailelerdeki toplam vefat sayısı ise 7 bin 934” denildi.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, ‘İsrail katliamlarına maruz kalan ve birden fazla kişinin hayatta kaldığı ailelerin sayısı yaklaşık 2 bin 287. Bu ailelerin vefat eden fertlerinin sayısı ise 9 bin 577.’

Sağlık Bakanlığı, İsrail'in son 24 saat içinde Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 14 Filistinlinin hayatını kaybettiğini, 108 kişinin yaralandığını ve savaşta ölenlerin sayısının 44 bin 249 kişiye yükseldiğini açıkladı.

Bakanlık, savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana toplam yaralı sayısının 104 bin 746 kişiye yükseldiğini kaydetti.