Cezayir’den Hafter’e uyarı

Cezayir'den güney sınırında "gerginlik yaratılmasına" karşı uyarı

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, ordu ve güvenlik teşkilatı liderlerinin katılımıyla bir toplantıya başkanlık etti (Arşiv)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, ordu ve güvenlik teşkilatı liderlerinin katılımıyla bir toplantıya başkanlık etti (Arşiv)
TT

Cezayir’den Hafter’e uyarı

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, ordu ve güvenlik teşkilatı liderlerinin katılımıyla bir toplantıya başkanlık etti (Arşiv)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, ordu ve güvenlik teşkilatı liderlerinin katılımıyla bir toplantıya başkanlık etti (Arşiv)

Cezayir hükümetine yakın Ulusal Bina Hareketi lideri Abdulkadir bin Karine, Libya’yı kast ederek “ülkesinin güney sınırlarında "gerginlik yaratma girişimlerine karşı uyarıda bulundu ve bölgedeki Fransız nüfuzunun azalmasıyla oluşan boşluğu doldurmaya Cezayir’in hazır olduğunu” ifade etti.

Özellikle son yıllarda, Cezayir ile uzun sınırları paylaşan Mali ve Nijer, insan ve silah kaçakçılık ağları, radikal gruplar ve uyuşturucu kaçakçıları için bir sığınak haline geldi.

Ulusal Bina Hareketi'nin lideri Abdulkadir bin Karine, Fas sınırındaki Tilimsan şehrinde parti üyeleriyle yaptığı bir toplantıda, ülkesinin ve tüm Kuzey Afrika bölgesinin, "Mali ve Nijer ile sınırlarımızda, ayrıca Batı Libya'da gerginlik yaratmayı" amaçlayan "bir komploya maruz kaldığını belirtti. Karine, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Halife Hafter'i "Cezayir'e karşı savaş gündemini yerine getirmekle" suçlayarak sert şekilde uyardı.

Karine, Cezayir’in güney sınırlarında “gerginlik yaratma” çabalarının arkasında kimin olduğu ya da Hafter'in hangi güçlerle bağlantılı olduğunu açıkça belirtmese de Cezayir hükümetinin Halife Hafter ile kötü ilişkiler içinde olduğu, buna karşın Trablus merkezli Ulusal Birlik Hükümeti ile iyi ilişkiler sürdürdüğü biliniyor.

Hafter, 2021 yılında Cezayir’e “sınırlardan gelen terörle mücadele" bahanesiyle saldırı tehdidinde bulunmuştu. Buna karşılık, o zamanlar Libya sınırında bir askeri bölgeyi ziyaret eden Cezayir Genelkurmay Başkanı Korgeneral Said Şangariha, ülkesinin "herhangi bir tehdit veya korkutma politikasını kabul etmeyeceğini ve güvenliğine veya toprak bütünlüğüne yönelik herhangi bir girişime karşı sert ve kesin bir karşılık vereceğini" belirtmişti.

2019 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan Karine bu konuda şunlar söyledi: "Mali'de yaşananlar, Kızıldeniz'den Atlantik Okyanusu'na kadar tansiyonun yükselmesine ve Arap dünyası ile Sahel ülkelerinin karışıklık ve istikrarsızlık içine sürüklemesine neden olabilir. Cezayir, bu durumun Arap toplumumuz ve Afrika çevremizde engellenmesinde önemli bir role sahip; bu hem büyük bir sorumluluk hem de zorlu bir görev olmasına rağmen, kesinlikle gerekli ve mümkündür." Karine’nin Ulusal Bina Hareketi, Cumhurbaşkanı Tebbun'un liderliğindeki hükümette İstihdam ve Mesleki Eğitim bakanlıkları aracılığıyla temsil edilmekte.

Tebbun, Nisan 2023'te medyaya yaptığı açıklamalarında ülkesinin "Mali'deki istikrarsız durumdan en çok etkilenen ilk ülke olduğunu" vurgulamıştı. Bu açıklama, 2012'de ülkenin kuzeyinde, "Tevhid ve Cihad Cemaati" adlı radikal terör örgütü tarafından kaçırılan ve içlerinden ikisi öldürülen yedi Cezayirli diplomatın durumuna işaret ediyor.

Geçen ay, Mali'nin askeri yönetimi, 2014'te Cezayir aracılığıyla ayrılıkçı gruplarla yapılan "Barış ve Uzlaşma Anlaşması"nı iptal ettiğini duyurdu. Bu gelişme, Cezayir ve Mali arasındaki ilişkileri olumsuz yönde etkiledi.

Bu durum, Cezayir'in "düşmanca eylemlerde bulunmakla" ve "Mali'nin iç işlerine müdahale etmekle" suçlanmasına yol açtı. Bu suçlamalar, o dönemde Cumhurbaşkanı Tebbun'un, ülkenin kuzeyini kontrol eden Azavad örgütlerinin liderlerini ve Mali'nin askeri yönetimine karşı çıktığı bilinen din adamı Şeyh Mahmud Diko'yu kabul etmesiyle ilişkilendiriliyor.

Cezayir ile Mali arasındaki bu dikkat çekici ilişkiden birkaç gün önce, Tebbun, Mali ve Sahel'deki durum hakkında istişare etmek üzere üst düzey askeri, istihbarat ve polis yetkilileriyle bir araya geldi. Şarku'l Avsat'ın ulaştığı bilgiye göre bu toplantıda, "bölgede bize karşı düşmanca davranışlarda bulunan bir Arap kardeş ülke" olduğu iddiasında bulundu, ancak bu ülkenin kim olduğunu belirtilmedi.

Cezayir Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz kasım ayında, Mali'nin askeri liderliğinin, Moskova tarafından desteklenen Wagner milis gücünün yardımıyla kuzeydeki muhalif mevkilere saldırı düzenleyerek, Cezayir sınırına yakın önemli şehirlerden birini ele geçirmesi sonrasında büyük endişe duyduğunu dile getirmişti.



ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
TT

ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani'nin ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile telefonda kimyasal silahlar, yaptırımlar ve “İran'ın müdahalesi” konularını görüştüğünü bildirdi.

Bakanlığın açıklamasında eş Şeybani'nin, Şam'ın yaptırımların, özellikle de Sezar Yasası'nın kaldırılması için Washington ile birlikte çalışma arzusunu dile getirdiği belirtilerek, iki tarafın bu yasanın devam etmesinin “şirketlerin ve yatırımcıların uzun vadede Suriye'de ekonomik faaliyette bulunma kabiliyetlerini kısıtladığını” vurguladığı kaydedildi.

Açıklamada Rubio'nun, ABD yönetiminin, Başkan Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması yönündeki direktiflerini uygulamaya devam ettiği ve “önümüzdeki aylarda Sezar Yasası'nın yürürlükten kaldırılması için Kongre ile birlikte çalışacaklarını” söylediği aktarıldı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFPSuriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFP

Açıklamada, iki ülkenin katılımıyla kimyasal silahlar konusunda özel bir komite kurulması için tarafların ortak koordinasyon içinde hareket ettiği duyuruldu.

İran'la ilgili olarak Şam, “özellikle Tahran'a yönelik son saldırıların ardından İran'ın Suriye'nin iç işlerine karışma girişimleri” olarak tanımladığı durumdan duyduğu endişeyi dile getirirken, Washington da “mevcut meşguliyetlerine rağmen Tahran'ın Suriye'deki güç dengesini değiştirme arayışından vazgeçmeyeceği” uyarısında bulundu.

Suriye Dışişleri Bakanlığı'na göre iki bakan terörle mücadele dosyasını da ele aldı ve özellikle Şam'daki Mar Elias Kilisesi'ne yapılan son saldırıdan sonra DEAŞ'ın hala “gerçek bir tehdit oluşturduğunu” teyit etti.

Açıklamada, ABD tarafının DEAŞ'ın “şu anda Suriye hükümetine yönelik en büyük tehdit” olduğunu vurguladığı ve bu alanda istihbarat paylaşımı ve Suriye'nin kabiliyetlerinin geliştirilmesi konusundaki kararlılığını ifade ettiği ifade edildi.

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)

İki taraf ayrıca İsrail'in, Suriye'nin güneyine yönelik tekrarlanan saldırılarını da ele aldı ve eş Şaybani Suriye'nin 1974 tarihli Ayrılma Anlaşmasına geri dönmek için ABD ile işbirliği yapma arzusunu dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın açıklamadan aktardığına göre Rubio, “bölgenin tanık olabileceği en kötü şeyin Suriye'nin bölünmesi ya da iç savaşa dönmesi” olduğu uyarısında bulundu.

Rubio, ülkesinin Şam'daki büyükelçiliğini yeniden açma arzusunu dile getirerek, “iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasına yönelik somut değişimi teyit eden bir adım olarak” eş Şeybani'ye mümkün olan en kısa sürede Washington'u ziyaret etmesi için resmi davette bulundu.