Barış Anlaşması’nın Sina ve Refah'taki askeri faaliyetlere etkisi nedir?

İsrail'in D Bölgesi'ndeki büyük operasyon haberleri tartışmalara yol açtı.

Refah'ın daracık ara sokakları, çoğunlukla çadırlarda yaşamak zorunda kalan yerinden edilmiş kişilerle dolmuş durumda / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
Refah'ın daracık ara sokakları, çoğunlukla çadırlarda yaşamak zorunda kalan yerinden edilmiş kişilerle dolmuş durumda / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
TT

Barış Anlaşması’nın Sina ve Refah'taki askeri faaliyetlere etkisi nedir?

Refah'ın daracık ara sokakları, çoğunlukla çadırlarda yaşamak zorunda kalan yerinden edilmiş kişilerle dolmuş durumda / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
Refah'ın daracık ara sokakları, çoğunlukla çadırlarda yaşamak zorunda kalan yerinden edilmiş kişilerle dolmuş durumda / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia

Eski Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ve eski İsrail Başbakanı Menahem Begin, 26 Mart 1979'da ABD Başkanı Jimmy Carter'ın himayesinde Washington yakınlarındaki Camp David'de düzenlenen tarihi zirvede barış anlaşması imzaladılar. Anlaşmanın ikinci maddesinde, ‘nihai sınırlar’ içerisinde Sina ve Refah'taki askeri faaliyetler düzenlendi. Bu iki şehir 4 bölgeye ayrıldı: A, B, C ve D.

2021'de Mısır ve İsrail, barış anlaşmasında, Refah sınır bölgesinde (C Bölgesi) sınır muhafız kuvvetlerinin sayısını ve yeteneklerini artırarak Mısır ordusunun Refah'taki varlığını güçlendiren bir değişikliği duyurdu. Bu, Mısır ile İsrail arasındaki barış anlaşması sürecindeki ilk değişiklik oldu.

A Bölgesi doğuda Sina'daki Kırmızı Hat ile batıda ise Süveyş Kanalı ve Süveyş Körfezi'nin doğu kıyısı ile sınırlandı ve burada Mısır silahlı kuvvetleri bulunuyor. Bir piyade tümeni ve askeri teçhizatı mevcut. B Bölgesi ise doğudaki yeşil çizgi ile batıdaki kırmızı çizgi arasında uzanıyor. Bu bölgede hafif silah ve araçlarla donatılmış dört taburdan oluşan Mısır ‘sınır’ birimleri yer alıyor. Bölgedeki asayişi sivil polis sağlıyor.

C Bölgesi batıda Yeşil Hat'tan uluslararası sınıra ve doğuda Akabe Körfezi'ne kadar uzanıyor ve hafif silahlarla donanmış halde, Birleşmiş Milletler güçlerini ve Mısır sivil polisini kapsıyor.

D Bölgesi, doğuda Mavi Hat, batıda ise uluslararası sınırla bölünüyor. Dört piyade taburu ve bunların askeri teçhizatı, tahkimatları ile Birleşmiş Milletler gözlem kuvvetlerinden oluşan sınırlı bir İsrail kuvvetini içeriyor.

Mısırlı askeri uzman Tuğgeneral Semir Ragıb duruma dair şu açıklamada bulundu:

“Refah ve Sina'daki varlık, barış anlaşmasının güvenlik eki ve bu ekte yapılan son değişikliklere tabi. A ve B Bölgelerindeki kuvvet dağılımında herhangi bir değişiklik yapılmazken, C Bölgesindeki Mısır kuvvetlerinin sayısı zırhlı araçlarla birlikte, tek seferde 750 kişiye çıkarılacak şekilde artırıldı.”

Mısırlı askeri uzman, D Bölgesi ile ilgili olarak ‘Filistin'in Refah şehrinin doğusundan Eylat'a kadar iki buçuk kilometre uzandığını ve maksimum genişliği yalnızca yarım kilometreye ulaşan Philadelphia ( Selahaddin) Koridoru ile sınırlı olmadığını’ kaydetti.

Ragıb sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu, Refah'a göç eden Filistinlilerin çoğunun yoğunlaştığı bir bölge. İsrail'in bu bölgedeki silahlanması, sadece Gazze Şeridi sınırındaki 14 kilometre değil, Eylat'a kadar sınır boyunca uzanan dört bin asker ve subaydan oluşan hafif silahlı bir piyade taburunu kapsıyor. İsrail, Mısır'la koordinasyon ve anlaşma olmadan eğitim amaçlı bile olsa bu miktarı artıramaz, aksi takdirde barış anlaşmasının şartlarını ihlal etmiş olur."

Son zamanlarda İsrail, Philadelphia (Selahaddin) Koridoru’nun kontrolünü yeniden ele geçirme ve oraya askeri güç yerleştirme arzusundan bahsetti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre bu, Mısır tarafından reddedildi ve bir güvenlik kaynağı aracılığıyla "bu konuda iki ülke arasında koordinasyonun olduğu" iddiası defalarca reddedildi.



“Hizbullah çağrı cihazları” patlayıcı madde içeriyordu

Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
TT

“Hizbullah çağrı cihazları” patlayıcı madde içeriyordu

Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)

Lübnanlı yetkililerin dün (Salı) Hizbullah'a ait çağrı cihazlarının patlamasıyla ilgili yürüttüğü soruşturmadan elde edilen ilk verilerin, cihazların önceden programlandığını ve patlayıcı içerdiğini ortaya koyduğu belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre adının açıklanmaması kaydıyla konuşan kaynak, “Veriler, patlama yönteminin cihazların önceden programlandığını ve cihazın bataryası boyunca yerleştirilmiş patlayıcılar içerdiğini gösteriyor” dedi. Kaynak, soruşturmanın “henüz başlangıç aşamasında” olduğunu belirtti.

Lübnan'da dün meydana gelen ve Hizbullah'ın İsrail'i “tamamen sorumlu” tuttuğu eş zamanlı çağrı cihazı patlamalarında 12 kişi ölmüş, yaklaşık üç bin kişi yaralanmıştı.