Fransa Libya’da siyasi çözüm için devrede

Fransa Salih ve Tekale’yi bir araya getirmeye çalışıyor

Bathiliy’in (Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi) Fransa heyeti ile toplantısı
Bathiliy’in (Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi) Fransa heyeti ile toplantısı
TT

Fransa Libya’da siyasi çözüm için devrede

Bathiliy’in (Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi) Fransa heyeti ile toplantısı
Bathiliy’in (Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi) Fransa heyeti ile toplantısı

Libya'daki Trablus merkezli Ulusal Birlik Hükümeti (UBH), başkent Trablus'ta, Kaddafi rejiminin devrilmesinin 13. Yıldönümünde 17 Şubat Devrimi kutlamaları için hazırlıklarını sürdürüyor. Şarku’l Avsat’ın bildirdiğine göre, Meclis kaynakları Fransa'nın, Meclis Başkanı Akile Salih ile Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Tekale arasında bir toplantı düzenleme çabaları olduğunu belirtiliyor. Bu gelişme, Birleşmiş Milletler Misyonu Başkanı Abdoulaye Bathiliy ülkeyi "uzun süreli bir çatışma" riskine karşı uyardığı dönemin ardından geldi.

Kaynaklar, bu ayın sonunda Paris'te, ertelenen başkanlık ve parlamento seçimlerine yönelik düzenlemeler üzerine görüşmeleri devam ettirmek amacıyla Salih ve Tekale arasında bir toplantı düzenlenmesi için Fransa’nın girişimi olduğunu doğruladı. Ancak, "toplantının gündemi hakkında konuşmak için henüz erken olduğu ve konunun hala hazırlık ve müzakere aşamasında" olduğu belirtildi.

Bathiliy, Cumartesi akşamı Fransa Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Paul Soler ve Fransız Büyükelçi Mustafa Mihrac'ın katılımıyla gerçekleşen toplantıda, Libya'nın bölgesel ve uluslararası ortaklarının, ülkedeki mevcut duruma kalıcı bir çözüm bulunması ve Libya'nın tekrar uzun süreli bir çatışmaya sürüklenmesinin önlenmesi konusundaki sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiği vurgulandı.

Toplantıda, Libya'daki siyasi, güvenlik ve ekonomik durum, Libyalıların siyasi bir anlaşmaya varmalarına yardımcı olmak için destek yolları, ulusal uzlaşı süreci ve Doğu Libya'daki yeniden yapılanma çabaları ele alındı. Katılımcılar, yeniden yapılanma sürecinde birleşik bir yaklaşım benimsemenin ve bu sürecin, zarar gören halkın ihtiyaçlarına öncelik vererek uluslararası ortakların güven ve desteğini kazanmasının önemini vurguladılar.

Fransız Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamaya göre, Soler ve Mihrac, Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi ile bir araya gelerek siyasi süreci, başkanlık ve parlamento seçimlerine doğru en kısa zamanda ilerlemenin gerekliliğini ve Libya'nın her bölgesinde istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik desteğin verilmesi konularını ele aldılar.

Fransız Büyükelçisi Mustafa Mihrac, Cumartesi akşamı gerçekleşen toplantısında, Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Tekale ile siyasi tıkanıklığın nasıl aşılabileceğini tartıştığını açıkladı.

Avrupa Birliği Büyükelçisi Nicola Orlando ise, Misurata'nın ileri gelenleri ve aşiret liderleri ile yaptığı görüşmede, Birleşmiş Milletler Misyonu tarafından yönetilen siyasi süreç ve "ortak hedefimiz olan Libya'nın istikrarı ve birliği" üzerine güncel gelişmeleri ele aldığını belirtti. Orlando, önümüzdeki günlerde farklı taraflarla toplantılar yapmayı ve görevi süresince ilk kez ziyaret ettiği bu şehrin sesini dinlemeyi planladığını ifade etti.

Nicola, Cumartesi akşamı, Misrata Milletvekili Muhammed er-Raid'in evinde siyasi ve sosyal liderlerle gerçekleştirdiği toplantıda, “mevcut ekonomik bölünmeyi, Libya'nın can damarı olan özel sektörü, vatandaşların refahını ve Avrupa Birliği'nin nasıl yardımcı olabileceği ile ne gibi adımlar atabileceğini odak noktası haline getirdiklerini” belirtti.

Buna karşılık, Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Pazar günü Batı Sahili'nin belediye başkanları ile yaptığı toplantıda, Batı Sahil belediyelerinde devam eden projeler için bir zaman çizelgesi belirlenmesinin, hizmet projelerine odaklanılmasının önemini vurguladı. Ayrıca, İçişleri ve Savunma Bakanlıkları ile kaçakçılık ve suçla mücadele çabalarında işbirliği yapılması ve devlet kurumları ile sürekli iletişim içinde olunarak belediyelerin karşılaştığı tüm engellerin üstesinden gelinmesi çağrısında bulundu.

Dibeybe'nin Batı Sahili belediye başkanları ile buluşması ( Ulusal Birlik hükümeti)
Dibeybe'nin Batı Sahili belediye başkanları ile buluşması ( Ulusal Birlik hükümeti)

Dibeybe'nin ofisinden yapılan açıklamaya göre, belediye başkanları özellikle sağlık ve eğitim alanlarında karşılaştıkları sorunları dile getirdiler. Toplantıda güvenlik durumunun yarattığı zorluklar ile belediyelerdeki istikrarı sağlamak, suç ve kaçakçılıkla mücadele etmek için güvenlik direktörlüklerine verilen desteğin önemi tartışıldı. Ayrıca, yasa dışı gruplar tarafından fitne çıkarmak ve güvenliği sarsmak amacıyla yasa dışı kurumlar oluşturma girişimlerine karşı olunduğu belirtildi.

Dibeybe hükümetine ait "Hükümetimiz" platformu, Pazar günü "X" internet sitesi aracılığıyla bir duyuru yaptı. İçişleri Bakanlığı İlçe İşleri Müsteşarı Tümgeneral Beşir El Emin'in açıklamalarına göre, devrimin yıldönümü kutlamalarının hazırlıkları çerçevesinde, Trablus'un merkezinde yer alan Şehitler Meydanı pazartesi akşamından itibaren kısmen ve önümüzdeki perşembe akşamı itibarıyla tamamen kapatılacak.

Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi, Pazar günü Trablus'ta Nalut kentinden gelen bazı önde gelen isimler, şeyhler ve aktivistlerle bir araya geldi. Bu buluşmada, kendisine tam destek sunulduğu ve "Libyalıları ulusal uzlaşma projesi ile birleştirme yönündeki dengeli adımlarının" takdir edildiği belirtildi.

El-Menfi, Nalut'tan (Libya Başkanlık Konseyi) bir heyeti kabul etti
El-Menfi, Nalut'tan (Libya Başkanlık Konseyi) bir heyeti kabul etti

Diğer yandan, Ulusal Petrol Kurumu, kurum dışı operasyonlar gerçekleştirdiği belirtilen bazı tankerler hakkında Başsavcılığa suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı. Bu operasyonların, kurumun ve bağlı şirketi Brega'nın çerçevesi dışında gerçekleştiği ve kamu kurumları ile dağıtım şirketlerine yakıt tedariki yapan Brega'nın yetkilerinin dışına çıktığı ifade edildi. Bu bağlamda, "Queen Majeda" isimli tankerin, kurumun bir yıldan fazla süre önce yaptığı şikayetler arasında olduğu belirtildi.

Kurum, ABD merkezli Bloomberg Haber Ajansı’nın yayımladığı bir habere işaret ederek, Arnavutluk makamlarının, tanker sahibi şirketin Brega Petrol Pazarlama Şirketi logosu taşıyan sahte nakliye belgeleri düzenlediğinden şüphelendiğini ve bu belgelerin sahte olduğunun tespit edildiğini açıkladı.

Ayrıca, kurum, bazı eski Libyalı yetkililerin Brega şirketini kaçakçılık operasyonlarına karışmakla suçlayan eylemlerini kınayarak, bu tür suçlamaların kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu ve kurum ile bağlı şirketlerin global petrol piyasasındaki itibarına zarar verme potansiyeline sahip olduğunu belirtti. Bu tür suçlamalara karşı Libya içinde ve dışında hukuki yollara başvurulacağını, bu durumun kuruma karşı yaptırımların uygulanmasına yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu.

Ulusal Petrol Kurumu (NOC), Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) yaptırım komitesiyle iş birliği yaparak ve Başsavcılık ile tam bir iş birliği içinde, bu konuda gerekli tüm bilgi ve desteği sağlama konusunda kararlı olduğunu vurguladı.



Sadr, Irak’ta iki ilde askeri kanadını dondurdu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Sadr, Irak’ta iki ilde askeri kanadını dondurdu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Irak’ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, Salı günü yaptığı açıklamada, hareketin askeri kanadı olarak bilinen “Seraya es-Selam”ın Basra ve Vasıt (Kût) vilayetlerinde faaliyetlerinin dondurulmasına karar verdiğini duyurdu. Açıklama, hareket mensuplarının bir kamu görevlisini darp ettiği görüntülerin sosyal medyada yayılmasının ardından geldi.

Irak makamları zaman zaman, belediye mevzuatına aykırı biçimde inşa edilen yapıları yıkım kararıyla kaldırıyor. Yerel halk arasında “tecevüz” olarak bilinen bu kaçak yapılar sorunu, çoğu zaman siyasi ve toplumsal gerilimlere neden oluyor.

Son olarak, sosyal medyada paylaşılan videoda Sadr Hareketi’ne bağlı kişiler olduğu belirtilen bir grup, Basra’nın merkezinde kaçak yapıların yıkımından sorumlu Makal Belediyesi Müdürü Esir el-Ubeydi’yi darbediyor. Görüntülerde, Ubeydi’nin, hareket mensuplarına ait olduğu öne sürülen kaçak bir evi yıktığı için hedef alındığı belirtiliyor. Video ülkede geniş yankı uyandırdı ve tepkiye yol açtı.

Basra’daki kaynaklara göre, yıkılan ev Sadr Hareketi’ne bağlı din adamı Şeyh Kusay el-Esedi’ye ait. El-Esedi’nin dinî eğitim gören, cuma imamı ve Seraya es-Selam’da görevli bir isim olduğu aktarılıyor. Ev, kentin en değerli bölgelerinden birinde izinsiz olarak kullanılıyordu.

Sadr’a yakınlığıyla bilinen ve X platformunda açıklama yapan “Salih Muhammed el-Iraki” isimli hesap, Seraya es-Selam’ın Basra ve Vasıt’ta altı ay süreyle “dondurulması ve tüm merkezlerin kapatılması” talimatını duyurdu. Açıklamada, kararın, “Seraya es-Selam’ın adını kirleten ihlallerin ve hakaretlerin önüne geçmek amacıyla” alındığı belirtildi.

Iraki mesajında, söz konusu davranışların “harekete karşı dış çevreler tarafından kasıtlı olarak yapılmış olabileceğini” öne sürerek “Seraya es-Selam’ın itibarı benim için varlıklarından daha önemlidir” ifadelerini kullandı.

Seraya es-Selam mensupları, 2014’ten bu yana özellikle Samarra kentinde yoğun şekilde konuşlanmış durumda. Kentte, 2006’da El Kaide tarafından bombalanan İmam Ali el-Hadi ve İmam Hasan el-Askeri türbeleri bulunuyor ve saldırının ardından bölgede mezhepsel çatışmalar patlak vermişti.

Örgütün ayrıca Bağdat ve Şii nüfusun çoğunlukta olduğu orta ve güney vilayetlerinde yaygın merkezleri bulunuyor. Hareket mensupları geçmişte de sosyal medyada Sadr’a yönelik sert eleştiriler yapan kişilere saldırmakla gündeme gelmişti.

sdvfg
Irak'ın güneyindeki Basra kentinde bulunan Şatt el-Arab sahil şeridinin önünden araçlar geçiyor (AFP)

Sadr hareketi, son hükümette ve parlamentoda temsil gücünü kaybetmiş olsa da, Seraya es-Selam ve hareket tabanı pek çok bölgede hâlâ ciddi nüfuza sahip.

Basra Valisi Esad el-İydani, saldırı sonrasında Sadr ile iletişime geçtiğini açıklayarak, “Sadr bu ihlali reddetti ve sorumluların cezalandırılacağını söyledi” dedi.

‘Mutsuz bir durumdayım’

Saldırıya uğrayan belediye yetkilisi Esir el-Ubeydi, yaşananları “mutsuz ve trajik bir durum” olarak tanımladı. Basra valisine gönderdiği ses kaydında, “Bu muameleyi hak edecek ne yaptığımı bilmiyorum” ifadelerini kullanarak korunma talep etti.

Ubeydi, görevini güvenlik güçleri ve yıkım ekipleri eşliğinde yürüttüğünü belirterek, evinin iki gündür akrabaları tarafından korunmak zorunda kaldığını anlattı. Yaptığı açıklamada, “Dört gündür uyuyamıyorum. Şikâyet için karakola gittiğimde bile hareket mensupları benden önce oradaydı” dedi.

Basra’da kaçak yapıların sayısına ilişkin net veri bulunmasa da, kentte nüfus artışı ve çarpık kentleşme nedeniyle sorun giderek büyüyor. Yerel yönetim son dönemde çok sayıda kaçak yapıyı yıktı ancak bu operasyonlar çoğu zaman bölgede gerginliklere yol açıyor.


Gazze’de hava koşullarına bağlı olumsuzluklar nedeniyle 4’ü çocuk 17 Filistinli hayatını kaybetti

32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)
32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)
TT

Gazze’de hava koşullarına bağlı olumsuzluklar nedeniyle 4’ü çocuk 17 Filistinli hayatını kaybetti

32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)
32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, bölgede etkili olan şiddetli yağışların başlamasından bu yana 17’den fazla binanın tamamen çöktüğünü açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin Safa Haber Ajansı’ndan aktardığına göre Basal, hava koşullarına bağlı olumsuzluklar nedeniyle 4’ü çocuk olmak üzere 17 kişinin aşırı soğuktan hayatını kaybettiğini, diğer can kayıplarının ise bina çökmeleri sonucu meydana geldiğini belirtti.

erf
Gazze şehrinde yağmurlu bir günün ardından su basmış bir çadırda ağlayan yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Basal, 90’dan fazla konut binasında tehlikeli düzeyde kısmi çökmeler yaşandığını, bunun da binlerce kişinin hayatı için doğrudan tehdit oluşturduğunu söyledi. Basal ayrıca, Gazze Şeridi’ndeki barınma merkezlerinin yaklaşık yüzde 90’ının, sel suları ve yağmur nedeniyle tamamen sular altında kaldığını ifade etti.

Tüm bölgelerde vatandaşlara ait çadırların zarar gördüğünü ve su bastığını kaydeden Basal, bunun binlerce ailenin geçici barınaklarını kaybetmesine yol açtığını; giysi, yatak, döşek ve battaniyelerin zarar görerek halkın insani sıkıntılarını daha da artırdığını vurguladı.

sd
Gazze şehrindeki sahilde kurulan geçici mülteci kampında, annesi çamaşır yıkarken, bir Filistinli çocuk annesinin yanında duruyor. (AP)

Basal, alçak basınç sistemlerinin başlamasından bu yana sivil savunma ekiplerinin vatandaşlardan 5 binden fazla yardım ve imdat çağrısı aldığını aktardı.

sdv
Yoğun yağışlar nedeniyle Gazze'nin merkezindeki ez-Zevayide mahallesinde kısmen suya batmış bir araba (AP)

Uluslararası topluma bir kez daha acil çağrıda bulunan Basal, vatandaşlara yardım ulaştırılması ve acil insani ihtiyaçların karşılanması için derhal harekete geçilmesi gerektiğini söyledi. Çadırların yetersiz kaldığını belirten Basal, ilgili kurum ve uluslararası kuruluşlardan çadır gönderilmemesini talep ederek, derhal ve acil şekilde yeniden imar sürecinin başlatılması, insan onurunu koruyan ve hayatı güvence altına alan kalıcı ve güvenli konutların sağlanması çağrısında bulundu.


Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
TT

Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)

İsrail medyasında, Binyamin Netanyahu hükümetinin Gazze Şeridi’ndeki uygulamaları nedeniyle Mısır ile İsrail arasındaki gerilimin son dönemde arttığına dair haberler yer alırken, Mısırlı üst düzey bir yetkili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Mısır makamları İsrail’in Şarm eş-Şeyh Anlaşması’nı ihlal eden uygulamalarını tespit etti, bunlara ilişkin bir dosya hazırladı ve Washington’ı bilgilendirdi” dedi.

Mısır’da görev yapmış bazı eski askeri yetkililere göre ise Kahire, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki adımlarını, üzerinde uzlaşılan Trump planından kaçınma girişimi ve sarı hat olarak bilinen bölgede kalıcı bir İsrail askeri varlığı tesis etme çabası olarak değerlendiriyor. Bu durumun Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit ettiği ifade ediliyor.

Sarı hat, 10 Ekim’de Şarm eş-Şeyh’te ABD Başkanı Donald Trump’ın katılımıyla imzalanan ve Gazze savaşını sona erdirmeyi amaçlayan barış planı kapsamında, Gazze Şeridi’ni iki bölüme ayıran bir ayrım hattı olarak tanımlanıyor. Buna göre hat, Filistinlilerin kontrolündeki batı bölgesindeki toprakların yüzde 47’sini, İsrail’in kontrolü altındaki Gazze’nin yüzde 53’ünden ayırıyor. Gazze’deki Filistinlilerin neredeyse tamamının, bu hattın batısındaki bölgeye göç etmek zorunda kaldığı belirtiliyor.

xsdf
ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında Gazze barış planını görüşmek üzere bu ayın sonlarında bir zirve yapılması bekleniyor. (AFP)

İsrail Kanal 14 televizyonunun yayımladığı bir raporda, İsrail ordusunun sarı hat olarak bilinen bölgede faaliyet yürüttüğü ve Gazze Şeridi’nin coğrafi yapısını değiştirdiği öne sürüldü. Kanalın aktardığına göre Kahire, bu durumu ‘bölgesel çıkarlarına yönelik doğrudan bir tehdit’ olarak değerlendiriyor. Raporda, söz konusu faaliyetlerin Mısır’ı öfkelendirdiği ve Kahire’nin, Gazze Şeridi’ni ikiye bölmeye, bölgenin demografik ve coğrafi yapısını değiştirmeye çalıştığı gerekçesiyle İsrail’i ABD’ye şikâyet ettiği belirtildi.

Rapora göre Kahire, özellikle İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in sarı hata ilişkin açıklamalarının ardından Gazze’de yaşananları büyük bir endişeyle izliyor. Zamir’in bu hattı yeni bir savunma ve saldırı hattı olarak nitelemesine dikkat çekilirken, İsrail ordusunun kontrolü altında bulunan bölgede tünel altyapısını tahrip etme ve evleri yıkma gibi faaliyetlerinin, Kahire’de Gazze’de uzun vadeli bir askeri varlık tesis edilmesine yönelik hazırlık olarak yorumlandığı ifade edildi. Bu durumun, Mısır’ı Washington nezdinde acil diplomatik girişimlerde bulunmaya sevk ettiği kaydedildi.

Mısır Askerî İstihbaratı eski Başkan Yardımcısı ve İstihbarat Dairesi eski Başkanı Korgeneral Ahmed Kâmil ise Mısır’ın İsrail’in üzerinde uzlaşılan barış planından kaçınma girişimlerine karşı büyük bir öfke duyduğunu belirtti. Kâmil, İsrail’in sarı hattaki hamlelerinin Gazze’de ve Mısır sınırına yakın bölgelerde kalıcı bir askeri varlık oluşturma niyetine işaret ettiğini, bunun da Mısır’ın ulusal güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.

uı
Kaynaklar, Mısır'ın Sisi ve Netanyahu arasında bir zirve düzenlenmesi için şartlar belirlediğini bildiriyor. (İsrail medyası)

Kâmil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun ulusal güvenliği ilgilendiren bir dizi temel konuda açık, net ve değişmez olduğunu söyledi. Kâmil, bu tutumun, barışın Mısır dış politikasının temel ve stratejik hedefi olması, Kahire’nin İsrail tarafıyla imzalanan anlaşmalara bağlılığı ve İsrail’in iki taraf arasında imzalanan anlaşmalara saygı göstermesi gerekliliğine dayandığını ifade etti.

Kâmil, Mısır’ın İsrail ile gerilimin düşürülmesine yönelik şartlarının, Gazze anlaşmasının ABD Başkanı Donald Trump’ın girişimi doğrultusunda tüm aşamalarıyla uygulanmasını kapsadığını belirtti. Buna göre, herhangi bir engelleme ya da geçersiz gerekçeler olmaksızın ikinci aşamaya derhal geçilmesi, kalıcı ateşkesin tesis edilmesi ve barış sürecine geçilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca İsrail’in anlaşmayı eksiksiz uygulaması, mutabık kalınan miktarlarda insani yardımların girişine izin vermesi ve Refah Sınır Kapısı’nın iki yönde açılması şartlarını sıraladı.

Kâmil’e göre diğer şartlar arasında, Mısır’ın Gazze Şeridi sakinlerinin zorla ya da gönüllü göçe zorlanmasını kesin olarak reddetmesi, İsrail’in Batı Şeria’da yerleşim kurulmasına ve bölgenin İsrail’e ilhakına yönelik adımlarına karşı çıkılması, İsrail ordusunun Philadelphia Koridoru da dahil olmak üzere Gazze Şeridi’nin tamamından çekilmesi ve 7 Ekim 2023 sınırlarına dönülmesi yer alıyor. Kâmil, mevcut İsrail varlığının, anlaşmanın aşamalarının uygulanmasına bağlı geçici bir durum olduğunu, sarı hat da dahil olmak üzere tüm hatların fiili ve hukuki geçerliliği olmayan, varsayımsal çizgiler olduğunu ifade etti.

Dördüncü şartın ise Netanyahu ve hükümetinin, Arap Barış Girişimi kapsamında yer alan açık Arap taleplerine ne ölçüde yanıt verdiğiyle ilgili olduğunu belirten Kâmil, bunun; işgal altındaki Arap topraklarından çekilme, iki devletli çözüme onay verilmesi ve Filistinlilerin Gazze ya da Batı Şeria’dan zorla yerinden edilmesinin reddedilmesi gibi başlıkları içerdiğini söyledi. Ayrıca İsrail’in iyi komşuluk ve saldırmazlık yönünde iyi niyet göstermesi, nükleer silah tehdidinden arındırılmış bir bölge oluşturulmasına ilişkin uluslararası taleplerle uyumlu adımlar atması ve bu alandaki uluslararası anlaşmalara katılması gerektiğini vurguladı.

d
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Arşiv – Reuters)

Mısır’ın, ABD ve İsrail’in Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında bir görüşme düzenleme girişimlerine, İsrail’in barış ve bölgesel istikrara dair açık ve uygulanabilir bir girişimde bulunmadan yanıt vermeyeceği değerlendiriliyor.

İsrail medyasının aktardığına göre ABD, Sisi, Netanyahu ve Trump’ın katılımıyla Washington’da üçlü bir zirve düzenlemeyi denedi. Ancak bu girişim, Mısır’ın şartları nedeniyle İsrail açısından ‘kabul edilemez’ bulundu. Aynı raporlarda, Kahire’nin, Trump’ın bu ay sonunda Florida’da Netanyahu ile yapacağı görüşmede İsrail’e yönelik baskı yaparak Gazze’deki adımlarını sınırlaması yönünde rol oynayacağını beklediği kaydedildi.

Mısırlı strateji uzmanı Tümgeneral Semir Ferec, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına büyük önem atfedildiğini ve Trump’ın, adını taşıyan Gazze Barış Planı’nın uygulanması konusunda Netanyahu üzerinde kesinlikle baskı kuracağını söyledi.

Ferec, Mısır’ın pozisyonunun, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına bağlı olarak değerlendirileceğini, ancak aynı zamanda İsrail’in sarı hat ya da Gazze’nin herhangi bir bölgesinde kalıcı askeri varlık tesis etmesini asla kabul etmeyeceğinin açık ve net olduğunu vurguladı. Ferec’e göre Mısır, Netanyahu hükümetinin tüm hareketlerinin, İsrail ordusunun Gazze’nin tamamından çekilmesini öngören barış planını engellemeye yönelik girişimler olduğunun farkında.