Libya'da insan ticareti yapan çetelerin faaliyetlerindeki artışın nedenleri

Onlarca göçmen gizli depolarda bulundu.

Güvenlik güçleri, Libya'nın Sabratha şehrinde bir depoda onlarca göçmen buldu. (Sabratha Güvenlik Müdürlüğü)
Güvenlik güçleri, Libya'nın Sabratha şehrinde bir depoda onlarca göçmen buldu. (Sabratha Güvenlik Müdürlüğü)
TT

Libya'da insan ticareti yapan çetelerin faaliyetlerindeki artışın nedenleri

Güvenlik güçleri, Libya'nın Sabratha şehrinde bir depoda onlarca göçmen buldu. (Sabratha Güvenlik Müdürlüğü)
Güvenlik güçleri, Libya'nın Sabratha şehrinde bir depoda onlarca göçmen buldu. (Sabratha Güvenlik Müdürlüğü)

Libya'nın farklı şehirlerinde güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği operasyonlar, onlarca düzensiz göçmeni barındıran gizli depoların ve işçileri kaçırarak ailelerinden para talep eden suç örgütlerinin varlığını gün yüzüne çıkardı.

Geçtiğimiz günlerde ardı ardına gerçekleşen bu baskınlar, ülkede son aylarda yaşanan göreceli sakinliğin ardından insan ticareti çetelerinin faaliyetlerindeki artışın nedenlerine dair birçok soruyu beraberinde getirdi. Göçle ilgili yetkili makamların ‘bu olguyu sınırlamak için büyük çabalar sarf ettiğini’ belirtmesine rağmen, Libya'daki insan hakları savunucuları, düzensiz göçmen akışındaki artışın nedenlerinden bazılarını ‘bazı Afrika ülkelerindeki kötü yaşam koşulları ve Libya'nın çevresindeki, özellikle Afrika ülkelerinde insan ticareti ağlarının yaygınlaşması’ olarak gösteriyor.

Bingazi Güvenlik Müdürlüğü, Bangladeş vatandaşı bir çetenin, aynı uyruktan işçileri kaçırıp ailelerinden fidye talep ettiğini duyurdu.

Müdürlük, bir Bangladeşli işçinin, üç vatandaşına karşı kendisini kaçırıp ailesiyle telefonla iletişime geçtikleri yönündeki şikayeti üzerine harekete geçtiğini duyurdu. Açıklamaya göre, işçinin ailesinden 10 bin Libya dinarı (yaklaşık 4,84 dolar) fidye alındıktan sonra serbest bırakıldı.

Müdürlük, kaçırılan kişinin serbest bırakılmasının ardından suç örgütünü ihbar etmesi üzerine belirtilen adrese giderek örgüt üyelerini yakaladığını, yapılan yüzleştirmede suçlarını itiraf ettiklerini belirtti. Ayrıca örgüt üyeleri, fidye miktarlarının Bangladeş'te kendileriyle çalışan bir temsilci aracılığıyla alındığını ifade ettiler.

Fotoğraf Altı: Bingazi, ‘Afrika-Uluslararası’ konferansına ev sahipliği yaptı. (İstikrar Hükümeti)
Bingazi, ‘Afrika-Uluslararası’ konferansına ev sahipliği yaptı. (İstikrar Hükümeti)

Geçtiğimiz ay sonunda, Bingazi'de düzenlenen Afrika-Uluslararası düzensiz göç konulu konferansın katılımcıları, bu konunun Afrika ve Avrupa ülkeleri üzerindeki olumsuz etkileri ve tehlikeleri hakkında uyarıda bulundular. Konferansın açılışında konuşan, Temsilciler Meclisi tarafından görevlendirilmiş Başbakan Usame Hamad, şu açıklamada bulundu:

"Düzensiz göç, tüm Afrika ve Avrupa ülkeleri için büyük bir kaygı konusu haline geldi. Bu durum, hem yerel hem de bölgesel ekonomiyi etkileyen ciddi sorunlarla bağlantılı ve uluslararası güvenliği tehdit ediyor."

İnsan ticareti çeteleri genellikle kurbanlarını ahırlar, depolar ve terk edilmiş çiftlikler gibi yerlerde saklıyor. Ancak güvenlik güçleri, bu kurbanlara zamanla ulaşmayı ve kurtarmayı başardıklarını belirtiyor. Bu durum, geçen hafta, Bingazi'den Sebha şehrine taşınan Genel Kriminal Araştırma Dairesi tarafından rapor olarak sunuldu.

Daire, insan ticareti çetesinin oluşturduğu hücrelerde saklanan 79 göçmenin kurtarıldığını duyurdu. Bu kişilerin, ailelerinden fidye elde etmek amacıyla farklı zamanlarda kaçırıldıkları belirlendi.

Suç örgütü, Sebha şehrindeki Abdulkafi mahallesinde yaşayan iki erkek ve iki kadından oluşuyordu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre kurtarılan kurbanlar arasında 14 kadın ve birkaç çocuk da bulunuyordu.

Düzensiz göçmenlerin kaçırılmasının yanı sıra, göçmenleri Avrupa sahillerine taşıma girişimleri de yer alıyor. Sabratha Güvenlik Müdürlüğü, cumartesi akşamı yaptığı açıklamada, daha önce müdürlüğe bağlı güvenlik devriyeleri tarafından yakalanan bir grup düzensiz göçmenin, Trablus'taki Göçle Mücadele Ajansına bağlı bir sığınma merkezine getirildiğini belirtti.

Fotoğraf Altı: Onlarca göçmen Trablus'taki Göçle Mücadele Ajansına nakledildi. (Sabratha Güvenlik Müdürlüğü)
Onlarca göçmen Trablus'taki Göçle Mücadele Ajansına nakledildi. (Sabratha Güvenlik Müdürlüğü)

Batı Libya güvenlik kaynağı, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, bu göçmenlerin ‘Sabratha'nın dış mahallelerindeki göçmen toplama sığınaklarından birinde’ bulunduğunu belirtti ve ‘deniz yoluyla kaçırılmadan önce büyük bir göçmen grubunun yakalandığını; sığınağı yöneten kişinin de tutuklandığını’ ifade etti.

Trablus'taki Yasa Dışı Göçle Mücadele Ajansı’ndan bir başka kaynak, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, "Libya sahillerine dikkat çekici bir şekilde yüzlerce göçmenin akın etmesi ve insan tacirleri tarafından denize sızdırılmaları, onların Akdeniz'de boğularak ölüm riskini göz ardı ettiklerini gösteriyor" dedi.

Ancak Sınır Tanımayan Doktorlar örgütü daha önce, Libya'da göçmenlerin güvenli ve yasal seçeneklerin eksikliği ile karşılaştıkları şiddetin, onları sadece denizi geçmeye ve böylece kurban sayısının artmasına yönlendirdiğini belirtmişti.

Libyalı insan hakları savunucusu Tarık Lamlum, Trablus'un güneybatısındaki Vadi el-Hay bölgesindeki bir gözaltı merkezinde tutuklu göçmenlerin deri hastalıklarına yakalandığını açıkladı. Ancak ‘Ulusal Hastalık Kontrol Merkezi’ bu bölgede Leishmaniasis hastalığının yayıldığını reddetti. Bu hastalık, Libya'nın güneyi dâhil olmak üzere birçok şehirde yaygın durumda.

Yine de büyük sayıda göçmen Avrupa sahillerine ulaşmayı başarıyor. Nova İtalyan ajansının bu yılın ocak ayında yaptığı açıklamaya göre, geçen yıl boyunca 51 bin 700 düzensiz göçmen İtalyan sahillerine ulaştı. Bu göçmenlerin 16 bin 500'ü Doğu Libya'dan, 35 bin 200'ü ise Batı Libya'dan İtalya'ya geldi.

Bingazi'deki Yasa Dışı Göçle Mücadele Ajansı, geçtiğimiz ocak ayında 1507 düzensiz göçmenin yakalandığını bildirdi.

Fotoğraf Altı: Onlarca düzensiz göçmen sınır dışı edildi. (Trablus'taki Göçle Mücadele Ajansı)
Onlarca düzensiz göçmen sınır dışı edildi. (Trablus'taki Göçle Mücadele Ajansı)

Libya, düzensiz göçmenlerin kendi ülkelerine ‘gönüllü göç’ işlemlerini hızlandırıyor. Son aylarda, binlerce göçmenin hava ve kara yoluyla ülkeden çıkışını kolaylaştırdı. Libya Yasa Dışı Göçle Mücadele Ajansı, geçen hafta onlarca düzensiz göçmeni ülkeleri Bangladeş'e geri gönderdiğini ve diğerlerinin de gerekli belgeler tamamlandıkça geri gönderilmeleri için hazırlıklar yapıldığını açıkladı.

Lamlum, Avrupa Birliği'nin yakında sığınma ve göçle ilgili kuralları sıkılaştıracak ‘yeni yasalar’ uygulayacağını söyledi. Avrupa Birliği üye devletlerinin temsilcileri, nispeten güvenli kabul edilen ülkelerden gelen kişilere daha sert davranılmasını öngören bir anlaşma üzerinde mutabık kaldıklarını duyurdu.



Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Somali'nin Mısır'dan askeri destek aldığını tekrar tekrar açıklaması, Addis Ababa ile çatışma halinde olan Mogadişu hükümetine verilen bu desteğin sınırları ve Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland bölgesinde bir deniz limanı elde etme çabalarına ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Fiqi, ülkesinin ‘Mısır'dan askeri yardım ve mühimmat’ aldığını açıkladı. Fiqi cumartesi günü yaptığı basın açıklamasında, ‘Kahire'nin Somali için destekleyici bir rol oynadığını ve tarihsel olarak her zaman Mogadişu'yu savunduğunu’ belirtti.

Uzmanlar ve askeri yetkililer Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin şekillerini sıraladılar. Somali'nin şu anda karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları çerçevesinde bu desteğin “ortak savunma ve bilgi alışverişinin yanı sıra Afrika Birliği (AfB) barışı koruma güçlerine katılımı” da içerdiğini ifade ettiler.

Mısır, Etiyopya hükümetinin ocak ayında Somaliland ile imzaladığı ve Etiyopya'nın Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıması karşılığında, Addis Ababa'nın bir deniz limanı alacağı mutabakat zaptına karşı çıktı. Kahire söz konusu anlaşmayı ‘Somali'nin egemenliğine saldırı’ olarak değerlendirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de ‘askeri iş birliği protokolü’ imzaladı. Sisi ayrıca ülkesinin Ocak 2025'ten itibaren AfB’nin barışı koruma güçlerine katılacağını duyurdu.

Mısır Askeri Akademisi danışmanlarından Tümgeneral Pilot Dr. Hişam el-Halebi'ye göre Mısır'ın Somali'ye askeri desteği ‘Somali tarafından gelen ve Somali Cumhurbaşkanı tarafından sunulan resmi bir talebe’ dayanıyor.

El-Halebi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'nin Mogadişu'ya sağladığı güvenlik ve askeri yardım iki şekilde gerçekleşiyor. Birincisi, AfB'nin barışı koruma güçleri çerçevesinde, hafif silahlı Mısır güçlerinin de katılımıyla, güvenliğin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması. İkincisi ise iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında ikili iş birliği çerçevesinde gerçekleşiyor. Somali ordusunun etkinliğini ve yeteneklerini arttırmak için eğitim programlarını içeriyor” ifadelerini kullandı.

El-Halebi, ‘Mısır'ın askeri desteğinin kimseye karşı olmadığını ve diğer bölgesel taraflarla savaşmayı amaçlamadığını’ belirtti. ‘Mısır'ın Somali'yi terör örgütlerinin tehdidi ve Kızıldeniz bölgesinin güvenliğiyle ilgili güvenlik sorunları çerçevesinde desteklemeyi amaçladığını’ ifade eden el-Halebi, bunun, ‘Mısır'ın Libya, Sudan, Yemen ve Suriye'ye yönelik politikasıyla aynı olan, egemenliklerini korumak için çatışmalarla karşı karşıya olan ülkelerin ulusal kurumlarını desteklemeye dayanan dış politika parametreleriyle tutarlı olduğunu’ kaydetti.

Somali geçtiğimiz ağustos sonunda, Mısır'ın barışı koruma güçlerine katılımının bir parçası olarak Mısır askeri teçhizatının ve heyetlerinin başkent Mogadişu'ya geldiğini duyurdu. Bunu, Etiyopya'nın ‘bölge için risk oluşturan bazı ülkelerin dış müdahalesini eleştiren’ açıklaması izledi. Söz konusu açıklamada, ‘buna karşı kayıtsız kalınmayacağı’ belirtildi.

Öte yandan el-Halebi, Etiyopya'nın Kızıldeniz'de bir liman elde etme hamlesini eleştirerek, bunun ‘uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve Somali'nin endişesinin meşru olduğunu, zira Etiyopya'nın hamlesinin, bölgenin resmi olarak bölünmesinin bir başlangıcı olduğunu’ vurguladı.

Mısırlı Afrika uzmanı Rami Zuhdi, Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin sınırlarını ve şeklini sıralayarak, bunun ‘ortak savunma anlaşması, bilgi alışverişi, Somali silahlı kuvvetleri için eğitim programları ve AfB barışı koruma güçlerine katılımı’ içerdiğini belirtti. Zuhdi, ‘barışı koruma misyonundaki Mısır güçlerinin 10 bin personele ulaşabileceğini, bunların 7 bininin sınır korumasına, 3 bininin ise şehirlerdeki güvenlik durumunun korunmasına katılacağını’ söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zuhdi, “Mısır'ın istikrarı sağlama ve Somali'yi koruma arzusu, karşılıklı savunma anlaşması ve uluslararası hukuk kuralları doğrultusunda askeri iş birliği seviyesini mümkün olduğunca sınırsız hale getirebilir” dedi.

“Kahire, Somali'nin bağımsızlığından bu yana Mogadişu'ya her zaman destek olmuştur” diyen Zuhdi, ‘bu desteğin kriz dönemlerinde arttığını ve şekillerinin çoğaldığını’ belirtti. Zuhdi ayrıca ‘mevcut Somali Cumhurbaşkanı’nın Mayıs 2022’de göreve gelmesinden bu yana Kahire'yi üç kez ziyaret ettiğini’ vurguladı.

Somali, topraklarında Etiyopya birliklerinin varlığını sürdürmesi nedeniyle bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya. Zuhdi, Addis Ababa'nın AfB barış gücü misyonunun bir parçası olarak bu yılın sonunda görev süresi dolacak olan birliklerini sürdürmekte ısrar etmesi halinde gerilimin artabileceğini kaydetti.

Somali Dışişleri Bakanı geçtiğimiz günlerde basına yaptığı açıklamada, AfB barış gücü misyonuna katılan Etiyopya güçlerinin bu yılki görev sürelerinin sonunda Somali topraklarını terk etmelerini talep etti. Etiyopya güçlerinin bölgede kalışını ‘ülkesinin mevcut tüm imkanlarla mücadele edeceği askeri bir işgal’ olarak değerlendiren Fiqi, ‘Addis Ababa'nın sadece deniz limanlarını elde etmeye değil, Somali topraklarını kontrol etmeye ve egemenliğine katmaya çalıştığına’ işaret etti.