ABD’li senatörler: HDK Darfur’da soykırım yapıyor

Bölgelerindeki çatışmalardan toplu bir şekilde kaçan Batı Darfur sakinleri (Reuters)
Bölgelerindeki çatışmalardan toplu bir şekilde kaçan Batı Darfur sakinleri (Reuters)
TT

ABD’li senatörler: HDK Darfur’da soykırım yapıyor

Bölgelerindeki çatışmalardan toplu bir şekilde kaçan Batı Darfur sakinleri (Reuters)
Bölgelerindeki çatışmalardan toplu bir şekilde kaçan Batı Darfur sakinleri (Reuters)

ABD Kongresi’nden bir grup Demokrat ve Cumhuriyetçi senatör, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milislerinin Sudan’ın Darfur bölgesinde işlediği insan hakları ihlallerini kınadı. Grup, Senato’ya sunduğu yasa tasarısında bu vahşetin soykırım olarak tanınması ve sorumluların hesap vermesi çağrısında bulundu.

Resmi olarak sunulmadan önce bir kopyası Şarku’l Avsat tarafından elde edilen tasarı, “HDK ve Sudan ordusunun sivillere yönelik vahşet, insani felaketler yaşatma ve Sudan’ı tahrip etmedeki rolünü” kınadı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı ve Maryland Demokrat Senatörü Ben Cardin ve Idaho Cumhuriyetçi Senatörü Jim Risch liderliğindeki grup, “Sudan’daki iç savaşa, şiddete ve zulme derhal son verilmesi” çağrısında bulundu.

Senatörler, Başkan Joe Biden’a Sudan’a bir başkanlık elçisi ataması ve ‘sivilleri koruyacak mekanizmalar oluşturulması’ yönünde adımlar atması çağrılarını yinelediler.

Cardin tasarıya dair yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Muhammed Hamdan 'Hamideti' Dagalo liderliğindeki HDK ve müttefik güçler, Darfur'da, Dışişleri Bakanı'nın insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve etnik temizlik olarak adlandırdığı suçlar da dahil olmak üzere, bazıları bu durumun işaretlerini taşıyan iğrenç zulümler gerçekleştirdi. Bu soykırımdır. Tarihin bu trajik tekerrürü cezasız kalmamalı. Hamideti ve güçlerini destekleyenler hesap vermeli. Afrikalı liderleri bu haftaki Afrika Birliği Zirvesi'nde hızlı hareket ederek bu suçları kınamaya ve sivilleri daha fazla zulümden koruyacak bir araç oluşturma konusunda anlaşmaya varmaya çağırıyorum. Biden Yönetimine, ABD'nin Sudan'daki insani krize çözüm bulma ve ileriye yönelik diplomatik bir çözüm bulma çabalarına liderlik edecek bir Üst Düzey Özel Temsilci ataması çağrısını sürdürüyorum. Dünyanın Sudan'da olup bitenlere uyanması ve bu trajediye son vermek için acilen birlikte çalışması gerekiyor."

Cardin açıklamasının devamında ise “Son 10 ay boyunca HDK, Darfur'daki Arap olmayan halkların ortadan kaldırılması da dahil olmak üzere Sudan'da anlatılamaz dehşetler gerçekleştirdi. Yirmi yıl önce ABD Kongresi, Sudan hükümeti ve onun vekili Cancavid milisleri tarafından Darfur'da gerçekleştirilen soykırımı tanıyan ilk organdı. Trajik bir şekilde tarih tekerrür ediyor ve şimdi biz de aynısını yapmalıyız” dedi. Senatör Risch ise “ABD, Sudan’daki çatışmaya ve Darfur'daki soykırıma son vermek için elinden geleni yapmalı. Bu, savaşan tarafları sorumlu tutmayı ve Sudan halkının ihtiyaçlarını ve ülkelerini yönetme çabalarını desteklemeyi de içeriyor” ifadelerini kullandı.

Senatör grubunun açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Nisan 2023'ten bu yana HDK, ülkenin kontrolünü ele geçirmek için Sudan Silahlı Kuvvetleri ile acımasız bir çatışmaya giriyor. Bu süre zarfında HDK, Darfur'daki Masalit, Fur ve Zaghawa etnik toplulukları da dahil olmak üzere Arap olmayan halkları ortadan kaldırmak için bir kampanya yürüttü. Bu çaba, 2003'te Darfur'da başlayan soykırıma akıl almaz derecede benziyor. 6 Aralık 2023'te Dışişleri Bakanı Blinken, HDK ve müttefik milislerin insanlığa karşı suçlar ve etnik temizlik işlediğini ve hem HDK'nin hem de Sudan ordusunun bu suçları işlediğini tespit etti.”

HDK’nin geçmişi insan hakları ihlalleri ile dolu

HDK'nin kökleri, Ömer el-Beşir rejimi tarafından Darfur'daki Savaş sırasında hükümet karşıtı isyana karşı mücadele girişimlerinde kullanılan Cancavid milislerine dayanmakta. HDK resmi olarak 2013 yılında, Nisan 2013'te Sudan Devrimci Cephesi isyancılarının Kuzey ve Güney Kordofan'daki ortak saldırılarının ardından Darfur bölgesi, Güney Kordofan ve Mavi Nil eyaletlerindeki isyancı gruplarla savaşmak için Cancavid milislerinin yeniden yapılandırılması ve yeniden etkinleştirilmesinin ardından kuruldu.

HDK’nin Darfur'daki eylemleri, İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne (HRW) göre insanlığa karşı suç olarak nitelendiriliyor.

HDK, Sudan Ulusal İstihbarat ve Güvenlik Servisi tarafından yönetilirken, askeri operasyonlar sırasında Sudan Silahlı Kuvvetleri tarafından komuta edilmekteydi. 2019 siyasi kriz sırasında, ülkenin kontrolünü ele geçiren askeri yönetim, demokrasi yanlısı göstericileri şiddetli bir şekilde bastırmak için HDK'yi kullandı. 15 Nisan 2023'te, HDK'nin güçlerini Darfur da dahil olmak üzere Sudan'daki şehirlerde seferber etmesinin ardından HDK ile Sudan Silahlı Kuvvetleri arasında çatışma yurt çapında bir iç savaşa dönüştü. 



Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
TT

Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)

İsrail ordusunun pazartesi günü Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki el-Acref, el-Meşirfe ve Ummu Batina köylerine girerek, bazı evlerin etrafını sarıp arama yaptığı rapor edildi.

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre İşgalci İsrail ordusunun dört askeri araç ve iki tanktan oluşan bir devriyesi Adnaniya kontrol noktasından yola çıkarak el--Meşirfe köyünden el-Acref köyüne doğru ilerledi ve el-Meşirfa'da durarak bazı evleri aradı.

SANA, yedi askeri araç ve iki tanktan oluşan başka bir İsrail devriyesinin Ummu Batina köyünü bastığını ve köyün batısındaki bir evi kuşattığını bildirdi. Ancak bu eylemin nedenleri veya amaçları hakkında herhangi bir bilgi vermedi.

İsrail, Suriye’de geçtiğimiz aralık ayında Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra Suriye ordusunun askeri tesislerini yok etmek ve altyapılarının yeniden inşa edilmesini önlemek amacıyla bu tesisleri hedef almıştı. Ayrıca Şam, Kuneytra ve Deraa çevresindeki kırsal bölgelere kara harekâtları düzenleyerek Suriye ile İsrail arasındaki sınırdaki tampon bölgeyi kontrolü altına aldı. Daha sonra sınır bölgelerinde baskınlar düzenleyerek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.


Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

TT

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani dün yaptığı açıklamada, Irak'ın ülkedeki tüm silahları devletin kontrolüyle sınırlandırmayı taahhüt ettiğini, ancak bazı milis grupların işgal gücü olarak gördüğü ABD liderliğindeki askeri koalisyon ülkede kaldığı sürece bunun başarılı olamayacağını söyledi.

Sudani, radikal İslamcı grupların oluşturduğu tehdidin önemli ölçüde azalması nedeniyle, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon’un (DMUK) İran'ın en yakın Arap müttefiklerinden biri olan Irak'tan 2026 yılının eylül ayına kadar çekilme planının hala geçerli olduğunu vurguladı.

Bağdat'ta Reuters’a konuşan Başbakan Sudani, “DAEŞ diye bir şey yok. Güvenlik ve istikrar mı? Allah’a şükür, bunlar mevcut. (2014 yılında kurulmasından bu yana DMUK’a katılan ülkelerin sayısına atıfla) DMUK’ta 86 ülkenin varlığı için bana tek bir mazeret gösterin” ifadelerini kullandı.

Silahlarını teslim ettikten sonra grupların resmi güvenlik güçlerine veya siyasi sahneye entegre edilebileceğine işaret eden Sudani, “Bu yüzden devlet kurumları dışındaki tüm silahları ortadan kaldırmak için kesin bir program olacak. Herkesin istediği de bu” ifadelerini kullandı.

Savaşa sürüklenmeyeceğiz

Irak, ABD'nin baskısı altında, İran destekli grupları silahsızlandırmak gibi siyasi açıdan hassas bir görevi yerine getirmenin bir yolunu arıyor. ABD, Sudani'nin, diğer Şii grupları da içeren bir çatı örgütü olan Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) ile bağlantılı silahlı grupları dağıtmasını istediğini açıklamıştı. Haşdi Şabi resmi olarak Irak güvenlik güçlerinin bir parçası ve çatısı altında İran yanlısı bazı grupları barındırıyor.

Öte yandan ABD ve Irak, Amerikan askerlerinin aşamalı olarak geri çekilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Tam çekilmenin gelecek yılın sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Asker sayısındaki ilk azalma bu yıl başladı.

Irak Başbakanı Sudani, Reuters’a verdiği röportaj sırasında Lübnan'daki Hizbullah gibi bölgedeki devlet dışı silahlı gruplara yönelik artan uluslararası baskı sorulduğunda, “Ortadoğu'da ABD ve İsrail’in nüfuzuna karşı çıkan ‘direniş ekseni’ olarak bilinen İran destekli grubun bir parçası olan bu gruplara yönelik baskı artacak. Allah’ın izniyle, o gün gelecek. Buradaki durum Lübnan'dakinden farklı” yanıtını verdi.

Başbakan Sudani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Irak’ın güvenliği ve istikrarı koruma konusundaki tutumu açık ve devlet kurumları savaş ve barış konusunda karar verme yetkisine sahip. Hiçbir taraf Irak'ı savaşa veya çatışmaya sürükleyemez.”

İran, 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgal hareketinin Saddam Hüseyin rejimini devrilmesinden bu yana Irak'ta önemli bir nüfuz kazanırken bu durum, İran destekli silahlı gruplara büyük bir siyasi ve askeri güç sağladı.

Irak’ta art arda gelen hükümetler, birbirine düşman olan İran ve ABD'yi Bağdat'ın müttefiki olarak tutmak konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. ABD, İran'a ağır yaptırımlar uygularken, Irak Tahran ile güçlü ticari ve ekonomik bağlara sahip.

ABD’den büyük yatırımlar çekme konusu, 2003 yılından bu yana mezhep çatışmalarının yanı sıra yıllardır ciddi ekonomik sorunlar yaşayan Irak için en önemli önceliklerden biri.


Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
TT

Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)

Fransa, Lübnan'dan, devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimindeki üç üst düzey generalin, Fransız vatandaşlarının ölümüne yol açan savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledikleri gerekçesiyle bulunup tutuklanmasını istedi.

Önde gelen bir Lübnanlı yargı kaynağı Şarku'l Avsat'a, Başsavcı Hakim Cemal Hacer'in, Fransız yargısından, Lübnan'dan "Beşşar Esed rejiminde Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Başkanı olan Tümgeneral Cemil Hasan'ı, Ulusal Güvenlik Bürosu Müdürü Tümgeneral Ali Memlük'ü ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Soruşturma Şubesi Başkanı Tümgeneral Abdülselam Mahmud'u bulmasını, soruşturma ve inceleme yapmasını, Lübnan'da bulunmaları halinde tutuklamasını ve Fransız yetkililere teslim etmesini" isteyen bir yargı talebi içeren resmi bir telgraf aldığını açıkladı.

İlginçtir ki, yargı kaynağına göre Fransa'nın yardım talebi, "adı geçen kişilerle düzenli olarak iletişim kuran Lübnan telefon numaralarını da içeriyordu; bu durum, Fransız makamlarının Esed rejimindeki üst düzey isimleri takip etme kapsamında yürüttüğü iletişim izlemeleriyle de doğrulandı." Yargı kaynağı, bu konunun "İç Güvenlik Kuvvetleri Bilgi Şubesi tarafından yürütülecek takip ve soruşturmaların merkezinde yer alacağını" vurguladı.