Cezayir Gazze'de acil ateşkes için BMGK kararı talep ediyor

Cezayir, Kahire'de bir ilerleme sağlanması umuduyla BM kararına ilişkin oylamayı erteledi

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Refah'a düzenlediği baskının ardından Filistinliler yaralıları kurtarmaya çalışıyor (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Refah'a düzenlediği baskının ardından Filistinliler yaralıları kurtarmaya çalışıyor (AP)
TT

Cezayir Gazze'de acil ateşkes için BMGK kararı talep ediyor

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Refah'a düzenlediği baskının ardından Filistinliler yaralıları kurtarmaya çalışıyor (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Refah'a düzenlediği baskının ardından Filistinliler yaralıları kurtarmaya çalışıyor (AP)

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile Cezayirli mevkidaşı Ahmed Attaf arasındaki telefon görüşmesinin ertesi günü Cezayir, İsrail ile Hamas arasında rehinelerin serbest bırakılmasına ve Filistinli sivillere acil insani yardım sağlanmasına imkân sağlayacak uzun süreli bir ateşkes için devam eden görüşmelerin sonucunu bekleyerek Gazze'de "acil insani ateşkes" çağrısında bulunan karar taslağının oylanması talebini önümüzdeki haftaya kadar erteledi.

New York'taki Cezayirli müzakereciler, önerilen taslak metninde, Cezayir'e ek olarak Ekvador, Guyana, Japonya, Malta, Mozambik, Güney Kore, Sierra Leone, Slovenya ve İsviçre’den oluşan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimî üyesi olmayan "10’lar Grubu" olarak adlandırılan ülkeler tarafından benimsenmesini umarak haftalar önce birkaç değişiklik yaptılar.

Metin, "insani sebeplerle acil ateşkes" çağrısı ile birlikte buna tüm taraflarca "saygı gösterilmesi" çağrısında bulunuyor ve "tüm tarafların, uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukuku da dahil olmak üzere, uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine sıkı bir şekilde uymalarının gerekliliğini" vurguluyor. Özellikle sivillere ve sivil tesislere yönelik tüm saldırıları, sivillere yönelik her türlü şiddet, düşmanlık ve terör eylemini” kınayarak sivillerin ve sivil tesislerin korunmasını istiyor.

Aynı şekilde, "kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere Filistinli sivil nüfusun, uluslararası insan hakları hukuku da dahil olmak üzere uluslararası hukuku ihlal ederek zorla göç ettirilmesini reddediyor ve tüm bu tür ihlallerin derhal sona erdirilmesini talep ediyor."

Rehinelerin serbest bırakılması

Taslak metin, "tüm rehinelerin derhal ve şartsız serbest bırakılması talebiyle birlikte rehinelerin tıbbi ihtiyaçlarının karşılanması için insani ulaşımın garanti altına alınması" talebini yineliyor. Yine taraflara, gözaltına alınan tüm kişilerle ilgili olarak uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine uyma çağrısında bulunuyor. İnsani yardımın Gazze Şeridi'nin tamamına ve her yerine tam, hızlı, güvenli ve engelsiz bir şekilde ulaştırılması için Gazze Şeridi'nin tamamına ve her kesimine giden mevcut tüm yolların uluslararası insancıl hukuk ve ilgili kararlarına uygun olarak sınır geçişleri gibi alanların kullanımını kolaylaştırarak Filistinli sivil nüfusa acil, sürekli ve yeterli insani yardımın geniş ölçekte sağlanması çağrısında bulunuyor. Aynı zamanda BM’nin 2712 ve 2720 sayılı kararlarının tam olarak uygulanmasını talep ediyor.

Arap Grubunun büyükelçileri New York'ta BMGK önünde basın toplantısı sırasında (BM)
Arap Grubunun büyükelçileri New York'ta BMGK önünde basın toplantısı sırasında (BM)

Önerilen teklif metnine göre Güvenlik Konseyi, “konuyla ilgili BM kararları uluslararası hukuka uygun olarak, iki demokratik devletin (İsrail ve Filistin) güvenli ve tanınmış sınırlar içinde yan yana barış içinde yaşadığı iki devletli bir çözüm vizyonuna olan bağlılığını” tekrarlıyor. Gazze Şeridinin Filistin Yönetimi altında Batı Şeria ile birleştirilmesinin önemini vurgulayarak   "Bölgede gerilimin daha da artmasının önlenmesi" tüm tarafların "en üst düzeyde itidal göstermesi" ve "taraflar üzerinde etkisi olan herkesi bu hedefe ulaşmak için çalışmaya" çağırıyor.

Baskı kartı

Arap Grubu’nun, BMGK'de bu karar taslağına ilişkin oylamanın zamanlamasına ilişkin önerileri takip etmek üzere Birleşmiş Milletler’deki Arap Grubu toplantısının sonunda, BM’de gözlemci devlet statüsündeki Filistin Devleti'nin Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Riyad Mansur: “Taslak, İsrail ile Hamas arasındaki rehineler ve tutuklular için değişim anlaşmasını hızlandırmak amacıyla İsrail tarafına bir baskı kartıdır. Cezayir'in Gazze'de ateşkes çağrısı yapan karar taslağının Güvenlik Konseyi'ne sunulmasını, Kahire'de halen devam eden müzakerelerin lehine olumlu bir etken olabilir” dedi.

İsrail'in güneyinden Gazze'deki yıkılan binaların fotoğrafı (AFP)
İsrail'in güneyinden Gazze'deki yıkılan binaların fotoğrafı (AFP)

Mansur, karar taslağına ve oylama tarihi belirlenmesine ilişkin ABD'nin çizdiği kırmızı çizgilerle ilgili olarak: "Birkaç gün önce taslağı oylamaya hazırdık ve yalnız değiliz, tüm Araplar da bizimle birlikte. Böylece Güvenlik Konseyi, Şart uyarınca kendisine verilen yetkiler konusunda tutum belirleme sorumluluğunu üstlenecektir" dedi.

Çin eleştirisi

BMGK, Gazze Şeridi'nde artan sivil şehit sayısını ve güvenli bir yer bulma umuduyla yaklaşık 1,5 milyon Filistinlinin yerinden edildiği Refah kentine İsrail’in saldırılarını kaydırma planını görüşmek üzere kapalı bir acil oturum düzenledi.

Toplantının ardından Çin'in Birleşmiş Milletler temsilcisi Zhang Jun: "Konsey üyeleri arasındaki güçlü ve baskın tutum şu: Güvenlik Konseyi acil harekete geçmesi gerekiyor, Amerika Birleşik Devletleri’ni işaret ederek ancak üyelerden biri Güvenlik Konseyi'nin müdahalesinden endişe ediyor" dedi.

Son olarak ABD Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield ülkesinin Filistin-İsrail çatışmasına bir çözüm bulmak için Kahire'de ve başkentler arasında yürütülen "hassas müzakereleri tehlikeye atabileceğini" gerekçesiyle Cezayir girişimini "çekince" koyduğunu duyurmuştu.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.