Irak yargısı Ebubekir el-Bağdadi’nin ailesini neden sorguladı? https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4857926-irak-yarg%C4%B1s%C4%B1-ebubekir-el-ba%C4%9Fdadi%E2%80%99nin-ailesini-neden-sorgulad%C4%B1
Irak yargısı Ebubekir el-Bağdadi’nin ailesini neden sorguladı?
Ebu Bekir el-Bağdadi. (AFP)
DEAŞ’ın eski lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin eşi Esma Muhammed el-Kubeysi dün Al-Arabiya’da yayınlanan bir röportajda son on yılın en tehlikeli teröristiyle ilgili ayrıntıları açıkladı ve örgütün sırlarını da ortaya çıkardı. Iraklı yetkililer, Bağdadi’nin ailesinin sorgulandığını duyururken, onların Irak dışından kurtarıldığını bildirdi.
Kubeysi, örgüt lideri Ebu Muhammed el-Adnani ile görüşüp görüşmediği ve bazı konularda istişarede bulunup bulunmadığı konusunda yorum yapmayı kabul etmezken, “Bu sırrı açıklamak istemiyorum. Bu konu benim ve çocuklarım için çok kritik” dedi.
Irak adli makamları da dün Bağdadi’nin ailesinin sorgulandığını duyurdu.
Irak Yüksek Yargı Konseyi’nin internet sitesinde yayınlanan açıklamada, tutuklanan Bağdadi ailesi üyelerinin sayısı, kimlikleri ve bunların hangi ülkeden kurtarıldığı belirtilmedi. Ancak adli bir kaynak, AFP’ye yaptığı açıklamada “İstihbarat Servisi, Türk yetkililerle iş birliği yaparak Ebu Bekir el Bağdadi’nin eşi ve çocuklarını kurtardı” dedi. Türkiye’de tutuklandıklarını söyledi.
Açıklamada, adli makamların, terör suçlusu Ebu Bekir el-Bağdadi’nin ailesini, Irak dışına kaçmış terörle suçlanan kişileri kurtarma planlarının bir parçası olarak yakalayabildiğini belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:
“Birinci Kerkh Soruşturma Mahkemesi yetkili hakiminin doğrudan denetimi altında terör suçlusu Ebu Bekir el Bağdadi’nin ailesi tutuklandı ve ifadeleri kaydedildi. DEAŞ terör çetelerinin en önemli sırlarını ortaya çıkarmak için soruşturmalar devam ediyor.”
Ebubekir el-Bağdadi. (AP)
Iraklı yetkililerin açıklamalarıyla eş zamanlı olarak Suudi Arabistan merkezli Al-Arabiya kanalı, dün Bağdadi’nin eşi ile yapılmış ‘Esma Muhammed’ adlı bir röportaj yayınladı.
Kasım 2019’da Türkiye, Ebubekir el-Bağdadi’nin dul eşinin yanı sıra örgütün eski liderinin kızının da aralarında bulunduğu on kişinin tutuklandığını açıkladı.
Bir Türk yetkili, o dönemde tutuklanan kişinin Bağdadi’nin ‘ilk eşi’ olduğunu ve Haziran 2018’de Suriye sınırındaki Türkiye’nin Hatay ilinde yakalandığını duyurdu.
Yetkiliye göre Bağdadi’nin eşi, Bağdadi ve örgütün iç çalışmaları hakkında çok sayıda bilgi verdi.
O dönemde Türk medyasında eşinin adının Esma Fevzi Muhammad el-Kubeysi, kızının adının ise Leyla olduğu aktarılmıştı.
ABD, Ekim 2019’da Suriye’nin kuzeybatısında, Türkiye sınırına kilometrelerce uzaklıkta başlatılan bir gece saldırısında Bağdadi’nin öldürüldüğünü duyurdu.
2014 yılında Suriye ve Irak’ta geniş alanları kontrol altına alan radikal örgüt, 2019 yılında tüm kontrol alanlarından çıkana kadar her iki ülkede de ardı ardına yenilgiler yaşadı.
Irak, 2017 sonlarında örgüte karşı zaferini ilan etti. Ancak Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre halen ülkenin kuzeyindeki uzak ve ücra bölgelerde, zaman zaman orduya ve güvenlik güçlerine yönelik saldırılar düzenleyen bazı hücreler bulunuyor.
Temmuz ayında yayınlanan bir Birleşmiş Milletler (BM) raporunda, Irak güçleri tarafından yürütülen terörle mücadele operasyonlarının, isyanlarını düşük düzeyde devam ettiren DEAŞ’ın faaliyetlerini sınırlamaya devam ettiği belirtildi.
DEAŞ’ın operasyonlarının kırsal alanlarla sınırlı olduğu, kent merkezlerine yönelik saldırıların ise daha az sıklıkta gerçekleştirildiği aktarıldı.
Rapora göre örgütün ana yapısı, Irak ve Suriye’dehalen çoğu savaşçı 5 bin ila 7 bin kişiyi komuta ediyor.
‘Trump'ın oyununda figüran’... İsrailliler, Netanyahu'nun Beyaz Saray ile görüşmesini nasıl değerlendirdi?https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5130524-%E2%80%98trump%C4%B1n-oyununda-fig%C3%BCran%E2%80%99-i%CC%87srailliler-netanyahunun-beyaz-saray-ile-g%C3%B6r%C3%BC%C5%9Fmesini
‘Trump'ın oyununda figüran’... İsrailliler, Netanyahu'nun Beyaz Saray ile görüşmesini nasıl değerlendirdi?
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü Beyaz Saray'dan ayrılırken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile el sıkıştı. (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, pazartesi akşamı ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmede kendisini sadece bir sahne dekoru olarak bulmayı beklemiyordu. Önde gelen bir İsrailli gazeteci ve analistin benzetmesiyle ne de ‘Trump'ın oyununda sadece bir figüran’ olacağını hayal ediyordu.
Şokun nedeni, Netanyahu'nun Washington'a dört dosyada (İran, Türkiye'nin Suriye'deki konumu, gümrük tarifeleri ve Gazze savaşı) başarı elde ederek dönme hayaliyle gitmiş -belki de çağrılmış- olmasıydı. Ancak uyandığında toplantıdan kayda değer hiçbir başarı elde edemeden çıktığını gördü.
İsrailli analistler Netanyahu'nun kendisini ‘utanç verici ve küçük düşürücü’ bir pozisyona sokan Trump ile ‘en başarısız görüşmeyi gerçekleştirdiği’ konusunda hemfikir. İsrail Kanal 12 televizyonu, Netanyahu'nun ‘bundan çok daha fazlasını elde etmeyi umduğunu’ belirtirken, Times of Israel, ‘Washington toplantısında bir aksilik’ yaşadığını söyledi.
‘Gazze savaşını durdurmak’
Trump, Netanyahu ile Oval Ofis'te yaptığı görüşmede, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurma arzusunu ve bunun yakında gerçekleşeceğine olan inancını dile getirerek, çatışmayı sona erdirmek için strateji ve senaryolar geliştirmeye yönelik ABD-İsrail hamleleri hakkında spekülasyonlara yol açtı.
Netanyahu ile görüşmesi öncesinde Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi ve Ürdün Kralı 2. Abdullah'tan telefon aldı. Üç lider, Filistinlilerin sınır dışı edilmesine karşı olduklarını ve Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırılması gerektiğini ifade ederek, Trump ile Gazze Şeridi'nde yeni bir ateşkese varılması olasılığını görüştüler.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron ve Ürdün Kralı 2. Abdullah, pazartesi günü Kahire'de bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve Beyaz Saray Sözcüsü Caroline Leavitt'in yanında durarak Trump ve Netanyahu'nun açıklamalarına destek verdi. Witkoff, Beyaz Saray'daki toplantı öncesinde Netanyahu ile bir araya gelerek, ‘Filistinli mahkûmların Hamas’ın tuttuğu esirler ile takas edilmesi için bir anlaşmaya varılması çabalarını’ görüştü.
Şarku’l Avsat’ın Walla internet sitesinden aktardığına göre, önde gelen İsrailli gazetecilerden Barak Ravid, söz konusu görüşmeyle ilgili olarak şu yorumu yaptı: “Netanyahu, Trump'ı İran'ın nükleer programı, gümrük vergileri meselesi ve Türkiye'nin Suriye'deki pozisyonu gibi hassas konularda etkileme kabiliyeti olmaksızın kendisini küçük düşürücü bir konumda buldu. Geriye dönüp bakıldığında Netanyahu'nun bu görüşmeye neden ihtiyaç duyduğu anlaşılmıyor.”
Ravid görüşmeyi şöyle tanımladı: “Beyzbol dünyasından bir alıntı yapacak olursak, ABD Başkanı, İsrail için hayati önem taşıyan siyasi, güvenlik ve ekonomik konularda birkaç falsolu top attı ve Netanyahu bunları engellemeyi başaramadı. Yarım saatten fazla bir süre boyunca ABD Başkanı sanki konuğu sahnedeki bir dekormuş gibi soruları yanıtladı.”
‘Gümrük vergileri konusunda söz yok’
Netanyahu, hakkında iddia edilen suçlardan dolayı uluslararası tutuklama emrine karşı gelerek Budapeşte'ye yaptığı ziyaretin ardından Beyaz Saray'a geldi.
İsrail Başbakanı Trump'la görüşmeden önce, ABD Başkanı’nın ticaret savaşını ilan etmesi ve aralarında İsrail'in de bulunduğu 60 ülkeye gümrük vergisi getirmesinin ardından ‘Beyaz Saray'a davet edilen ilk lider olduğunu’ söyleyerek övündü.
ABD Başkanı Donald Trump, 2 Nisan'da Washington'da gümrük vergilerini açıkladı. (Reuters)
Netanyahu, Washington'dan gümrük vergilerini kaldırma ya da en azından azaltma başarısıyla dönmeyi umduğunu gizlemedi, ancak Oval Ofis'ten eli boş ayrıldı. İsrail Kanal 12 televizyonu, Netanyahu'nun ‘başarılı olamadığını ve tarifeleri iptal etmek için bir Amerikan sözü bile alamadığını’ bildirdi.
Siyasi analist Lazar Berman, Times of Israel'de, Trump'ın İsrail'e yönelik gümrük vergilerini iptal etme taahhüdünde bulunmaktan açıkça kaçındığını ve ardından Netanyahu'ya “Unutma, İsrail'e çok yardım ediyoruz. İsrail'e yılda 4 milyar dolar veriyoruz ve bu çok büyük bir para” diyerek gerçekten baskı yapmaya başladığını yazdı.
‘Başka bir şey için çağırdı’
Ancak Netanyahu gümrük vergileri için gittiyse de Trump onu başka bir şey için çağırmıştı. İsrail Kanal 12 televizyonunun haberinde, “Başbakan Netanyahu'nun gerçekleşmesini istediği başka bir şey daha vardı… Elbette bu, Trump'ın İran'la doğrudan görüşmeler yapılacağını duyurması değildi” ifadeleri yer aldı.
Kanalın analistlerinden biri şu değerlendirmede bulundu: “Netanyahu'nun neden önümüzdeki hafta değil de bu hafta Trump'la görüşmek üzere acilen ABD'ye çağrıldığını kendinize sordunuz mu? Sebebi şu: Trump, önümüzdeki cumartesi günü üst düzey yardımcılarından biri aracılığıyla İran'la doğrudan görüşmeye başlıyor.”
Netanyahu, ABD-İran nükleer anlaşmasına varma şansının çok zayıf olduğuna inanıyor. Bu nedenle Netanyahu, Trump'a anlaşmanın ‘en uygun şeklini’, yani İran nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasını önermeye çalıştı.
Ancak Barak Ravid'e göre Netanyahu'nun sorunu, Trump’ın doğrudan müzakere açıklamasına şaşırmış olması. Ravid, “Trump şubat başında Netanyahu ile yaptığı basın toplantısında Gazze'deki Riviera planıyla dünyayı şaşırttıysa, bu seferki sürpriz de ABD ile İran arasında doğrudan görüşmeler yapılacağını açıklaması oldu” dedi.
Ravid sözlerini şöyle sürdürdü: “Netanyahu şubat ayındaki basın toplantısından coşku içinde çıktı ve günlerce gülümsemeyi bırakmadı. Bu kez Trump İran'la müzakereleri açıkladığında ve diplomasi başarısız olursa İran'a saldırma taahhüdünü reddettiğinde yüzünün nasıl değiştiğini görebiliyordunuz. Netanyahu dilini yutmuş gibi görünüyordu. Sadece Libya örneğinde olduğu gibi İran'ın nükleer programını tamamen ortadan kaldıracak bir anlaşmaya varılması gerektiği konusunda birkaç söz söyledi.”
Erdoğan'la karşılıklı sevgi
Gümrük vergileri ve İran konusunda başarısız olduğu gibi, Türkiye'nin Suriye'deki konumu konusunda da başarısız oldu. Netanyahu'nun Trump'la görüşmesinde Türkiye'nin Suriye'deki faaliyetlerinden duyduğu endişeyi dile getirmesi ve ABD Başkanı'ndan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a baskı yapmasını istemesinin ardından Trump, Erdoğan'la ‘harika bir ilişkisi’ olduğunu söyledi ve “Ben onu seviyorum, o da beni seviyor” dedi.
Trump, “Bibi'ye (Netanyahu) söyledim: Eğer Türkiye ile bir sorunun varsa, bunu çözebilirim, yeter ki mantıklı davran. Mantıklı davranmak zorundasın” ifadelerini kullandı.
Ravid, “İlk bakışta tam bir başarısızlık gibi görünüyor. Önümüzdeki günlerde konuya farklı bir ışık tutacak ilave ayrıntılar ortaya çıkmazsa, Netanyahu ve İsrail devletinin görüşmeden hiçbir şey elde edemediği sonucuna varmak mümkün olacak” ifadelerini kullandı.
Berman, “Trump, Türkiye konusunda da Netanyahu'nun taleplerine yanıt vermek istemediğini gösterdi… Şayet Netanyahu, Trump'ın İsrail yanlısı yetkilileri atamasının, kamuoyu önünde Trump'ı övmesinin ve ‘derin devlet’ ve ‘yalan haber’ eleştirilerini açıkça tekrar etmesinin sorunsuz bir dört yıl geçirmesi için yeterli olacağını düşündüyse, Oval Ofis'te acı bir tokat yedi” değerlendirmesinde bulundu.