Hamas İsrail'le savaşında rehine kartını kayıp mı ediyor?

Gözlemcilere göreHamas’ın esirlerin çoğunluğunu korumadaki başarısızlığı, harekete savaşları devam ettirme imkanını vermeyecek.

Hamas, Gazze'de tuttuğu İsrailli rehineleri koruyamayacağını duyurdu. (Independent Arabian - Meryem Ebu Dakka)
Hamas, Gazze'de tuttuğu İsrailli rehineleri koruyamayacağını duyurdu. (Independent Arabian - Meryem Ebu Dakka)
TT

Hamas İsrail'le savaşında rehine kartını kayıp mı ediyor?

Hamas, Gazze'de tuttuğu İsrailli rehineleri koruyamayacağını duyurdu. (Independent Arabian - Meryem Ebu Dakka)
Hamas, Gazze'de tuttuğu İsrailli rehineleri koruyamayacağını duyurdu. (Independent Arabian - Meryem Ebu Dakka)

İsrail ile Hamas arasında yeni bir esir değişimi anlaşmasını da kapsayan insani ateşkese varmak için yapılan dolaylı müzakerelerin sekteye uğramasının ardından Hamas, Gazze'de tuttuğu İsrailli rehineler arasında büyük kayıplar kaydedildiğini açıkladı.

Rehinelerin öldürülmesi

Hamas'a göre çok sayıda rehine öldürülürken, Hamas’ın silahlı kanadı el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde şu açıklamada bulundu:

“İsrailli esirlerin saflarında çok büyük kayıplar var. Askeri saldırılar öldürülme ya da yaralanmalara sebep oldu. İsrail saldırılarının elimizdeki esirlerin ölümüne yol açabileceğine dair onlarca uyarıda bulunduk ama İsrail bunu görmezden geldi. Takas anlaşması yapmak için onları korumaya ve sahiplenmeye çalışıyoruz ama zor koşullar onların ölmesine neden oluyor. Hayatta kalan esirler zor koşullar altında yaşıyor. Açlık, susuzluk ve ilaç eksikliği sıkıntısı çekiyor. Zaman hızla tükeniyor ve kanaatimiz İsrail ordusunun esirlerini kasten öldürdüğü ve onları umursamadığı yönünde.”

Koz

Hamas, Gazze'de elindeki esirleri sahip olduğu tek kazanç kartı olarak görüyor. İsrail ile pazarlık yapabiliyor ve savaşı durdurmak için esirleri bir baskı yöntemi olarak kullanıyordu. Ancak halen 135'e yakın esiri elinde bulunduran hareket, zaman zaman esirlerin bir kısmının öldürüldüğünü, bir kısmının da yaralandığını duyurduğu için bu kartı kaybetmeye başladı. Ebu Ubeyde son konuşmasında artık yaralıları tedavi edemediklerini söyledi.

Siyasi işler araştırmacısı Mansur Ebu Ziyad konuya dair şu değerlendirmede bulundu:

“Hamas'ın esirlerle ilgili açıklamasında bu kez öncekinden farklı bir şeyler var. Görünen o ki, kozunu kaybediyor. Hareket, esirlerin çoğunluğunun kaybedildiğini açıkladı ve bunun doğru olması Hamas’ın savaşa devam edemeyeceği anlamına geliyor.”

Savaşı durdurmak için

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre her ne kadar Hamas hareketi, elindeki rehineler dosyasındaki kayıpları ilk kez ortaya çıkarmıyor olsa da bu sefer öncekinden farklı açıklamalarda bulundu. Hamas çok sayıda esirin öldürüldüğünü, çok sayıda kişinin yaralandığını ve geri kalanlarla ilgilenip onları koruyamadığını bildirdi.

Hamas, savaşın başlamasından bu yana, esirlerin serbest kalması üzerinden İsrail'i zor duruma düşürmek için onları kullanmayı hedeflediğini söylüyor. Ancak hareket çok sayıda esirin öldürüldüğünü, çok sayıda kişinin yaralandığını ve geri kalan esirlerle ilgilenip onları koruyamadığını açıkladı.

Ebu Ziyad şunları söyledi:

“Görünüşe göre Hamas, esirlerin durumuna ağlıyor ve bu kesin bir şey, çünkü eğer bu dosyayı kaybederse Tel Aviv'in kendisini yok etmeyi amaçlayan şartlarını kabul etmekten başka çaresi kalmayacak. Hamas'ın esirlerin öldürüldüğü yönündeki uyarıları gerçek. Hamas'ın açıklaması iki mesaj taşıyor: İlki İsrail toplumuna ve Başbakan Binyamin Netanyahu'ya bir takas anlaşmasına varması için baskı yapılmasına yönelik. Bu, hareketin aşınmış kozunu kaybetmesini önler. İkincisi ise esir meselesiyle meşgul olan dünyaya yönelik. Hareket bu mesaj yoluyla esirlerin trajedisinin bölge sakinlerinin gerçekliğinden farklı olmadığı, her iki tarafın da yiyecek, ilaç, barınak krizi ve bombalama tehlikesiyle karşı karşıya olduğu Gazze gerçeğine dünyayı yaklaştırmak istiyor.

İsrail ilgilenmiyor

İsrail ordusu her halükarda geçen yılın 7 Ekim'inden beri amansızca Gazze'ye saldırıyor. Gazze Şeridi’ndeki tüm şehirlerin şiddetli bombalanması sonucunda çok sayıda İsrailli rehine öldü. Çoğu zaman Hamas bunu duyuruyor. Hareket son 96 saat içinde iki rehinenin öldürüldüğünü, sekizinin de ağır yaralandığını açıkladı.

Ebu Ziyad, İsrail toplumunun ve güvenlik liderlerinin bu meseleye aylar önce karar verdiğini ve özellikle Tel Aviv'in Hannibal Protokolü'nü devreye sokmasıyla, Hamas'ın elindeki rehineleri ölü olarak kabul ettiğini söylüyor. Ebu Ziyad, esirler öldürülse bile hükümetin, Mescid-i Aksa Tufanı’nın bedeli olarak Gazze'nin yok edilmesi kararını aldığını ifade ediyor.

Çok sayıda İsrailli rehinenin yakalanması karşısında Tel Aviv hükümeti Hannibal Protokolünü devreye soktu. Bu, İsrail ordusunun askerlerinin esir alınmasını engellemek için kullandığı bir uygulama ve orduya, askerlerini öldürme veya esirlerin bulunduğu yerleri bombalama izni veriyor.

Canlı veya ölü bedenler

İsrail açısından Netanyahu, Hamas'ın elindeki çok sayıda rehinenin Gazze'ye yönelik savaşı haklı kıldığını açıkça ifade etti. Netanyahu, "İsrail savaşının bölgede devam etmesini haklı çıkaracak kadar Gazze'de yeterli sayıda 132 canlı rehine var, bundan sonra rehinelerin canlı ya da ölü olarak kurtarılması için çalışacağız" dedi.

İsrailli siyasi ilişkiler araştırmacısı Meir Mısri açıklamasında "Savaşın stratejik hedefi Hamas'ı ortadan kaldırmak. Rehine meselesi ikinci planda ama bu, İsrail'in yeni bir anlaşmaya varmayı reddettiği anlamına gelmiyor" ifadesini kullandı.

İsrail Esirler ve Kayıp Dosyası Koordinatörü Gal Hirsch, Hamas'ın rehine kozunu kaybetmesi meselesiyle ilgili olarak şunları söyledi:

“Bir anlaşmaya varmak istiyoruz ve rehineleri kurtarmak için bedel ödememiz gerektiğini biliyoruz, ancak Hamas savaşın durdurulmasını istiyor. Bu, tüm rehineleri kaybetsek bile ödemeye hazır olmadığımız büyük bir bedel. Rehine anlaşmasını müzakere eden Hamas'ın siyasi yetkilileri, hareketin Gazze'deki yetkilileriyle temas halinde değil. Rehinelerin kaybedildiği işaretinin ardından hareketin taleplerinden vazgeçeceğine inanıyorum.”

 



“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
TT

“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)

Lübnan’daki Hizbullah Hareketi, üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarını hedef alan ‘en büyük güvenlik ihlali’ ile karşı karşıya kaldı. Bu güvenlik ihlali, Hizbullah’ın Lübnan’daki ve Suriye'deki kaleleri olarak kabul edilen bazı bölgelerde yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralanmasına ve 9 kişinin ölümüne neden olurken yaralıların sayısı hastanelerin kapasitesini aştı.

Suriye basını Suriye'de bulunan çok sayıda Hizbullah üyesinin taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Şam’ın kentsel ve kırsal kesimlerinde Hizbullah üyelerinin bazılarının taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Suriye’nin başkenti Şam'daki Kefer Susa Mahallesi yakınlarında seyir halindeki bir araçta bir çağrı cihazı patladı. İsrail’in Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah üyeleri tarafından yaygın olarak kullanılan çağrı cihazlarını hedef alan eş zamanlı siber saldırısı sonucunda Lübnan'da birkaç cihaz daha patladı.

Güvenlik ihlali saat 15.30 sularında Beyrut'un güney banliyölerinde bir kişinin elindeki cep telefonunun patlamasıyla başladı. Ardından Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak meydana gelen ‘patlamalar’ birbirini takip etti.

Lübnan’ın güney banliyölerinde, Nebatiye’de ve Bekaa'da yollarda kanlar içinde yatan onlarca insanın görüldüğü görüntüler düşmeye başladı. Ardından Hizbullah, çağrı cihazı taşıyan herkesten bu cihazları atmalarını isteyen bir açıklama yapıldı. İç Güvenlik Güçleri de vatandaşlardan yaralılara yardım edilmesini ve hastanelere kaldırılmalarını kolaylaştırmak için yolları açmalarını istedi. Genelkurmay Başkanlığı, vatandaşlardan, sağlık ekiplerinin olay yerlerine ulaşmalarını kolaylaştırmak amacıyla patlamaların yaşandığı bölgelerde toplanmamalarını istedi.

xy6muu7
Beyrut'un güney banliyösünde yaralıların tedavisine yardımcı olmak için kurulan çadırda kan vermek için bekleyen bağışçılar (AFP)

Reuters, Hizbullah yetkililerinin birinin çağrı cihazlarının patlatılması olayının şimdiye kadarki en büyük güvenlik ihlali olduğunu söylediğini aktardı. Reuters’ın emniyet kaynaklarından aktardığına göre Hizbullah, patlayan çağrı cihazları üyelerine daha yeni dağıtmıştı. Fransız Haber Ajansı (AFP) da Hizbullah'a yakın kaynakların ‘yeni çağrı cihazlarının lityum pillere sahip olduklarını ve aşırı ısınma sonucu patlamış gibi göründüklerini’ söylediklerini aktardı.

ABD merkezli gazete New York Times’ın (NYT) konuyla ilgili bilgi sahibi yetkililere dayandırdığı haberine göre cihazlar patlamadan önce birkaç saniye boyunca bip sesi çıkardı. Saldırıda Hizbullah üyelerine ait yüzlerce çağrı cihazı hedef alındı. Sosyal medyada dolaşan videolarda cihazların yollarda, dükkanlarda ve evlerde insanların ellerinde patladığı ve maddi hasara yol açtığı anlar görülüyor.

Hizbullah: Geniş kapsamlı inceleme başlatıldı

‘Güvenlik ihlalinden’ yaklaşık üç saat sonra Hizbullah tarafından yapılan ilk açıklamada dün öğleden sonra saat 15.30 sularında Hizbullah'ın çeşitli birimlerinde ve kurumlarında çalışanların iletişim için kullandığı çağrı cihazlarının patladığı duyuruldu. Açıklamada “Sebebi açıklanamayan patlamalar şimdiye kadar bir çocuğun ve iki kardeşin ölümüne ve birkaç kişinin de yaralanmasına neden oldu” denildi.

Açıklamada Hizbullah'ın uzman kurumlarının şu an eş zamanlı patlamaların nedenlerini belirlemek için geniş kapsamlı bir güvenlik soruşturması başlattığı belirtildi. Hizbullah tarafından yapılan ikinci açıklamada ise “Mevcut tüm gerçekleri ve verileri inceledikten sonra, bu canice saldırıdan tamamen düşmanımız İsrail'i sorumlu tutuyoruz” ifadeleri kullanıldı.

xc
Başbakan Mikati'nin Milletvekili Ali Ammar'ın oğlu için taziye ziyareti sırasında çekilen bir fotoğrafı (Başbakanlık Basın Ofisi)

Öte yandan Bakanlar Kurulu, Lübnan'ın egemenliğinin ağır bir ihlali olan ve suç teşkil eden İsrail'in bu saldırganlığını kınadı. Hükümetin ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekli tüm temasları derhal başlatarak bu suçla ilgili sorumluluklarını ortaya koyduğunu vurgulayan Bakanlar Kurulu, gelişmelerin takip edilebilmesi için toplantılarını kamuoyuna açık olarak yapma kararı aldı.

Bu arada Başbakan Necip Mikati, Milletvekili Ali Ammar'ı ziyaret ederek oğlu için başsağlığı diledi.