Fatimiyyun… İran’ın Suriye’deki mağdur kolu

Tugay, İran’da yaşayan ve Kudüs Gücü’nün komutası altında faaliyet gösteren 20 bin Afgan mülteciden oluşuyor.

Suriye’de ölen Fatimiyyun Tugayı savaşçılarının defnedildiği Tahran mezarlıklarındaki aileler (New York Times)
Suriye’de ölen Fatimiyyun Tugayı savaşçılarının defnedildiği Tahran mezarlıklarındaki aileler (New York Times)
TT

Fatimiyyun… İran’ın Suriye’deki mağdur kolu

Suriye’de ölen Fatimiyyun Tugayı savaşçılarının defnedildiği Tahran mezarlıklarındaki aileler (New York Times)
Suriye’de ölen Fatimiyyun Tugayı savaşçılarının defnedildiği Tahran mezarlıklarındaki aileler (New York Times)

New York Times’ta dün (19 Şubat Pazartesi) yayınlanan bir haber, aşırı yoksulluktan kurtulmak ve Afganistan’a geri dönme korkusuyla, Tahran adına vekalet savaşlarında güç olmak amacıyla ‘kutsal Şii türbeleri’ sloganıyla bulundukları yerleri savunmak için Suriye’de İran Devrim Muhafızları ile birlikte savaşa katılan Afgan mültecilerden oluşan Fatimiyyun Tugayı’na ışık tutuyor. Ancak İran’da büyük ölçüde görmezden gelindikleri için mağdur oluyorlar.

İran devlet televizyonuna göre bu ayın başında İran’ın başkenti Tahran’da bulunan ana mezarlıkta ABD’nin Suriye’deki askeri üslere saldırısında hayatını kaybedenler için düzenlenen anma töreninde küçük bir kalabalık, önde erkekler, arkada kadınlar olmak üzere sıra sıra katlanır sandalyelere oturuyordu. Çocuklar etrafta dolaşıyor, genç bir adam elindeki şeker kutusunu dağıtıyor, bir adam da hoparlörden dua okuyordu.

Diğer askerlere ve yerel tıbbi raporlara göre ölen 12 kişi İranlı değil Afgan’dı. Onlar, ortaya çıkışı on yılı aşkın bir süre önce patlak veren Suriye savaşının doruk noktasına kadar uzanan, büyük ölçüde görmezden gelinen bir güç olan Fatimiyyun Tugayı’nın bir parçasıydı. O dönemde İran, Suriye Cumhurbaşkanının, kendisine karşı çıkan ayaklanmaları bastırmasına ve DEAŞ teröristleriyle savaşmasına yardımcı olmak için binlerce Afgan mülteciyi askere almaya başlamıştı. Çocukları okullara kaydedilen ve İran’da ikamet izni verilen savaşçıya aylık 500 dolar tazminat ödendi.

Tugayın hala 20 bin kişilik olduğu ve çoğunluğu İran’da yaşayan ve İran Devrim Muhafızları’nın yabancı kolu Kudüs Gücü’nün komutası altında faaliyet gösteren Afgan mültecilerden oluştuğuna inanılıyor. Devrim Muhafızları’na bağlı İran medya kuruluşları ve Fatimiyyun internet siteleri, öldürülen Afganların isimlerini ve fotoğraflarını yayınladı. Irak ve Suriye’deki Amerikan saldırılarında öldürüldükleri bildirildi.

ABD saldırıları, geçen Ocak ayında Ürdün’deki bir askeri üsse düzenlenen ve üç ABD askerinin ölümüyle sonuçlanan insansız hava aracı saldırısına tepki olarak gerçekleştirilmişti.

FOTO: Taliban Afganistan’ın kontrolünü yeniden ele geçirdikten sonra birçok Afgan dağlardan geçerek İran’a doğru zorlu bir yolculuğa çıktı (AFP)
Taliban Afganistan’ın kontrolünü yeniden ele geçirdikten sonra birçok Afgan dağlardan geçerek İran’a doğru zorlu bir yolculuğa çıktı (AFP)

Öte yandan İranlı yetkililer, kurbanlar arasında İran’la bağlantısı olan herhangi bir askeri personelin varlığını açıkça yalanladı. Aynı şekilde Devrim Muhafızları da emri altında çalışan Afganların öldürüldüğünü kabul eden bir açıklama yapmadı. İran kuvvetleri mensupları öldürüldüğünde genellikle yaptıkları gibi, hiçbir yetkili onların öldürülmesine misilleme tehdidinde bulunmadı.

Bununla birlikte Tahran, Şiraz, Kum ve Meşhed olmak üzere en az 4 şehirde Afgan ölümlerine ilişkin bilgiler ortaya çıktı. İran medyasında yayınlanan fotoğraf ve videolara göre cenazeleri sessizce ailelerine teslim edildi. Cenaze töreni sırasında tabutları hiçbir ülkenin bayrağını taşımayan yeşil bir bezle örtüldü. Meşhed, Kum ve Şiraz’daki dini türbelere nakledildiler.

FOTO: Fatimiyyun Tugayı Arşivleri (Iran Your Persian internet sitesi)
 Fatimiyyun Tugayı Arşivleri (Iran Your Persian internet sitesi)

Bazı cenazeler, Fatimiyyun Tugayı’nın logosunun bulunduğu sarı bayrakla taşındı. Aynı şekilde fotoğraf ve videolara göre bazı cenazelere yerel yetkililer, din adamları, İran Devrim Muhafızları temsilcileri ve Afgan mülteciler de katıldı. Tahran’ın eteklerindeki bir başka cenaze töreninde pembe ceket giyen iki küçük kız, babalarının tabutu önünde ağlıyordu.

Orta Doğu’daki militanlar ve terörist hareketler konusunda uzman olan ve İran’da mülteci olarak büyüyen bir Afgan olan Hüseyin İhsani, “Afganlar arasında, İran tarafından korunmadan öldürüldüklerine, hatta kendi çıkarlarını korumak kurban verdiğine dair endişeler artıyor” dedi. İhsani, “Toplara karşı kendilerinin yem olarak kullanıldıklarını düşünüyorlar” şeklinde konuştu.

İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) misyonu, İran’ın BM Temsilcisi Emir Said İravani aracılığıyla Güvenlik Konseyi (BMGK) önünde yaptığı açıklamada, Fatimiyyun Tugayı’ndaki ölü ve yaralılardan haberi olup olmadığı yönündeki soruya yanıt vermedi.

Kudüs Gücü savaşçıları da dahil olmak üzere Afganlar, İran’ın Fatimiyyun Tugayı'ndaki öldürülenlerle ilgili tavrı karşısında öfkelerini ve hayal kırıklıklarını dile getirdiler. Ayrıca neredeyse her gün sosyal medya sitelerinde Fatimiyyun’la ilgili mesajlar paylaşılıyordu. Bazıları Kudüs Gücü’nün neden sessiz kaldığını merak ederken, bunu ‘ayrımcılık’ olarak nitelendirdi.

İran basınında yer alan haberlere göre ABD bombardımanında ölenler arasında Kudüs Gücü komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani’nin yakın müttefiki olan iki üst düzey komutan da vardı. Üçünün Suriye savaş alanında birlikte fotoğrafları ortaya çıktı. İsimleri Seyyid Ali Huseyni ve Seyyid Hamza Alavi olarak geçiyordu.

FOTO: Suriye’nin Palmira kentindeki merkezi meydan, Fatimiyyun Tugayı’nın DEAŞ’tan geri alınmasına yardım ettiği birçok şehirden biri (New York Times)
Suriye’nin Palmira kentindeki merkezi meydan, Fatimiyyun Tugayı’nın DEAŞ’tan geri alınmasına yardım ettiği birçok şehirden biri (New York Times)

Yıllar içerisinde İran’a kaçan Afganların çoğunluğunun, Afganistan’ın en büyük etnik gruplarından biri olan Hazaralar olması ve onların da çoğu İranlı gibi Şii mezhebine mensup olması dikkat çekiyor.

Afganistan’daki Hazaralar, ABD kuvvetlerinin doğal müttefikleriydi. Çünkü ortak düşmanları Taliban ve El-Kaide’ydi. Ancak Orta Doğu’da bugün yaşanan karmaşık durum karşısında İran’la ittifak kurarak ABD güçlerini bölgeden çıkarmaya çalışıyorlar.

DEAŞ’ı takip

Suriye’de Fatimiyyun Tugayı, genellikle DEAŞ’a karşı savaşta ilk savunma hattını oluşturuyordu ve örgütün Suriye’de ele geçirdiği birçok bölgenin geri alınmasına büyük ölçüde katkıda bulundu.

Hükümete bağlı İran gazetesi, geçen hafta Suriye’de son yıllarda en az 3 bin tugay üyesinin öldürüldüğünü ve ABD’nin 2019’da tugayı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırdığını yazdı.

İran’da doğup büyüyen ve üç kez Suriye’de savaşmak üzere gönderilen Afgan Fatimiyyun Tugayı’nın eski bir üyesi, yasal statü kazanmanın yanı sıra kendisine İran’daki aşırı yoksulluk ve işsizlikten kaçma fırsatı sunduğu için tugaya ilgi duyduğunu söyledi.

İntikam korkusuyla isminin yayınlanmasını istemeyen grup üyesi, birçok savaşçının da ‘Şii İslam’ı koruma ve Sünni radikalizmini yenme’ arzusuyla tugaya katıldığını belirtti.

FOTO: Afgan Hazaralar 2022’de Kabil’de Aşura gününü kutluyor (New York Times)
 Afgan Hazaralar 2022’de Kabil’de Aşura gününü kutluyor (New York Times)

Taliban ülkenin kontrolünü tekrar ele geçirdiğinde İran’a kaçan Afganistan’daki eski bir subay olan Hazara Şiilerinden bir başka Afgan mülteci olan  31 yaşındaki Muhammed, bir telefon görüşmesinde, yüksek lisans derecesine sahip olmasına rağmen inşaatta çalıştığını söyledi. Muhammed, Afganların aynı zamanda yasadışı göçmenlere yönelik artan baskılar ve sınır dışı edilme tehditleri konusunda da endişelenmesi gerektiğini belirtti.

İntikam korkusuyla soyadının kullanılmamasını isteyen Muhammed, “Afgan arkadaşlarımdan biri bana, maddi krizi ve Afganistan’a geri gönderilme korkusu nedeniyle Fatimiyyun Tugayı’na katılmak istediğini söyledi. Burada sıkışıp kaldık. Ne ileri ne de geri gideceğimiz bir yolumuz var” dedi.

Analistler, Fatimiyyun Tugay güçlerinin, Irak ve Suriye’deki ABD üslerine yönelik saldırılara doğrudan karıştığına dair hiçbir kanıt bulunmadığını söylüyor. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ise geçen Ekim ayında İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başlamasından bu yana üslerin, İran destekli vekil güçler tarafından 160’tan fazla kez hedef alındığını açıkladı. Ancak Fatimiyyun Tugayı, Tahran’ın bölge genelinde desteklediği, finanse ettiği ve silah sağladığı milis ağı arasındaki lojistik meseleleri sahada koordine etmesine yardım etmede önemli bir rol oynuyor.

İsminin gizli kalmasını isteyen analistler ve İran Devrim Muhafızları’na bağlı bir askeri strateji uzmanına göre Fatimiyyun Tugayı güçleri, İran’dan Irak’a, oradan da Suriye’den Lübnan’daki Hizbullah’a giden insansız hava araçları, füze parçaları ve teknoloji de dahil olmak üzere silah tedarik zinciri boyunca önemli istasyonları oluşturan üsleri denetliyor.

FOTO: Afganlar İran’dan sınır dışı ediliyor (New York Times)
Afganlar İran’dan sınır dışı ediliyor (New York Times)

Washington’daki Orta Doğu Enstitüsü Suriye ve Terörle Mücadele ve Aşırıcılık Programları Direktörü Charles Lister, “Birkaç yıl önce Suriye’deki genel çatışma durgunlaştığında, Fatimiyyun Tugayı’nın ana vatanına döneceği, dağılacağı ve güçlerinin terhis edileceği beklentisi vardı. Ancak kendilerini daha geniş bölgesel ağa entegre ettiler ve oynayacak yeni bir rol buldular; bu da lojistiği sürdürmek, koordine etmek ve sahada daha geniş bir koordinasyon sağlamak." değerlendirmesinde bulundu.

İran'ın vekil milislerine bağlı Sabreen News internet sitesinde yayınlanan bir fotoğrafa göre ABD savaş uçakları, Suriye’nin doğusundaki Deyrizor’da Fatimiyyun Tugayı üyelerinin öldürüldüğü üssü yıktı, geride moloz ve enkaz yığını bıraktı.

Pentagon sözcüsü ABD’li General Patrick Ryder, İran için çalışan Afganların öldürülmesiyle sonuçlanan ABD saldırıları hakkında özel olarak yorum yapmayı reddetti. Ancak saldırıların Devrim Muhafızları ve ajanlarından hesap sormak için gerçekleştirildiğini ve ilk belirtilerin ‘Tahran’ın vekil gruplarıyla bağlantılı 40’tan fazla militanın öldürüldüğünü veya yaralandığını gösterdiğini’ söyledi.

İranlı liderler ve önemli şahsiyetler, ABD saldırıları beklentisiyle üslerden tahliye edildi. ABD Başkanı Joe Biden yönetimi neredeyse bir haftadır saldırıların yakın olduğunu açıklıyordu. Ancak Devrim Muhafızları ile bağlantılı İranlı bir yetkili, Afganların üste kaldığını ve askeri üslerin terk edilemeyeceğini belirtti.

Aralarında iki üst düzey komutanın da bulunduğu 5 Afgan’ın cenazesinde önde gelen muhafazakâr din adamlarından Hüccetü’l İslam Ali Rıza Panahiyan, yas tutanlara hitaben, “Düşmanın zayıf Afganları öldürmesi aptallıktı. Çünkü onlar, İslam ve direniş cephesi uğruna şehitler ve mücahitlerdir” ifadelerini kullandı.

Farnaz Fasihi/ New York Times hizmeti



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.