Hamaney Irak’taki Şii örgütlere ABD’ye saldırmama talimatı verdi

Haşdi Şabi’ye ait bir araç,  Şubat ayı başlarında Ketaib Hizbullah liderinin aracını kaldırıyor ( AFP)
Haşdi Şabi’ye ait bir araç, Şubat ayı başlarında Ketaib Hizbullah liderinin aracını kaldırıyor ( AFP)
TT

Hamaney Irak’taki Şii örgütlere ABD’ye saldırmama talimatı verdi

Haşdi Şabi’ye ait bir araç,  Şubat ayı başlarında Ketaib Hizbullah liderinin aracını kaldırıyor ( AFP)
Haşdi Şabi’ye ait bir araç, Şubat ayı başlarında Ketaib Hizbullah liderinin aracını kaldırıyor ( AFP)

Irak’taki Hizbullah Tugayları örgütünün lideri Ebu Bekir es-Saadi’nin Bağdat'ın doğusundaki El-Meştel bölgesindeki evinin yakınında hedef alınarak öldürüldüğü ABD saldırısının üzerinden iki hafta geçerken, bu dönemde gözlemciler, İran bağlantılı Iraklı örgütlerin Irak ve Suriye'de ABD kuvvetlerinin bulunduğu üslere yönelik saldırılarının neredeyse tamamen durduğunu düşünüyor.

Bu geri çekilme, hangi tarafın sakin seçeneği tercih ettiği ve uzaklaşmanın taktiksel mi yoksa stratejik mi olduğu hakkında soruları gündeme getirdi. Aynı şekilde geçtiğimiz Ekim ayında Gazze'de başlayan savaşın ardından Direniş Ekseni örgütleri arasındaki çatışmayı durduranın Irak mı yoksa İran mı olduğu sorusu gündemde.

Iraklı örgütlere yakın kaynaklar, ateşkesi İran’ın yönlendirdiği üç temel sütuna bağlıyor: Bunların arasında Şii örgütleri ABD saldırılarına tamamen maruz kalmaktan koruma ve olası sonraki Amerikan saldırılarından kaçınmak amacıyla yeniden konumlandırma arayışı da var.

Saadi (solda) Haşdi Şabi liderlerinde Ebu Fedek ile birlikte ( Irak Hizbullah Tugayları)
Saadi (solda) Haşdi Şabi liderlerinde Ebu Fedek ile birlikte ( Irak Hizbullah Tugayları)

Şii örgütlerin korunması

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, İran rejiminin ve Ortadoğu’da vekalet savaşını yürüten örgütlerin ateşkes isteğinin korunma çabası olduğunu vurguluyor. Bu,  İran'ın ABD ile çatışmanın en önemli sahalarını kaybetmek anlamına gelebilir.

Kaynaklar, ateşkesi tetikleyen üçüncü bir nedeni de göz ardı etmiyor: İran Şii örgütlerin saldırılarını durdurarak, Şii Koordinasyon Çerçevesi güçlerini temsil eden Sudani hükümetinin çöküşten korunmanın yanı sıra, siyasi partilerin saldırılara ilişkin öfke durumunu ve halkın memnuniyetsizliğini absorbe etmeye çalışıyor.

Talimat Hamaney’den

Kaynaklar, İran'ın Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani tarafından saldırıların durdurulması yönünde verilen emirlerle ilgili haberleri yalanlıyor ve bu emirlerin İran rejiminin zirvesindeki isim Rehber Ali Hamaney’e atıfta bulunarak "doğrudan İran'daki en yüksek otoriteden verildiğini" ifade ediyor.

Kaynaklar, "Mevcut ateşkes, neredeyse her gün gözden geçirilen ve ortaya çıkan pozisyonlara göre değerlendirilen İran'ın pozisyonuna ilişkin bir değerlendirmenin özetidir. Bu, her an devam edebileceği veya sona erebileceği anlamına geliyor” dedi.

ABD’nin tepkisinin gücü

Araştırmacı ve Siyasi Analist Nizar Haydar, mevcut ateşkesin, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani hükümetinin Ekim 2022'de kurulmasından bu yana türünün ikinci örneği olduğunu belirtiyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Haydar, bunun bir sonraki duyuruya kadar devam etmesinin birkaç nedenden kaynaklandığını, bunlardan en önemlisinin ise ABD’nin tepkisinin gücü ve Washington'un, Irak ve Suriye'deki tesislerinin şu veya bu şekilde vurulmasına katkıda bulunan tüm unsurları takip etme kararlılığı olduğunu bildirdi. Açıklamasında grupların kararlarını kontrol eden bölgesel aktörden açıkça söz ederek, “Böyle bir ateşkese her tanık olduğumuzda, silahlı örgütlerin çalışmasının etkinleştirilmesinin veya dondurulmasının etkili bir eylemle sonuçlanacağından emin oluyoruz. Karar, hizipler tarafından ülkenin yüksek çıkarlarını korumak için alınan ulusal veya dahili bir karar değil” dedi.

Haydar ayrıca, “Örgütlerin 4 ay önce silahlarını harekete geçirip bugün dondurma kararı, Filistinlileri desteklemek için değil, artık netleşen başka bir hedef içindi; Komşu İran'ın ABD ile kriz ilişkisindeki konumunu desteklemek” ifadelerini kullandı.

Eski diplomat Gazi Faysal ise, İran'ın mevcut ateşkesteki belirleyici rolü konusunda hemfikir ancak bunun devamının General İsmail Kaani'nin, özellikle de yakın zamanda Bağdat'ta grup liderleriyle yaptığı toplantının ve saldırıları durdurmaları yönünde talimat vermesinin ardından verdiği emirlerin çerçevesiyle bağlantılı olduğuna inanıyor.

Faysal, “İran, ABD'nin savaşın kapsamını genişletme yönündeki tehditlerinin bedelini İran'ın derinliklerinde doğrudan çatışmayla ödemekten korkuyor. Dolayısıyla Gazze, Yemen ve Lübnan'daki mevcut savaş senaryoları devam ettiği  ve radikal darbeler olmadığı sürece ateşkes devam edecek, aksi takdirde gruplar her zamanki saldırılarına geri dönecek” dedi.

Eski diplomat ayrıca, grupların ayrıda Irak Hizbullah Tugayları lideri Saadi’nin suikasta  kurban gitmesi ve grubun karargâhı ile diğer liderlerinin hedef alınmasından sonra Washington'la karşı karşıya gelme tehlikesini hissettiğine değinerek, çatışmayı sürdürmenin, bireyler veya bu grupların temelindeki yapılar düzeyinde ağır bir bedel ödemesine yol açacağının farkında olduklarını aktardı.



Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.


Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
TT

Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas dün yaptığı açıklamada, Filistin Yönetimi'nin İsrail'in Gazze Şeridi'ni Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeridi'nden ayırma veya Şeridi yeniden işgal etme ya da herhangi bir bölümünü ilhak etme planlarını kabul etmeyeceğini belirtti.

Şu anda İtalya'yı ziyaret eden Abbas, Gazze Şeridi'nde güvenlik veya askeri çözümlerin olmadığını, Şeridin Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

Filistin Haber Ajansı, Abbas'ın İtalyan Dışişleri Bakanı'na işgal altındaki Filistin topraklarındaki son gelişmeler, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin güçlendirilmesi çabaları ve Başkan Donald Trump'ın planının ikinci aşamasının uygulanması hakkında bilgi verdiğini bildirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu aşama, Hamas yönetiminin sona erdirilmesi, İsrail'in çekilmesi, yeniden yapılanma ve yerinden edilmenin önlenmesini içeriyor.