Eski Lübnan Cumhurbaşkanı Avn ülkeyi savaşa sürükleyen Hizbullah’ı eleştirdi

Hizbullah ile anlaşmazlığını sürdüren Avn: Gazze’ye savunma anlaşması ile bağlı değiliz

Lübnan eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn (Özgür Yurtsever Hareket)
Lübnan eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn (Özgür Yurtsever Hareket)
TT

Eski Lübnan Cumhurbaşkanı Avn ülkeyi savaşa sürükleyen Hizbullah’ı eleştirdi

Lübnan eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn (Özgür Yurtsever Hareket)
Lübnan eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn (Özgür Yurtsever Hareket)

Eski Lübnan Cumhurbaşkanı ve ülkenin en büyük Hristiyan partisi Özgür Yurtsever Hareket’in (ÖYH) kurucu lideri Mişel Avn, Hizbullah’ın Gazze ile dayanışma amacıyla İsrail'e karşı Lübnan sınırlarında cephe açmasını eleştirdi. Avn, “Gazze'yle bir savunma anlaşmasına bağlı değiliz” vurgusunda bulundu. Böylece Avn, Lübnan'ın tarafsız kalması ve savaşa karışmaması çağrısında bulunan diğer Hristiyan güçlere katılmış oldu. En son (Maruni Hristiyan) Ketaib Partisi, “Her saldırının caydırılması, devletin rolünü gasp eden milis kuvvetlerine değil, anayasa ve yasalara uygun olarak faaliyet gösteren meşru kurumların sorumluluğundadır” açıklamalarında bulunmuştu.

Avn, Pazartesi gecesi ÖYH’nin yayın organı OTV'de yayınlanan röportajında, “Biz Gazze'ye savunma anlaşmasıyla bağlı değiliz, cepheleri bağlayacak olan da Arap Birliği'dir. Ancak Lübnan halkının bir kısmı tercihini yaptı. Hükümet pozisyon alamıyor. Zafer bir kesimin değil milletindir. İsrail'in Lübnan'a saldırısını öngörüp önceden cephe açıldığını söylemek sadece bir görüştür. Çatışmaya girmek tehlikeyi ortadan kaldırmayabilir aksine arttırabilir. Gazze ve güneydeki gelişmelerin Cumhurbaşkanlığı krizinde pazarlık unsuruna dönüştürülmesi kesinlikle kabul edilemez, aksi takdirde şehitlerin fedakarlıkları boşa gidecek ve Lübnan için büyük kayıp olacaktır” açıklamalarında bulundu.

ÖYH ile Hizbullah arasındaki ilişki, yeni cumhurbaşkanının kim olacağına dair süregelen kriz konusundaki görüş ayrılığı ve Hizbullah’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Marada Hareketi lideri Süleyman Franciyye’yi verdiği destek nedeniyle son zamanlarda gerginleşti. Hizbullah bakanlarının atamalarla sonuçlanan hükümet oturumlarına katılmasının ardından gerginlikler arttı. Bunlardan sonuncusu, Meclis’te Genelkurmay Başkanı’nın görev süresini uzatma oturumuna Hizbullah milletvekillerinin katılımıydı.

Ketaib Partisi

Ketaib Partisi Siyasi Bürosu, Parti Başkanı Sami Cemayel’in başkanlık ettiği toplantıda, yıkıcı silahların köylerde ve yerleşim yerlerinde yayılmasını, tüm Lübnan toprakları ve insanlarının Lübnan'ın ve Lübnanlıların istemediği bir savaşa maruz bırakılmasını reddetti. Büro tarafından yapılan açıklamada, “Bugün geçerli olan tek mantık, Lübnan halkının ve uluslararası toplumun yetkilendirdiği Lübnan Ordusu'nun, uluslararası güçlerle işbirliği içinde Lübnan'ı savunması ve sınırları koruması ve müzakerelere katılmasıdır. Saldırıların caydırılması, devletin rolünü gasp eden milis kuvvetlerinin değil, anayasa ve yasalara uygun olarak faaliyet gösteren meşru kurumların sorumluluğundadır. Aktif ve etkili diplomasi yoluyla Lübnan ordusunu desteklemek için çalışan, ayrıca çatışmanın durdurulmasını ve Lübnan'a yayılmasının önlenmesini talep eden meşru kurumların sorumluluğunda. Mesele, Lübnan’ın resmî kurumlarına destek amacıyla küresel bir talep haline geldi” ifadelerine yer verildi.

Uluslararası çabalar

Güneydeki savaşın sona erdirilmesine yönelik uluslararası çabalar sürüyor. Dün güneyde artan gerilime ilişkin bir soruyu yanıtlayan Fransız Büyükelçi Herve Magro, “Tavrımız belli. Gerilimin azaltılması için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib ile görüşmesi ardından Fransa'nın Hizbullah ile doğrudan iletişim kurup kurmadığına ilişkin ise “Bildiğiniz gibi herkesle konuşuyoruz ve ilerleme kaydetmeyi umuyoruz” ifadelerine başvurdu.

Hizbullah, Gazze’deki savaş sonlanmadan önce iç veya savaşla ilgili herhangi bir ayrıntıyı tartışmayı reddediyor. Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Açık olmak gerekirse, reddettiğimiz üç şey var. Birincisi, saldırı devam ettiği sürece bedeli ne olursa olsun Gazze'ye destekten geri adım atılamaz. İkinci olarak, her ne olursa olsun İsrail'in ya da Batı'nın tehditlerine ya da korkutmaları kabul edilemez. Zirâ biz meydan insanıyız. Savunmayı görev olarak görüyoruz, savunma olmadan istikrar olmaz ve biz bu bölgede var olmayacağız. Üçüncüsü, Gazze'ye yönelik saldırı tamamen durmadan, Lübnan’ın güneyi ve Filistin hususunda hiçbir münakaşaya girmeyeceğiz. Saldırı durursa münakaşalar başlayacak. Şuan yapılan tüm tartışmalar bir tür zaman kaybıdır. Zirâ uzaktan ya da yakından bununla ilgilenmiyoruz” vurgusunda bulundu.



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."