Moritanya AB ile göç sorunu ekseninde siyasi diyaloğa başlıyor

Moritanya Avrupa Birliği ülkelerinden sınır dışı edilen göçmenler için arka bahçe olmayı kabul etmiyor

Moritanya hükümeti ile Avrupa Birliği arasındaki siyasi diyalog oturumlarından (Moritanya Haber Ajansı)
Moritanya hükümeti ile Avrupa Birliği arasındaki siyasi diyalog oturumlarından (Moritanya Haber Ajansı)
TT

Moritanya AB ile göç sorunu ekseninde siyasi diyaloğa başlıyor

Moritanya hükümeti ile Avrupa Birliği arasındaki siyasi diyalog oturumlarından (Moritanya Haber Ajansı)
Moritanya hükümeti ile Avrupa Birliği arasındaki siyasi diyalog oturumlarından (Moritanya Haber Ajansı)

Başkent Nuakşot’ta Moritanya hükümeti, göç, güvenlik ve kalkınma başta olmak üzere birçok alanda Moritanya-Avrupa Birliği (AB) iş birliğinin yanı sıra demokratik süreci tartışmak ve bu yılın ortasında yapılacak başkanlık seçimlerine hazırlanmak amacıyla AB ile "siyasi diyalog" oturumları başlattı.

AB ile Afrika, Karayipler ve Pasifik Topluluğu ülkeleri arasındaki ilişkileri düzenleyen Cotonu Anlaşması’na göre 20 Şubat’ta başlayan oturumlar periyodik olarak yapılıyor. Bu oturumlarda terörün ve güvensizliğin yaygın olduğu, askeri darbe dalgasının yıllardır Batı Afrika bölgesini kasıp kavurduğu yer olan sahil bölgesindeki durumların ele alınması bekleniyor.

Şarku’l Avsat’ın Moritanya Haber Ajansı AMİ’den aktardığı habere göre oturumlara Moritanya Başbakanı Muhammed Veled Bilal'in başkanlık ettiğini ve oturumlara AB ülkeleri Fransa, İspanya, Almanya’nın Moritanya'daki büyükelçileri ve AB heyetinin yanı sıra Moritanya hükümetinden çok sayıda üyenin katıldığını belirtti.

AMİ, Moritanya ve Avrupa tarafının oturumların başında "Moritanya-Avrupa ilişkilerinin niteliğinden duydukları memnuniyeti" ifade ettiğini ve Moritanya ile Avrupa Birliği arasındaki ortaklığın "daha fazla güçlendirilmesi ve etkili hale getirilmesi" ihtiyacını vurguladığını da nakletti.

Moritanya hükümeti ile Avrupa Birliği arasındaki siyasi diyalog oturumlarının bir kısmı (Moritanya Haber Ajansı)
Moritanya hükümeti ile Avrupa Birliği arasındaki siyasi diyalog oturumlarının bir kısmı (Moritanya Haber Ajansı)

Ancak bu oturumlar, Moritanya'nın göçmenlik konusunda AB ile iş birliği çerçevesinde yaşadığı yaygın tartışmanın ışığında yapılıyor; bu tartışma, ayın başında İspanya Başbakanı ve Avrupa Komisyonu Başkanı'nın Nuakşot’u ziyaretinden ve Avrupalıların, Sahra altı Afrika ülkelerinden ve Moritanya kıyılarından Avrupa’ya doğru gelen göçmen dalgalarıyla mücadelede ve geçişte Moritanya'nın çok önemli rol oynaması karşılığında Moritanya'ya yüz milyonlarca avro yatırım yapma niyetinin açıklanmasından bu yana şiddetleniyor.

Moritanya hükümeti ile bir Avrupa misyonu arasında yasadışı göçle mücadeleye ilişkin bir anlaşmanın formüle edilmesi amacıyla geçtiğimiz pazartesi günü Novakşot’ta "ön müzakereler" başladı ve iki tarafın 2023 sonunda Brüksel’de konuştuğu yol haritasına göre bu müzakerelerin göçle ilgili bir "ortak deklarasyon taslağı" oluşturulmasıyla sonuçlanması bekleniyor.

Moritanya Cumhurbaşkanı, yasadışı göçle mücadeleye ilişkin bir anlaşma formüle etmek amacıyla bir Avrupa misyonuyla görüştü (AFP)
Moritanya Cumhurbaşkanı, yasadışı göçle mücadeleye ilişkin bir anlaşma formüle etmek amacıyla bir Avrupa misyonuyla görüştü (AFP)

Her ne kadar iki taraf arasında henüz bir anlaşmaya varılmamış olsa da, bu müzakereler çoğu Moritanyalının ülkelerinin Avrupa topraklarından gönderilecek göçmenler için “alternatif bir vatana” dönüşeceği korkularını artırıyor ve bu durum Moritanya İçişleri Bakanlığı'nı açık bir şekilde “Moritanya göçmenler için alternatif bir vatan olmayacak" vurgulu bir basın açıklaması yapmaya yöneltti.

Moritanya İçişleri Bakanlığı, Avrupalılarla görüşmelerin "her iki tarafın egemenliğine ve ortak çıkarlarına saygıyı garanti eden ve göç konusunda uluslararası anlaşmalar ve taahhütler çerçevesinde AB'deki tüzükler, sistemler ve yasalarla tutarlı olan dengeli ve adil bir anlaşmayı neyin oluşturduğuna dair bakış açılarını yaklaştırmayı " amaçladığını açıkladı.

Bakanlık ayrıca iki taraf arasında göç konusunda bir taslak anlaşma belgesinin ortaya çıkarılması halinde bunun önümüzdeki mart ayı başlarında Nuakşot’ta yapılacak Avrupa-Moritanya bakanlar toplantısında imzalanacağını kaydederek tartışmanın birkaç gün daha devam edeceğini açıkladı. Avrupalılarla müzakerelerin hedefinin, "yasadışı göçle mücadele konusunda her iki tarafın çıkarlarına hizmet eden ve bazılarının “yasadışı göçmenlerin Moritanya’ya yerleştirilmesi” tezinin çok ötesinde, ülkemizin bu alanda karşı karşıya olduğu zorlukları dikkate alan ortak bir anlayışa ulaşmak" olduğunu vurguladı.

İçişleri Bakanlığı açıklamasında ayrıca, " ülkemize yasa dışı yabancı göçmenlerin yerleştirilmesi, kabul edilmesi veya barındırılması için alternatif bir vatan haline getirme eğilimi hakkında dolaşan söylentileri kategorik olarak reddediyoruz. Bu söylentiler tamamen asılsızdır ve bu konu kesinlikle konuşulmadı, teklif edilmedi ve dikkate alınmadı" denildi.

Başkent Nuakşot’taki Afrikalı göçmenler (Şarku’l Avsat)
Başkent Nuakşot’taki Afrikalı göçmenler (Şarku’l Avsat)

Moritanya İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Mahfuz Veled İbrahim, müzakerelerin başında iki tarafın aradığı her bir tarafın maruz kaldığı riskler ve karşılaştığı zorluklarla orantılı olarak ortaklığın "ortak yük ve sorumlulukların adil ve eşitlikçi bir şekilde paylaşılmasına izin vermesi gerektiğini" vurgulamıştı.

Genel Sekreter, yasadışı göç nedeniyle "Moritanya'nın ağır bir fatura ödediğini" belirterek şu ifadeleri kullandı: “Moritanya'nın aslında Avrupa'da olduğu gibi bir varış ülkesi olmadığını ve yasadışı göçmenler için bir kaynak ülke olmadığını, daha ziyade bir göçmen ülkesi olduğunu hatırlatırım. Moritanya coğrafi konumu nedeniyle öncelikle bir geçiş ülkesidir”

Güvenlik boşluğu nedeniyle her yıl binlerce göçmenin Akdeniz kıyılarına doğru yöneldiği Büyük Sahra bölgesindeki “Atlantik Rotası”, son yıllarda Avrupa kıyılarına doğru en aktif göç rotası haline geldi.

Uluslararası göç örgütlerinin raporları, binlerce göçmenin Senegal, Gambiya ve Gine gibi ülkelerden organize kaçakçılık şebekeleri aracılığıyla Moritanya kıyılarına, oradan da Atlas Okyanusu'nu geçerek, Moritanya'ya çok yakın olan İspanya’nın Kanarya Adaları kıyılarına kadar gitmeyi tercih etmeye başladığını gösteriyor.

Daha önce Moritanya ve İspanya arasında yasa dışı göçle mücadele için bir anlaşma imzalamış ve bu anlaşma kapsamında İspanya Sivil Muhafız birimleri Moritanya Sahil Güvenlik'in göçmen dalgalarıyla mücadele etmesine yardımcı olmak için Moritanya sahillerinde bulunuyordu. Moritanya ayrıca son yıllarda birçok İspanya uçağı ile sınır dışı edilen göçmenleri Sahra altı Afrika'daki ülkelerine gönderdi.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.