Husilerin denizdeki saldırıları hız kazandı

Husiler, Hudeyde’deki saldırıların ve Aden Körfezi’nde bir geminin bombalanmasının sorumluluğunu üstlendi.

Hedef alınan ABD gemisinin kümes hayvanı yemi taşıdığı öne sürüldü. (Reuters)
Hedef alınan ABD gemisinin kümes hayvanı yemi taşıdığı öne sürüldü. (Reuters)
TT

Husilerin denizdeki saldırıları hız kazandı

Hedef alınan ABD gemisinin kümes hayvanı yemi taşıdığı öne sürüldü. (Reuters)
Hedef alınan ABD gemisinin kümes hayvanı yemi taşıdığı öne sürüldü. (Reuters)

İran destekli Husiler dün Hudeyde’de dört saldırı gerçekleştirildiğini açıklayarak, bunların ABD ve İngiltere tarafından gerçekleştirildiğini bildirdi. Husiler ayrıca, ABD gemisinin yanı sıra Aden Körfezi’nde İsrail gemisi olduğunu iddia ettiği bir geminin hedef alınma sorumluluğunu üstlendi. Diğer yandan bir İngiliz yetkili, Kızıldeniz’de insansız hava aracı (İHA) faaliyetinin arttığını kaydetti.

Washington’ın Husilere karşı düzenlediği saldırılar, gemilere saldırmak için askeri yeteneklerini kontrol altına alma ve azaltma girişimi bağlamında gerçekleşiyor. Husilerin ‘İsrail’in Gazze’deki savaşına tepki’ olarak nitelendirdiği gerilimin tırmandığı dördüncü ayda bu hedefe ulaşılamadı.

 Yemen’e yardım taşıyan ABD kargo gemisi, Husilerin füze saldırısına rağmen Aden’e ulaştı. (Reuters)
 Yemen’e yardım taşıyan ABD kargo gemisi, Husilerin füze saldırısına rağmen Aden’e ulaştı. (Reuters)

Yemen hükümeti söz konusu gelişmeler, özellikle yakın zamanda Aden limanına giden ve gıda yardımı taşıyan bir geminin hedef alınması sonrasında ‘Husilerin insani duruma yönelik tehlikesi’ konusunda bir kez daha uyarıda bulundu.

Husilere bağlı medya organları, Amerikan ve İngiliz uçaklarının dün dört saldırı düzenlediğini aktardı. Medya organlarına göre ed-Duha kasabasının el-Kadan bölgesindeki bir alana düzenlenen saldırıdan bir gün sonra iki saldırı Hudeyde şehrindeki el-Cabane bölgesini, iki saldırı da şehrin kuzeybatısındaki el-Arc bölgesini hedef aldı.

Washington, bu saldırıları hemen üstlenmese de İngiltere Deniz Ticareti Operasyonları Otoritesi, yaptığı açıklamada dün Yemen’in Hudeyde şehrinin 40 deniz mili batısında drone faaliyetinin arttığına dair rapor aldığını bildirdi.

Husilerin askeri sözcüsü, örgütün salı günü gerçekleştirdiği ve Kızıldeniz ve Umman Denizi’ndeki ABD savaş gemilerinin ve Eylat şehrindeki mevziilerin bir dizi insansız hava aracıyla hedef alınması dahil saldırıların sorumluluğunu üstlendi. Sözcü, Aden Körfezi’nde MSC Silver adlı İsrail gemisini de bir dizi füzeyle hedef aldıklarını söyledi.

Fotoğraf Altı: Husilerin denizdeki gerilimini artırmasından bu yana yaklaşık 10 kargo gemisi doğrudan hedef alındı. (Reuters)
Husilerin denizdeki gerilimini artırmasından bu yana yaklaşık 10 kargo gemisi doğrudan hedef alındı. (Reuters)

Husilerin geçen pazartesi günü Yemenlilere yardım etmek için tahıl taşıyan bir gemiyi iki füzeyle hedef alması karşısında Batılıların ve Yemenlilerin öfkeleri artarken örgüt, “Gemi ABD’ye aittir. ABD’nin iddia ettiği gibi insani yardım değil, kümes hayvanı yemi taşımaktadır” açıklamasında bulundu. Washington’ı ise hedef alınan geminin kargosu ve varış yeri konusunda yanlış beyanlarda bulunarak gerçekleri tahrif etmek ve dünya kamuoyunun kafasını karıştırmaya çalışmakla suçladı.

Diğer yandan ABD Merkez Komutanlığı yaptığı açıklamada, İran destekli Husi milislerin, Yunan bayrağı taşıyan ve Yemen’in Aden limanına giden ABD’ye ait bir kargo gemisi olan Sea Champion gemisine iki gemisavar balistik füze fırlattığını bildirdi.

Açıklamada, füzelerden birinin geminin yakınında patlayarak küçük çapta hasara neden olduğu ifade edilirken, “Ancak mürettebatı nihai varış noktasına doğru yoluna devam etti ve Yemen halkının yararı için Aden’e tahıl teslim etti” denildi.

Açıklamada ayrıca, gemiyi işleten şirketin son beş yılda Yemen’e 11 kez insani yardım ulaştırdığı kaydedildi.

ABD tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bölgedeki Husi saldırganlığı, dünyadaki en büyük insani krizlerden birini temsil eden, çatışmalardan olumsuz etkilenen Yemen’de zaten yüksek düzeyde olan ihtiyacı daha da artırdı. Orada toplam nüfusun yaklaşık yüzde 80’inin insani yardıma ihtiyacı var.”

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre açıklamada, Washington’ın, ‘Husilerin kötü faaliyetleri’ olarak tanımladığı ve ‘Yemen’e gıda ve insani yardım ithalatını doğrudan tehlikeye attığını’ ifade ettiği faaliyetlerle mücadele etmeye kararlılı olduğu vurgulandı.

Önleyici saldırılar

Merkezi Komutanlık güçleri, geçen pazartesi günü saat 17.00 sıralarında Husi kontrolündeki bölgelerde karadan havaya füze rampasını bulup imha ettiklerini açıkladı. Aynı gün saat 18.40 civarında ilave bir gemisavar balistik füze fırlatıldı. Ancak herhangi bir ticari veya koalisyon gemisine zarar vermedi.

Akşam saat 19.20 sıralarında ise bir drone, Marshall Adaları bayrağını taşıyan ABD’ye ait dökme yük gemisi Navis Fortuna gemisine tek yönlü bir saldırı başlattı. Saldırı, küçük hasara neden olurken, can kaybının yaşanmadığı gemi, İtalya’ya doğru seferine devam etti.

Diğer yandan açıklamada Kızıldeniz’deki gemilere fırlatılmaya hazırlanan bir İHA’nın batı Yemen’de imha edildiği belirtildi. 19 Şubat akşam 20.00 ile 20 Şubat sabah 12.30 saatleri arasında ABD uçakları, savaş gemileri ve koalisyon güçleri, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde Husilere ait 10 İHA’yı düşürmeyi başardı.

ABD Merkezi Kuvvetler Komutanlığı, USS Laboon’un geçen salı günü Husiler tarafından fırlatılan ve gemiye doğru ilerleyen bir seyir füzesini vurabildiğini bildirdi. Komutanlık, tedbirlerinin ‘seyrüsefer hak ve özgürlüklerini koruyacağını ve uluslararası suları Amerikan donanması ve ticari gemileri için daha güvenli hale getireceğini’ bildirdi.

Batı’nın önleyici saldırılarına ve füzelere, İHA’lara, teknelere ve küçük tek yönlü denizaltılara karşı koymaya yönelik operasyonlara rağmen Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde Husi saldırıları riski, gerginliğin tırmandığı dördüncü ayda daha da arttı. Bu durum, özellikle Avrupa kuvvetlerinin seyrüseferin korunmasına katkıda bulunmak üzere hatta girmesiyle birlikte, çatışmanın başka bir aşamaya gireceğinin habercisi sayılıyor.

İran destekli milisler, 19 Kasım’dan bu yana gemilere yönelik yaklaşık 42 saldırı düzenledi. Gazze’deki Filistinlileri desteklediği ve İsrail limanlarına gidiş ve gelişleri engellediği iddiasıyla en az 10 geminin hasar görmesine neden oldu ve gemilerden birinin batacağı iddiaları yayıldı. Daha sonra saldırılarına karşılık olarak Washington ve Londra gemileri de Husilerin hedeflerine eklendi.

Nakliye ve sigorta maliyetinin yüksek olmasından kaynaklanan potansiyel insani yansıma risklerinin yanı sıra artan gerilimin sonucu olarak Yemen’deki barış çabalarının çökeceği yönünde uluslararası arenada korkular var.

Washington, Husilerin gerginliği tırmandırmasına, Kızıldeniz’de seyrüseferi korumak için Refah Muhafızı olarak adlandırdığı uluslararası bir koalisyon kurarak karşılık verdi. Ardından 12 Ocak’tan itibaren onlarca saldırı da dahil olmak üzere şu ana kadar yaklaşık 21 olay çerçevesinde karaya saldırı düzenledi. Aynı şekilde Londra, Husi füzeleri ve İHA’larıyla mücadeleye yönelik onlarca operasyonun yanı sıra düzenlenen üç operasyona dahil oldu.

Fotoğraf Altı: Husi örgütü, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşından yararlanarak on binlerce kişiyi askere aldı. (EPA)
Husi örgütü, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşından yararlanarak on binlerce kişiyi askere aldı. (EPA)

Husiler, şu ana kadar Batı’nın bu saldırılarında 22 unsurunun öldürüldüğünü itiraf etti. Ayrıca 31 Aralık’ta bir gemiyi korsanlaştırma girişimlerine yanıt olarak Kızıldeniz’de ABD Donanması’nın teknelerini imha etmesinden sonra 10 unsurunun öldürüldüğünü de kabul etti.

Yemen’den kınama

Husi tehdidi artarken Yemen hükümeti, Batı’nın saldırılarının Husilerin Kızıldeniz’deki gemilere saldırma yeteneklerini etkilemeyeceğini ileri sürüyor. Hükümetten şu açıklama yapıldı:

“Alternatif çözüm, devlet kurumlarını yeniden tesis etmek, Hudeyde ve limanlarını özgürleştirmek, Tahran’a sadık örgütü barışa zorlamak ve ulusal mutabakata karşı darbeyi sona erdirmek için hükümet güçlerini desteklemektir.”

Yemen Enformasyon Bakanı, dün yaptığı açıklamada, Arjantin’den Aden limanına gitmekte olan ve 40 bin ton tahıl taşıyan Sea Champion gemisinin iki balistik füzeyle hedef alınmasını kınadı. Bakan Muammer el-İryani, deniz korsanlığı, ticari gemilere ve petrol tankerlerine yönelik saldırılar ve Yemen’e sağlanan gıda ithalatının ve insani yardımın doğrudan hedeflenmesinde tehlikeli bir artış olduğuna dikkati çekti.

İryani, Sea Champion gemisinin hedef alınırken, yaklaşık 9 bin 229 tonluk mısırdan oluşan yükünün bir kısmını Aden Limanı’nda boşaltmak ve kalan 31 bin tonluk kargoyu boşaltmak için Hudeyde Limanı’na yönelmek üzere yola çıktığını dyurdu. Geminin Yemen limanlarına ilk seferi olmadığını da belirten Bakan, daha önce son beş yılda Yemen’e 11 kez insani yardım ulaştırdığını kaydetti.

Muammer el-İryani, Avrupa Birliği (AB) ve İngiltere liderliğindeki uluslararası ortaklara, ‘onu derhal terör örgütü olarak sınıflandırarak, mali, siyasi ve medya kaynaklarını kurutarak ve Yemen topraklarının tamamı üzerinde devlet kontrolünün yeniden tesis edilmesi için Başkanlık Konseyi’ne ve meşru hükümete siyasi, ekonomik ve askeri açıdan gerçek anlamda destek sağlayarak’ Husi milislerin faaliyetlerine karşı koordineli bir tepki üzerinde çalışmaya çağırdı.

Diğer yandan Yemen İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Muhammed el-Mahmudi, silahlı Husi milislerin dünyaya Kızıldeniz’i askerileştirme çağrısı yaparak, tüm Yemen ve Arap ulusal güvenliğini etkilediğini söyledi.

Mahmudi ayrıca, Arap Dünyası Haber Ajansı’na (AWP) yaptığı açıklamada, Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarının ‘dokuz yıldır savaşın acısını çeken kuşatma altındaki Yemen halkı için feci ekonomik sonuçlara’ yol açacağı uyarısında bulundu.

Fotoğraf Altı: Husiler, gemilere yönelik saldırılarının amacının İsrail bağlantılı seferleri engellemek olduğunu iddia ediyor. (EPA)
Husiler, gemilere yönelik saldırılarının amacının İsrail bağlantılı seferleri engellemek olduğunu iddia ediyor. (EPA)

Muhammed el-Mahmudi açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Yemen hükümeti, Kızıldeniz’in güvenliğini korumak amacıyla gerçek bir ortaklık oluşturmak için yoğun çaba harcıyor. Dünyanın, Husileri ortadan kaldırmak için meşru hükümetle gerçek bir ortaklık kurulmadıkça Husilere darbe indirmenin sanıldığı kadar büyük bir etki yaratmayacağını anlaması gerekiyor.”

Yemen İçişleri Bakanlığı Müsteşarı, ABD ve Avrupalıların Kızıldeniz’deki çabalarının, silahlı örgütle (Husilerin denizi tehdit etmek için kullandığı ve bu koridordan geçen güvenli ticari gemilere füze ve İHA fırlattığı) sahada mücadele etmek için Yemen hükümetinin desteği olmadan başarılı olamayacağını vurguladı.



Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi

Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi
TT

Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi

Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi

ABD Başkanı Donald Trump, Mike Waltz'u Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi olarak aday göstereceğini, Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun ise Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapacağını ve Dışişleri Bakanlığı'nı yönetmeye devam edeceğini duyurdu.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve yardımcısı Alex Wong'un görevden alınması haberinin ardından analistler, bu kararın Waltz'un The Atlantic dergisinin genel yayın yönetmeni Jeffrey Goldberg'in de dahil olduğu bir Signal hesabı skandalına karışmasının sonucu olduğunu değerlendirdi. Goldberg'in açıklamalarında, Yemen'deki Husi hedeflerine yönelik askeri saldırı planları hakkında üst düzey ulusal güvenlik yetkilileriyle görüşmeler yapıldığı ortaya çıktı.

Ancak Trump'ın Truth Social platformunda paylaştığı tweet, Waltz'ı eleştirilerden kurtardı.

Trump, tweetinde Waltz'un ordudaki, Kongre'deki ve Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak yaptığı hizmetleri övdü. "Savaş meydanında, Kongre'de ve Ulusal Güvenlik Danışmanım olarak görev yaptığı süre boyunca Mike Waltz, ülkemizin çıkarlarını her zaman ön planda tutmak için yorulmadan çalıştı. Yeni görevinde de aynısını yapacağını biliyorum" ifadelerini kullandı.

Trump, hem Waltz'a hem de Rubio'ya olan güvenini dile getirerek, "Amerika'yı ve dünyayı tekrar güvenli hale getirmek için yorulmadan mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu konuya olan ilginiz için teşekkür ederiz!" dedi.

Waltz, dün sabah Fox News'te İran'a sert uyarılar yaptı ve Tahran'a müzakereleri baltalamaması konusunda sert uyarılar gönderdi. Savunma Bakanı'nın İran'ın Yemen'deki Husi grubuna askeri yardımının devam etmesinin ciddi sonuçları olacağı yönündeki sözlerini tekrarladı.

Neden şimdi?

Waltz'un görevinden ayrıldığı haberi duyulur duyulmaz, tüm gözler “Signal” uygulamasındaki skandala çevrildi ve birçok kişi Waltz'un görevinden ayrılmasının nedeninin, Trump yönetiminin uzun süredir peşinde olduğu bu skandal olup olmadığını merak etti.

fvdgbrt
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, ABD Başkanı Donald Trump ve ABD büyükelçileriyle 25 Mart 2025'te Beyaz Saray'da yaptığı toplantı sırasında (AFP)

Ancak sorular zamanlamaya odaklandı. Bu skandal, geçen mart ayında Jeffrey Goldberg'in, üst düzey yetkililerin konuşmalarında geçen askeri saldırılarla ilgili ayrıntıları yayınlamadan, bu konuşmaya dahil edildiğini ortaya koyan bir makale yayınlamasıyla patlak verdi.

Ancak Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı Direktörü John Ratcliffe, sohbette gizli bilgilerin paylaşılmadığını belirttikten sonra, Goldberg bu bilgileri de yayınladı. Bu bilgiler arasında saldırıların zamanlaması ve kullanılan silah setleri de yer alıyordu.

Waltz, kapalı kapılar ardında haberin doğruluğunu kabul etti ve Beyaz Saray yetkilileri onun istifa edip etmemesi gerektiğini tartıştı, ancak Waltz istifa talebinde bulunmadı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Trump da o sırada ondan istifasını istemedi, aksine Waltz'a desteğini ifade ederek onu “iyi bir adam” ve “dersini almış” olarak nitelendirdi.

Vekili Alex Wong ise Trump'ın ilk yönetiminde Kuzey Kore özel temsil yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı'nda Doğu Asya ve Pasifik İşleri Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Trump, atamayı duyururken Wong'un Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile zirve görüşmelerinde yardımcı olduğunu söyledi.