BM raporu: Sudan’daki çatışmanın her iki tarafı da savaş suçuna varabilecek ihlaller gerçekleştiriyor

Hartum’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında çıkan çatışmalarda dumanlar yükseliyor (Reuters)
Hartum’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında çıkan çatışmalarda dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

BM raporu: Sudan’daki çatışmanın her iki tarafı da savaş suçuna varabilecek ihlaller gerçekleştiriyor

Hartum’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında çıkan çatışmalarda dumanlar yükseliyor (Reuters)
Hartum’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında çıkan çatışmalarda dumanlar yükseliyor (Reuters)

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Sudan’daki iç savaşa ilişkin hazırlanan son raporu yayınladı.

Raporda, iç savaşın tarafları olan ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin, hastaneler, pazarlar ve hatta yerinden edilenlerin bulunduğu kamplar gibi sivil mekanlara ‘ayrım gözetmeyen saldırılar’ gerçekleştirdiği ve savaş suçu anlamına gelebilecek ihlaller gerçekleştirdiği bildirildi.

Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında 10 aydır süren çatışmayı sona erdirme çabaları, şu ana kadar başarısızlıkla sonuçlandı.

İç çatışmada binlerce insan öldü ve 6 milyondan fazla insan evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Bu da Sudan’ın dünyada en fazla yerinden edilmiş insana sahip olduğu anlamına geliyor.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, rapora ilişkin açıklamasında, “Bu ihlallerin bir kısmı savaş suçu niteliğinde. Silahların susturulması ve sivillerin korunması gerekiyor” dedi.

ABD de çatışmaya ilişkin açıklamasında, savaşan iki tarafın savaş suçları işlediğini ifade ederek, Hızlı Destek Kuvvetleri ve müttefik milislerinin Batı Darfur’daki etnik temizlik operasyonlarına karıştığını vurguladı.

Her iki taraf da, cinayet ve taciz raporlarını araştıracaklarını ve olaya karışan kişilerin yargılayacaklarını öne sürdü.

Rapor, bazıları birçok Sudanlının kaçtığı komşu Etiyopya ve Çad’da gerçekleştirilen 300’den fazla mağdur ve tanığın röportajlarının yanı sıra çatışma bölgelerinden alınan fotoğraf, video ve uydu görüntülerinin analizine dayanıyor.

BM’nin raporu, Nisan’dan Aralık ayına kadar olan dönemi kapsıyor.

Raporda, bazen canlarını kurtarmak için kaçanların ya da şiddet yüzünden yerlerinden edilenlerin patlayıcı kullanılarak yapılan saldırıların kurbanı oldukları belirtildi.

FOTO: Hartum’un kuzeyindeki bir pazarda tahrip edilen arabalar ve binalar (Reuters)
Hartum’un kuzeyindeki bir pazarda tahrip edilen arabalar ve binalar (Reuters)

Raporda, Darfur’da bulunan Zalingei’deki kampların, 14-17 Eylül tarihleri ​​arasında Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından hedef alınması sonucu çok sayıda yerinden edilmiş kişinin öldüğü belirtildi.

Ayrıca, 22 Ağustos’ta köprü altına sığındıkları sırada, ordu tarafından atıldığı söylenen top mermileri sonucu çoğu çocuk ve kadın olmak üzere yaklaşık 26 sivil hayatını kaybetti.

Raporda ayrıca, söz konusu mağdurların ifadelerine atıfta bulunularak, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin canlı kalkan kullanma yönünde askeri bir strateji benimsediğine dikkat çekildi.

Buna örnek olarak, başkent Hartum’da, orduya ait savaş uçaklarının başlattığı hava saldırılarını önlemek için düzinelerce kişinin alıkonularak, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin askeri tesislerinin yakınına yerleştirilmesi gösterildi.

Rapor, haftalarca defalarca toplu tecavüze uğrayan bir kadın da dahil olmak üzere, en az 118 kişinin tecavüz de dahil olmak üzere cinsel şiddete maruz kaldığını ortaya çıkardı.

Saldırıların çoğu paramiliter güçler tarafından evlerde ve sokaklarda gerçekleştirildi.

Raporda, Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından çok sayıda tecavüzün işlendiği belirtildi.

Reuters ise, Hızlı Destek Kuvvetleri ve onlarla ittifak kuran Arap milislerin başlattığı etnik saldırılarda toplu tecavüz vakalarını belgeledi.

Sudan’daki savaş, sivil yönetime geçiş ve serbest seçimlerin yapılması yönündeki uluslararası destekli bir plan kapsamında, ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin yetkileri konusunda yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle geçen yıl Nisan ayında patlak vermişti.



Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Somali'nin Mısır'dan askeri destek aldığını tekrar tekrar açıklaması, Addis Ababa ile çatışma halinde olan Mogadişu hükümetine verilen bu desteğin sınırları ve Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland bölgesinde bir deniz limanı elde etme çabalarına ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Fiqi, ülkesinin ‘Mısır'dan askeri yardım ve mühimmat’ aldığını açıkladı. Fiqi cumartesi günü yaptığı basın açıklamasında, ‘Kahire'nin Somali için destekleyici bir rol oynadığını ve tarihsel olarak her zaman Mogadişu'yu savunduğunu’ belirtti.

Uzmanlar ve askeri yetkililer Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin şekillerini sıraladılar. Somali'nin şu anda karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları çerçevesinde bu desteğin “ortak savunma ve bilgi alışverişinin yanı sıra Afrika Birliği (AfB) barışı koruma güçlerine katılımı” da içerdiğini ifade ettiler.

Mısır, Etiyopya hükümetinin ocak ayında Somaliland ile imzaladığı ve Etiyopya'nın Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıması karşılığında, Addis Ababa'nın bir deniz limanı alacağı mutabakat zaptına karşı çıktı. Kahire söz konusu anlaşmayı ‘Somali'nin egemenliğine saldırı’ olarak değerlendirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de ‘askeri iş birliği protokolü’ imzaladı. Sisi ayrıca ülkesinin Ocak 2025'ten itibaren AfB’nin barışı koruma güçlerine katılacağını duyurdu.

Mısır Askeri Akademisi danışmanlarından Tümgeneral Pilot Dr. Hişam el-Halebi'ye göre Mısır'ın Somali'ye askeri desteği ‘Somali tarafından gelen ve Somali Cumhurbaşkanı tarafından sunulan resmi bir talebe’ dayanıyor.

El-Halebi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'nin Mogadişu'ya sağladığı güvenlik ve askeri yardım iki şekilde gerçekleşiyor. Birincisi, AfB'nin barışı koruma güçleri çerçevesinde, hafif silahlı Mısır güçlerinin de katılımıyla, güvenliğin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması. İkincisi ise iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında ikili iş birliği çerçevesinde gerçekleşiyor. Somali ordusunun etkinliğini ve yeteneklerini arttırmak için eğitim programlarını içeriyor” ifadelerini kullandı.

El-Halebi, ‘Mısır'ın askeri desteğinin kimseye karşı olmadığını ve diğer bölgesel taraflarla savaşmayı amaçlamadığını’ belirtti. ‘Mısır'ın Somali'yi terör örgütlerinin tehdidi ve Kızıldeniz bölgesinin güvenliğiyle ilgili güvenlik sorunları çerçevesinde desteklemeyi amaçladığını’ ifade eden el-Halebi, bunun, ‘Mısır'ın Libya, Sudan, Yemen ve Suriye'ye yönelik politikasıyla aynı olan, egemenliklerini korumak için çatışmalarla karşı karşıya olan ülkelerin ulusal kurumlarını desteklemeye dayanan dış politika parametreleriyle tutarlı olduğunu’ kaydetti.

Somali geçtiğimiz ağustos sonunda, Mısır'ın barışı koruma güçlerine katılımının bir parçası olarak Mısır askeri teçhizatının ve heyetlerinin başkent Mogadişu'ya geldiğini duyurdu. Bunu, Etiyopya'nın ‘bölge için risk oluşturan bazı ülkelerin dış müdahalesini eleştiren’ açıklaması izledi. Söz konusu açıklamada, ‘buna karşı kayıtsız kalınmayacağı’ belirtildi.

Öte yandan el-Halebi, Etiyopya'nın Kızıldeniz'de bir liman elde etme hamlesini eleştirerek, bunun ‘uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve Somali'nin endişesinin meşru olduğunu, zira Etiyopya'nın hamlesinin, bölgenin resmi olarak bölünmesinin bir başlangıcı olduğunu’ vurguladı.

Mısırlı Afrika uzmanı Rami Zuhdi, Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin sınırlarını ve şeklini sıralayarak, bunun ‘ortak savunma anlaşması, bilgi alışverişi, Somali silahlı kuvvetleri için eğitim programları ve AfB barışı koruma güçlerine katılımı’ içerdiğini belirtti. Zuhdi, ‘barışı koruma misyonundaki Mısır güçlerinin 10 bin personele ulaşabileceğini, bunların 7 bininin sınır korumasına, 3 bininin ise şehirlerdeki güvenlik durumunun korunmasına katılacağını’ söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zuhdi, “Mısır'ın istikrarı sağlama ve Somali'yi koruma arzusu, karşılıklı savunma anlaşması ve uluslararası hukuk kuralları doğrultusunda askeri iş birliği seviyesini mümkün olduğunca sınırsız hale getirebilir” dedi.

“Kahire, Somali'nin bağımsızlığından bu yana Mogadişu'ya her zaman destek olmuştur” diyen Zuhdi, ‘bu desteğin kriz dönemlerinde arttığını ve şekillerinin çoğaldığını’ belirtti. Zuhdi ayrıca ‘mevcut Somali Cumhurbaşkanı’nın Mayıs 2022’de göreve gelmesinden bu yana Kahire'yi üç kez ziyaret ettiğini’ vurguladı.

Somali, topraklarında Etiyopya birliklerinin varlığını sürdürmesi nedeniyle bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya. Zuhdi, Addis Ababa'nın AfB barış gücü misyonunun bir parçası olarak bu yılın sonunda görev süresi dolacak olan birliklerini sürdürmekte ısrar etmesi halinde gerilimin artabileceğini kaydetti.

Somali Dışişleri Bakanı geçtiğimiz günlerde basına yaptığı açıklamada, AfB barış gücü misyonuna katılan Etiyopya güçlerinin bu yılki görev sürelerinin sonunda Somali topraklarını terk etmelerini talep etti. Etiyopya güçlerinin bölgede kalışını ‘ülkesinin mevcut tüm imkanlarla mücadele edeceği askeri bir işgal’ olarak değerlendiren Fiqi, ‘Addis Ababa'nın sadece deniz limanlarını elde etmeye değil, Somali topraklarını kontrol etmeye ve egemenliğine katmaya çalıştığına’ işaret etti.